(Musa) Dedi ki: 'Bu, benimle senin aranda olan (bir antlaşma)dır. Bu durumda iki süreden hangisini yerine getirirsem, artık bana karşı bir haksızlık söz konusu olamaz. Allah söylediklerimize vekildir.'
Edip Yüksel Meali
Dedi ki, "Bu, seninle benim arasında bir sözleşmedir. Hangi süreyi yerine getirirsem bana düşmanlık yok. Konuştuklarımıza ALLAH garantördür," dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Musa şöyle cevap verdi: "Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım demek ki, bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir."
Süleyman Ateş Meali
(Musa) dedi: "Bu, seninle benim aramızda(bir sözleşme)dir. Demek hangi süreyi yerine getirsem, bana düşmanlık yok. Allah dediğimize vekildir."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Mûsa dedi: "Bu seninle benim aramda. İki süreden hangisini tamamlasam bana kızıp darılmak yok. Allah, bizim şu konuştuğumuza Vekîl'dir."
Yusuf Ali (English)
He said: "Be that (the agreement) between me and thee: whichever of the two terms I fulfil, let there be no ill-will to me. Be Allah a witness to what we say."(3358) *
M. Pickthall (English)
He said: That (is settled) between thee and me. Whichever of the two terms I fulfil, there will be no injustice to me, and Allah is Surety over what we say.
Kasas Suresi 29
فَلَمَّا قَضٰى
bitirince
مُوسَى
Musa
الْاَجَلَ
süreyi
وَسَارَ
ve yola çıkınca
بِاَهْلِه۪ٓ
ailesiyle
اٰنَسَ
gördü
مِنْ جَانِبِ
(sağ) yanında
الطُّورِ
Tur\un
نَاراًۚ
bir ateş
قَالَ
dedi ki
لِاَهْلِهِ
ailesine
امْكُثُٓوا
siz durun
اِنّ۪ٓي
ben
اٰنَسْتُ
gördüm
نَاراً
bir ateş
لَعَلّ۪ٓي
belki
اٰت۪يكُمْ
size getiririm
مِنْهَا
ondan
بِخَبَرٍ
bir haber
اَوْ
yahut
جَذْوَةٍ
bir kor (getiririm)
مِنَ النَّارِ
ateşten
لَعَلَّكُمْ
böylece
تَصْطَلُونَ
ısınırsınız
Türkçe Transcript (*)
Felemmâ kadâ mûsâ-l-ecele ve sâra bi-ehlihi ânese min cânibi-ttûri nâran kâle li-ehlihi-mkuśû innî ânestu nâran le’allî âtîkum minhâ biḣaberin ev ceżvetin mine-nnâri le’allekum testalûn(e)
Ali Bulaç Meali
Böylelikle Musa, süreyi tamamlayıp ailesiyle birlikte yola koyulunca, Tur tarafında bir ateş gördü. Ailesine: 'Durun, gerçekten bir ateş gördüm; umarım ondan ya bir haber ya da ısınmanız için bir kor parçası getiririm.' dedi.
Edip Yüksel Meali
Musa, o süreyi bitirip ailesiyle birlikte yola çıkınca Tur'un yamacında bir ateş gördü ve ailesine, "Burada dur, ben bir ateş gördüm. Belki size ondan bir haber veya bir ateş koru getiririm de onunla ısınırsınız," dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Artık Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafından bir ateş gördü. Ailesine: "Siz (burada) bekleyin; ben bir ateş gördüm, belki oradan size bir haber, yahut ısınmanız için o ateşten bir parça getiririm" dedi.
Süleyman Ateş Meali
Musa, süreyi bitirip ailesiyle yola çıkınca Tur'un (sağ) yanında bir ateş gördü. Ailesine dedi ki: "Siz durun, ben bir ateş gördüm, belki ondan size bir haber getiririm, yahut bir ateş koru (getiririm) de ısınırsınız."
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Mûsa süreyi bitirip ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafından bir ateş fark etti. Ailesine dedi ki: "Bekleyin, bir ateş fark ettim. Belki ondan size bir haber getiririm, belki bir ateş koru getiririm de ısınırsınız."
Yusuf Ali (English)
Now when Moses had fulfilled the term, and was travelling(3359) with his family, he perceived a fire in the direction of Mount Tur. He said to his family: "Tarry ye; I perceive a fire; I hope to bring you from there some information, or a burning firebrand, that ye may warm yourselves."(3360) *
M. Pickthall (English)
Then, when Moses had fulfilled the term, and was traveling with his housefolk, he saw in the distance a fire and said unto his housefolk: Bide ye (here). Lo! I see in the distance a fire; peradventure I shall bring you tidings thence, or a brand from the fire that you may warm yourselves.
Kasas Suresi 30
فَلَمَّٓا اَتٰيهَا
oraya gelince
نُودِيَ
şöyle seslenildi
مِنْ شَاطِئِ
kıyısındaki
الْوَادِ
vadinin
الْاَيْمَنِ
sağ
فِي الْبُقْعَةِ
yerdeki
الْمُبَارَكَةِ
mübarek
مِنَ الشَّجَرَةِ
ağaçtan
اَنْ يَا مُوسٰٓى
ey Musa
اِنّ۪ٓي
muhakkak ben
اَنَا
benim
اللّٰهُ
Allah
رَبُّ
Rabbi
الْعَالَم۪ينَۙ
alemlerin
Türkçe Transcript (*)
Felemmâ etâhâ nûdiye min şâti-i-lvâdi-l-eymeni fî-lbuk’ati-lmubâraketi mine-şşecerati en yâ mûsâ innî ena(A)llâhu rabbu-l’âlemîn(e)
Ali Bulaç Meali
Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan: 'Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah benim;' diye seslenildi.
Edip Yüksel Meali
Oraya varınca (yanan) ağacın bulunduğu kutsal bölgede, sağ yamacın kenarından kendisine seslenildi: "Musa, Ben evrenlerin Rabbi ALLAH'ım."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: "Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım."
Süleyman Ateş Meali
Oraya gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ kıyısındaki ağaçtan kendisine şöyle seslenildi: "Ey Musa, alemlerin Rabbi Allah benim, ben!"
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Oraya vardığında o bereketli toprak parçasındaki vadinin sağ tarafından, bir ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Mûsa! Âlemlerin Rabbi Allah benim, ben!"
Yusuf Ali (English)
But when he came to the (fire), a voice was heard from the right bank of the valley, from a tree(3361) in hallowed ground: "O Moses! Verily I am Allah, the Lord of the Worlds.... *
M. Pickthall (English)
And when he reached it, he was called from the right side of the valley in the blessed field, from the tree: O Moses! Lo! I, even I, am Allah, the Lord of the Worlds;
'Asanı bırak.' (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı. 'Ey Musa, dön ve korkma. Şüphesiz güvendesin.'
Edip Yüksel Meali
"Değneğini at." Onu bir yılan gibi titreşir görünce, ardına bile bakmadan dönüp kaçtı. "Musa, dön, korkma, sen güvencedesin."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ve "Asânı at!" denildi. Musa (attığı) asâyı yılan gibi debrenir görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. "Ey Musa! Beri gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansın." (buyuruldu.)