MEHMED ŞEMSEDDİN EFENDİ TEKKESİ
Fatih Ilçesi'nde, Hırkaişerif'te, Mimar Sinan Mahallesi'nde, Keçeciler Caddesi ü-zerinde, Akşemseddin Mescidi'nin(->) yakınında yer almaktadır.
Şeyh Mehmed Şemseddin Efendi (ö. 1812) tarafından 18. yy'ın son çeyreğinde tesis edilmiş, vakfiyesi 1203/1788'de düzenlenmiştir. Şeyh M. Şemseddin Efendi Bayramîliğin(->) Şemsî kolunu kuran Ak-şemseddin'in(-») torunlarından ve Kadirîliğin^) Resmî kolunu kuran Şeyh Mustafa Resmî Efendi'nin (ö. 1793) halifelerin-dendir. Vefatından sonra tekkenin postuna oğulları Şeyh Ahmed Izzeddin Efendi (ö. 1813) ile Şeyh Mehmed Muhyieddin Efendi (ö. 1862) geçmiş, daha sonra Şeyh Hayrullah Efendi postnişin olmuştur. Tekkenin son şeyhi olan ve yaşı küçük olduğu için kendisine Şeyh Mehmed Sadred-din Efendi'nin naip olduğu Hayrullah Efendi de bu şeyhin torunu olmalıdır. Ayin günü perşembe olan tekke kaynaklarda, "Akşemseddin" ve "Şeyh Muhyî Efendi" adları ile de zikredilir. Dahiliye Nezareti' nin R. 1301/1885'te hazırlattığı istatistik cetvelinde tekkede 8 erkek ile 7 kadının ikâmet ettiği belirtilmiştir. Müşir Asaf Paşa tarafından 1311/1893'te yeniden inşa ettirilen tekke 1925'ten sonra bakımsız kalmış, önce tevhidhane, 1970'lerde de harem ve selamlık bölümlerini barındıran ahşap bina ortadan kalkmış, günümüze yalnızca onarım gören türbe bölümü intikal e-debilmiştir.
Tekkenin, Akşemseddin tarafından II. Mehmed (Fatih) döneminde (1451-1481) vakfedilen bir mescidin yanında, Akşemseddin neslinden gelen bir şeyh tarafından yaklaşık üç yüzyıl sonra inşa ettirilmesi dikkat çekicidir. Her iki yapının da, Fatih tarafından Akşemseddin'e temlik edilen geniş bir arsanın parçalan üzerinde tesis
edilmiş olmaları muhtemel görünmektedir. Diğer taraftan, bu tekkenin yapımından bir buçuk yüzyıl kadar önce Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde, istanbul' daki tarikat yapıları arasında "Alipaşa kur-bünde" bulunan "Tekke-i Akşemseddin' den" söz edilmektedir. Akşemseddin tarafından, mescidin yakınında (veya "derû-nunda") bir Bayramî zaviyesinin tesis edilmiş olması, torunlarından Kadirîliğe mensup Şeyh M. Şemseddin Efendi'nin, zamanla ortadan kalkan ya da meşihatı kesilen bu zaviyeyi ihya etmiş olması da ihtimal dahilindedir. Ancak kaynaklarda bu hususu aydınlatacak herhangi bir ipucu bulunmamaktadır.
Vakıflar Arşivi'nde bulunan 1966 tarihli rölövede tekkenin türbe ve harem-se-lamlık bölümleri tespit edilmiştir. Kagir duvarlı, kısmi bir bodrum katı üzerine oturan iki katlı ahşap harem-selamlık kanadı Keçeciler Caddesi üzerinde, türbeye bitişik olarak yer almaktadır. Tasarımı ve cephe düzeni ile bir konak yavrusu niteliğinde olan bu yapının caddeye açılan iki girişi vardır. Soldaki harem bölümüne, sağdaki ise, türbeye komşu olan selamlık bölümüne aittir. Orta sofalı plan tipinin görüldüğü harem bölümünde, her iki katın da ekseninde dikdörtgen planlı sofalar uzanmakta, sofaların dibindeki üç kollu merdiven katlar arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Harem girişi zemin kat sofasına açılmakta, üst kat sofası, cadde yönünde, girişin üzerine isabet eden yerde bir çıkma ile genişletilmiş bulunmaktadır. Sofaların yanlarında ikişer oda ile bunların arasında birer hela-abdestlik birimi sıralanır. Sofaların sağındaki hela-abdestlik mekânları selamlık bölümüne açılmakta, arka bahçeye bakan köşe odaları mabeyin o-dası niteliğinde olup harem-selamlık bağlantısını kurmaktadır. Hareme göre daha ufak boyutlu olan selamlık bölümü ise yamuk planlı sofalara açılan, zemin katta bir, üst katta iki odadan ibarettir.
Yamuk planlı türbenin Keçeciler Caddesi üzerindeki cephesinde, solda dikdörtgen açıklıklı ufak bir kapı, bunun sağında, basık kemerli, çok geniş bir ziyaret penceresi yer alır. Tekkenin banisi Şeyh M. Şemseddin Efendi ile neslinden gelen post-nişinlerin ve aile fertlerinin gömülü oldukları türbenin bu cephesi yatay ahşap kaplamalarla, ziyaret penceresi de demir par-
Mehmed
Şemseddin
Efendi
Tekkesi'nde
türbenin
Keçeciler
Caddesi
üzerindeki
cephesi.
M. Baha Tanınan,
1983
maklıklarla donatılmıştır. Parmaklık, kemerin üzengi hizasına kadar yatay çubuklardan oluşmakta, basık kemerin aynasında ise, eksendeki yarım daireden dağılan ışınlar görülmektedir. Türbe girişinin üzerine konmuş olan, ta'lik hatlı ve düz yazılı kitabede tekkenin 1311/1893-94'te "müşirân-ı izamdan Asaf Paşa hazretleri tarafından müceddeden inşa edildiği" belirtilmiştir. Ortadan kalkmış bulunan tev-hidhanenin türbe ile selamlık bölümlerinin arkasında bulunduğu belli olmaktadır.
Bibi. Çetin, Tekkeler, 585; Aynur, Saliha Sultan, 38, no. 180; Âsitâne, 16; Osman Bey, Mecmua-i Cevâmi, I, 8-9, no. 8, 96-97, no. 148; Münib, Mecmua-i Tekâyâ, 14; İhsaiyatll, 20; Vassaf, Sefine, V, 272; Zâkir, Mecmua-i Tekâyâ, 71; "Akşemseddin (Şeyh Şemseddin, Şeyh Muhyi Efendi) Tekkesi", İKSA, I, 568-569.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |