Kalpteniman esselamu Aleyküm


Gönül Telefonun Kime Açık



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə16/49
tarix20.11.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#32302
növüYazı
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   49

Gönül Telefonun Kime Açık

 

Cebinde taşıdığın telefonun hangi  yöne açık ise o hattın bağlanır ve konuşursun.



 

Telefonun kapalı ise sana kimse ulaşamaz  ve sana ihtiyacı olan kimse


senden yardım göremez.

 

Ayrıca telefonu aküsü de önemli.



 

Telefonun aküsü bitikse şarjını dolduramazsan işin daha da zor.

 

Çünkü sen zor duruma düşersen yardım görebileceğin  merciye ulaşamaz


çaresiz kalırsın.

 

Gönül telefonun ise daha çok önemli,  çünkü hem dünya ihtiyacını hem


ahiret ihtiyacını  ilgilendiriyor.

 

Akıl santralını  doğru çalıştırırsan  gönül telefon hattını Hz. ALLAH’a bağlarsan


selamettesin demektir.

 

Fakat  akıl santralın dünyaya, gönül telefonun nefsinin isteklerine bağlı


ise, Hz. ALLAH ile hattın kapalı demektir.

 

Bu hal ile sıkıntıda kaldığın zaman Hz. ALLAH’ın yardımı sana ulaşamaz.


Ne kadar yalvarsan da cevap alamazsın .

 

Gönül telefonun şarjı bitikse zaten sen bitmişsin demektir.



 

Vakit geçirmeden gönül telefonunun şarjını doldur.


Nerede, irfan meclislerinde.

 

Hz. ALLAH’ın anıldığı sevildiği zikredildiği  meclislerde kalpler nurlanır


kişinin imanı artar.

 

Hz. ALLAH ile gönül hattı kurulur.



 

Riyasız yapılan her ibadette Hz. ALLAH ile irtibat kurulur yapılan duanın


karşılığı verilir.

 

Sen kalbini O'na samimi içten ve gönülden bağlı ol kalp telefonun açıktır.



 

Hz. ALLAH ile randevu vakti olan namaz vakitlerini de kaçırma ki hattın hep açık kalsın.

 

Kalpteniman.



 

Görmedikleri Halde Rablerinden Korkanlar Var Ya, İşte Onlar İçin Mağfiret Ve Büyük Mükâfat Vardır (Mülk-12)

 

Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;


Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar
için mağfiret ve büyük mükâfat vardır. ( Mülk-12  )

 

Görmeden inanmak yumuşak gönüllü insanların yapabileceği bir iştir.


sert kaba haşin insanlar görmedikleri emin olmadıkları bir şeye zor inanırlar.
Çünkü o yaratılışta olanlar kendilerini büyük görürler herşeyi en iyisini
kendilerinin bildiğini zannederler. Onun için o kimselere  ulaşmak çok zor oluyor.
O tipteki insanlar ancak başlarına bir sıkıntı bir belâ geldiği zaman hazreti
ALLAH’ı hatırlarlar ve yalvarırlar işleri görülünce de eski alışkanlıklarına devam ederler.
Hazreti ALLAH (c.c) ise gayba (görmedikleri halde inanan) kullarını çok seviyor onlara
büyük mükâfat hazırladığını müjdeliyor .
İnşaALLAH biz inananlar hazreti ALLAH’ın hazırladığı mağfirete ve büyük mükâfata kavuşacağız.
Çünkü biz O'nun sonsuz azametini görerek inanıyoruz. İnanıyoruz ki O'nun sonsuz azametini
islâmi sitelerde duyurmaya çalışıyoruz  hayırlı iş yapıyoruz bu işleri bize yapmayı nasip eden
hazreti ALLAH’a sonsuz şükürler olsun O'nun emirlerini, Peygamber Efendimizin sünnetlerini,
sitelerde duyuran kardeşlerimizden de hazreti ALLAH (c.c) razı olsun o hizmeti yapanların adetlerini
arttırsın inşaALLAH.

 

Kalpteniman


Gözcelik Kardeşimize Cevap 

    
Gözcelik kardeşimiz, Her yolu takip edenlerin içinde mutedil olan ve aşırı


olanlar vardır.
Aşırı olanları anlamak mümkün değildir bunlar bir olan yoktan var edeni
bırakıp da kendileri yaratılmış olan neticede ölmüş olanlardan medet bekliyorlar ki,
bunlar yanlış yapıyorlar şirke batmış oluyorlar

 

Bunların bazıları ise, yardım istedikleri evliyanın ruhunun ölmediğine inanıyor,


Ruhun ise bedenden ayrıldıktan sonra nefs baskısından kurtulup hürriyete kavuştuğu
için tıpkı hayatta olduğu gibi Hz. ALLAH’a sığınma halinde olduğundan kendisinden
yardım isteyenlerin ihtiyacını Hz. ALLAH’tan isteyerek aracılık yaptıklarına inanıyorlar.

 

Ben Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde bayraklı dede diye bir yatırın türbesini ziyaret etmiştim.


Yatırın ayak ucuna yakın bir yere bağlı yazılı bir kağıt gördüm merak ettim okudum.
Aynen şöyle yazıyordu:

 

Bayraklı dede;


Daha evvel senin duan sayesinde bir daire istemiştim onu aldım
şimdi ise aldığım dairenin altında satılık bir daire var onu da almak istiyorum ne olur dua et de
onu da alayım diye yazıyordu.
İnsanlar böyle inanıyorlar Hz. ALLAH hidayet versin.

 

Bana sorarsan Kâbe’de tavaf yaparken aşırılık yapanlardan rahatsız oluyorum.


Hatta bir ara Kâbe duvarlarına sarılıp ağlayanları görünce onların o haline üzülmüş
ve ağlayarak şöyle dua etmiştim.

 

Ey ALLAH’ım bu kulların bu duvarlardan medet beklemiyorlar


bu Kâbe’nin sahibi olan sizden medet bekliyorlar kusurları oluyorsa af et yarabbi diye
gözyaşı ile Hz. ALLAH’a sığınmıştım.
Her şeyin özünü Hz. ALLAH (c.c) bilir....
Vahhabi topluluğunu da anlamak mümkün değildir.
Onlardan da aşırı gidenler vardır Peygamber Efendimize ve Onun izinde gidenleri sevip
tazim edenlere ağır ithamda bulunuyorlar müşrik gözüyle
bakıyorlar. Hz. ALLAH o guruba da hidayet versin.
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi şirke düşen kullarından eylemesin.

 

Gözlerimizi Satabilir Miyiz

 

Yeryüzünde ne varsa sizin için yaratan O’dur (Bakara 29)   Meniden kan pıhtısını, ondan da kemikleri yapıp et ile örttü.


Göz Kulak el ayak gibi organları ile insan suretini teşekkül ettirdi.
ruh vererek onu canlandırdı.
Her şeye muhtaç olan hiçbir şeye gücü yetmeyen bebeğe anne baba
gibi gönüllü ücretsiz çalışan hizmetçiler Verdi.
Öyle hizmetçiler ki ne arzu çıkacak diye onun gözüne bakan uyku rahat
aramayan fedakâr hizmetçiler.   Dünyaya gelir gelmez daha evvel boş olan annesinin göğüslerine dolan
gıdayı hazır buldu.
Öyle bir gıda ki anne vücudundan başka hiç bir yerde imalatı yapılamıyan gıda.   Ona göz vermiş bakıyor göz bebeği denilen küçücük nokta ile baktığı her yerleri
görebiliyor.
Ona el ayak vermiş ihtiyaçlarına göre organlar vermiş, bunları satmaya kalksa kaça satar. Veya satar mı?   Birisi bana gözlerini sat sana istediğin kadar para vereceğim dese acaba satmayı
düşünür mü?
Parmağın ucundaki hassasiyete bakın gözü görmeyen onunla görüyor.
Bir de şu var ki, bir parmak izi diğer hiçbir kimsenin parmak izine uymuyor.   O bize bu nimetlerini ihsan ve ikram ederken hiç bir karşılıkta talep etmedi sadece
kendisini tanımamızı kulluk yapmamızı istedi.
Sonra bizi kendi mülkünde yaşatıyor bütün kâinatı insana musahhar kılmış hizmet ettiriyor.
Dağlar denizler ırmaklar, göller ovalar çöller hep insanın emrine verilmiş.
Nebatat sana hizmet ediyor, Hayvanat sana hizmet ediyor, Güneş ay ve yıldızlar sana hizmet ediyor.
Rüzgar senin emrinde, yağmur senin emrinde hava senin emrinde bir an kesse
Hayat diye bir şey kalır mı?
Bu kadar Aciz, olduğu halde O’na mahkum olan insan o haliyle Hz. ALLAH’ı inkar ediyor, O’na karşı geliyor, nefsinin şeytanın yoluna giderek hem dünyasını hem ahiretini helâk ediyor.   Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi nankörlerden imansızlardan eylemesin Zatına kalpten
iman edenlerden dünya ve ahiret selâmetine kavuşanlardan
olmamızı nasip eylesin inşaALLAH.  
Hatemi veli
Ömer ÖngütEfendi Hz.

 

Günahkarım Yardım Edin   


günahkarım 1970;175606]Kardeşlerim,


Ben 42 yaşındayım çok küçük yaşlardan beri Almanya’da ve türkiyede zor şartlar altında yaşadım. Askerlik dahil alkol illetine bulaştım. Bir çok kez namaza başladım ve bıraktım. Olursunuz bana yardım edin şu an namaz kılıyorum. Nefsimle nasıl mücadele edeceğim.
__________________________________________________ _________________________________________________
Evvelâ HZ. ALLAH sizi ve sizin gibi bu illete yakalananları kurtarsın inşaALLAH diyerek
konuya giriyorum.
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde: Bir defa azim ettin mi biz yolları açarız buyuruyor.
Yani kulundan kesin karar bekliyor problemi aklında fikrinde daha açıkçası beyninde
bitirmesini istiyor.
Bir Ayeti kerimesinde ise;
Estaizübillah; Ve, enleyse lil insani illâ masea,
Şüphesiz insan için kendi çalışmasından başkası yoktur. buyuruyor. Necm (39)
Rabbimiz topu bize atıyor azim ve gayret göstermemizi istiyor.
Rabbimiz nefsine uyan kullarını nefsiyle baş başa bırakıyor hiç müdahale etmiyor.

 

Şöyle düşünsek, Oğlumuz iki kızı sevdiğini söylese ona kızın birini almamızı istese,


fakat hangisi ile evlenmek istediğini bize sorsa,
ona deriz ki yavrum sen evvelâ hangisini tercih ettiğine karar ver de sonra
karşıma geç benden yardım iste.
Tevbede de aynı hadise ile karşılaşıyoruz şöyle ki,
Biz günahımıza tevbe ederken işlediğimiz günahı bir daha işlemeyeceğimize kesinlikle
karar vermediğimiz, o günahı iğrenç görmediğimiz zaman tevbemiz kabul edilmez.

 

Kesin karar verdiğimiz zaman abdest alacağız kıbleye döneceğiz ve kalbi iman


ile, ALLAH’ım ben bu illete yakalandım Lâilâhe illâ ente Sübhaneke inni küntü minezzalimin.
duasını okuyup,
Ey herşeyden haberdar olan her şeyin gizli ve aşikar olanını her şeyi bilen Sonsuz
kudret ALLAH’ım.
Ben bir karar verdim beni kulların arasında rezil eden alkolü bırakıyorum.
Fakat kendime güvenemiyorum sana söz veriyorum bana destek çıkarsan ben bir daha
içmeyeceğim.
Eğer bırakmaya kesin karar vererek bu duayı yapabilirseniz size yemin ederim Hz. ALLAH (c.c)
sizi kurtaracaktır.
Sizin içinize ilk vereceği lütfu, içkiye karşı koyacak güç ve kuvvettir bu da size yetecektir.
Ondan sonra yapacağınız en mühim hareket size içkiyi hatırlatacak arkadaş çevresinden
uzak durmak o tip kişilerden yırtıcı kaplandan kaçar gibi uzak olmaktır.
Kurtar kendini evladım hem kendini hem aile efradını etrafa mahcup etme, evlatlarına sarhoşun
çocuğu adını söyletme.
Bıraktığın takdirde paranın bereketi artacak hem maddi hem manevi huzura ereceksin.
Seni uyarıyorum bu mücadeleyi genç yaşında yapmazsan yaşlılıkta hiç yapamazsın.
Nice aile yuvaları bu pislik yüzünden dağılıyor.
Hz. ALLAH (c.c) yar ve yardımcın olsun İnşaALLAH.

Selâmı Aleyküm

 

Hacet duası
Bismillahirrahmanirrahim:
 
Elhamdülillahı leke ya ALLAH’ım bizleri Zatına dost kıl.
Elhamdülillahı ya ALLAH’ü bizlerin gönlümüzü zatına çevir. Bi hakkı Lâilâhe illALLAH’ü Muhammedin Resulullahi Yarab, sen ol Şan`ı büyük ALLAH, sen ki yedi kat yerleri ve gökleri yarattın:
Yarab senin izzetin hürmeti için Bütün sevdiklerimizin gönlünü ve canını ve yedi kat endamını ve iradesini ve kararını Zatına çevir. gayrilerinden gönlünü ayır.

 

Ahiyyen şerahiyyen asbavüsin Hızır Aleyhisselâm hürmeti için bütün sevdiklerimin gönlünü Zatına dost kıl. Eğer gaflette ise uyandır.


Eğer yanlış yolda ise doğru yola getir.
Senin aşkından bikarar kıl.
İlahi bi hürmeti hüvel hayyü kayyum Lâilâhe illâ hüve bikarar kıl.
İlâhî senin bin bir adın hürmeti için doksan dokuz esmaül-hüsna hürmeti için bizi sevindir aşkından coştur.
Bi hürmeti Tevrat ve bi hürmeti Zebur ve bi hürmeti İncil ve bî hürmeti fürkanil azimi ve Kur`ân-ı Kerim.
Ve bi hürmeti suhufi İdris Aleyhisselâm.
Ve bi hürmeti Âdem Aleyhisselâm.
Ve bi hürmeti İmanil mü ‘minin vel müslimin ve bi hürmeti Cemil enbiyai vel mürselin.
 
İlâhi senin lütfun için ve senin in`amın için ve senin ihsanın için.
İlâhi nuriyyet sözleri ve kelimeleri harfleri hürmeti için ve rükûda ve sucûdda evkati hamsede ve Ramazan ayında çekilen tesbihler hürmeti için.
Ve Sübhane ALLAH’ümme ve bi hamdike ve ebced harfleri hürmeti için ve duai Kunut ve duai Teşehhüd hürmeti için cümle müminlerin gönlünü canını ve aşkını ve muhabbetini Zatına çevir.
Bi hürmeti Âdem Safiyullah, ve bi hürmeti Nuh Neciyyullah, ve bi hürmeti İbrahim Halilullah, ve bi hürmeti Musa Kelîmullah, ve bi hürmeti İsa Ruhullah, ve bi hürmeti Yusuf Sıddîkullah, ve bi hürmeti Muhammed Mustafa Sallâllahü Aleyhi Vesellem Habibullah,
 
İlâhî yüz yirmi dört bin Peygamberler hürmeti için, Şu anda burada bulunanların gönlünü ve canını ve aklını ve fikrini Zatına dost ve Zatının aşkından bikarar kıl.
Muhammed Mustafa ve Habibilmürteza velmücteba ya mabud ya Mahmud ya Mennanü ya Hannanü ya Deyyanü ya Hayyü ya Kayyümü ya Cebarrü İlâhi yüz yirmi dört bin enbiyai velmürselin ve evliyalar hürmeti için kalplerimizi Zatı alinin muhabbetine çevir.
İlâhi Musa Aleyhisselâm`ın iki gözü ve yüzü hürmeti için, esrarı Muhammed ve Muhammedin gövdesi ve savmı ravzası ve hilyesi ve beratı ve miracı ve kıyamı ve kuûdi ve sucûdi ve gaziler hakkı için,
İlâhi vel mü ‘minin velmü’minat velmüslimine velmüslimati hürmeti için, İlâhi müşfik gönüller hürmeti için,
Zatının sevgisini arayan bizlerin gönlümüzü ve gözümüzü Zatı alinin aşkına çevir. Ya gani ya mugnî bi hürmeti kitabı malûm zemekanide ise bikarar kılıvergil.
İlâhi senin sırrın için, ve sübhani devrani hürmeti için,

 

İlâhi zinnuni mısrî ve fethi Mehdi Musallî ve Ahmed Tugranî ve meşari selem hürmeti için, İlâhi Ma’ruf Kerhi ve Cüneydi Bağdadi hürmeti için, İlâhi Şeyh Şibli ve İmamı Gazalî hürmeti için, İlâhî Abdülmutasıl,


İlâhi ibni Hallaç Mansur ve Hace Ebulleys ve Veyselkaranî ve Şeyh Muhammed hürmeti için, İlâhi Hasan Basri ve Hadibi Acemi hürmeti için.
İlâhi imanlı kullar âbidler ve sadıklar ve mü’minler hürmeti için sen bizlerin hacetini reva eyle bi hürmeti innema emruhu iza erade şeyen en yekule lehu künfeyekünu.
Fesubhanellezi biyedihi melekütü külli şeyin ve ileyhi türceun. İlâhi yevme leyenfa malûm velâ benune illâ men etellahe bikalbin selîmi.
Bi hürmeti hazihil, âyetil kerim. bütün irademizi ve gönlümüzü ve canımızı Zatı muhabbetine çevir. ve kalbimizi gayrilerden ayır.
İlâhi cümle hâlâik arasında ve has ve âm arasında bizleri ve ehli beytimizi bizden sonra devam edecek neslimizi ve soyumuzu makbul İman şerefi ile daim kıl.

 

Ve âlem halkına şirin ve halîm kuvvetli ve hürmetli ve cemi mü’minler arasında şerefli eyle. Bi hürmeti Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmain.


 
İlâhi bi hürmeti Hızır, İlyas, Hamza ve Abbas ya müsebbibel esbab ya müfetti halevbab ya kadiyelhâcati ya mukilel’aserati ya mukallibelkülibi vel ebsar,
Zatı Alinin gönlünü bize dost kıl.
Ya ilâhel’evveline velâhirine. İyyake na’budu ve iyyake nestein. Ve bi hürmeti Sübhühun Kuddusün rabbüna ve rabbülmelâiketi verruha.
 
Ve bi hürmeti Cebraile ve Mikâile ve İsrafile ve Azraile aleyhimüsselâmü ve bi hürmeti Mekkete ve Medinete şerrefehummellahü teâla ve bi hürmeti kâf ha ya ayın sad ve ha mim ayin sin kaf ve bi hürmeti Yasin ve Kur’anil Hakim inneke leminelmürselîne. Âlâ, sıratin müstekimin.
 
Ve bi hürmeti sümmün hükmün ümyün fehüm lâ ya’lemune. Sümmün hükmün ümyün fehüm lâ yesmeune.
Sümmün hükmün ümyün fehüm lâ yübsirune.
Ve bi hürmeti femen kâne minkum maridan evbihi ezen min re’sihi fefidyetün min siyamin ve sadakatin evnüsü kin fe’iza emintüm femen temettea bil’umreti ilelhacci.

 

Bismillâhirrahmanirrahîm.


Rabbiğfirli ve hebli min ledünke rahmeten inneke entel vehhabu. Birahmetike ya erhamerrahimine.
Ya ilahel evveline vel ahirin,
Ey sonsuz kudret sahibi olan Yüce ALLAH’ım, yukarıda sayılan sevdiklerinin hürmetine Dualarımızı hacetlerimizi kabul eyle.Bizleri ve sevdiklerimizi Bütün müminleri her türlü zahir ve batin kaza belalardan, musibetlerden, yer altındaki, yer üstündeki, gökyüzündeki, görünen görünmeyen tehlikelerden muhafaza eyle.

 

Ve bilhassa zelzelelerden yangınlardan sel baskınlarından yarattığın her dert ve hastalıklardan bizi ve sevdiklerimizi muhafaza eyle.



 

Ya ALLAH hastalıklarımıza şifa ver dertlerimize deva ver. borçlarımıza eda ver. Dünyada da Ahirette de bizlere selamet ver.


Bizleri şeytan ve onun yardımcılarından muhafaza eyle. Senin her şeye gücün yeter. Amin.

 

Vel hamdülillahi Rabbil Alemin.



 

 

Hadisi Şerif

 

Resulullah (s.a.v) Efendimiz buyuruyor ki,


Sizden herhangi biriniz, tam itikatle abdest alırda ardından,
Eşhedü en lâ ilâhe illALLAH’ü vahdehu Lâ şeri keleh.
Ve enne Muhammeden Abduhu ve Resulüh.derse,
O kimse için cennetin sekiz kapısı da açılır.
Artık istediği kapıdan girer.
(Müslim) 

 

 



Hakk Daima Batıla Galiptir

 

ALLAH’u Teâlânın Halil’ini ateşe doğru fırlattıklarında


Cebrail Aleyhisselâm gelerek;
Ey İbrahim bir ihtiyacın var mı?
diye sordu.
Hayır “diye cevap verdi.
ALLAH’tan bir dileğin varsa söyle bildireyim! dediğinde:
O'nun benim halimi bilmesi bana yeter! buyurdu.

 

Çünkü o hakk ile beraberdi.


Her zamanki mütevekkil haliyle ALLAH bana kâfi
O ne güzel vekildir virdine devam ediyordu.
O bu teslimiyeti gösterince Hz. ALLAH (c.c) de
Ateşe serin ve selametli ol emrini vermişti.
ALLAH onu ateşten kurtardı ( Ankebut 24 )

 

Buradan da anlaşılıyor ki, her devirde ve her asırda


Hakk daima batıl üzerinde galebe çalmaktadır.
Hakk için halkın selâmeti için çalışanları himaye etmekte,
batıl üzerinde çalışanlar ise er veya geç aleme karşı
Rezil ve rüsva olmaktadırlar.

 

Devletimize Hz. ALLAH’ın lütfu olan değerli başbakanımız,


Senin Hz. ALLAH’a bağlı olmanla islamı yaşamanla,
mecliste ayeti kerime okumanla, dünya Müslümanlarına
sahip çıkmanla bütün müslüman kardeşlerimizin gönlünü
fethettin Hz. ALLAH (c.c) yar ve yardımcınızdır inşaALLAH.

 

Sizi çekemeyen şeytana uyanlar iftira ederek sizi ateşe


atmak istiyorlar tıpkı ibrahim aleyhisselâmı atmak istedikleri gibi;

 

Sizde HASBÜNALLAH’Ü ve niğmel vekil deyin.


Bir de Lâ, havle velâ kuvvete illâ billahil Aliyyil Azim deyin.

 

Ve Ayeti kerimede buyrulan. Festakim kema ümirte.


Emrettiğim gibi dosdoğru ol : Emrine ilahisine uyun,
Dosdoğru olun sakın nefsinize uymayın.
Bu halde olduğunuz müddetçe hiç kimsenin ateşi sizi
yakamayacaktır. Selâmı Aleyküm.

 

Kalpteniman Üzgün dede.



 

Hakka Uyana Da Muhalefet Edene De Merhamet Et

 

Çünkü bu durumu taksim eden Hz. ALLAHtır.



 

Kâfir mümine merhamet ettiği Zaman, ALLAH (c.c) onun azabını hafifletir.

 

Mümin kâfire merhamet ettiği Zaman, ALLAH (c.c) onun ödülünü eksiksiz verir.



 

Çünkü her canlıyı Hz. ALLAH (c.c) yaratmıştır ve herkes ALLAH’a aittir.

 

Bu yüzden Hz. ALLAH’ın kullarına saygı göstermek Hz. ALLAH’a saygı göstermektir.



 

Ne mutlu Hz. ALLAH’ın kullarına merhamet edene.

 

Hz. ALLAH’ın kullarına merhamet gösteren kimsenin Hz. ALLAH’ın düşmanlarına dostluk



 

beslemesi gerekmez, onların farkında olmayacakları şekilde onlara merhamet eder.

 

(Muhyiddin ibni Arabi Hz.)



 

 

HÂlık-ı Azim, Bari-i Kerim.

 

Yaratmak, olmayanı, bilinmiyeni ortaya koymak, hiç yoktan var etmektir.


Bu da yalnız Hazreti ALLAH’a mahsustur.

 

Her şeyi nizam ve intizam içinde yoktan var eden, her yarattığını birbirine uygun, yeni bir icat ile numunesiz olarak yaratan Odur.



 

Ayeti kerimesinde; ALLAH her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir.


( Zümer; 62)

 

Her şeye ihtimamla bir şekil ve hususiyet verir, düzenler ve en güzel bir biçimde terkip eder.



 

Ayeti kerimede; ALLAH ne dilerse yaratır. (Al-i imran; 47 )

 

Bir şeyi yaratmak istediğinde: onu düşünüp tasarlamaya, zamana mekâna ve numuneye muhtaç değildir.


Kâinatı ve içindeki her şeyi misilsiz benzersiz yaratmıştır.
Her şeyin en güzelini, en güzel hikmetlerle yaratan odur.

 

İnsanların yaptığı, sadece Onun verdiği akıl sayesinde yaratılan eserlerin sırlarını keşfetmekten ibarettir.


Bütün insanlar bir araya gelseler, ilimlerini fenlerini ortaya koysalar
bir tek incir çekirdeğini, bir buğday tanesini yapabilirler mi?
Veyahut bir sivri sineği, veya basit görülen bir kılı yoktan var edip
ona can verebilirler mi?
Bir tek yaprak karşısında bütün kâinat acze düşüyor.
Şu halde yaratıcı yalnız hazreti ALLAHtır.

 

Ayeti kerimede: Biz bir şeyin olmasını dilediğimiz zaman,


sözümüz ona ancak Ol! dememizden ibarettir.
O da derhal oluverir.(Nahl: 40)

 

ALLAH’u Teâlanın iradesinin sonsuz olduğunu bu ilahi beyan,


bir şeyi yokluk aleminden varlık alemine çıkarmayı bunun süratini
gösteren bir temsildir.
Yoksa burada kendisine emir verilen bir şey yoktur.
Her şey O dilediği an meydana geliverir.
Ve Tebarekâlllahü Ahsenül Halikın.

 

Hatemi veli Hz.


__________________
YALNIZ HZ. ALLAH (C.C) KORK
Akl-ı selim sahibi ol.
Aklını kullan. Yalancı olma, hakikatin hilafını söyleme
'Ben İzzet ve Celal sahibi ALLAHdan korkuyorum ‘diyorsun. Halbuki sen Onun gayrinden korkuyosun. Cinden de, İnsandan da, Melekden de korkma. Gerek konuşan ve gerekse sükut eden canlıların hiçbirinden korkma.
Dünya azabından da korkma, ahiret azabından da korkma. Sadece ve yanlız, azap ile azap edecek olan (ALLAH) dan kork .. 0

 

 



Harbe İştirak Eden Melekler

 

Hicretin ikinci yılında Yaşanan Bedir savaşı ilk olması ve müslümanların


sayısının az olması sebebi ile çok mühim bir savaştır.
Bu savaşta ALLAH’u Teâla yardımını esirgemedi.

 

Ayeti kerimede:


Andolsun ki siz güçsüz olduğunuz bir durumda iken Bedirde,
ALLAH size yardım etmişti.
O halde ALLAH’tan korkun ki şükretmiş olasınız. (Ali imran 123)

 

Hz. ALLAH o gün müslümanlara yardım için meleklerinden bir ordu


göndermişti.

 

Ayeti kerimede:


O zaman sen müminlere, İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi
takviye etmesi size yetmez mi diyordun. (Ali imran 124)
Melekler o gün fiilen savaşmışlar kendilerine emrolunanı
gereği gibi yapmışlardı.

 

Rabi bin Enes radyALLAH’ü anh der ki,


Bedir gününde insanlar meleklerin öldürdükleri ile kendilerinin öldürdüklerini
boyunlar ve parmaklar üzerindeki darbelerden, ateşin yakıp dağladıktan sonra
bıraktığı iz gibi bir alametten tanımakta idiler.
Bu korkunç azap onların ALLAH ve resulüne isyan etmeleri sebebi ile başlarına gelmektedir.
Ayeti kerimede:
Çünkü onlar ALLAH'a ve peygamberine karşı koydular.(Enfal 13)

 

Hz. Ali RadyALLAH’ü anh Efendimiz de bu ilahi yardımı şöyle haber vermektedir.


Bedirde ordunun ortasında bulunuyordum.
Bir ara şiddetli bir rüzgar esti, az sonra yine aynı ölçüde ve sonra üçüncü
bir rüzgar esti.
Bu rüzgarın bir benzerini daha önce hiç görmemiştim.
Birinci rüzgar Cebrail Aleyhisselamın bin melekle gelip Resulullah aleyhisselamın
yanında yer almasıydı.
İkinci rüzgar Mikail Aleyhisselamın bin melekle sağ kanatta.
Üçüncü rüzgar da İsrafil Aleyhisselamın bin melekle sol kanatta yer almasıydı.
Buyurmuşlar.

 

Şimdi düşünebiliriz, Peki neden şimdi müslümanlar savaş yapıyorlar da melekler


yardıma gelmiyor.
O zaman Hz. ALLAH’ın dininin yayılması için savaş yapılıyordu.
Şimdi ise nam makam toprak savaşı yapılıyor.

 


--------------------
Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA
MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.
(Nazirat Süresi 40-41) 0

 

Hasan-I Basri Hazretleri

 

Nakil ederler ki, Hasan-ı Basri Hazretlerinin Şemun adında ateşe tapan bir komşusu vardı.


Hastalandı can çekişme sırasında Hasan-ı Basri Hazretleri onu ziyarete geldi.
Ona dedi ki; “Bak gidiyorsun ALLAH’tan kork gel Müslüman ol zira bütün ömrün ateş ve duman arasında geçti. Tövbe et ki ALLAH seni af eder.” buyurdu.
Şemun dedi ki, beni İslamdan vazgeçiren üç şeydir.

 

Birincisi bir yandan dünyayı kötülüyorsunuz fakat gece gündüz rızık peşinde koşuyorsunuz.


İkincisi ölüm vardır diyorsunuz, onun için hazırlık yapmıyorsunuz.
Üçüncüsü, ALLAH’ın cemalini görelim diyorsunuz, Onun beğenmediği işlerle meşgul oluyorsunuz dedi.

 

Hasan-ı Basri Hazretleri ;“Senin bu sözlerinde iman kokusu var. Müminlerin kusurları vardır fakat ALLAH’ın bir olduğunu tasdik ediyorlar ona ibadet ediyorlar. Sen ise bütün ömrünü ateşe tapmak ile geçirdin. Yetmiş sene ateşe taptın. Ben ise ateşe hiç tapmadım yalnız bir olan ALLAH’a taptım fakat ateş yine de ikimizi yakmakta seni kayırmıyor. Benim Rabbim dilerse ateş benim kılımı bile yakamaz.


Çünkü ateş mahlûktur.  Rabbimin emrindedir. Şimdi gel ikimizde ellerimizi ateşe sokalım bu surette ateşin aciz olduğunu, Bir olan ALLAH’ın da, sonsuz kudretini gör. ”dedi.
Hasan-ı Basri Hazretleri böyle söyledi ve iki elini de ateşe soktu. Elini ateşten çıkardı ve ellerinin bir zerresi bile yanmamıştı. Bu hali gören Şemun hayrete düştü ve dedi ki, “yetmiş yıl var ki ateşe taptım, şurada bir kaç nefeslik vaktim kaldı benim için tedbir ve çare nedir” diye sordu.
Hasan-ı Basri Hazretleri dedi ki “şahadet getir. “
Şemun “azap görmeyeceğime dair elime imzalı kâğıt verir kefil olursan iman ederim” dedi.

 

Bunun üzerine Hasan-ı Basri Hazretleri onun azap görmeyeceğine dair yazılı senet verdi.


O da iman etti. Ağlaya ağlaya kelime-i şahadet getirdi ve “beni sen yıka toprağa koy ve bu yazıyı benim elime koy “dedi.
Hasan-ı Basri Hazretleri kabul etti.

 

Şemun da kısa süre sonra kelime-i şahadet getirerek öldü.


Hasan-ı Basri Hazretleri onu kendi eli ile yıkadı mezara koyarken de yazıyı Şemun un eline sıkıştırdı. Toprağı örtüp döndüler. O gece Hasan-ı Basri Hazretleri pişman oldu.
“Ben ne yaptım neyime güvendim kefil oldum “dedi. O kadar üzüldü ki o üzüntü ile uyudu.
Rüyasında Şemun u gördü. Cennet bahçesinde zevk içinde geziyor.
Yüzü ayın on dördü gibi parlıyor.
Ey Şemun  “Nasılsın?” dedi.
Bunu bana neden soruyorsun durumumu görüyorsun ALLAH bana çok şefkatli davrandı senin kefilliğine de hiç ihtiyaç kalmadı, bana verdiğin kâğıdı al diyerek Hasan-ı Basri Hazretlerine uzattı.

 

Hasan-ı Basri Hazretleri uyanınca senedi elinde buldu ve dedi ki,” Ey merhameti sonsuz Rabbim. İnandım iman ettim ki sen merhametlilerin en merhametlisisin senden merhamet dileyen boş dönmez. Yetmiş yıl ateşe tapan Mecusi’ye kelime-i şahadet getirtmekle lütuflarda bulundun, Acaba yetmiş yıl sana daima ibadetlerle ömrünü geçiren kullarına ne lütuflarda bulunursun?”



 

Teskeretül evliya (sahife, 78-79)

 

Muhterem kardeşlerim, Hazreti ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde,


Onlardan tövbe edenler pişmanlık duyanlar gizlediklerini açıklayanlara ise ben onların tövbesini kabul ederim ben tövbeleri çok kabul eden ve çok rahmet edenim (Bakara/160) buyuruyor.
Böyle merhameti sonsuz olan Rabbimize isyan edilir mi?
O’nun emrettiği ibadetler seve seve yapılmaz mı?
Hz. ALLAH(c.c) cümlemizi O’nun zatına kul Habibine ümmet eylesin Amin.
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin.

 

ALLAH’ümme Salli Alâ Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedin Ve Alâ Ali Muhammed.



 

Kalpteniman.

 


Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin