GRUPLA İLGİLİ ÖN BİLGİ
Düzenleyici ve Denetleyici Çerçeve Alt Çalışma Grubu; ülkemiz düzenleyici ve denetleyici otoritelerinin a) uluslararası standartlara uyumu ve b) kurumsal yapı bakımından durumunun ele alınarak, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi oluşumu çerçevesinde değerlendirilmesi ve bu oluşuma katkı sağlayıcı hedef ve eylemlerin belirlenmesi amacıyla oluşturulmuştur.
YÖNETİCİ ÖZETİ
Yapılan çalışmada öncelikle kaynak taraması yapılmış, elde edilen kaynaklardan finans sektörünün düzenleyici ve denetleyici otoritesinin yapılanmasına ilişkin çeşitli modeller avantaj ve dezavantajlarıyla beraber ele alınmıştır. Aynı şekilde uluslararası finans merkezlerindeki durum da incelenmiştir. Bunlara ilave olarak ülkemizdeki mevcut durum muhtelif kurumlardan elde edilen bilgiler çerçevesinde olabildiğince kapsamlı biçimde değerlendirilmiştir. Ayrıca uluslararası standartlara uyum bakımından da kapsamlı bir değerlendirme yapılmıştır.
Düzenleyici ve Denetleyici Çerçeve Alt Çalışma Grubu bu raporda düzenleyici ve denetleyici kurumsal yapıya ilişkin uluslararası örnekleri, ülkemizdeki durumu, uluslararası finans merkezlerindeki durum ve alternatif düzenleme ve denetleme yapılarını ele almıştır.
Koordinasyon temel olarak Hazine Müsteşarlığı, BDDK, SPK, TCMB ve TMSF arasında olacaktır. Hazine, hem temel Hazine görevleri hem de sigortacılık bağlamında temsil edilecektir. Oluşturulacak organizasyonun şekli, bu raporda tartışılan değişik alternatifler gözönünde bulundurularak ilgili kurum görüşleri çerçevesinde siyasi otorite tarafından belirlenecektir.
Raporda tespit edilen önemli bir husus da, ülkemiz finans sektörü düzenleme ve düzenleme ve denetim otoritelerinin uluslararası standartlara uyum bakımından çok iyi bir yerde bulunduğu, dolayısıyla İstanbul Uluslararası Finans Merkezi oluşumu bakımından bu durumun bir avantaj olarak ortaya çıktığı hususudur.
GİRİŞ
2009 Yılı Programında “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) Projesi Stratejisi”nin oluşturulması kararlaştırılmış ve bu çerçevede 20 Ocak 2009 tarihinde, Programda sorumlu kuruluş olarak belirlenen Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı (DPT)’nda yapılan toplantıda, İFM strateji belgesinin hazırlanması amacıyla dokuz adet çalışma grubu oluşturulmuştur.
Bu dokuz çalışma grubu içerisinde Düzenleyici ve Denetleyici Çerçeve Çalışma Grubu; uluslararası finansal piyasa düzenlemelerine ve standartlarına uyumun sağlanması konusunda mevcut durum ve geleceğe yönelik hedef ve eylemler, düzenleyici ve denetleyici otoriteler arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesi için nelerin yapılabileceği, finansal piyasalarda düzenleyici ve denetleyici yapının nasıl olabileceği üzerine çalışmalar yapmıştır.
Ülkemizdeki düzenleyici ve denetleyici yapının kendi görev ve yetki alanlarıyla ilgili uluslararası standartlara gerekli uyumu büyük ölçüde sağlamış olduğu, bu uyum sürecinin devam ettiği; ancak bu konuda ülke olarak daha sistemli ve bütüncül hareket edilmesinin finans merkezi hedefi bağlamında daha faydalı olacağı tespit edilmiştir.
Raporda, ülkemiz finans sektörü düzenleyici ve denetleyici otoriteleri arasındaki koordinasyonun geliştirilmesi hususu ele alınmış; orta ve uzun vadede sistemik riskin tespiti, yönetilmesi ve önlenmesine ilişkin hukuki çerçevenin belirlenerek finansal piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak SPK’yı da içerecek şekilde yasal alt yapı oluşturulması konusu değerlendirilmiştir.
Finans merkezi konusunda dünya örnekleri incelendiğinde kamu-özel sektör işbirliğinin önemi yadsınamaz. Bu çerçevede, raporda çalışma grubu paydaşlarının görüşlerinin hepsine özel bir önem atfedilmiş ve rapora yansıtılmıştır.
Sonuç olarak raporda, özellikle ülkemiz finans sektöründe kurumsal yapı, uluslararası standartlara uyum, kurumlar arası koordinasyon, sistemik risk konuları mevcut durum ele alınarak incelenmiş, daha sonra söz konusu konular çerçevesinde hedef ve eylem planı hazırlanmıştır.
I.FİNANSAL SİSTEMİN DÜZENLEMESİNDE KURUMSAL YAPI
Bu bölümde ilk olarak finansal sistemin düzenlenmesine ilişkin temel amaçlara yer verilecektir. Ardından kurumsal yapıya ilişkin uluslararası örnekler incelenecektir. Son olarak da Türkiye’deki mevcut kurumsal yapıya ve bu yapıda karşılaşılan sorunlara yer verilecektir.
A. FİNANSAL SİSTEMİN DÜZENLENMESİNDE TEMEL AMAÇLAR
Etkin bir finansal sistem, sözleşmelerin yerine getirilmesini kolaylaştırarak, tasarrufların mobilitesine ve kaynakların en kısa yoldan yatırımlara tahsisine imkân vererek ülkelerin ekonomik gelişmelerine çok önemli katkılar sağlamaktadır. Finansal piyasalar ise, ekonomi içerisinde dağınık durumda bulunan kararların koordinasyonuna imkân sağlayan önemli bilgi kaynaklarıdır.
Finansal sistem ve piyasaların ekonomi üzerindeki tartışılmaz ve ikame edilemez etkisi nedeniyle finansal sektörün etkinliği hemen her dönemde devletlerin düzenleme ihtiyacı içerisinde oldukları bir alan olmuştur. Devletlerin finansal sektöre ilişkin düzenleme ihtiyacı, düzenleme olmaması durumunda finansal sektörde çıkacak problemlerin, ekonomide taşıdıkları önem çerçevesinde, toplum üzerinde düzenleme maliyetinden çok daha ciddi sıkıntılar yaratabilecek nitelikte olmasından kaynaklanmaktadır. Finansal sistemin sözleşmelerin yerine getirilmesinde taşımış olduğu önem nedeniyle, oluşabilecek problemler sadece ekonomik büyüme veya ekonomi üzerinde değil aynı zamanda toplum düzeni üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilecektir.
Finansal sistemin fonksiyonlarını yerine getirememesi doğal olarak sistemde ve genel olarak ekonominin tamamında önemli problemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Finansal sistemin özellikle ödemeler sistemi olarak icra ettiği fonksiyon sadece finansal piyasaların değil aynı zaman tüm ekonominin can damarını oluşturmaktadır.
Finansal sistemin kendisinden beklenen fonksiyonları eksiksiz ve etkin bir şekilde yerine getirmesinin önemi açıktır. Bununla birlikte tüm dünyada finansal sistemde zaman zaman önemli problemler ortaya çıkmış ve ekonomilerin tamamını ciddi anlamda etkilemiştir. Finansal sistemin fonksiyonlarının icrası sırasında ortaya çıkan problemlerin dört ana sebebi olduğu kabul edilmektedir. Bunlar;
-
rekabete aykırı uygulamalar (anti-competitive behavior),
-
piyasa suistimalleri (market misconduct),
-
bilgi asimetrisi (information asymmetry) ve
-
sistemik istikrarsızlık (systemic instability)
olarak ifade edilmektedir.
Finansal sistemde ortaya çıkan sorunlar bir veya daha fazla fonksiyonun etkin olarak yerine getirilememesinden kaynaklanmaktadır. Bu amaca matuf olarak finansal düzenlemeler ve denetim de finansal sistemin fonksiyonlarında ortaya çıkan veya çıkması muhtemel problemlerin önlenmesine yöneliktir.
Finansal piyasalarda ortaya çıkan problemler, tasarruf sahiplerinin finansal sisteme olan güvenlerinin kaybolması, dolayısı ile kaynakların dağılımı ve etkin kullanımının sekteye uğraması nedeniyle önlenmesi gereken birer unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak literatür incelendiğinde finansal düzenleme ve denetim fonksiyonun 4 temel amaç çerçevesinde oluşturulması gerektiği konusunda genel bir görüş birliğinin bulunduğu görülmektedir. Bu anlamda olmak üzere, finansal düzenleme ve denetim-gözetim fonksiyonu;
a) sistemik istikrarın sağlanması,
b) finansal kuruluşların mali yapılarının istikrarı,
c) müşterilerin, finansal kuruluşların zarar verici davranışlarına karşı korunması,
d) müşterilerin finansal sisteme ve finansal kuruluşlara olan güvenlerinin sağlanması
amaçları paralelinde oluşturulmaktadır.
Finansal sistemin risklere karşı korunması veya sistemik istikrarın sağlanması gerekliliği, temelde iki alt sınıfta değerlendirilmektedir. Bunlar, finansal sistemin makro seviyede ve mikro düzeyde bir başka deyişle firma düzeyinde istikrarın sağlanmasıdır. Makro seviyede finansal istikrarının sağlanması piyasalar, borsalar, takas ve ödeme sistemleri ile menkul kıymet takas sistemlerinin istikrarının korunması olarak ifade edilmektedir. Mikro seviyede istikrar ise, yine kendi içinde iki alt seviyede değerlendirilmektedir. Bunlar; bütün finansal işlemlerin istikrarının sağlanmasına yönelik genel kuralların uygulanması diğeri ise finansal aracılığın niteliğine bağlı olarak uygulanan, örneğin risk tabanlı sermaye yeterliliği, portföy sınırlandırmaları ve bilanço dışı işlemlerin düzenlenmesi gibi, firma veya sektör tabanlı kurallardır.
Piyasalar ve aracılardaki şeffaflığın artırılması ve yatırımcıların korunması amacı makro seviyede “eşit muamele” ile “bilginin etkin dağılımı”na yönelik kuralları içerirken mikro seviyede finansal aracılar ile yatırımcılar arasında ayrım yapılmaksızın eşit davranılması kurallarını içermektedir. Yatırımcıların korunması, bilginin en önemli karar unsuru olduğu finansal piyasalarda, karar verici konumundaki tasarruf sahipleri arasında bilgi asitmetrisinin önlenmesi amacını içermektedir.
Rekabetin korunması, genel bir etkinlik problemi niteliğinde olup finansal aracılık sektöründe rekabetin, dolayısı ile etkinliğin sağlanmasına yöneliktir. Rekabetin korunması, finansal piyasalarda yoğunlaşma, kartellerin oluşumunun önlenmesi olduğu kadar aracılar arasındaki haksız rekabetin de bertaraf edilmesi gereğinden hareket etmektedir.
Hazırlanacak her finansal düzenlemenin yukarıda sayılan dört amaçtan birisine hizmet etmek üzere yasalaşması, düzenleme-denetim ve gözetim fonksiyonlarının bir maliyet unsuru olduğu göz önüne alındığında, finansal piyasaların istikrar içinde gelişmesi açısından ciddi önem taşımaktadır. Dengenin o veya bu şekilde herhangi bir amaç için bozulması, kısa dönemde olmasa bile uzun dönemde finansal piyasalarda problemlere neden olacak, yeniden yapılanmaya ihtiyaç gösterecektir.
Dostları ilə paylaş: |