İstanbul ansiklopediSİ Büyük Kapalı Çarşıda Yağlıkçılarda İstanbul Hanımı



Yüklə 5,01 Mb.
səhifə62/80
tarix03.01.2019
ölçüsü5,01 Mb.
#88905
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   80

* Polisler geldiler beni aldılar

Bodruma götürüp hapse koydular Niçin kaatil oldun diye sordular Acı maceramı duyan ağlasın...

Kesik elli Emine aslen Giresun'un Eyne-sin kazası halkındandır. Öldürdüğü kocası Hasan Bir de oralıdır. Eminenin anası Asiye Hanım mahkemenin bir oturumunda şunları söylemişdir: «Oy bizim başımıza gelenler.. Hasan, kızımı ilk istediği zaman vermedim. Büyüğü nişanlıydı, evlensin ondan sonra kısmet-se veririz dedim. Peşimizi bırakmadı. Gitti, geldi. Kandırdı bizi».



Burhaneddin ÖLKEK

EMİN EFENDİ — Geçen asır ortalarında muhitinde güzelliği ile şöhret bulmuş genç bir kâtib, devrin âdetince o tazelik çağında sakal bırakdığında âşinâlarından şâir Fatin şu, tarih kıt'asını yazmışdır:



Küşâdi lihye ile feiisnü bulmadı noksan Getürdü zîb hattı nev eda o şûhi şene Mü'bârek eyliye Allah söyledim târih «Emin Efendi küşâd itdi lihyesin bu sene» Hicrî 1282 (M. 1865 - 1866)

EMİN EFENDİ (Bağdadh Mehmed) — Geçen asrın ikinci yarısında yaşamış ulemâdan ve ilk Ayan Meclisi (Osmanlı Senatosu) âza-



Bağdadlı Emin Efendi

(Resim: Sezai, T. Meşhurları)

celle Cemiyetine âza oldu ve ilk Türk medenî kanunu olan «Mecelle» nin vücuda gelmesine emeği geçdi. Sağlam seciyeli bir ilim adamı idi, 1891 de İstanbulda vefat etdi.

Bibi.: İ. Alâeddin Gövsa, Türk Meşhurları.



EMİN EFENDİ (Bursalı Tılsımcı) — On-

sekizinci asır sonu ile ondokuzuncu asrın ilk



Bursalı Tılsımcı Emin Efendi

(Sataiha Bozcalının kompozisyonu; R. E. Koçu, Kabakçı Mustafa)



EMİN EFENDİ (Edirneli)

— 4560 —


İSlANBlİL;

ansiklopedisi



_ 5061 — EMİN EFENDİ (Hayatîzâde Mehmed)


yıllarında yaşamış bir nakşî şeyhi; bilhassa Üçüncü Sultan Selim zamanında Nizâmı Cedid ricalinin hemen hepsinin bu şeyh efendiye in-tisab etmeleri ile İstanbulun büyük şöhretlerinden biri olmuşdu. Aslında ise yaman bir şarlatandı; gençliğinde aşırı derecede güzel olup Bursada bir kahvecinin mahbub ve makbul çırağı imiş, yirmi yaşlarında İstanbula gelmiş ve bir nakşî dergâhının hizmetine girerek şeyhinin damadı olmuş, ölümünde de yerine geçmişdi. Şöhretini ilim, irfan, fazilet yolunda, değil, şeyhlik kisvesi altında bâtıl inançları istismar ile yapmışdı; hastalara okur, ufler, muhabbet, şirinlik, kuvvet, devlet, servet, sıhhat, kaza, belâ için «Yar kemendi», «Vuslat miftâhı», «Heybeti şîrâne», «Kurşun işlemez», «Kılıç kesmez» gibi isimler altında nüshalar (muskalar) yazar, tılsımlar yapardı. Nizâmı Cedid ricalini de bu marifetleri ile kandırmış idi. 1807 de Boğaz yamakları ayaklanmasında (B.: Boğaz Yamakları) Sultan Selim ricalinden ihtilâlciler elinde öldürülmüş olanların hemen hepsinin koynundan Bursalı Emin Efendinin bir muskası veya tılsımı çıkmış, bunlar halk arasında «Filânın bâzûsunda bağlı haçı bulunmuş..», «Filânın ve filânın koynundan put çıkmış..» diye geniş bir dedi kodu mevzuu olmuşdu; müverrih Cevdet Paşa pek haklı o-larak: «Bu kadar zamandan beri devleti idare eden kimselerin böyle bâtıl şeylere kapılmaları, devlet işlerini düşünecek yerde kendi iktidarlarının devamı kaygusuna düşmüş olmaları, tılsımcı ve remmal makulelerinin yalanlarına aldanmaları pek hazindir» diyor.

İhtilâlde Şeyh Emin Efendinin de idamını bekleyenler olmuş, fakat efendinin yalnız kendine yaptığı tılsım hükmünü icra etmiş olacak ki, canını kurtarmış, Mustafa Şem'î adında emred bir müridi ile beraber Bursaya sürül-müşdü.

Bibi.: Cevdet Paşa, Tarih, VIII; Kâşif Efendi Mecmuası.

EMİN EFENDi (Çavuş) — Üçüncü Sultan Selim zamanında Enderun çavuşlarından ve devrin seçkin musikişinaslarından; hayatı hakkında bilgi edinilemedi.

Bibi.: Ata, Enderun Tarihi, III.

EMİN EFENDİ (Ebül'esad Mehmed) —

Onsekizinci asır ulemâsından ve şâirlerinden;

Istanbulda doğdu, Anadolu Kadıaskerliğine kadar yükselmiş Tosyalı Mustafa Efendinin oğludur. Müderrisliklerde bulundu. Şiir dilinden örnekler:



.(Gazel)

Düşdüm şarâba şevki lebi dilrübâ ile Pürdür habâb var tierûnum hava ile

Mânendi gerd gam değil olsam da hâkisar Tek kûyî yâre âzım olsaydım sabâ ile

Babı felek meâbının oldum mülâzimi Ol servi kaddi hüsne vuruldum kaza ile

Bilmem ne hile itsek o Yûsuf cemâle kim Girmez ele metâi visali recâ ile

(Beyit)

Şöyle şarâbı aşkile bedmesti rüsvâ oldu kim Hüşyârlık bilmez nedir mestâne gönlüm bir dahi

Bibi.: Salim, Şuerâ Tezkiresi.

EMİN EFENDi (Edirneli Mehmed) —

Onsekizinci asrın ünlü hattatlarından; hicrî 1142 de (M. 1729 - 1730) Edirnede doğdu, Halil adında bir zâtin oğludur; sülüs ve nesih yazıyı Edirnede Kavafzâde Hüseyin Efendiden öğrendi, yazılarına imza atma iznini aldığı zaman henüz 13 yaşında bir çocuk idi; izin töreni üzerine Nazıra ibrahim Efendi şu tarih beytini yazmışdır:



Nazîrâ bir ziyâde oldu hattat «Zehî hattı düârâ bârek Allah»

1155 (M. 1742 — 1243)

Genç yaşında İstanbula geldi, Gümrük Emini Ishak Ağa tarafından himaye edilerek sarayda baltacılar koğuşuna girdi; bir ara Kapuağası Ahmed Ağaya kahvecilik yapdı, sonra Dîvânı Hümâyun kâtibleri arasına alındı. Dîvanda celî yazıya heves etti ve o vadide şahsiyetli bir yazısı oldu. Hâmisi Ishak Ağanın Beykozdaki çeşmeleri ile Kireçburnundaki çeşmesinin kitabeleri yazısı bu Edirneli Mehmed Emin Efendinindir. (B.: Beykozda Ishak Ağa Çeşmesi); Ar ab Caminin mahkeme tarafındaki «Selâmün aleyküm bimâ sabertüm» âyeti kerîmesi de onundur. Edirne sarayında o devirde yapılmış binaların tarih kitabelerini de o yazmışdır; Istanbulda 1198 (M. 1784) de vefat etti, Edirnekapusu dışında defnedildi. Bibi.: Müstakimzâde, Tuhfei Hattâtin.

EMİN EFENDİ (Gürcü Hacı) — Asrımız başında yaşamış ulemâdan, H. 1246 (M. 1830 -1831) da Batumda doğdu, oranın eşrafından Dardoğanzâde Osman Efendinin oğludur; genç yaşda İstanbula geldi, 1279 (M. 1862 - 1863) da müderris oldu, takrirlerinin tatlılığı ve geniş bilgisi ile büyük şehirde pek çabuk tanındı, pek çok talebe yetiştirdi. 1293 (M. 1876) de ilk Osmanlı kanunu esasisi (anayasası) hazırlanırken Midhat Paşa ile aynı komisyonda çalışdı, gerek bu komisyonda gerekse hususî sohbetlerinde hürriyet övücü fikirlerini çekinmeden söyledi, ikinci Sultan Abdülhamidin meclisi dağıtmasından sonra Istanbulda oturması istenmiyen sımalardan biri oldu; 1303 (M. 1885 - 1886) de Evkaf müfettişi iken bir irâdeyi şeriata aykırı bularak geri çevirdiği için nâiblikle Izmire gönderildi ve 1328 (M. 1910) yılında 80 yaşında orada vefat etti. 1908 meşrutiyetin ilânı üzere sânına lâyık bir memuriyetle İstanbula çağırılmış, yaşlı olduğunu söyleyerek kabul etmemiş, gelmemişdi.


Gürcü Hacı Emin Efendi

(R. S. Bozcalı)



Izmirdeki nâ-jibliği sırasında izmir Eytam San dığını senede 40 bin altınlık muamele yapan bir banka hâline koymuşdu ki Cumhuriyet devrinde Vakıflar Bankası onun bu eserinden mülhem olarak kurulmuşdur.

EMİN EFENDİ (Hacı Ahmed) — Mühen-dishâne Berrîi Hümâyunun en eski muallimlerinden ki o zamanlar Mühendishâne muallim ve başmuallimlerine halîfe ve serhalîfe unvanları verilirdi. Kıymetli Türk kartograflarından Gülcâmili Binbaşı Abdullah Eşref Efendinin



f

(B.: Eşref Efendi, Gülcâmili) babası olan Hacı Ahmed Emin Efendi Mühendishânei Berrî-nin ser halîfelerindendi, fakat o zamanlar haftada iki gün bu okula gelerek tahsilde bulunan Mühendishânei Bahriye talebesinin hocası idi. Kadîm bir Türk geleneğine uyarak bu Hacı

Emin Ahmed Efendi evinin bakır kapılarına .adını ve o kabı aldığı veya yapdırttığı tarihi yazdırırdı, bir, sahanının kenarında şu yazı görülmüşdür: «Sahibi Mühendishânede Ter-sâne-i Âmire serhalîfesi Ahmed Hocadır, f î sene 1215 (M. 1800-1801)».

Bibi.: M. Esad, Mir'âtı Mühendishâne.

EMİN EFENDİ (Hasköylü Ahmed) — Asker ressamlardan, batıdan Türk resim sanatının öncülerinden; 1243 (M. 1827 - 1828) de doğmuş, Mühendishânei Berrîi Hümâyundan 1263 (1847) de yirmi yaşında iken diploma almış ve tahsilini ikmal etmek üzere devlet tarafından Viyanaya gönderilmişdir. Mir'-ât-ı Mühendishâne müellifi Mehmed Esad Bey bir tarih kaydetmeyerek «Binbaşı iken vefat etmişdir, pek .meşhur ressamlardan idi», Pertev Boyar da: «Sulu boya ve kara kalemde kudretli olduğunu Sami Yetik merhum bildirmektedir, henüz bir eseri ele geçirilmemişdir» diyor.

EMİN EFENDİ (Hayatîzâde Mehmed — Onsekizinci asır ulemâsından ve hekimlerinden, ve Birinci Sultan Mahmudun şeyhülislâmlarından; doğum tarihi bilinmiyor. Üçüncü Sultan Ahmedin hekimbaşısı Hayatîzâde Mustafa Efendinin oğludur. Medresede islâmî ilimler tahsilinden başka tıb tahsili yaparak hekimlik icazeti aldı; ilmiye mesleğine müderrislik ile başladı, 1147 (1734-1735) de Edirne kadısı, 1149 (1736-1737) de Hekimbaşı oldu, bu vazifede iken istanbul kadılığı payesi aldı, 1152 (1739-1740) bilfiil istanbul kadısı oldu, aynı yıl içinde Anadolu kadıaskeri; az sonra Rumeli kadıaskeri, 13 Rebiülevvel 1159 (M. 5 Nisan 1746) da Pîrîzâde Mehmed Sâhib Efendinin yerine şeyhülislâm oldu. Çok yaşlı idi, müftülük vazifesini lâyıkı ile yapamadı, ulemâya karşı da haşin hareketleri oldu. Debdebe ve tantanaya düşkünlüğü de dedikodulara yol açdı; altı ay kadar sonra 9 şevval 1159 (M. 25 Ekim 1746) da azledildi ve Bursa'ya sürgün edildi; Fasihî'nin meşhur bir beyti hiciv yolunda ve: '

Hayâiîzâdeyi tîğ beridi meyan etti cananı Beli yanındadır amma ki kıl üstündedir cam

diye eğer bu Mehmed Emin Efendi hakkında



EMİN EFENDİ (Hünkâr imamı Mehmed) — 5062

İSTANBUL


ANSİKLOPEDİSİ

5063 —;

EMİN EFENDİ (Prusyalı)


tahrif edilmiş ise, bir şeyhülislâmın hususî hayatının halk ağsında dedikodu konusu olması için kâfidir.

Bursadan Mekke kadılığına tâyinini istedi, isteği yerine getirildi. Fakat Şama vardığında hastalandı ve orada öldü.

Hekimbaşılardan şeyhülislâm olmuş ilk zâtdir.

Bibi.: İlmiye Salnamesi; İ. Hami Dânişmend, Kronoloji, IV.

EMÎN EFENDt (Hünkâr imamı Meh-

nıed) — Onsekizinci asır ulemâsından; hicrî 1140 sonlarında (M. 1728) İstanbulda doğdu, Divânı Hümâyun çavuşlarından bir zâtin oğlu idi; ancak bir ilk okulu bitirmiş, Kur'an hıfzına çalışmış, çocuk denilecek yaşda babasını kaybederek çok ağır yoksulluk içinde yaşar iken bir tesâdif eseri olarak ikbal yolu açılı-vermişdir.

1754 yılında 25 - 26 yaşlarında idi, çok güzel bir sesi, evinde Kur'an okur iken sokak-dan tebdili kıyafet etmiş olarak devrin pâdişâhı Üçüncü Sultan Osman geçdi (B.: Osman III.); delikanlının sesine hayran olarak derhal saraya aldırttı, ikinci imam tâyin edilerek ilmiye mesleğine de müderrislik payesi verildi, 1758 de baş imam oldu, bu vazifesi devam ederek Selanik, Edirne, Mekke ve 1775 de istanbul kadısı payelerini aldı, 1775 de Anadolu kadıaskeri oldu, 1780 de hünkâr başîmamlı-ğından ayrılarak Rumeli kadıaskerliğine tâyinini beklerken 53 yaşında vefat etti, kabri Haydarpaşada Ayrılık Çeşmesi mezarlığında-dır.

Bibi.: Cevdet Paşa, Tarih, II.

EMİN EFENDİ (Kavafzâde Mehmed) —

On sekizinci asrın ikinci yarısında yaşamış ulemâdan; fakir bir kunduracının oğlu idi, muntazam medrese tahsili görmemiş, Üçüncü Sultan Selim devrinin ricalinden Valide sultan kethüdası Yusuf Ağanın kapusundan yetiş-mişdi ve hamisinin sayesinde Kudüs kadılığı payesi almışdı Sultan Selimin anası Mihrişah Valide sultan Eyyııbdaki imaretini yapdınr iken bu Mehmed Efendi bina emini olmuşdu; bu hizmetine mükâfat olarak da, hicrî 1208 de (M. 1793-1794) Galata kadısı tâyin edilmişdi; ikbâlini çekemeyen ilmiye mensubları Kavaf -zâdeye «Şeytan Emin» lâkabını takmışlardı; yalısı da Rumelihisarı ile Balta Limanı ara-

sında Şeytan akıntısı önünde idi. Galata kadısı olduğunun üçüncü günü bir ya ağın olmuş, Galata kulesinin de azametli ahşab külahı yanmışdı; bu vak'a üzerine söylenmiş tarih-dir:

ehline verilirse manâsıbı tarîkin Kaçar huzuru halkın hem, rahat idemez kendi Üçüncü gün ile düşdü târihi bu harîkin «Yakdı koskoca kuleyi Şeytan Emin Efendi.»

1205 + 3 = 1208 (1793 — 1794) Hayatı hakkında başka bilgi edinilemedi. Bibi.: Cevdet Paşa, Tarih, VI; Kâşif Efendi Mecmuası.

EMİN EFENDİ (Manisalı Mehmed) — Geçen asır sonları ile asrımız başının seçkin ulemâsından; 1260 (M. 1844) da Manisada doğdu, ulemâdan Semercizâde ailesine men-subdur; ilk tahsilini orada yapdı, hafızı Kur'an oldu; 17-18 yaşlarında İstanbula gelerek Fatih Camiinde Şehrî Ahmed Efendinin derslerine devam etti ve 1282 de (M. 1865) icazetname aldı; açılan bir imtihanda ehliyetini kabul ettirerek aynı camiin dersiamları arasına girdi. Pek çok talebe yetişdirmişdir.

1317 - 1330 arasında (M. 1899 -1912) on üç yıl kadar huzur dersleri muhâtab hocaları arasında bulundu; bu arada Fetvahanede ça-lışdı ve Lâleli Camiinde baş imamlık yapdı; 1914 de vefat etti, Edirnekapusu şehidliğinde medfundur.

Şevket KARAKAŞ

EMİN EFENDİ (Mehmed) — Onsekizinci asır hattatlarından; yazıyı hattat Bıçakçılar imamı torunu Mehmed Faiz Efendiden öğ-renmişdir; kendisi Küçükmustafapaşada Atik Mustafa Paşa Camiinin imamı idi, ki babası Mustafa ve onun babası Mehmed Efendiler de aynı camide imamlık yapmışlardır. Hicrî 1192 (M. 1778) de vefat etti.

Bibi.: Müstakimzâde, Tuhfei Hattâtin.

EMİN EFENDİ (Mehmed) — Onsekizinci asır hattatlarından; Halebli Ahmed adında birinin oğlu olup Bedestan esnafındandı, Hasekide otururdu; sülüs ve nesih yazıyı Seyyid Yusuf Hakkı isminde genç bir hattattan öğrenmiş idi ki: Hezarfen Ali adında bir zâtin oğlu olan Yusuf Hakkı aşırı derecede güzelliği ile meşhur idi; Müstakimzâdenin yazdığı iki hal tercemesindeki ifâdesi ile: «(Güzelliği Yusuf kıssasını anlatan) o muallim beçenin çîne-dânı tâminden rîzeçîni hubûbi temeşşuk» ol-

muşdu. Fakat yazıda kendi şahsiyeti verme yoluna gitmedi, taklid vadisine sapdı, bilhassa asrını büyük üstadlarmdan Hoca Mehmed Râsimin yazılarını taklid etti; ki hattatlıkda makbul sayılmaz.

Bibi.: Müstakimzâde, Tuhfei Hattâtin.

EMİN EFENDİ (Nazîrîzâde Mehmed) — Onsekizinci asırda yaşamış bir aydın zât; ar-navud, Delvineli idi; gaayetle zengindi, memleketinden bilinmeyen bir sebeble önce Selânik'e hicret etmiş, oradan da İstanbula gelerek yerleşmiş idi. Büyük şehirde ayan ve kibar meclislerine girmiş, bilgisi ve tatlı sohbeti ile dâima anılan bir sîmâ olmuş, yıllarca bir mirasyedi hayatı sürmüşdü. Sonra yoksul düşmüş, çok sıkıntı çekmiş, türlü zevkü safâsmı sürdüğü ve çok sevdiği istanbul gözlerine zindan gibi görünerek kaçmak istemiş, iyi tanıdığı Şeyhülislâm Feyzullah Efendiden recâsı üzerine Kıbrıs Defterdarlığına tâyin edilerek Is-tanbuldan ayrılmışdı. Türkçe, Farsça ve Arab-ca şiirleri vardır.

Bibi.: Salim, Şuerâ Tezkiresi. EMİN EFENDİ (Notacı Hacı) -- Alaturka mûsikiyi batı mûsikisi notasına ilk tatbik eden musikişinas; 1845 de istanbul'da Beylerbeyinde doğdu; Buhurdancı Hacı Yusuf Efendi adında bir zâtın oğludur; ilk tahsilinden sonra Muzikai Hümâyuna (Saray Muzi-kasına) girdi ve batı mûsikisi notasını orada öğrendi. Sonra ticâretle meşgul oldu. Hac farizasını îfâ etti, fakat taassub gösterip mûsiki ile uğraşmayı bırakmadı. 1873 de litografya (taş baskısı) matbaası açdı, önce o matbaada, sonra Matbaai Osmaniye ile ortak olarak, Türk mûsikinden 400 kadar eserin notasını



yazarak basdı,. yayın
ladı; bu münâsebetledir
«Notacı» lâkabı ile ta
nındı. Yapdığı iş mûsi
kimize muhakkak ki
büyük hizmettir. Ken
di besteleri de vardır.
~~1907 de vefat etti. Ha
yatı hakkında başka
Notacı Hacı ^S1 edinilemedi.

Emin Efendi Blbl-: *• A- Gövsa' Türk

(Resim: Sezai, Memurları; M, Rona, 50

Türk Meşhurları) Yıllık Türk Mûsikisi

EMİN EFENDİ (Prusyalı) — Onsekizinci asrın ikinci yarısında pek değerli bir maarif adamı ve hukuk bilgini, Hukuk Mektebinin ilk müdürü, kurucu müdürü; resmî hal terce-mesi elde edilemedi, doğum tarihi ve yeri bilinmiyor, biz adını Prusyalı Emin Efendi diye kaydettik, fakat ondan bahseden kaynaklar bu noktada birleşmemişdir, Bohemyalı ve Macar olduğu da söylenir.

Sicilli Osmânî müellifi Süreyya Bey şu malûmatı veriyor: «Bohemya'da doğmuş bir Avusturyalıdır; memleketinde askerî mekteb-de tahsil görmüş, Londra ve Parisde muallimlik yapmış, 1268 (1851 -1852) de İstanbula gelerek İslâmiyeti kabul etmiş, Bâbıâlî terce-me odasında Almanca, Fransızca, ingilizce muallimliği yapmışdır. 1290 (1873) da ilk nizamî mahkemeler teşkil olunduğu sırada istinaf Mahkemesine âza olmuş, 1296 (1879) da Hukuk Mektebi açıldığı zaman mektebin müdürlüğüne mahkeme âzâlığı üzerinde kalarak (Adliye Nazırı Cevdet Paşanın teveccühü eseri olarak) bu tayin edilmişdir. Bu vazifede dokuz sene kalmış, 1306 (1888) de müdürlük-den azledilmiş, 1308 (1890-1891) de emekliye ayrılmış, 1310 (1892 - 1893) de vefat etmiş-dir. Garb dillerini ve bilhassa hukuk ilmini bilir, pek çok kitab toplamış, evzâı garib fakat çok doğru bir zât idi.»

istanbul Darülfünununda islâm tarihi muallimliği yapmış Efdalüddin Bey (B.: Te-kiner, Efdalüddin) de şöyle anlatıyor: «Hukuk Mektebi müdürlüğünde bulunmuş Emin Efendi Macardır; Türkiyeye Serdârıekrem Macar Ömer Paşa ile beraber gelmişdir; gelirken Bosnadan ve Şimalî Arnavudluktan geçmişler, bir arnavud kasabasında Şerbet Hanım adında bir kadının evjnde misafir kalmışlar ve kadının telkini ile İslâmiyeti kabul etmişlerdir..» diyor.

Macar Ömer Paşa İstanbulda Çerkeş Hafız Paşanın kızı ile evlenmişdi, Hafız Paşanın diğer damadı Şerif Rauf Paşa da Efdalüddin Beyin kaynatasıdır, bu yakınlık dolayısı ile Efdalüddin Beyin Emin Efendinin bir macar mühtedîsi olduğunu söylemesine inanmak gerekir. F"akat Hukuk Mektebinin ilk talebelerinden ve mezunlarından avukat Abdürrahman Adil Eren (B.: Eren, Abdürrahman Adil) Emin Efendiyi daha başka türlü anlatıyor;

EMİN EFENDİ (Salihzâde Mehmed) — 5064 —

İSTANBUL


ANSİKLOPEDİSİ

— 5065 — EMİN EFENDİ (Tokadlı Hoca Mehmed)




«Şerlinde elçi vekili olan Neşet Efendi (sonra, paşa) aldığı emir üzerine Prusya devletinden Türkiyede çalışmak üzere bir hukuku siyâsiye muallimi istedi; Alman hükümeti de Prusyalı Emin Efendiyi seçdi. İstanbula gelen Ernin Efendi bir müddet Bâbıâlide hukuki siyâsiye okuttu. Sultan Abdülhamid devrinde Adliye Nezâretinin bağçesinde müştemilâttan bir binada ilk Mektebi Hukuk açıldığında bu mektebin müdürü ve müessisi de Prusyalı Emin Efendi oldu» (Hâdisâtı Hukukiye ve Târihiye).

Emin Efendinin azli üzerine Hukuk Mektebi müdürlüğüne tâyin edilmiş Şevki Bey ise selefi için: «Emin Efendinin asıl adı Enıü'dir, ve Almandır. Müslümanlığı sahte idi; bekârdı, aldığı parayı sarfetnıez. Aîmanyaya gönderirdi» diyor ki Emin Efendiye karşı garez-kârlık pek açık görünüyor.

Emin Efendi, doğruluğu aşırı kabalık derecesine götüren tam Prusyalı tipiydi. Devrin seçkin ulemâsından ve kalem sâhiblerinden Maarif Nazırı Münif Paşa ile Adliye Nazırı Cevdet Paşa (B.: Münif Paşa; Ahmed Cevdet Paşa, cild l, sayfa 336) Hukuk Mektebinde muallimlik kabul etmişlerdi. Emin Efendi bir gün dersine girdiği Münif Paşaya talebe önünde:


  • Paşa hazretleri sesiniz çok yavaş, kür
    sünün yanında ben bile duyamıyorum, uzak-
    takiler nasıl işitecek!., dyie kabaca ihtarda
    bulunmuş; kendisini mekteb müdürü yapmış
    Cevdet Paşa da bir gün derse geç geldiğinde
    yolunu keserek niçin gecikdiğini sormuş, dev
    lete âid mühim işleri olduğunu söyleyen na
    zıra :

  • Muallimlik de vazifedir, madem kabul
    ettiniz, derslerinize zamanında geliniz!., de-
    mişdi.

Bir gün Şûrayı Devlet Tanzimat Dâiresine gitmiş:

— Burada kanun yapılıyor, fakat hiç bi


rinizin hukuk tahsili yok, bu nasıl olur?!, de
yince Tanzimat Dâiresi Reisi Mahmud Ceîâ-
leddin Paşa gülmüş:

—• Efendi hazretleri, haklısınız, hepimizin gidip sizin mektebde okumamız lâzım, fakat yaşlarımız ilerlemiş, tahsil çağımızı geçirmişiz, pâdişâhımız izin vermiyor!., demiş idi.

içlerinde en geçn olan Ahmed Cevdet Pa-

şanın oğlu Ali Sedad Beyin Hukuk Mektebine talebe olarak yazılmasına karar verilmiş, aslında ciddî bir tahsil görmüş olan Ali Sedad Bey bir iki derse girip çıkdıkdan sonra komedinin devamına lüzum görmemiş, devamı kesmiş, bir müddet sonra da Şûrayı Devlete mekteb müdürünün imzası ile gelen bir tezkirede «ademi devamdan kaydının silindiği» tebliğ edilmişdi.

Emin Efendinin müdürlükden azlinden sonra da talebe iken kaydı silinen bu Ali Sedad Bey Hukuk Mektebine muallim tâyin edilmiş, zürefâdan bir ibeyin ağzından hiciv yollu şu beyti söylemişdi:

İmtihan vermediğim mektebe beş yıl sonra Babamın cevdeti fikri ile muallim oldum!..

Prusyalı Emin Efendinin müdürlükden azli şu vak'a üzerine olmuşdur.

1888 senesinde son sınıf da birincilik için mücâdele eden iki seçkin talebe vardı, Çırpan-lı Hâlis Eşref Efendi ile Kayserili Aristidi Yorgiyadi Efendi. Çırpanlı Hâlis bütün derslerden üstün olduğu halde Emin Efendi birincilik diplomasını «fransızcası daha iyi» diyerek birincilik diplomasını Kayserili Aristidiye vermişdi. Hâlis Efendi itiraz etti, arkadaşı ile fransızcadan bir yarışma imtihanı istedi; bu isteği de mekteb müdürü tarafından red edilince vak'a basına intikal etti ve bütün gazeteler Emin Efendiye hücuma geçdi, ve onu hıristiyanhk gayreti ile suçladı, «müsiümanlı-ğının cali (sahte) olduğu» îmâ edildi. Adliye Nâzın Cevdet Paşa diplomaları bozmadı, fakat Emin Efendiyi ayıblayarak mekteb müdürlüğünden azletti.

Osman Nuri ERGİN

EMİN EFENDİ (Salihzâde Mehmed) — Onyedinci asır şâirlerinden; istanbulludur, Tevkiî Cafer Mahallesindendir. Babası ulemâdan Salih Efendi adında bir zât idi.

Istanbulda hayatın çok bahalı olduğu bir devirde yaşamış, geçim sıkıntısı çekmiş, Samda bir memuriyet kabul ederek büyük şehirden ayrılmışdı; «orada kalemi resmî evrak doldurmakdan kurtuldukça, ya sahibinin borçlarını hesablar, yahud gördüğü dilberlerin kâküllerine dolaşırdı, ve Emin Efendi gece tâ seher vaktine kadar yazı yazardı»; 1121 (1709) da Samda öldü.

Bibi.: Salim, Şuerâ Tezkiresi

EMİN EFENDİ (Salihzâde Mehmed) —

Onsekizinci asır ulemâsından, Birinci Abdülhamid devrinin şeyhülislâmlarından; hicrî 117 (M. 1705 - 1706) da doğdu, İkinci Sultan Mustafanın imamı Topkapulu Salih Efendinin oğludur; babasının nüfuzu i'e 1132 (1719 -1720) de 15 yaşında iken müderris oldu, yıllarca müderrislik yevmiyesi olarak tahsilim tamamladı; 1160 (1747). da Selanik, 1166 (1752 - 1753) da Şam, 1171 (1757 - 1758) de Medîne, 1174 (1760 - 1761) de istanbul kadısı oldu, 1181 (1767 - 1768) de Anadolu kadıas-kerliği payesi aldı, 1184 (1770 - 1771) de bilfiil Anadolu kadıaskeri, 1188 (1774 - 1775) de Rumeli kadıaskeri oldu, ve 29 Çemâziyelevvel 1189 (M. 28 temmuz 1775) de 69-70 yaşlarında iken İvazpaşazâde ibrahim Beyin yerine şeyhülislâm oldu; müftülüğü bir buçuk sene kadar sürdü; yaşlılığı dolayısı ile vazifesini gereği gibi yapamadı hattâ kendi adamlarına bile söz geçiremedi, 19 şevval 1190 (M. l aralık 1776) da azledildi, ve devrin âdetince Bursaya sürgün edildi; bir ay kadar sonra da (ocak 1778) orada öldü, Emirsultan civarında defnedildi.

Bütün hayatı boyunca adaletli, eömerd, iyi adam olarak tanınmışdı. Şeyhülislâmlığı zamanında tek başarısı, sıkıntı içinde yaşayan camilerdeki hademei hayratın yevmiyelerini önemli şekilde yükseltmek olmuşdu.

Bibi: İlmiye Salnamesi; İ. Hami Dânişmend, Kronoloji, IV.

EMİN EFENDİ (Suıı'îzâde Mehmed) — Onyedinci asır ulemâsından ve Dördüncü Sultan Mehmedin şeyhülislâmlarından; Haleb kadılığında bulunmuş Kara Sunullâh Efendi adında bir zâtin oğludur; doğum tarihi tesbit edilemedi; müderrisliklerde bulundu. 1500 (1646) da Edirne kadısı, 1057 (1647) de Bursa, sonra Haleb, 1058 (1648) de Mısır, 1059 (1650) da İstanbul kadısı oldu; 1064 (1654) de Anadolu kadıaskerliğine tâyin edildi, bir sene sonra Rumeli kadıaskerliği payesi aldı, 1067 (1656 - 1657) de bilfiil Rumeli kadıaskeri oldu; bir sene sonra azledildi, 1071 (1660 -1661) de ikinci defa Rumeli kadıasker, ve 13 cemâziyelâhir 1072 (M. 3 şubat 1662) de azledilen Bursalı Esîrî Mehmed Efendinin yerine şeyhülislâm oldu; fakat müftülüğü ancak dokuz ay sürdü; ilmiye mesleğinin o en yük-

sek devlet makamının sânına lâyık vekar sahibi olmadığı,-hafif meşrebliği ve rüşvete tenezzülü dolayısiyle azledildi; müftülüğü Köp-rülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa sadâretinin ilk aylarına rastlar. 1076 muharreminde (temmuz - ağustos 1665) vefat etti, Üsküdar da Hü-dâî Aziz Efendi dergâhı naziresinde defnedildi.

Bibi.: Silâhdar Tarihi, I; İlmiye Salnamesi; İ. Hami Dânişmend, Kronoloji, III.

EMİN EFENDİ (Samlı) — «Asker ressamlardan, 1842 de Samda doğdu, 1861 de Mektebi Hayriyeden piyade zabiti olarak mezun oldu, resimdeki kudretinden ötürü kıt'a-ya verilmeyerek Fâtih Askerî Rüşdiyesine resim muallimi tâyin edildi, 1868 de yüzbaşı, 1875 de kolağası oldu, 1876 da Rus harbine 1. ordu emrinde iştirak etti, harb sonunda yüzbaşı rütbesi ile Fâtih Rüşdiyesindeki resim muallimliği vazifesine döndü; 1898 yılına kadar muallimlik yapdı. 37 sene süren muallimliğinde pek çok gence resim sanatı zevki ve hüneri vermiş bu sanatkâr askerin bir eseri elde edilememişdir; vefatı tarihi de bilinmiyor.

Bibi.: P. Boyar, Türk Ressamları.

EMİN EFENDİ (Şeyh. Mehmed) — Onsekizinci asırda yaşamış bir şeyh ve hattat; Bedestan esnafından Ali adını almış bir müh-tedînin oğludur; Müstakimzâde Süleyman Sa-deddin Efendi Şeyh Eminin babası için «Sü-lehâyi ümmetden bir pir» tâbiri kullanıyor. Çocuk denilecek yaşda Kur'an hafisi olmuş, ilim tahsiline heves etmiş, devrinin büyük yazı üstadı Hoca Mehmed Râsimden de sülüs ve nesih yazıyı öğrenerek hicrî 1162 (M. 1748 -1749) da yazılarına imza atma iznini almışdır. Tersanede Çorlulu Ali Paşa Camiinm Cuma vaizliğini yapdı. Drağman Tekkesi şeyhi îsâ-zâde Mehmed Efendinin damadı idi, kaynatasının ölümü üzerine o tekkeye şeyh oldu. Hicrî 1184 (M. 1770 - 1771) de vefat etti.

Bibi.: Müstakimzâde, Tuhfei Hattatın

EMİN EFENDİ (Tokadlı Hoca Mehmed) — Onsekizinci asrın ünlü şeyhlerinden, şâir, hattat; hicrî 1074 de (M. 1663 - 1664) de To-kadda doğdu, Hasan adında bir zâtin oğludur; Nakşî tarikatı geleneğince lâkabı «Cemâled-din», künyesi «Ebül-emâne» dir. Tahsilini ön-



l

EMiN EFENDi ÇEŞMESİ

Yüklə 5,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin