TCK m. 22: “(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır; bu hâlde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.”
Kast, bilme (düşünüp öngörme) ve isteme unsurlarından oluşur.
Kast, bilme (düşünüp öngörme) ve isteme unsurlarından oluşur.
Dolayısıyla, bilerek (iradî olarak) yaptığı hareketinden doğan neticelerin gerçekleşmesini istemiş ya da neticeyi öngörüp buna razı olmuş kimse, kasten hareket etmiştir.
Kast, suç tipinde, yani kanunî tanımda yer alan tüm objektif unsurları kapsamalıdır.
Doğrudan kast/ olası kast.
Doğrudan kast/ olası kast.
Ani kast/ düşünce kastı (taammüt- tasarlama).
Klasik doktrinde genel kast/özel kast ayrımı da vardır. Fakat Alman doktrini (ve yeni TCK’yı yapanlar) «özel kast» kavramını kabul etmezler.
Doğrudan doğruya kast (birinci derecede) kast: Hareket, direkt olarak, asıl elde edilmek istenen neticeye yönelik olarak gerçekleştirilmiştir.
Doğrudan doğruya kast (birinci derecede) kast: Hareket, direkt olarak, asıl elde edilmek istenen neticeye yönelik olarak gerçekleştirilmiştir.
Asıl gerçekleştirilmek istenen neticeye zorunlu olarak bağlı olan ve asıl neticeye yönelik hareketin yapılması durumunda, bunun yanında gerçekleşen diğer tali neticeler bakımından da, doğrudan doğruya kast vardır. Örneğin, uçağa konulan bomba. Örneğin, M, eski sevgilisi S’yi vurmak istiyor. S’nin yeni erkek arkadaşı B, kendisini sevgilisine siper ediyor. M, yine de ateş ediyor ve B’yi vuruyor.
Hatırlayın: İki örnekte de doğrudan kast var. Uçaktaki herkesin öleceği belli; B’nin vurulacağı belli. Gerçekleşmesi kesin, mutlak, kaçınılmaz olan neticenin istendiği kabul edilir. Asıl amacın ya da faili harekete geçiren saikin başka olması önemli değildir.
Fail, neticeyi doğrudan istemiş değildir. Fakat, yaptığı hareket sonucunda neticenin gerçekleşebileceğini öngörür ve bu neticeyi kabullenerek, göze alarak, neticeye razı olarak yine de hareketi yapar.
Fail, neticeyi doğrudan istemiş değildir. Fakat, yaptığı hareket sonucunda neticenin gerçekleşebileceğini öngörür ve bu neticeyi kabullenerek, göze alarak, neticeye razı olarak yine de hareketi yapar.
Asıl gerçekleştirilmek istenen neticeye sadece ihtimal bağıyla bağlı bulunan tali nitelikte neticeler bakımından kabul edilir. Yani, failin asıl gerçekleştirmek istediği neticeyi elde etmeye yönelik hareketi yaptığı zaman; bu neticenin yanında, gerçekleşmesi muhtemel olan neticeler bakımından olası kast vardır.
Örneğin, içerisinde yolcunun bulunduğu taksiyi hızla takip eden failin, yolcuya bir kaç el ateş edilmesi, fakat sürücüyü vurması. Burada, asıl hedef dışındaki kimselerin ölmesi mutlak değil ama muhtemel.
Olası kast netice ile belirlenir; olası kast ile işlenen suçlarda teşebbüs hükümleri uygulanmaz (aksine görüşler ve ayrık içtihatlar da var).
Olası kast durumunda, kasten işlenen suçtan ötürü verilecek ceza indirilir. Bu konuda hakime takdir hakkı da tanınmamıştır. İndirim yapmak zorunludur.
Başlangıçta hukuka uygun ya da taksirli bir davranış içinde bulunan failin; ortaya çıkan yeni koşulların etkisiyle, hareketine kasıtlı olarak devam etmesi durumunda, fiili kasten işlemiş sayılmasıdır. En belirgin iki örneği:
Başlangıçta hukuka uygun ya da taksirli bir davranış içinde bulunan failin; ortaya çıkan yeni koşulların etkisiyle, hareketine kasıtlı olarak devam etmesi durumunda, fiili kasten işlemiş sayılmasıdır. En belirgin iki örneği:
a) Başlangıçta hukuka uygun bir davranış içinde bulunan failin, sonradan oluşan bir kasıtla eylemine devam etmesi. Ör: Fail, davet üzerine arkadaşının evine gidiyor. Aralarında kavga çıkıyor, ev sahibi “çık evimden” diyor; misafir ise “sıkıysa sen çıkar, bir yere gitmem” diyor. Misafir, artık rıza hilafına konutta kaldığından, konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşur.
b) Hareketine taksirle başlayan failin, sonradan eylemine kasıtla devam etmesi durumunda, kastın belirmesinden sonra yapılan hareketler dikkate alınır. Fail, en baştan itibaren kasten hareket etmiş gibi sorumlu tutulur. Ör. Geceleyin ıssız bir noktada araç süren RMÖ birisine çarpar, inince nefret ettiği politikacı R’ye çarptığını anlar; onu hastaneye götürmeyip, ölüme terk eder. Fail, tek bir kasten öldürme suçundan yargılanır.
Zaten meydana gelmiş olan sonuçtan, sonradan memnuniyet duyulmasıdır. Sorumluluğu etkilemez. Önceki örnekte, RMÖ aracıyla dikkatsizlik sonucu yayaya çarpar. İndiğinde, ZATEN ÖLMÜŞ olan bu yayanın R olduğunu görünce kendisi ve ülkesi adına sevinir. Burada sorumluluk taksirle öldürmeden ötürüdür.
Zaten meydana gelmiş olan sonuçtan, sonradan memnuniyet duyulmasıdır. Sorumluluğu etkilemez. Önceki örnekte, RMÖ aracıyla dikkatsizlik sonucu yayaya çarpar. İndiğinde, ZATEN ÖLMÜŞ olan bu yayanın R olduğunu görünce kendisi ve ülkesi adına sevinir. Burada sorumluluk taksirle öldürmeden ötürüdür.