KirkçEŞme tesisleri


LEBON 200 201 LEONHI



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə310/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   306   307   308   309   310   311   312   313   ...   889
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • Bibi.
LEBON

200

201

LEONHI

Yaklaşık 32x36 m'lik bir alanda yer a-lan yapının, avlusu iki katlı revak sistemiyle çevrilidir. Revaklarm tuğla-derz doku-lu kemerleri yuvarlak şekillidir. Kemer sistemini taşıyan kare kesitli payeler ise örme taştandır. Üst kata çıkan, revak altındaki merdiven özgün durumunu kaybetmiştir.

Zemin kat mekânları revak altına birer kapı ile, üst kat mekânları ise birer kapı ve pencere ile açılırlar. Pencereler dikdörtgen taş söveli, üzerleri yuvarlak kemerlidir. Üstteki mekânlarda ocaklar günümüze u-laşmamıştır. Zemin kat mekânları ile revak sisteminde beşik tonoz olan örtü sistemi üst kattaki mekân ve revaklarda çapraz tonozdur.

Hanın ana cephesi Sabuncu Hanı So-kağı'na açılmakta ve çok değişmiş bulunmaktadır. Muntazam kesme taş ve tuğla-derz hatıllı cephe dokusu taştan yuvarlak kemerli kapı ile kesilmiştir. Üst kat cephesinin kapı açıklığı üzerinde taş konsolların taşıdığı çıkması vardır. Dikdörtgen şekilli, taş söveli pencereler bu cepheyi teşkilatlandırırken tuğla kirpi saçak üstten sınırlar. Hanın Fincancılar Yokuşu'na açılan cephesi ise aynı özellikleri göstermekle beraber yol kenarına uyum gösteren az derin birkaç dükkânla şekillenmiştir. Bibi. Güran, İstanbul Hanları, 92.

GÖNÜL CANTAY

LEBON

İstanbul'un Beyoğlu'ndaki eski, seçkin ve ünlü pastanelerinden.

Bir zamanlar İstanbul'un toplumsal yaşamında önemli bir yer tutan ünlü Lebon Pastanesi, 19. yy'ın ikinci yarısında Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerindeki Passage Ori-ental'in (Şark Aynalı Çarşı) köşesinde, 362 no'lu dükkânda hizmet vermeye başlamıştır. Burası, günümüzde, aslına sadık kalınarak yeniden açılma çalışmaları yapılan tarihi Markiz Pastanesi'nden(->) başka bir yer değildir.

Lebon Pastanesi, 1940'ta hemen karşı sırada, İstiklal Caddesi ile Kumbaracı Yo-kuşu'nun kesiştiği yerde bulunan 459 no' lu dükkâna taşınmış ve 20. yy'ın ikinci yarısında kapanana dek müşterilerine burada hizmet vermeye devam etmiştir. Lebon

Leblebici Ham'ndan bir

kapandıktan sonra, bir süre mobilya mağazası olan bu dükkânın yerinde bugün ABC Kitabevi bulunmaktadır.

Pastanenin kurucusunun, 1806'da İstanbul'da göreve başlayan 33. Fransız büyükelçisi General Horace Sebastiani'nin maiyetindeki Edouard Lebon olduğunu belirten kaynaklar yanında, bu konuda kuşku belirten ve pastanenin kurucusunun Edouard Lebon'un oğlu Mösyö Lebon o-

Sonradan


Markiz

Pastanesi'nin

açıldığı

Lebon'un ilk

yerindeki

"Sonbahar" adlı

fayans pano.

Burçak Evren

fotoğraf arşivi

labileceğini ileri süren kaynaklar da vardır. Edouard Lebon, sefaretten ayrılıp İstanbul'da kalmaya karar verdikten sonra Osmanlı sarayının başşekercisi M. Valla-ury'nin Galatasaray Sahne Sokağı köşesinde ve Hıristaki Pasajı yanındaki dükkânında çırak olarak çalışmıştır. Bu usta-çı-rak ilişkisi, Lebon'un bir süre sonra Valla-ury'nin kızıyla evlenmesi sonucu akrabalık ilişkileri haline dönüşmüştür.

Lebon, Vallaury'nin yanından ayrıldıktan sonra Şark Pasajı'ndaki Tremas Bak-kaliyesi'ni (eski Dimitrakopoulos) almış, o-rada "Cafe-Restaurant de Saint Petersburg" adını verdiği bir kafeyi çalıştırmıştır.

İşleri yolunda giden Lebon, bir süre sonra Şark Pasajı'mn bitişiğindeki 362 no'lu dükkâna taşınmış ve kendi adını verdiği pastaneyi açmıştır.

Mimar Alexandre Vallaury(->) tarafından iki katlı olarak yapıldığı bilinen bu dükkânın üst katı lokanta, alt katı ise pastane ve şekerci olarak hizmet vermiştir. İçi XVI. Louis tarzında döşenmiş olan dükkânın duvarlarındaki ünlü fayans panolar ise 1920'li yılların başında getirtilerek buraya monte edilmiştir. 1905 tarihli ve Ar-noux imzalı bu art nouveau tarzı panolarda, dört mevsim tasvir edilmiştir. Ancak,

kış mesimini tasvir eden pano, ya imalat ya nakliye ya da montaj esnasında hasara uğramış ve bu nedenle hiçbir zaman duvardaki yerini alamamıştır.

Fenerbahçe'de, 79 no'lu, Villa Mon Pla-isir adlı yapının ön ve arka cephelerinde bulunan dört mevsim panoları da aynı sanatçının, aynı tarzda yaptığı eserlerdir. Bunlar da, Lebon'daki benzerleriyle birlikte, İstiklâl Caddesi'nde dükkânı bulunan, seçkin Fransız gümüşçü-kristalci Degugis tarafından getirtilmiştir.

Bu arada, Lebon'un pastaneyi açmadan önce Paris'teki Leumenier ustaya yaptırdığı pasta-mutfak fırınının da eşi benzeri yoktu. Ancak 1888'de Alman İmparatoru II. Wilhelm'in II. Abdülhamid'i ziyareti nedeniyle aynı ustaya, Osmanlı Devleti tarafından bu fırının bir eşi daha yaptırılmış ve Dolmabahçe Sarayı'mn mutfağına yerleştirilmiştir.

Mösyö Lebon, 1938'de pastanenin idaresini yanında çalışan Kosti Litopoulos a-dındaki bir Ruma bırakmıştır. Kosti Litopoulos, ustasının yanında büyümüş ve bütün tatlıcılık sırlarını ondan öğrenerek "Chez Lebon, tout est bön" (Lebon'da her şey güzeldir) geleneğini sürdürmüştür. Yani Kosti Litopoulos döneminde de Lebon hem pastane hem de az çeşitli ama seçkin bir lokanta olarak eski düzenini bozmadan devam ettirmiştir.

Lebon müessesesi, 1940'ta Litopoulos ailesinin karşı sıradaki dükkânına taşınmış ve Kosti Litopoulos'un damadı Yahna tarafından işletilmeye başlanmıştır. Bu esnada, boşalan eski Lebon'un yerinde Bay Avadis Ohanyan Çakır tarafından açılan Markiz Pastanesi, Lebon Pastanesi'yle centilmence ve ciddi bir rekabet içinde, İstanbul'un elit tabakasına hizmet vermiştir.

Lebon Pastanesi, yeni yerinde de bütün özelliklerini uzun süre korumuş, ancak 1960'larda eski canlılığını yitirmiş ve bir süre sonra da kapanmıştır. 1992'de eskiden bulunduğu, bugün ABC Kitabevi olan yerin bitişiğinde Hotel Richmond'un altında, otel işletmesine bağlı olarak yemden aynı adla açılmıştır.

Resmi unvanı "Cafeterie, patisserie, gla-cier et restaurant Lebon" olan bu pastane-restoranın başta gelen özelliği, Avrupa üslubunda "cafe'lere benzemesiydi. Burada nefis şekerlemeler, pastalar, kahvaltı ve yemekler yenerek damak zevki tatmin edilirken diğer yandan sanatsal, siyasal, edebi ve akademik sohbetler yapılırdı.

Salah Birsel, Ab Beyoğlu Vah Beyoğlu adlı eserinde Lebon'un dört tür müşterisi olduğunu belirtmektedir. Bunlardan ilki, içlerinde Yahya Kemal'in de bulunduğu bir gruptur. Bu tür müşteriler, özellikle sabah keyfi yapmak için Lebon'a gelenlerdir. İkinci grup müşteriyi işadamları oluşturur. Bunlar öğle yemeğine gelirler ve genellikle sahanda yumurta ve ızgara et gibi çabuk hazırlanan yemekleri tercih e-derler. Üçüncü grubu Beyoğlu'na alışverişe çıkmış hanımlar oluşturur. Bu hanımlar, Lebon'dan pasta ya da şekerleme alır, yarımşar saatlerini de bir masada oturup çay içmeye ayırırlardı. Dördüncü ve son

grubu oluşturan müşteriler ise devlet adamı, edebiyatçı ve sanatçılardı. Bunlar, ülke sorunlarını konuşur, sanat ve edebiyat tartışmaları yaparken bir yandan da çaylarını yudumlarlardı.

Lebon'un müdavimleri arasında, Namık Kemal, Şinasi, Ebüzziya Tevfik, Pi-erre Loti, Claude Farrere, Said N. Duhani, Salah Birsel, Yunus Nadi, Nurullah Berk, Nuri Bey (Şatonöf), Kenan Yontuç, Yahya Kemal gibi birçok ünlü isim sayılabilir. Ünlü sanatçı Sarah Bernhardt bile Lebon' un ürünlerinden tatmadan İstanbul turnesini sona erdirmemiştir.

Bibi. S. N. Duhani, Eski İnsanlar Eski Evler, İst., 1982; ay, Beyoğlu 'nün Adı Pera İken, ist., 1990; Cezar, Beyoğlu, 413-415, 426; S. Birsel, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, İst., 1989, s. 39-56; J. Deleon, Pera Hatıratı, ist., 1933; ay, Eski istanbul'un (Yasayan) Tadı, İst., 1989, s. 30; G. Scognamillo, Bir Levanten'in Beyoğlu Anılan, ist., 1990, s. 132; R. Ziyaoğlu, 21. Yüzyıl Yaklaşırken Beyoğlu, İst., 1989, s. 65-67;. V. Dökmeci-H. Çıracı, Tarihsel Gelişim Sürecinde Beyoğlu, ist., 1990, s. 42-45; Ç. Gülersoy, "Markiz", Cumhuriyet, 13 Kasım 1989; ay, "İstanbul'un Avrupası", Şehir, Mart 1987, s. 62-73; Ö. A. Kaptan, Beyoğlu, Kısa Geçmişi, Argosu, İst., 1989, s. 66-68; H. Taner, "Dünkü Beyoğlu Bugünkü Beyoğlu", Milliyet Sanal, S. 97 (l Haziran 1984), s. 12; M. Baler, "Anılarla Eski Beyoğlu", Milliyet Sanat, S. 97 (l Haziran 1984), s. 17; A. Yesari, istanbul Hatırası, ist., 1987, s. 16-18; IKSA, III, 1250; Büyük Laro-usse, c. 12, s. 7401; ISTA, V, 2713-2837; M. Ekdal, Bir Fenerbahçe Vardı, İst., 1987, s. 121-126; M. Elitok, "Beyoğlu Markiz'i Bekliyor", Milliyet Fiesta, S. 42 (8 Mayıs 1994), s. 24-25. HALUK KARGI

LEONIH


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   306   307   308   309   310   311   312   313   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin