KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə485/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   481   482   483   484   485   486   487   488   ...   889
MASALLAR

Halk anlatmaları arasında; eğlendirmeyi amaçlaması açısından en önde gelen tür o-lan masallar, fıkra ve efsane gibi kısa anlatmalardan farklı bir yapıya sahiptir. Öbür türlere göre daha süslü bir anlatım üslubuna sahip olan masallar, ayrıca kuruluş itibariyle de modem hikâyeleri hatırlatmaktadır. Kendine has dünyasında, yine kendine has kahramanlarla iş gören masallar, sanıldığı gibi çocukları eğlendirmek, onları eğitmek amacına yönelik değildir. Batıdan gelen bir terimle "fabl" olarak adlandırılan "hayvan masallarında eğiticilik özelliğinden söz edilebilir; ancak "asıl halk masalları" diye adlandırdığımız ve masalların büyük bir bölümünü oluşturan örnekleri yalnızca eğlendirme aracı olarak düşünmek gerekir. İçlerinde, gerçekçi o-laylarla örülmüş olanların varlığı da unutulmamalıdır.

İstanbul masalları, bütün özellikleriyle Türk masallarına benzemektedir; Anadolu'nun herhangi bir yerinde anlatılan bir masalı, İstanbul'da da aynı yapı ile dinlemek mümkündür. Bu da masalın vazgeçilmez bir özelliğidir. Aralarında görülebilecek farklar anlatıcıdan kaynaklanan, bütün anlatmalarda görülebilen değişmeler olacaktır.

İstanbul masallarını ilk derleyenler Mehmed Tevfik(->) ile Ignâcz Kûnos(->) olmuştur. M. Tevfik'in, bir kısmı tarihsiz olan, geçen yüzyılın ikinci yarısında yayımlanan eserlerinde fıkra-latife türü anlatmaların yanında masallara da yer verilmiştir. İstanbul'da Bir Sene'nin (1299) ilk 3 ayını içine alan cüzlerinde Türk masallarının eri güzellerinden birkaç tanesi yer almaktadır. Bunların derlenip-dinlenip yayımlanması, L Kûnos'un İstanbul'a gelmesinden üç yıl öncesine rastlamaktadır.

Künos Türkiye'de kaldığı 1885-1890 a-rasında İstanbul'da da pek çok masal derlemiş ve bunların bir bölümü o yıllarda değişik dillerde yayımlanmıştır. Oszmân-Tö-rök Nepköltesi Gyujtemeny (Osmanlı Türk Halk Edebiyatı Külliyatı) adlı eserinin bi-

I. Kûnos'un



Boszporuszi

Tündervilâg

(Boğaziçi

Perileri,

Budapeşte,

1923) adlı

kitabının

kapağı.

M. Sabıi Koz

koleksiyonu

;İ8 <0> § 2 İP© M HJ

: f® NB^lEVI t &C

"

rinci cildi (1887) bütünüyle masallara ayrılmış, ikinci cildin başında da (1889) yine masallara yer verilmiştir. Her iki ciltteki toplam 98 masalın kaçının İstanbul'dan derlediği pek beEi değilse de, I. Kûnos'un 1925'te Ankara ve İstanbul'da verdiği konferanslarından meydana gelen Türk Halk Edebiyatı (1925) adlı eserinden anlaşıldığına göre o, İstanbul'da pek çok masal derlemiştir. Şair Nigâr Hanım'ın evindeki bir toplantıda Recaizade Mahmud Ekrem, Münif Paşa gibi dönemin ileri gelenlerinin de hazır bulunduğu bir mecliste, ev sahibesinin annesiyle bir bestekârın anlattığı masalların metinleri de konferansında yer almaktadır. Hepsinden önemlisi Kûnos'un 1905'te yayımladığı Türkische Volks-mârchen aus Stambul adlı eseridir. "İstanbul" adıyla "masal" kavramının ilk defa bir araya getirildiği bu eserde 51 masal metnine yer verilmiştir. Bu kitaptan önce de, I. Kûnos'un külliyatından yapılan aktarma ve tercümelerle bazı İstanbul masalları kitaplara ve dergilere girmiştir. I. Kûnos'un Boszporuszi Tündervilâg (Boğaziçi Perileri, 1923) adlı eserinde de İstanbul'dan derlenmiş masallar bulunmaktadır.



İstanbul hayatının her safhasını sık sık ele alan, hattâ en yakın dal olan fıkra konusunda pek çok örnek veren Ahmed Ra-sim'de ise masalın pek yer almadığını görüyoruz. Hattâ onda "hikâye", "fıkra" ve "masal" kavramları bugünkü anlayışımızdan oldukça farklıdır. Ahmed Rasim Kö-roğlu'nu, Kesikbaş'ı, Kerem ile Aslı'yı, Leylâ ile Mecnûn'u, Keloğlan'ı ve İki Başlı Dev'i hep "eski masallar" olarak adlandırmaktadır. Ancak onun çeşitli eserlerinde, İstanbul'a ait olmaktan çok, bütün Türk toplumunda anlatılan, "Aslan ile Kedi", "Boyalı Çakal", "Evlendirilen Kelebek" vb masalların yer aldığı görülmektedir.

İstanbul masallarım derleyenler arasında Naki Tezel'in de önemli bir yeri vardır. Onun, Halk Bilgisi Haberleri^-*) dergisinde aralıklı olarak 3 yıl süresince yayımladığı (1936-1938) 72 masal, daha sonra aynı ad altında kitap olarak da yayımlanmıştır. Bu kitaptaki masallardan bazıları daha sonraki yıllarda yabancı dillere de tercüme edilmiştir.

İstanbul masalları konusunda Naki Te-zel'le birlikte Halk Bilgisi Haberlerinde metin yayımlayanların başında dörder masalla Aliye Muazzez (Tomris) (1934) ve Sa-bahat Yergün (1935-1936) gelmektedir. Hasibe Nazif ile Nahit Tarhan'ın da birer derlemesi vardır.

19401ı yılların ortasından itibaren Türk masallarına eğilen Pertev Naili Boratav, hocası Wolfram Eberhard'la birlikte yayımladığı Typen türkischer Volksmârchen (Wiesbaden, 1953) adlı masal tipleri katalogunda, çoğunluğu basılı olmayan 5.000 kadar masal metnini incelemiştir. 1947'de ilk 60 masallık bölümünün incelendiği bu katalogda değerlendirilen masalların bazıları, Boratav'ın Zaman Zaman İçinde (1959), Az Gittik Uz Gittik (1969), Contes Turs (1945) ve Türkische Volksmârchen (1967) adlı eserlerinde yayımlanmıştır.

Batıda ve Türkiye'de yabancı dillerde

Ya hak dede, ya hak dede,

Geldi kapıya "tak" dedi.

İçerden bir güzel çıktı,

Evde kimseler yok, dedi...

Erkek:

Evde kimseler yok ise,

İki şeftali var ise,

O da dedenin hakkiyse,

Aç kapıyı hanım kızım!..

Kız:

Haydi dedem, git işine

Ateşler yakma başına

Ben söylerim kardeşime;

O gelir senin hakkından...

Karlı dağı aştım geldim,

Sevdalara düştüm, geldim.

Babana danıştım, geldim;

Aç kapıyı hanım kızım...

Kız:

Karlı dağı aşan çoktur;

Sevdalara düşen çoktur;

Şenin gibi bir hak dede,

Ömrümde gördüğüm yoktur...

Erkek:

Benim adım, Ali, Veli;

Her bir odam ipek halı;

Bende çoktur dünya malı,

Aç kapıyı hanım kızım!..

Kız:

Benim adım Havva kadın

Bir bakışım yüz bin alün

Sen bir dede, ben bir kadın;

Haydi, dedem, git işine!..

Erkek:

Öyle olsun, öyle olsun;

Kaftanın inciden olsun;

M. Önüs,


Cebimdeki yüz bin altun, O da hanını kızın olsun...

KlZ:

Haydi hatırın kalmasın;

Akşamdan erken yatalım;

Sabahtan erken kalkalım;

Bu işi anam duymasın...

Anası kızına:

Arım arım arattırdım,

Aramadık yer koymadım;

Akşam namazı kılmadım;

Nerde yattın a evlâdını?..

Kız:

Erme, benden işkil olma!

Başıma geleni sorma.

Dün gece yerimi sorarsan

Teyzemin evinde yattım...

Anne:

Arım arım arattırdım;

Aramadık yer koymadım;

Teyzene haber yolladım;

Orda yoktun a evlâdım..!

Kız:

Anne benden işkil olma,

Aşk u sevdalan sorma...

Dün gece yerimi sorarsan;

Bir dede koynunda yattım...

Anne:

Ha kızım şöyle, ha kızım böyle

Bu işin doğrusunu söyle...

O yiğitle gönlün eğle;

Ezelden biz de öyleydik...

Kız:

Atılsın toplar atılsın;

Ay ile güneş tutulsun...

Konu, komşular toplansın.

Nikâhımız da kıyılsın...

"istanbul'da Kullanılan Yamltmacalar, Ölçülü Fıkralar", HBH, S. 101 (Mart 1940), s. 122-124

len ve "işleme masal" havasını veren metinlerdir. "Gülmeyen Sultan", "Kadın Fena Olmasın" ve "Zümrüdüanka" adlı masallar, derleme masalların tabii özelliklerinden biraz uzaklaşmış gibidir. Zaten kitaptaki pek çok masal için verilen, masalın Vasfı Mahir Kocatürk tarafından yazıldığını belirten not da bu noktayı aydınlatmaktadır.

1949'da yayımlanmaya başlanan Türk Folklor Araştırmaları^ dergisinde İstanbul masalları yok denecek kadar azdır. Sadece Girizan Tunara'nın 2 masal metni yayımlanmıştır.

Türkiye üniversitelerinde hazırlatılan bitirme tezleri arasında İstanbul masallarına yer verenlerine rastlamlamamıştır; ancak İstanbul'un en uzak ilçesi olan Yalova' da birkaç masal derlenmiştir.

İstanbul masalları genel Türk masallarının yapılarının özelliklerini gösterir. Buna göre anlatıcının ustalığına bağlı olarak masalın başına eklenebilen bir tekerleme, olayların belirli plan çerçevesinde anlatıldığı, masalın kendisi ve yine anlatıcının yeteneğiyle orantılı olarak sonuna getirilebilecek olan bitiş tekerlemesi bilinen yapı özellikleri arasındadır (bak. tekerlemeler).




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   481   482   483   484   485   486   487   488   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin