Medrese: Caminin güneybatı köşesinde yer almakta, kısa bir duvarla cami kitlesine bağlanmaktadır. Girişin bulunduğu kuzey cephesi kesme taşla, diğer cepheler moloz taşla örülmüştür. Medrese, kare planlı, üstü açık bir avluyu çepeçevre kuşatan, yuvarlak kemerli ve kubbeli revak-lar ile üç yönde (doğu, batı ve güney) bunların arkasında sıralanan on dört adet talebe hücresi ve giriş eksenindeki dershane-mescitten meydana gelir. Kuzey cephesinin eksenindeki girişin basık kemeri, iki renk taşla örülmüş ve yanlarda küçük nişlerin yer aldığı, sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Revaklarda baklavalı başlıklar kullanılmış, revağın sağ (batı) kanadındaki kubbeler yıkıldığı için yerlerine bu kanat boyunca uzanan bir beşik tonoz inşa edilmiştir. Kare planlı hücreler birer ocakla donatılmış, dışarıya açılan birer pencere ile aydınlatılmıştır. Köşe hücrelerinde ise ikişer pencere görülür. Kubbesi yıkılmış olan dershane köşeleri pahlanmış kare bir plan arz eder.
Hamam: Külliyenin kuzeybatı köşesini işgal eden bu yapı çifte haman olarak tasarlanmıştır. Cadde üzerindeki erkekler kısmına ait giriş cephesinin geçen yüzyılda son şeklini aldığı, kapının üzerine ta' lik hatlı, tarihsiz bir onarım kitabesinin yerleştirildiği görülmektedir. Her iki kısımda da kare planlı ve çatılı olan soğukluk (cemakân) bölümlerinin kalın duvarları aslında bu birimlerin kubbe ile örtülü olduğunu düşündürür.
Erkekler kısmında ılıklık, biri büyük, diğeri küçük, kare planlı ve kubbeli iki birimden oluşmakta, sıcaklık bölümünde kare planlı ve kubbeli ana mekânın solunda (doğusunda) biri kubbeli, diğeri beşik tonozlu iki halvet birimi, sağında da kubbeli diğer bir halvet teşhis edilmektedir. Hamam, asimetrik ve alışılmadık plan düzeni ile dikkati çeker. Nitekim kadınlar kısmında, tek bir birimden ibaret olan ılıklığı sivri kemerlerle birbirine bağlanan, kare planlı ve kubbeli üç birimden müteşek-
kil, "L" planlı bir sıcaklık bölümü izlemekte, ılıklığın solunda kalan birim de sıcaklığa bağlanan bir halvet olarak değerlendirilmiş bulunmaktadır. Erkekler kısmının içinde yer alan manzum bir kitabe, halvetlerden birinin Sünbül Efendi tarafından kullanıldığını belirtir.
Türbeler: Sünbül Efendi Türbesi ile tekke şeyhlerinin gömülü oldukları diğer türbeler Sünbül Efendi Tekkesi'nin(->) mimari programı içinde değerlendirilmelidir. Serasker Rıza Paşa'nın (ö. 1920) Sünbül Efendi Türbesi'ne bitişik olan türbesinde, alt kısmı silindir biçimindeki gövde yarı yarıya giriş bölümünün içinde kalmakta, türbe mekânı, mermer sütunlara oturan dört a-det kemerli açıklıkla bu bölüme açılmaktadır. Gövdenin dışa taşkın olan diğer yarısında, köşeleri çeyrek dairelerle donatılmış basık kemerli, mermer söveli.ve demir parmaklıklı bir pencere yerleştirilmiştir. Yine bu kesimde, silindir biçimdeki gövdenin üst kesimi sekizgen prizmaya dönüştürülmüş, sekizgenin kenarlarına, beyzi tepe pencereleri konmuştur. Türbeyi örten, içeriden bağdadi sıva, dışarıdan kurşunla kaplı kubbe, ampir üslubunda(->) madeni bir alemle taçlandmlmıştır.
Serasker Rıza Paşa Türbesi'nin doğu kenarına bitişen türbedar dairesi dikdörtgen planlı, kagir duvarlı ve çatılı bir yapıdır. Güneye açılan kapısının yanında, türbede-kilerin eşi olan üç adet pencere sıralanır.
Caminin doğusunda, Sünbül Efendi Türbesi'nin karşısında yer alan Safiye Hatun Türbesi, klasik üslupta, sekizgen prizma biçiminde ve kubbeli bir yapıdır. Bütünüyle kesme küfeki taşı ile inşa edilmiş olan türbenin kuzeye açılan basık kemerli gi- • rişinin önüne tek kubbeli bir saçak yerleştirilmiştir. Söz konusu kubbe, baklavalı başlıklara sahip yeşil porfirden iki sütunun taşıdığı sivri kemerlere oturur. Türbe kita-besizdir. Devrinden kalma olan, geometrik taksimatlı ahşap kapı kanatlarının tablalarında Arapça ve Türkçe beyitler yer alır. Her cephede altlı üstlü ikişer pencere bulunmakta, alt sıradaki pencerelerin üzerinde Bursa kemeri biçiminde hafifletme kemerleri dikkati çekmektedir.
Hz Hüseyin'in kızlarına ait olduğuna inanılan Çifte Sultanlar'ın açık türbesi, dikdörtgen planlı, kagir bir kaide üzerine o-turtulmuş madeni şebekeler ile soğan kubbe biçiminde madeni bir kafesten meydana gelir. Tepe noktasına "Maşallah" ibaresi içeren madeni bir alem yerleştirilmiş, şebekenin üst hizasına Yesarîzade'nin taliki ile koyu yeşil zemin üzerine yaldızla yazılmış (zerendûd) mısralar içeren bir dizi kartuş konmuştur. Türbenin çevresi ayrıca ikinci bir parmaklıkla kuşatılmıştır.
İstanbul'da bir başka benzerine rastlanılmayan Zincirli Servi, devrilmemesi için ahşap desteklerle takviye edilmişken, son yıllarda bunların yerine beton destekler konmuştur. Ağacın gövdesini kuşatan ve Ayvansaray'da yine Koca Mustafa Paşa tarafından kiliseden tahvil edilmiş Atik Mustafa Paşa Camii'nde(->) makamı bulunan sahabeden Hz Câbir'in hanımı Dâye Ha-tun'a izafe edilen ahşap türbenin cephelerinde kafesli dikdörtgen pencereler görülür. Saçak altında sıralanan ve Yesarîza-de'nin taliki ile yazılmış on iki beyitlik bir manzumeyi barındıran ahşap levhalar son yıllarda yok edilmiştir. Söz konusu manzume tarihsiz olduğundan türbenin hangi yılda ihdas edilmiş olduğu kesin olarak tespit edilememekte, ancak 1817-1849 arasında yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |