LATİNLER
Latince "Latini" sözcüğü, erken Bizans döneminde, yaşamlarını özgür olarak sürdüren fakat öldükten sonra köle hukukuna tabi tutularak malları efendilerine devredilen bir grup halkı anlatıyordu. 531'de I. İustinianos(-0 tarafından bu statünün kaldırılmasıyla uzun süre bu terime rastlanmaz. Grekçe Latinos deyimi ise 11. yy'dan itibaren değişik bir anlamda ortaya çıktı. 1054 tarihli bir patriklik belgesinde, Grekçe "Latinoi" sözcüğü, italyan dili ve karakterinin yerine kullanıldı. A. Komnena(->), İ. Kinnamos(->) ve N. Honiates(->) gibi yazarların sık sık zikrettiği terim, zamanla Bizans topraklarında yaşayan Batılıların tümü için kullanılır oldu.
Latinler gerek ticaret yapmak, gerekse askeri hizmetlerde bulunmak amacıyla geldikleri gibi evlilik yoluyla da imparatorluk ailesine katılmışlar, iktidara ortak olmuşlardır. Belgelerde Konstantinopolis'te ve diğer Bizans şehirlerinde yaşayan pek çok Greko-Latin ailenin adı (Frangopuloslar, Varangapuloslar, Umpertopuloslar, Raoul-lar ve Rogerioslar gibi) zikredildiği gibi, saraya gelin gelen pek çok Avrupalı soylunun adı da bilinmektedir.
Konstantinopolis'te Latinlerin koloni kurduğu ilk bölge Haliç sahillerinde idi. Bugünkü Sarayburnu ile Eminönü arasındaki gemiciliğe çok elverişli bu bölgede her koloni, etrafı duvarlarla çevrili özel mahallelerde yaşardı. 13. yy'dan itibaren başta Cenevizliler ve Venedikliler olmak üzere pek çok Latin topluluğu Galata ve Pe-ra'ya (Beyoğlu) yerleşmeye başladı. Diğer kolonilerde olduğu gibi Latin kolonilerinin de kendilerine ait kiliseleri, iskeleleri, tüccar evleri, depolan ve açık pazar yerleri vardı. Koloniler Konstantinopolis'te yaşayan cemaatin seçtiği danışma meclisine başkanlık eden ve anavatandan ata-
nan "legaf'lar (elçi) tarafından yönetilirlerdi. Denizcilik ve ticarette uzmanlaşmış Latinler, zenginlikleri yüzünden başkentin Grek halkının kıskançlık ve öfkesine maruz kalmışlar, bu yüzden de sık sık taciz e-dilmişlerdir.
Konstantinopolis'e yerleşen ilk Latinler, 10. yy'in sonlarında italya Yarımada-sı'ndan gelen Amalfililer(->) ve Venedikli-ler(->) olmalıdır. Bunları, Komnenos Ha-nedam'mn(->) ilk üyesi I. Aleksios Komnenos (hd 1081-1118) tarafından verilen imtiyazlarla Konstantinopolis'e yerleşen Ce-nevizliler(->) ve Pisalılar(-0 izler. I. Manu-el Komnenos'un(-0 (hd 1143-1180) kadim Roma Imparatorluğu'nu yeniden kurmak amacıyla italyan şehir devletleri ile yakın i-lişkiler kurma politikası uyarınca verdiği imtiyazlarla kurulan diğer bir koloni ise Ankonalılara(->) aittir.
Bu yıllarda Konstantinopolis'te yaşayan Latinlerin sayısının 60.000 kadar olduğu sanılmaktadır. Manuel zamanında kenti ziyaret eden seyyah Tudelalı Benjamin Konstantinopolis'in dünyanın en canlı a-lışveriş merkezlerinden olduğunu kaydeder. Manuel'in ölümünden sonra tahta geçen II. Aleksios zamanında (1180-1183) ordunun en iyi unsurları Latinlerden oluşuyordu. Fakat 1182'de Grek halkın başlattığı ayaklanma sonucu şehirdeki Latinler büyük bir kırıma kurban gittiler.
Angelos Hanedanı dönemi (1185-1204) Latin kolonilerinin yeniden parladığı yıllardır. 1204-1261 arasında Konstantinopolis'te kurulan Latin İmparatorluğu, İtalyan kolonilerinden Venediklilerin ve kısmen de onlarla ittifak kuran Pisalıların politik ve ekonomik açıdan güçlendiği, buna karşılık Cenevizlilerin ve müttefiklerinin saf dışı olduğu dönemdir.
13-14. yy'da Venedik ve Cenova'mn himayesi altında Konstantinopolis'te faaliyette bulunan diğer Latin asıllılar arasında, Ba-rililer, Tranililer, Sicilyalılar, Provanslılar (Marsilyalılar, Montpellierliler ve Narbon-nelular), Katalanlar (Valensiyalılar, Barse-lonalılar) vardı. Bunlardan Katalanlar 1268' de Konstantinopolis'te konsolos bulundurma hakkım elde etmişler, 1302-1305 arasında Roger de Flor komutasındaki bir büyük Katalan bölüğü başkenti özellikle Osmanlılara karşı korumak amacıyla Konstantinopolis'te bulunmuştu. 1352'de bir Katalan donanmasının, Osmanlılarla ittifak kuran Cenevizlilere karşı Bizans'ın yanında Konstantinopolis önlerinde savaştığı bilinmektedir.
1327-1347 arasında çeşitli tarihler taşıyan Ceneviz dokümanlarına göre, Pera' da faaliyet gösteren Montpellier ve Nar-bonne kolonileri Bizans sularında yoğun biçimde ticaret yapıyorlardı. Bu tarihten sonra bilgilerin azalmasının nedeni 1348' de Avrupa'yı kasıp kavuran veba salgınında kolonilerin anavatanlarının neredeyse yok olması olabilir.
Konstantinopolis'e görece geç yerleşen diğer Latin halkı ise Floransalılardır(~>). 1422'de başkentte bir konsolosları olmasına karşın ticari ilişkileri ancak 1453'ten sonra Osmanlılar döneminde gelişebilen
Floransalılar, aynen Cenevizliler ve Venedikliler gibi İstanbul'da kalıcı olmayı başaran nadir Latin cemaatten biriydi.
Konstantinopolis'in Osmanlılarca alındığı 1453'e kadar varlığını koruyabilen Latin kolonilerinden Ankonalılar, Cenevizliler, Venedikliler ve Floransalılar bu tarihten sonra "Frenkler" olarak adlandırılmışlardır. Kentin Osmanlılarca kuşatılması sırasında Venedik birliklerinin Bizans saflarında çarpışmasına karşın, tarafsız kalmayı tercih eden Cenevizliler bu davranışlarının ödülünü, II. Mehmed (Fatih) tarafından kendilerine tanınan çeşitli ayrıcalıklarla aldılar ve 17. yy'a kadar varlıklarını sürdürdüler. Aynı yüzyıla dek istanbul'da yaşayan diğer bir Latin kolonisi Floransalılardır.
Bibi. A. E. Laiou, Constantinople and the La-tins: The Foreign Policy of Andronicus II (1282-1328), Cambridge, Mass., 1972; D. M. Nicol, "Symbiosis and Integration. Some Gre-co-Latin Families in Byzantium in the llth to 13th Centuries", Byzantinische Forschungen, S. 6/7 (1979), s. 113-135; G. W. Day, "Manuel and the Geneose: A Reappraisal of Byzan-tine Commercial Policy in the Late Twelfth Century", The Journal ofEconomic History, 1977, s. 289-301; D. Jacoby, Recherches sur la Mediterranee orientale du XII au XVsiec-le, Londra, 1979; R. S. Lopez, Storia delle co-lonie genovesi nel Mediterraneo, Bologna, 1938; G. I. Baratiuanu, Actes deş notaires geno-is de Pera et de la fin du treizieme siecle (1281-1290), Budapeşte, 1927, s. 102-104, 250-251, 342; F. Dölger, Byzanz und die euro-pâische Staatenıvelt, Darmstadt, 1964, P. Lamına, Oriente e Occidente nell'alto medioevo, Padua, 1968; K. Setton, Europe and the Levant, Londra, 1974, s. 388-430.
AYŞE HÜR
Dostları ilə paylaş: |