İhtiyaç Kuralı
“İhtiyaç” halinde olanlar da yardımı hak eder ve kişinin ihtiyacına göre yarar sağlamak bir adalet kuralıdır. İhtiyaç ilkesi nimetlerin ihtiyaca göre dağıtılmasını adil olduğunu ileri sürer. Örneği, fakir kâğıdı ve yeşil kart gibi uygulamalar geliri olmayan kimsesiz ve çalışamayan, yani ihtiyaç halinde olan kişiler için çıkarılmıştır. Ancak bu gibi uygulamaların istismar edilmemesi için önlemler alınmalıdır. İhtiyaç olup olmadığını nasıl anlarız? Bir kimsenin bir şeye ihtiyacı var demek, onsuz zarar göreceği anlamına gelir. Bu ilke, “aynı şeye ihtiyacı olanların (eşitlerin) ihtiyaçlarının karşılanması bakımından eşit muamele edilmelidir” der. Farklı (eşit olmayan) ihtiyaç sahipleri de farklı muamele görmelidir. Örneği hastanede yatan iki hastanın aynı ölçüde (eşit miktarda) kana ve ilaca ihtiyacı varsa, eşit miktarda kan ve ilaç verilmelidir. Bunun aksine, lüks ve büyük odalar çoğunlukla ödeme gücüne göre dağıtılır. Her çeşit malzeme ve hizmeti her ihtiyaç sahibine eşit olarak dağıtmak gerekmez. Nasıl ki herkes farklı yerlerden, farklı değerde giyinip kuşanıyorsa, herkesin dişlerini porselen yaptırması gerekmeyecektir.
İhtiyaç ilkesinin adalet kurallarından biri olarak kabul edilmesi temel ihtiyaçlarla ilgilidir. İhtiyaç giderilmediğinde kişi dikkate değer şekilde zarar görecek demektir. Örneği, eğitimsizlik, kritik bilgilerin verilmemesi cehalete yol açar. Kötü ve yetersiz beslenme, hastalık ve yaralanma insan sağlığına zarar verir. Sağlık Bakanlığı ve sağlık sigortaları sağlık hizmetinde hangi ihtiyaçların temel, hangilerinin temel olmadığını belirler.
Bazı ülkelerde milli sağlık sigortası varken, diğerleri sağlık hizmet ve ürünlerinin serbest pazar ekonomisine bırakılmasını en iyi yol kabul eder. Burada öne çıkarılan dağıtım ilkesi ödeme kudretidir. Bu, liberal adalet teorisine dayanır ve bireyin yapılan düzenlemelere serbestçe katılma ya da ayrılma hakları üzerinde yoğunlaşır. Kişiler seçimini istediği şekilde, serbestçe yaptığından ekonomik külfet ve yararların dağıtılmasının da adil olduğu düşünülür. Liberal görüşün tersine bir takım kişiler de devletin halkın temel ihtiyaçlarından doğan haklar korunduğu takdirde adaletin sağlandığını düşünür. Bu görüşe göre serbest ve eşit pazarlık hakkı şeklindeki eşitlik nazari bir durumdur, gerçek değildir; çünkü yurttaşların özel durumları, şahsi özellikleri, yarar ve zararları dikkate alınmaz.
Milli bir sağlık siyaseti güdüldüğünde hayati önemi olan tüm hizmet ve ürünler eşit dağıtılır. Bu görüşe göre davranıldığında, hayati çıkarları korumak için temel ihtiyaç ilkesi öne çıkarılır. Devlet, temel ihtiyaçların giderilmesini teminat altına almak için toplumu koruyan tahsisler yapar. Fakat topluma yapılacak tahsislerin aracılara devredilmesi en çok sayıdaki insana en büyük yararın sağlanmasını, temel sağlık hizmet ve ürünlerinin eşit oranda dağıtımını önler.
Dağıtımın esası temel ihtiyaçların eşit sağlanmasına göre düzenlendiğinde toplumun zengin-fakir tüm bireylerinin temel hizmet ve ürünlerin tümünden yeteri kadar yararlanması eşit olarak sağlanacaktır. Lüks hastane odaları, pahalı porselen dişler gibi temel ihtiyacın üstünde daha iyi hizmet ve ürünler isteyen ve imkânı olanların satın almasına da olanak tanınır.
Dostları ilə paylaş: |