Kdv’de de ödenmesi gereken vergi


Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, bazı özelgeleri aşağıdadır



Yüklə 445 b.
səhifə9/9
tarix03.11.2017
ölçüsü445 b.
#29873
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, bazı özelgeleri aşağıdadır.

  • “Sözleşmenin feshi nedeniyle Kooperatifinizce karşı firmaya ödenecek olan cayma tazminatı herhangi bir teslim ve hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV’ye tabi olmayacaktır.”(MB’nin, 07.01.2005 tarih ve B.07.0.GEL.0.55/5501-2887/709 sayılı Özelgesi)

  • “Cezai şart olarak alınan tazminatlar, bir teslimin veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, bu ödemeler KDV’ye tabi olmayacaktır.” (GİB’in, 05.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1476 sayılı Özelgesi)



    • Mükelleflerce Yapılan Uygulama

    • Alıcı mükellefler, fatura aslının kaybolduğu durumlarda satıcıların kendilerinde kalan nüshasının fotokopisi üzerine “Aslı Gibidir” yazarak kaşeleyip imzaladıkları fatura fotokopilerini kayıtlarına intikal ettirerek, gider kaydetmekte ve KDV’leri indirim konusu yapmaktadırlar.

    • Maliye Bakanlığı’nın Görüşü ve Uygulaması

    • Maliye Bakanlığı, gider kaydı ve KDV indiriminin prensip olarak fatura asıllarına göre yapılması gerektiği, fatura asıllarının kaybedildiği durumlarda ise faturanın satıcılarda kalan nüshasının noter tasdikli fotokopilerine (Bu örnek üzerine, “Zayi olan aynı tarih ve sayıyı taşıyan fatura aslı yerine kullanılmak amacıyla tasdik edilmiştir.” şeklinde noterce şerh düşülmesi gerekir.) dayanılarak gider kaydı ve KDV indiriminin yapılabileceği görüşündedir.

    • Noter tasdiksiz fatura fotokopilerine dayalı gider kaydı ve KDV indirimleri, olası bir vergi incelemesinde kabul edilmemektedir.



    • Mal veya hizmet alım-satımında satıcının KDV’yi Hazine'ye intikal ettirmediğinin tespit edilmesi halinde, alıcılar kendilerine yapılan mal teslimi veya hizmet bedelleri üzerinden hesaplanan vergi ile sınırlı olmak üzere, Hazine'ye intikal etmeyen vergiden satıcı ile birlikte müteselsilen sorumludurlar. (84 Seri No.lu KDV Genel Tebliği)

    • Ancak, ödemelerin yapılma şekli de dikkate alınarak aynı KDV Tebliği ile, müteselsil sorumluluk uygulamasına bir istisna getirilmiştir. Tebliğde yapılan düzenlemeye göre alıcılar, KDV dahil toplam işlem bedelini;

    • - 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan banka veya özel finans kurumları vasıtasıyla ödemeleri ve banka veya özel finans kurumuna yapılacak ödeme sırasında düzenlenecek belgede satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı- soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka veya özel finans kurumundaki hesap numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları,



    - Ödemenin çekle yapılmış olması halinde Türk Ticaret Kanununun 697. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına uygun olarak çek düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını yazmaları,

    • - Ödemenin çekle yapılmış olması halinde Türk Ticaret Kanununun 697. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına uygun olarak çek düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını yazmaları,

    • halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmayacaklardır.

    • Ancak alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edilmesi halinde ödeme yukarıdaki şekilde tevsik edilmiş olsa bile müteselsil sorumluluk kalkmayacaktır.

    • Müteselsil sorumluluk uygulaması ile ilgili olarak uygulamada ortaya çıkan ve dikkate edilmesi gereken bazı özel durumlar ise aşağıdadır:



    Kasadan Ödeme Yapılması

    • Kasadan Ödeme Yapılması

    • 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde yapılan açıklamalara göre, mal ve hizmet bedellerinin herhangi bir hesaba bağlı olmaksızın havale gönderilmek veya kasadan yapılmak suretiyle ödenmesi müteselsil sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır.

    • Ödemelerin Kredi Kartıyla Yapılması

    • 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliği'nde, mal ve hizmet alımlarına ait KDV dahil toplam işlem bedelinin banka aracılığı ile yada çekle yapılmış olması halinde alıcıların müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmayacakları açıklanmıştır.

    • Uygulamada, mal ve hizmet alım bedellerinin kredi kartıyla ödenmesi halinde, alıcıların müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap olup olmayacakları konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır.



    Maliye Bakanlığı; Şirket kredi kartı ile yapılan mal alımlarına ilişkin ödemeler hususunda bankalardan alınacak durumu tevsik eden bir yazı ibraz edildiği takdirde, müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap olunmayacağı, ancak, şirket ortağı veya çalışanlarına ait kredi kartı ile yapılan alımların bu kapsamda değerlendirilemeyeceği görüşündedir. (GİB İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 06/04/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.32-1223 sayılı özelgesi)

    • Maliye Bakanlığı; Şirket kredi kartı ile yapılan mal alımlarına ilişkin ödemeler hususunda bankalardan alınacak durumu tevsik eden bir yazı ibraz edildiği takdirde, müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap olunmayacağı, ancak, şirket ortağı veya çalışanlarına ait kredi kartı ile yapılan alımların bu kapsamda değerlendirilemeyeceği görüşündedir. (GİB İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 06/04/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.32-1223 sayılı özelgesi)

    • Buna göre, müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap olunmaması açısında, mal ve hizmet bedellerinin şirket kredi kartı ile yapılması, şirket ortağı veya çalışanlarına ait kredi kartları ile yapılmaması gerekmektedir.

    • Çeklerde Beyaz Ciro Tam Ciro Ayrımı ve Müteselsil Sorumluluğa Etkisi

    • Çekle yapılan ödemelerde müteselsil sorumluluk uygulamasına muhatap tutulmamak bakımından çekin tam ciro (ciro edenle ciro edilenin isim, unvan vb. ile vergi kimlik numarasının belli olduğu şekilde) ile devri gerekmektedir. Çeklerin beyaz ciro yapılmak suretiyle ödemelerde kullanılması halinde, bu şekilde yapılan ödemeler müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmamak için yeterli bulunmamaktadır.



    Müşteri Çekleriyle Yapılan Ödemenin Müteselsil Sorumluluğu Ortadan Kaldırıp Kaldırmayacağı

    • Müşteri Çekleriyle Yapılan Ödemenin Müteselsil Sorumluluğu Ortadan Kaldırıp Kaldırmayacağı

    • Mükelleflerin mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemelerini müşterilerden alınan ve üzerinde ciro bulunan çeklerle yapmaları durumunda, çeklerin tam ciro ile devri halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmayacaklardır.

    • Konu hakkında verilen bir özelgenin özeti aşağıdadır:

    • “ Mal alışlarınıza yönelik ödemelerin müşterilerinizden alınan ve üzerinde ciro bulunan çeklerle yapılması durumunda, çeklerin Türk Ticaret Kanununun 697. maddesi ve 1 No.lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerine uygun olarak düzenlenmesi, ayrıca söz konusu çeklerin kendi ödemelerinizde kullanıldığının yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen KDV iadesi tasdik raporunda izah veya tevsik edilmesi şartıyla, bu ödemelerinde 84 Seri No.lu Tebliğin "III/1.1. bölümü kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.” (GİB. İstanbul VDB.nin 06/03/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.32-884 sayılı Özelgesi)



    Senetle Yapılan Ödemenin Müteselsil Sorumluluğu Ortadan Kaldırmayacağı

    • Senetle Yapılan Ödemenin Müteselsil Sorumluluğu Ortadan Kaldırmayacağı

    • Maliye Bakanlığı senet karşılığı yapılan ödemeleri müteselsil sorumluluktan kurtulmak için yeterli saymamakta olup, verdiği bir özelgede,

    • “Firmanızın mal veya hizmet alımı karşılığında senet mukabili yaptığı ödemelerin müteselsil sorumluluk uygulaması bakımından ödemenin tevsiki olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.”

    • Şeklinde görüş bildirmiştir. (GİB İstanbul VDB.nin 23/11/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.32-2088 sayılı özelgesi)

    • Buna göre, mal veya hizmet alımı karşılığında senet mukabili yapılan ödemeler, müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmamak için yeterli bulunmamaktadır.



    • KDV Kanununun (30/c) maddesinde; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV'nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

    • Kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve ilgili mevzuat uyarınca teşkil edilen resmi komisyonlar veya Takdir Komisyonu huzurunda imha edilen mallar zayi olan mal kapsamında değerlendirildiğinden mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu mallara ait yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılmış olması halinde ise, indirilen verginin imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.

    • Konu ile ilgili olarak 113 No.lu KDV Tebliğinde açıklamalar yer almaktadır.



    VUK 231/5’e göre, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi (7) gün içinde düzenlenmesi gerekmekte olup, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılmaktadır. Süresinde düzenlenmeyen faturalar için VUK 353/1. maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.

    • VUK 231/5’e göre, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi (7) gün içinde düzenlenmesi gerekmekte olup, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılmaktadır. Süresinde düzenlenmeyen faturalar için VUK 353/1. maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.

    • Yazılı literatürde 7 günlük sürede düzenlenmeyen faturaların doğrudan yok sayılacağına ilişkin açık bir hüküm ya da düzenleme bulunmamaktadır.

    • SMİYB dışında, düzenlenen faturaların şekli ve usulü hükümlere uyulmaması nedeniyle içerik ve esas yönünden yok kabul edilmesi kanunen mümkün değildir



    VUK’un 3/B ve KDV Kanunu’nun 29-34. maddeleri uyarınca, süresinde düzenlenmemesi nedeniyle hiç düzenlenmemiş sayılarak özel usulsüzlük cezası kesilen faturaların harcamaların ve satış hasılatının kayıtlara intikali yönünden geçerli ve tevsik edici belge olarak kabul edilmesi gerektiğinden, bu faturalarda yer alan KDV’lerin genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

    • VUK’un 3/B ve KDV Kanunu’nun 29-34. maddeleri uyarınca, süresinde düzenlenmemesi nedeniyle hiç düzenlenmemiş sayılarak özel usulsüzlük cezası kesilen faturaların harcamaların ve satış hasılatının kayıtlara intikali yönünden geçerli ve tevsik edici belge olarak kabul edilmesi gerektiğinden, bu faturalarda yer alan KDV’lerin genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

    • Maliye Bakanlığı’nca tayin edilen ve aşağıda özetlerine yer verilen iki özelgede de, süresinde düzenlenmemesi nedeniyle hiç düzenlenmemiş sayılan ve özel usulsüzlük cezası kesilen faturaların harcamaların yasal kayıtlara intikalinde geçerli belge olarak kabul edileceği ve bu faturalardaki KDV’nin indirilebileceği belirtilmiştir.

    • Söz konusu özelgelerin özetleri aşağıdadır:



    “Süresinde düzenlenmemesi nedeniyle faturanın hiç düzenlenmemiş sayılarak faturada belirtilen işlemin geçersiz sayılması mümkün bulunmadığı gibi, Kanun’un 3/B maddesi ile de çelişecektir. Dolayısıyla, süresi içerisinde düzenlenmeyen faturalar için VUK’un 353/1. maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilecek ve bu faturalar vergi kanunları bakımından ispat edici bir vesika olarak değerlendirilecektir.”(GİB. Ankara VDB.nin 31.01.2007 tarih ve 5893 sayılı Özelgesi)

    • “Süresinde düzenlenmemesi nedeniyle faturanın hiç düzenlenmemiş sayılarak faturada belirtilen işlemin geçersiz sayılması mümkün bulunmadığı gibi, Kanun’un 3/B maddesi ile de çelişecektir. Dolayısıyla, süresi içerisinde düzenlenmeyen faturalar için VUK’un 353/1. maddesine göre özel usulsüzlük cezası kesilecek ve bu faturalar vergi kanunları bakımından ispat edici bir vesika olarak değerlendirilecektir.”(GİB. Ankara VDB.nin 31.01.2007 tarih ve 5893 sayılı Özelgesi)

    • “Hiç düzenlenmemiş sayılması faturada yazılı mal ve hizmetin teslim edilmediği anlamına gelmez. Zamanında düzenlenmeyen fatura için hiç düzenlenmemiş sayılarak özel usulsüzlük cezası kesilmesi ancak faturanın geçerli belge olarak kabul edilmesi ve bu faturada gösterilen KDV’nin indirilmesi gerekir.” (MB.nin, 17.02.1999 tarih ve 52/5211-44/5495 sayılı Özelgesi)



    Uygulamada, firmalar müşteri portföyünü korumak, onlarla ilişkilerini daha da geliştirmek, sattıkları mallara olan talebi korumak vb. nedenlerle mevcut müşterilerini “müşteri ziyareti” adı altında ziyaret etmekte, beraberlerinde götürdükleri kolonya, çiçek, gömlek vb.leri hediye olarak vermektedirler.

    • Uygulamada, firmalar müşteri portföyünü korumak, onlarla ilişkilerini daha da geliştirmek, sattıkları mallara olan talebi korumak vb. nedenlerle mevcut müşterilerini “müşteri ziyareti” adı altında ziyaret etmekte, beraberlerinde götürdükleri kolonya, çiçek, gömlek vb.leri hediye olarak vermektedirler.

    • Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilebilmesi için yapılan genel giderlerin matrahtan indirilebilmesi için;

    • - Giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması,

    • - Giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması,

    • - Yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması

    • gerekir.

    • Ayrıca, bu giderlerin tevsik edici belgelere dayanması (fatura, fatura yerine geçen vesikalar gibi) ve yasal defterlere kaydedilmesi gerekmektedir.



    Gerek şirket yetkililerinin ve gerekse şirket personelinin müşteri ziyaretleri için yapılan hediyelik eşya alımlarına ilişkin giderler yukarıda yer alan şartları topluca taşıması kaydıyla pazarlama, satış ve dağıtım gideri olarak değerlendirilebilecek olup, hediyelik eşya alım giderleri Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilecektir.

    • Gerek şirket yetkililerinin ve gerekse şirket personelinin müşteri ziyaretleri için yapılan hediyelik eşya alımlarına ilişkin giderler yukarıda yer alan şartları topluca taşıması kaydıyla pazarlama, satış ve dağıtım gideri olarak değerlendirilebilecek olup, hediyelik eşya alım giderleri Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilecektir.

    • Öte yandan, KDV Kanununun 29 ve 34. Maddelerine göre, mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV’leri indirim konusu yapmaları mümkün bulunduğundan ve müşteri ziyaretleri nedeniyle müşterilere götürülen hediyeler pazarlama, satış ve dağıtım gideri olarak dikkate alınabildiğinden, bu alımlara ilişkin olarak yüklenilen ve fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilen KDV indirim konusu yapılabilecektir. (Düzce Defterdarlığının 15.5.2013 tarihli ve 13334133-KVK-02-3 sayılı özelgesi)



    Faaliyetlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için verginin fatura ya da benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi yeterli olmayıp, mutlak suretle bu belgelerin vergiyi do­ğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla yasal olarak tutulması zorunlu defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. (KDVK. Md.29/3)

    • Faaliyetlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için verginin fatura ya da benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi yeterli olmayıp, mutlak suretle bu belgelerin vergiyi do­ğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla yasal olarak tutulması zorunlu defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. (KDVK. Md.29/3)

    • Buna göre, mal ve hizmet alımı ya da diğer giderlere ilişkin olarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’nin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı sonuna yasal defterlere kaydedilmesi şartıyla söz konusu fatura veya benzeri belgelerin yasal defterlere kaydedildiği ay KDV beyannamesinde gösterilerek indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Söz konusu faturaların izleyen yıl yasal defterlerine kaydedilerek KDV indirimi yapılması kanunen mümkün değildir. Örneğin, 2012 tarihli bir faturanın 2013 yılında yasal defterlere kaydedilerek, KDV’sinin indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Nitekim, Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği bazı Özelgelerin özetleri aşağıdadır:



    “Şirketinize 2010 yılında ifa edilen bir hizmete ilişkin olarak düzenlenen, ancak bedel üzerindeki anlaşmazlık sebebiyle kayıtlara alınmayan .../2010 tarihli faturadaki KDV’nin, 2011 ve takip eden yıllarda indirim konusu yapılması mümkün değildir.”(GİB Ankara VDB’nin, 13.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-105-[219- -8749]-827 sayılı Özelgesi)

    • “Şirketinize 2010 yılında ifa edilen bir hizmete ilişkin olarak düzenlenen, ancak bedel üzerindeki anlaşmazlık sebebiyle kayıtlara alınmayan .../2010 tarihli faturadaki KDV’nin, 2011 ve takip eden yıllarda indirim konusu yapılması mümkün değildir.”(GİB Ankara VDB’nin, 13.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-105-[219- -8749]-827 sayılı Özelgesi)

    • “Hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalarda yer alan tutarlar, tahakkuk ettikleri dönemin gideri olarak değerlendirilecektir. Ayrıca, söz konusu faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılamayan KDV tutarlarının maliyet veya gider unsuru olarak dikkate alınması mümkün olup, bu tutarların gider olarak dikkate alınması halinde, fatura tarihinin içinde bulunduğu vergilendirme döneminin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.”(GİB İstanbul VDB’nin,  31.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-391 sayılı Özelgesi)

    • “2010 yılında ifa edilen ve KDV den istisna olduğu gerekçesiyle vergi hesaplanmayan söz konusu işleme ilişkin olarak izleyen yıl içerisinde düzenlenen 30.06.2011 tarihli faturada yer alan KDV tutarının, işlemin gerçekleştiği takvim yılı aşılmış olduğundan indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.” (GİB Büyük Mükellefler VDB’nin, 03.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-KDV-29-137 sayılı Özelgesi)



    Maliye Bakanlığı kur farkları ile ilgili görüşünü 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile belirlemiş olup, Tebliğ’in E/2. bölümü aynen aşağıdadır:

    • Maliye Bakanlığı kur farkları ile ilgili görüşünü 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile belirlemiş olup, Tebliğ’in E/2. bölümü aynen aşağıdadır:

    • “Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vukubulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

    • Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır.

    • Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.”



    • Kur farklarının KDV’ye tabi tutulabilmesi için, KDV’ye tabi bir teslim veya hizmet ifasına ilişkin olarak doğmuş olması ya da KDV’ye tabi olan bu işlemlere ilişkin bedelin geç ödenmesine bağlı olarak ortaya çıkması gerekmektedir. Döviz cinsinden olan alacak, borç, çek, senet, kasa veya bankada bulunan mevcutların VUK hükümleri gereğince her geçici vergi dönemi sonunda değerlenmesi ve değerleme sonucunda ortaya çıkacak kur farklarının ise gelir, gider veya maliyet hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.

    • Buna göre, değerleme sonucu ortaya çıkan kur farkları, bir teslim ve hizmetin karşılığı olarak doğmadığından KDV’ye tabi değildir. Değerleme, tamamen kanunen yapılması gereken bir zorunluluk olup, KDV’yi doğuran bir işlem değildir. Çünkü, değerleme işlemi tek taraflı bir işlem olup, bir teslim veya hizmetin karşılığı değildir.

    • Nitekim, bu konu hakkında verilen iki Özelge’nin özeti aşağıdadır:



    • “Ortaklarınızla ilişkili kişilerden borç para alma işleminiz finansman temini hizmeti kapsamında KDV’ye tabi olup, bedelin döviz cinsinden ifade edildiği borç işlemlerinde VUK’un değerlemeye ilişkin hükümleri uyarınca dönem sonunda yapılan değerleme nedeniyle ortaya çıkan kur farkları, alacaklıya ödenmediği sürece KDV hesaplanmayacaktır.”(MB.’nin, 13.08.2007 tarih ve 71888 sayılı Özelgesi)

    • “Şirketin döviz cinsinden belirlenen borcunu yıl sonunda değerlemesi sırasında ortaya çıkan kur farkının KDV’ye tabi tutulmaması gerekir.” (MB.’nin, 15.01.1999 tarih ve 54/5426-7/1811 sayılı Özelgesi)

    •  



    • TEŞEKKÜRLER



    Yüklə 445 b.

    Dostları ilə paylaş:
    1   2   3   4   5   6   7   8   9




    Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
    rəhbərliyinə müraciət

    gir | qeydiyyatdan keç
        Ana səhifə


    yükləyin