İslam ve Cinsiyet Farklılıkları



Yüklə 2,13 Mb.
səhifə51/77
tarix12.08.2018
ölçüsü2,13 Mb.
#69829
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   77

Sekizinci Bölüm Hukuk


Bu bölümde İslam’ın, toplumun en temel kurumlarından biri olarak hukuk kurumunda cinsiyet ayrımına bakışını irdeleyeceğiz.

Tartışmamızın genel çerçevesini belirlemek üzere, konuya şu basit soru ile başlamak istiyoruz: Kadınların yargı kurumunda bulunması ve genel olarak hukukî meselelerle uğraşması hangi başlıklar ve hangi mevkiler çerçevesinde gerçekleşir?

Bu sorunun cevabı gayet net ve açıktır. Kadınlar hukuk sisteminde çalışanlar olarak ya yasama üyesi, ya da yargıç, avukat, hukuk danışmanı, polis memuru ve bazı durumlarda da tanık, sanık, suçlu ve mağdur konumunda yargı kurumunda yer alır. Ayrıca bu alanda önemli meselelerden biri de, buluğ yaşının belirlenmesi, yasal yükümlülükler ve cezalarda dikkate alınmasıdır.

Bu başlıkların bazıları konusunda dinî açıdan pek tartışılacak bir durum yoktur. Özel olarak kadınların hukuk sistemi ile avukat veya hukuk danışması olarak işbirliği yapması İslam’ın bakışına uygundur.[1] Ve gayet açıktır ki, kadınların yargı kurumunda ofis işleri memuru, gardiyan, hizmetçi ve benzeri mesleklerde işe alınması İslam açısından sakıncalı değildir; ama burada da İslam’ın kadınların çalışması ile ilgili genel kurallarına uymak şarttır.

Öte yandan bazı rivayetler Asr-ı Saadet’te kadınların yargı sisteminde işbirliği yaptığına işaret eder,[2] o dönemde yargı sistemi ve süreçlerinin sadeliği yüzünden belki de bu işbirliği esas itibarı ile bir meslek sayılmıyordu, ama çağımızda bu durumların meslekî boyutu vardır ve kadınlardan bu mesleklerde yararlanmak mümkündür.

Bu arada İslam açısından kadınların polis gücünde yer alması, kadınların çalışması ile ilgili genel kurallara uymak ve ayrıca kadın polislerin faaliyetlerinin bedensel durumları ile orantılı olmak kaydıyla kabul edilebilir bir durumdur ki bu son nokta, Batılı ülkelerde bile göz önünde bulundurulur ve polis gücünün bazı faaliyet alanlarında kadın polisler bazı özel operasyonlarda erkek meslektaşları ile rekabet edebilecek güçte olmadıklarından, büro işleri gibi az tehlikeli görevlere atanır.[3]

Yasama meselesine gelince, ilahî hukukla beşeri hukuk arasında mahiyet itibarı ile fark bulunduğundan, yasaların cinsiyet eksenli oluşu sorusu, seküler düzenlerde gündeme geldiği gibi dinî nizamlarda ortaya çıkmaz; zira hukukun erkeksi zihniyetin ürünü olduğu suçlaması, ilahî hukuk için geçerli değildir ve sadece yasaların örfî içeriği konusunda erkeksi zihniyetin müdahalesi söz konusu olabilir ki bu muhtemel sorun da, İslamî nizamda kadınların yasama süreçlerine müdahil olmalarına zemin hazırlamak sureti ile -velayet-i âmme mevkiinde değil de, daha çok uzmanlık ve danışmanlık düzeyinde- bertaraf edilebilir.

Bu yüzden bu bölümde tartışacağımız ana başlıkları şöyle sıralayabiliriz: Buluğ veya yasal yaş sınırı, kadınlar ve yargı, kadınların şahitliği, kadın ve suç... Bu son başlık kadının suç işlemesi, mağduriyeti ve kadın ile erkeğin diyetinden ibarettir.



[1]       Kadınlarla istişare etmeyi yeren ve bu konuda sözkonusu iddiaya aykırı gözüken bazı rivayetler için bk. Yirmi ikinci ek

[2]       Vesailu’ş-Şia, c.14, el-Uyub ve’t-Tedlis babları, 15. bab, s.613

[3]       Siegel, Criminology, P.466-467

1. Buluğ veya Yasal Yaş Sınırı


Cinsiyet tartışmalarında üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri, buluğ yaşıdır ki başka tesirleri bir yana, yasal sorumlulukların başladığı bir yaştır bu.

İslam dini kız ve erkek çocukların buluğ yaşını birbirinden ayırmış ve bu arada hiçbir Müslüman düşünür, sınırlar konusunda yaşanan bazı anlaşmazlıklara karşın, bu ayrımı inkâr etmemiştir.

Şiî fakihlerin meşhur görüşüne göre, kız çocukların buluğ yaşı, hicrî kamerî takvimine göre 9 yaşı tamamlandığı gündür. Oysa bu sınır erkek çocuklar için 15 yaş olarak belirlenmiştir. Erkeklerde 15 yaşın altında da bazı buluğ alametleri (ihtilam veya inbat)[1] görülebilir ki, bu durumda erkek çocuğun buluğ yaşında genellikle iki veya üç yılı aşmayan bir azalma söz konusu olabilir.

Meşhur görüşe karşı çıkan bazı görüşler de, kız ve erkek çocukların buluğ yaşının farklı olmasını daha sınırlı bir düzeyde kabul eder. Çünkü bu görüşü savunanlar, kız çocuğunda ilk âdetin görünmesini, kızın bazı veya tüm sorumluluklarına karşı buluğ yaşına erdiği şeklinde telakki ederler.[2] Fakat her hâlükârda kız çocukların ilk âdet görme yaşı genellikle erkek çocukların, hatta meşhur görüşten farklı olarak 13 yaş hesaplandığı varsayılsa bile [24], buluğ yaşına eriştiği yaştan daha düşüktür.

Dolayısıyla cinsiyet açısından hukukî buluğ yaşı meselesini irdelerken, İslam dininin kız ve erkek çocuğun buluğ yaşı arasında pek de fazla bir mesafe koymadığı ve bu alanda var olan ayrımın doğal cinsel farklılıklara dayandığı söylenebilir. Zira erkek çocuğun esas buluğ kriteri ihtilam veya inbattır; bu da genellikle 13 veya 14 yaşlarında vuku bulur. Ancak bu doğal işaretler bazen biyolojik... vb. nedenlerden ötürü gecikebildiğinden 15 yaş, buluğ yaşının sınırı olarak belirlenmiştir. Öte yandan kız çocuğun esas buluğ kriteri ilk âdet zamanıdır ki bunun zamanı da doğal veya sosyal şartlara göre değişebilir. Bu yüzden, 9 yaş -fakihlerin meşhur görüşüne göre- ilk âdet görme ihtimalinin zamanı olduğundan, kız çocukların buluğ yaşı sınırı olarak belirlenmiştir; bu noktaya da konu ile ilgili bir rivayette işaret edilmiştir.[3]

Son olarak şunu da hatırlatmak gerekir: Eğer bu ayrıma zarar veya yarar açısından bakacak olursak, İslam’ın buluğ meselesine ayrımcı yaklaştığı şaibesi de ortadan kalkar. Çünkü hukukî buluğ, birey için birtakım sosyal sorumluluk ve hakları beraberinde getirir. Dolayısıyla kızların daha erken buluğ yaşına erişmesi onları erkeklere nazaran daha çabuk yasalara ve cezalara tabi tuttuğu gibi, yine kişisel mal varlıkları üzerinde her türlü tasarruf imkânı ve ticari işlere girmeleri gibi sosyal haklar ve meziyetlerden yararlanma açısından da erkeklerden daha erken imkân tanır.



[1]       İhtilam, uyku halinde veya uyanıkken insandan meni çıkması; inbat ise kasıktan kıl çıkması anlamındadır

[2]       Marifet, Buluğ-i Dohteran, Kitab-ı Nakd, sayı: 12, s.170; Mehrizî, Şahsiyet ve Hukuk-i Zen Der İslam, s.400 ve 431

[3]       Vesailu’ş-Şia, c.13, Ahkâmu’l-Vesaya babları, 44. bab, s.431, h.12

Yüklə 2,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin