Lutfen dikkat!...
En asagidaki 8. Bolum Kent HABERLERi basligi altinda yeralan
gazete haber kupurlerini acamiyorsaniz...
Asagidaki yolu izlemenizi oneririz.
Soyle ki, bilgisayariniz internete bagliyken; fare/mausunuzun imlecini(ok seklindeki ) acmak istediginiz haber satirinin uzerine getirin ve sonra
bir elinizle "Ctrl" tusuna basarken, fare/mausunuzun “sol tusunu” tikladiginizda, haber kupuru internet uzerinden acilir...
06 SUBAT 2013 CARSAMBA
SESi DUYULMADIGI iCiN FARK EDiLMEYEN, FARK EDiLMEDiGi iCiN GOZDEN KACAN
Kent DUYURULARI ve Kent HABERLERi
KENDiNE ve KENTiNE DUYARLI, 67.080 KiSi VE KURUMUN BiLGiSiNE GONDERiLMEKTEDiR.
1. Bolum- Kent DUYURULARI
ARMAGANLA YASAMAK
EKO-TOPLASMA
Tarih: 07 Subat 2013 Persembe
Saat: 19.00 - 21.00
Yer: Bil-Yay Vakfi Konferans Salonu
Adres: Istiklal Caddesi. Hasnun Galip Sokak. Pembe CikmaziNo:4 D:6 Beyoglu-Istanbul
Eski Hayal Kahvesinin oldugu sokaktan girip ilk saga doneceksiniz. Orada ilk sola girip karsiniza cikan kahveye
Bilyay Vakfini sorabilirsiniz
Insan olarak kendimizi bu doganin hukumdari mi hissediyoruz, yoksa bir parcasi mi? Evreni icinde barindirdiklariyla kabul edip ona sanki bir kelebek kanadinda tasiniyormuscasina hassas mi yaklasiyoruz yoksa yasadigimiz surecte ondan ne alabilirsek kardir, daha fazlasini istemek benim en dogal hakkim zihniyetinde hoyratca onu hirpaliyor muyuz? Filiz Telek yasadigi dunyaya iyi davranan ve onun bize sunduklarini gormeyenlere fotograflarla gosteren, duymayanlara siirlerle anlatan, seyyah olup karis karis gezerek anlara sahitlik eden, paylasan, surdurulebilirlik felsefesini yasam felsefesi haline getirmis; yasadiginin hakkini veren biri. Dunyaya vermek uzere geldigimiz armaganlarimizi ozgurce ve kosulsuzca verdigimiz, paranin sukranin bir ifadesi ve hayati destekleyen bir enerji oldugu, severek ve butune katki bilinciyle 'gecim derdi' olmadan sevdigimiz seyleri yaparak yasadigimiz bir dunya hayal edebiliyor musunuz? Filiz Telek boyle bir dunyanin mumkun olduguna ve bunun artik zamaninin geldigine inaniyor ve yasamini bu inanc ve vizyon dogrultusunda yasiyor. Ic sesini dinleyerek ve armaganlarini vererek nasil yasadigini bizlerle paylasacak. Genc Cevre Girisimi olarak, Zumbara ile birlikte duzenledigimiz besinci eko toplasmamizda Filiz Telek'i agirliyoruz. Sevgiyle...
Tarih: 7 Subat 2013 Persembe
Saat: 19.00 - 21.00
Mekan: Bil-Yay Vakfi Konferans Salonu
Istiklal Caddesi. Hasnun Galip Sokak. Pembe Cikmazi
No:4 D:6 Beyoglu-Istanbul
Eski Hayal Kahvesinin oldugu sokaktan girip ilk saga doneceksiniz. Orada ilk sola girip karsiniza cikan kahveye
Bilyay Vakfini sorabilirsiniz :)
www.bilyay.org.tr
Facebook Etkinligi: bit.ly/ekotoplasma-0702
Twitter Hashtag: #ekotoplasma
Etkinlik Kontenjanimiz 80 kisiyle sinirlidir.Lutfen zamanli gelip yerinizi kapiniz :)
Filiz Telek Kimdir?
Filiz Telek, amaci insan bilincinin evrimine katkida bulunmak ve insan ruhunda olasiliklarin ve kutsal olanin varligini uyandirmak olan bir yazar, sair, fotografci, seyyah, grup surecleri ve diyalog kolaylastiricisi, hikaye anlaticisi ve topluluk orgutleyicisidir .Bu amacina, kendi yolculugunu paylasarak, yazarak, insanlari diyalog ortaminda bir araya getirerek ve kolektif ogrenme ve yaraticilik surecleri tasarlayip kolaylastirarak ulasmaya calisir.
Bogazici Universitesi Isletme mezunu olan Filiz, bir toplum orgutleyicisi olarak, 2005 yilindan beri Turkiye’de ozellikle surdurulebilir yasam konusunda pek cok oncu projede yer almis, seminerler ve egitimler organize etmis ve topluluklari daha iyi bir dunya icin sorumluluk almalari konusunda cesaretlendirmistir.
Filiz, Surdurulebilir Yasam Film Festivali’ni yaratmis, Turkiye Permakultur Agi ve Slow Food Genclik Gida Hareketlerine onculuk yapmis, Turkiye’de ilk kez Art of Hosting Participatory Leadership egitimini, Ekolojik Mimari ve Dogal Yapi Atolyesini ve Anadolu Jam bulusmasini organize etmis, Turkiye’de ve dunyanin farkli yerlerinde ogrenme surecleri tasarlayip kolaylastirmistir.
Filiz’in bir kolaylastirici olarak en buyuk tutkusu kolektif sureclerde birlikte calismanin yeni yollarini kesfetmek, gruplarda ortak aklin ve yaratici potansiyelin ortaya cikmasina katkida bulunmaktir.
Su anda ise ona buyuk heyecan veren dunyanin ve insanligin donusumu ve cesur yeni dunyanin dogumu ile ilgili hikayeler toplamak ve paylasmak uzere yollardadir…Armagan ekonomisinde yasar, armagan kulturunun gelismesi icin calisir.Zaman bankasi Zumbara'nin bilgelik cemberindedir.
Filiz bu sohbette 2012 yilinda yaptigi Cesur Yeni Dunya yolculugundan hikayeler ve armagan ekonomisi deneyimini paylasacak.
Daha fazla bilgi icin;
www.cesuryenidunya.org
www.surdurulebiliryasam.wordpress.com
www.womenaremedicine.com
HAYDARPASA GAR’DA 32’iNCi HAFTA PERSEMBE EYLEMiNE BEKLERiZ... TARiH: 07 SUBAT 2013 PERSEMBE, SAAT 20.00-21.00
54’UNCU HAFTA HAYDARPASA GAR EYLEMiNE, BU KEZ YiNE BEKLERiZ...TARiH: 10 SUBAT 2013 PAZAR, SAAT 13.00 – 14.00
"Haydarpasa gardir gar kalacak” diye haykiracagiz
AKP iktidari 2004 yilindan itibaren Haydarpasa Gar ve Liman ile cevresindeki 1 milyon m2’lik kamusal ve kentsel ve tarihi sit alani olan bolgeyi ticaret ve is merkezine donusturmek istemektedir. Bu yagma uygulamasina da “Marmaray projesi ile Haydarpasa Gar zaten islevsiz kalacak” seklinde gerekcelendirip halki kandirmaktadir.
Istanbul Buyuk Sehir Belediye Meclisinde kabul edilerek askiya cikartilmis olan 1/5000 olcekli Haydarpasa Gar ve cevresi hakkindaki Koruma Amacli Nazim Imar Planina gore Gar binasina KULTUR, KONAKLAMA (OTEL) islevi verilmis, giris katina da TCDD faaliyetleri icin kullanilabilir denilmistir.
Ancak son gunlerde gerek Istanbul Buyuk Sehir Belediye Baskani, gerekse Ulastirma Denizcilik ve Haberlesme Bakani tarafindan kamuoyuna yapilan aciklamalarda Haydarpasa Gar’in artik islevini yitirdigi demiryolunun Haydarpasa gara ihtiyaci olmadigi, ancak Ayrilikcesme ile Haydarpasa arasinda nostaljik tren isletilebilecegi aciklanmistir.
TCDD, Gebze Kosekoy arasindaki Yuksek Hizli Tren projesi calismalarini gerekce gostererek 1 Subat 2012 tarihinden itibaren de Haydarpasa Gar’a gelen ve giden tum anahat trenlerinin seferlerini sonlandirdi. Ve boylece Haydarpasa’nin trensizlestirilerek yalnizlastirilmasinin ve yagma projelerin uygulamasinin onu acilmak istendi.
104 yildan beridir gar olarak hizmet veren ve Istanbul’un simgesi haline gelmis dunya kultur mirasimiz Haydarpasa Gari ve Limanin endustriyel islevini devam ettirmesi ayrica bu bolgede uygulanmak istenen yagma projelerinin hayata gecmemesi icin Haydarpasa Dayanismasi olarak;
Her Pazar 13;00 -14;00 saatleri arasi Haydarpasa Gar Merdivenleri’nde ailelerimizle nobet tuttuk tam 50 hafta. Dayanismanin sanattan, edebiyattan kopuk olmamasi icin; her Persembe 20;00 - 21;00 saatleri arasinda, sarkili, turkulu, folklorlu, keman dinletili, jonglorlu amatorce etkinlikler duzenledik tam 28 kez. Konuklarimiz da oldu duyarli sanat cevrelerinden.
Hava kosullari cogunlukla bize gulumsedi, bazen semsiye altinda islanmamak icin bazen de gunesten korunabilmek icin kullanarak merdivenlerdeki yerlerimize sahip ciktik.Hava kosullari bundan sonra pek yardimci olmayacak gibi dursa da bizler semsiyelerimizle, atkilarimizla sarinip sarmalanip surdurmeyi dusunuyoruz kararlilikla.
Degerli basin emekcimiz,
Bu donemde bize daha da bir “duyarli cogunluk” katkisi olmali, destek vermeli.
Sizlerden de bu konuda destek talebimiz vardir.Buna simdi daha da cok gereksinimimiz vardir.
Haydarpasa ve cevre sinin rantsal donusumunu saglayacak olan sozde koruma amacli nazim imar plani aski surecinde yapilan itirazlarin IBB Meclisinde degerlendirilmesi ve Mimarlar Odasi, BTS ve LimanIS in acmis olduklari iptal davasi hala sonuclanmamistir.
Bu gelismelere ilaveten ise TCDD Yonetim Kurulu’nun, aldigi resmi bir karar ile haydarpasanin gelir getirici projelerde degerlendirilmesi icin Ozellestirme Idaresi’ne basvuruda bulundugu gercegidir.
Iste tam da bu konumda konu ile ilgili haber bilgilerinize Haydarapasa ve cevresini birkez daha gundeme getirmenizi ve daha da onemlisi burada her turlu olumsuz kosula ragmen bir direnc gelistigini ve Haydarpasa Dayanismasi ile refleks gosterilmesinin uzun bir sureden beri surdugunu anlatarak konuyu sayfalariniza bir kez daha KONUK etmenizi diliyoruz. Buna gereksinimimiz var TOPLUM olarak.
Emekci ve alt gelir gruplarinin yasam alanlarini yok ederek nufuslarini zorla ceperlere suren, kamusal alanlari kavsaklastirip, AVM’lestirip, ozellestirip erisilmez kilan neoliberal belediyecilik, anlasilan rant beklentisiyle alt gelir gruplarina bu kentin kiyilarini da cok goruyor.
Paranin demokrasisi tarafindan birer ikiser zapt edilerek elimizden alinan mahalleleri, kentsel mekanlari, kamusal alanlari ve son kertede tuketilecek koskocaman bir metaya donusecek kentin kendini geri kazanip "kent hakki"ni tesis etmek icin, basta Taksim, Haydarpasa, Galata olmak uzere tum kamusal alanlari, yikim tehdidi altindaki mahalleleri, pikniklerle, senliklerle, toplantilarla doldurmanin zamanidir simdi.
Ve oyleyse 07 Subat 2013 Persembe gunu 20.00-21.00 saatleri arasinda
Haydarpasa Gar Merdivenlerinde hep birlikte Haydarpasa Gara sahip cikmanin tam zamanidir simdi.
Ve oyleyse 10 Subat 2013 Pazar gunu 13.00-14.00 saatleri arasinda
Haydarpasa Gar Merdivenlerinde hep birlikte Haydarpasa Gara sahip cikmanin tam zamanidir simdi.
Haydarpasa Dayanismasi Aktivistleri
Haydarpasa Gar Asla Yalniz Kalmayacak…..
CUMHURiYET'iN TERSANESi
KAPATILIYOR - Tansel Timur / ttimur52@gmail.com / http://tanseltimur.blogspot.com/
Turkiye Denizcilik Isletmeleri Yonetim Kurulu’nun 4 Ocak 2013 tarihinde aldigi bir kararla, TERSANE-I AMIRE’nin Cumhuriyet doneminde yeniden insa edilmis en onemli parcasi olan CAMIALTI TERSANESI’ni kapatacagi ogrenilmistir.
Boylece, -adinda hala mevcut olmakla birlikte- ozellestirmeden sonra “deniz”le ilgisi artik sadece TV reklam filmlerinde kalmis olan Denizcilik Bankasi’ndan sonra, Turkiye Denizcilik Isletmeleri de denizle olan bagini hemen hemen koparmis ve boylece bir anlamda kendi varlik nedenini de inkar etmis olmaktadir.
AsIk Serdari yillar once artik soyleyecek bir soz bulamayinca, asagidaki dortlukleri dokturmus.
Bizlerin herhalde daha soylenecek cok sozumuz var ve de olmali, ama -simdilik- Serdari’yi anmakla yetinelim:
Nesini soyleyim canim efendim,
Gayri duzen tutmaz telimiz bizim.
Arzuhal eylesem deftere sigmaz,
Omuzdan kesilmis kolumuz bizim.
Zenginin sozune “beli” diyorlar,
Fukara soylese “deli” diyorlar,
Zamane seyhine “veli” diyorlar,
Gittikce cogalir delimiz bizim.
Serdari halimiz boyle n'olacak,
Kisa cop uzundan hakkin alacak,
Mamurlar yakilip viran olacak,
Akibet dagilir ilimiz bizim.
*
2. Bolum- KENTLi ve KENT HAKKI iNSASINA DOGRU
EKOLOJi GUNDEMi VE
KENTSEL DONUSUM CALISTAYI
Tarih: 10 Subat 2013 Pazar
Saat: 13.00
Yer: Hava-is Sendikasi Toplanti Salonu
Adres: Incirli Caddesi 68/1, Volkan Apt. Bakirkoy/Istanbul
KATILIMCILAR
Yavuz ONEN - Halklarin Demokratik Partisi Es Genel Baskani
Celal BesIktepe - TMMOB harita Muhendisi
Ziya Celik - Av
FORUM
YEREL YONETiMLER SEMPOZYUMU / ANKARA
GUNCEL SORUNLAR ISIGINDA, TURKiYE'DE YEREL YONETiMLER
Tarih: 21-22 SUBAT 2013
Yer: NAZIM HiKMET KONGRE VE SANAT MERKEZi
Adres: Bagdat Caddesi - Yenimahalle / Ankara
YEREL YONETiMLER SEMPOZYUMU
PROGRAMI
http://www.yerelyonetimlersempozyumu.org/ozellikleri/sempozyum-programi/
KADIKOY
KUSDiLi’NDE AVM iSTEMiYOR
http://www.yapi.com.tr/Haberler/kadikoy-kusdilinde-avm-istemiyor_104221.html
IBB, Kadikoy'de eski Sali Pazari'nin yerine dev bir AVM yapilmasi icin plan hazirladi. Kadikoy Belediye Baskani Selami Ozturk, karara karsi cikarak projeye itiraz edeceklerini acikladi. Ozturk, tekrar baskan secilirse Kadikoy'e AKM'nin bir esini insa edecek.
Kadikoy Belediye Baskani Selami Ozturk, Sali Pazari'nin eskiden kuruldugu alana Tepe Nautilus buyuklugunde alisveris merkezi (AVM) yapilmasina karsi cikarak, projenin Kadikoy esnafini ve trafigi olumsuz etkileyecegini acikladi. 15 Subat'a kadar projeye itiraz edeceklerini ifade eden Ozturk, "Bu proje Danistay'dan donmustu. Neden simdi gundeme alindigi arastirilmali" dedi. Ozturk'un yeni donem planlari arasinda Taksim'deki Ataturk Kultur Merkezi'nin esinin Kadikoy'e insa edilmesi yer aliyor. Ozturk'un 20 yillik belediye baskanligi donemindeki tek uzuntusu ise 1994'te planini yaptigi ancak Buyuksehir Belediyesi'nin engeline takildigi icin hayata geciremedigi Minibus Caddesi icin metro projesi.
Selami Ozturk, NTVMSNBC'den Secil Baskaya'nin sorularini yanitladi.
Sali Pazari'na AVM yapilacak olmasini nasil karsiliyorsunuz?
Buyuksehir ilk basta Sali Pazari'nin kaldirilacagini ve yerine yesil alan yapilacagini acikladiginda kabul ettik. Eskiden piknik yapilan, futbol oynanan bir alandi burasi. Biz de eski gorunumune kavusacagini hatta eski Goksu Deresi gibi olacagini hayal ediyorduk. Alttan AVM projesi cikti. IBB, daha planlarini yapmadan ihale acti ve AVM olarak bircok proje cikti ortaya. Uzerinde kulelerin oldugu bir proje belirlendi. Davalar acildi. Idare Mahkemesi iptal etti, yesil alan imara acilamayacagi icin. Danistay'dan gecti ve kesinlesti. Ancak, Istanbul Buyuksehir Belediyesi yeni plan yapti, Cevre ve Sehircilik Bakanligi'na gonderdi ve onaylandi. Cevre Il Mudurlugu'nde 16 Aralik'ta askiya cikarmislar. Bizim de iki gun once haberimiz oldu.
Kimsenin haberi yok. Itiraz suresi icerisinde, 15 Subat'a kadar Belediye, kurumlar ve kisiler olarak itirazlarimizi yapacagiz. Belediye olarak itiraz etme ve dava acma hakkimiz var. Kadikoy'u katletmek olur bu. Ulasim ve ticari acidan hayat felc olur. Bolgedeki esnaf is yapamaz. Tepe Nautilus yapildiginda bu tehlikeyi sezememistik. Mahalle arasi oldugu icin kabul gorur yani vardi.
Eger, bir ilce belediye baskani imar plani belli olmayan yere ihale yapsaydi, gorevden alinirdi. Danistay'in kararina ragmen neden AVM'de israr ediyorlar? Arkasinda kimler var? Hangi guc bu kadar zorluyor? Basbakan'in bunu aciklamasini istiyorum.
'30 bin 500 binanin 2 bin 800'u risk tasimiyor' dediniz. Bu hesaba gore; Kadikoy'un yaklasIk yuzde 90'i risk altinda. 1999 depreminde bir bardagin bile yerinden oynamadigi evler var. Bu oran cok yuksek degil mi?
Bu bilimsel bir tespit. Bilime ve fene inaniyorsak, bu dogru. Depremden sonra kolon kalinliklari, demir kalitesi degisti. Bu tarih oncesi yapilan evler risk tasiyor, ancak "yikilir" demiyorum. Teknik adamlarin verdigi bilgiye gore konusuyorum. Eger, onlar yaniliyorsa ben de yaniliyorum.
Moda'da bahcelerden yola terk plani
Arkada bahcesi olan evler icin bir aciklamada bulundunuz. Bu alanlara bina yapilacak dediniz?
Yeldegirmeni ve Moda icin. Yeldegirmeni icin durum farkli. Moda'da adanin etrafinda yapilasma var. Evlerin arkasinda buyuk bahceler var. Altlar otopark, ustler bahce olabilirdi. Yeni planlamada, binalari ortaya cekip, yesilleri kenara almayi dusunuyoruz. BitisIk nizam oldugu icin cop kutusu koyacak yer bile yok. BitisIk nizamdan farkli site sistemine gecileblilir. Moda'nin avantaji adalarda yer olmasi. Yapilari biraz da yukseklik vererek ortaya cektiginizde, 40 apartman 10 apartmanda birlesirse, bahceler kenarlarda kalacak. Bahcelerden yola terk olacak. Boylece sokaklarimizi kullanabilecegiz. Su anda iki, uc seritli sokaklar kullanilamiyor.
Kadikoy Meydani'nda bir otel yukseldi. Moda'da yeni yapilasma nasil olacak. Benzer bir yukseklik dusunuluyor mu?
Otel 12 katli, kotu cok dusuk. Moda yukarida kaliyor. Otel projesi de uc boyutlu olsaydi, kabul olmazdi. 16 kattan, 12 kata indirildi. Kadikoy'e verilecek oranin Moda'ya da verilmesi yeterli. Biz yuzde 20 imar artisi talebinde bulunduk Bakanliga. Boylece 5 kat, 6 kata cikacak.
Otel arkasindaki binalar, emsal alabilecek mi bu yuksekligi?
Bolge plani yapilmali. Parsel bazinda plan yapilmasina karsiyiz. Birilerine rant saglanmasi cok tehlikeli. Biz genele bir hak verilmesini istiyoruz.
CiMENTO FABRiKASINA KARSI AYAGA KALKAN HALK
TRABZON’A AKTI
http://www.halkevleri.org.tr/guncel/cimento-fabrikasina-karsi-ayaga-kalkan-halk-trabzona-akti
Tonya ve Duzkoy Cevre Platformu 5 subat2013 saat 12.00’da Trabzon merkez postane onunden Ataturk alani meydan parkina bir yuruyus gerceklestirdi. Tonya, Duzkoy ilcelerinden ve Cayirbagi beldesinden yuzlerce kisi yuruyuse katildi. Cevreden de yogun destek alan yuruyuste renkli goruntuler vardi. Koyluler inek cingiraklariyla geldikleri yuruyuste "Cayirbagi-Tonya kahrolsun EMBA’, ‘zehir solumak istemiyoruz’, ’EMBA Tonya’dan defol’ , ’Cayirbagi-Tonya omuz omuza’ sloganlariyla coskulu bir yuruyus gerceklestirdiler.
Yuruyusun ardindan Ataturk alani Meydan parki’nda Cevre Platformu adina Avukat Nedim Senol Celik basin aciklamasi yapti.Basin aciklamasinda yapilmasi planlanan cimento fabrikasi ve tas ocaklarinin cevreye ve insanlara etkillerinden bahseden Avukat Celik ‘’EMBA sirketi bir taraftan cigerlerimiz olan ormanlarimizi keserken, bir taraftan da soludugumuz oksijen yerine karbondioksit vermekte ,bizlerin yasam hakkini dogrudan tehdit etmektedir.’’dedi.
Basin aciklamasi yapildigi esnada orman muhafaza memuru olan bir koylu ’’ben ormanciyim, orman bizim namusumuzdur. Tonya’ya kazma vurmak isteyenlere, bizde kazmalarimizla cevap veririz.’’ diyerek tepkisini dile getirdi.
Daha sonra aciklama yapmaya devam eden Avukat Celik ‘’Havasi, suyu kirlenen, sessizligi fabrika gurultusu, tas ocagi gurultusu,tasima kamyonlarinin gurultusu ile bozulan, topragi kirlenen bolge halki nasil kazancli cikacaktir? Dogaya zarar vermeyecek daha pek cok yatirim ortaya konulabilecekken, dunyanin en kirli yatirimlarindan biri olan cimento fabrikasi niye?’’ diye sordu.
Basin aciklamasinin ardindan soz alan Tonyali Ayse Lermioglu bizi cezaevine koymakla tehdit ediyorlar. Bizim icin cezaevi istirahat, surgun seyahat, dayak, timar. Bizim onlardan korkumuz yok. 70krs sutu aliyorlar, 50tl’ye yem aliyoruz. Namerde muhtac ettiler bizi.’ dedi.
Kemence esliginde oynanan horonun ardindan eylem sona erdi.
YaklasIk bir hafta once de Tonya halki Tonya'da gerceklestirdigi mitingle "Hes yaptirmadik, cimento fabrikasi da yaptirmayacagiz demisti.
ilgili haber icin: http://www.halkevleri.org.tr/guncel/tonyada-hes-yaptirmadik-cimanto-fabr
SAVASIN ETKiLERiNE BUTUNCUL BAKABILMEK:
SURiYE HALKINI BUNDAN SONRA NE BEKLiYOR? - Tolga Ozden Mimarlik Bolumu, ODTU
http://architectasasocialengineer.blogspot.com/
Neredeyse ikinci yilina girecek olan Suriye’deki ic savasin ortaya cikardigi yikimin bilancosu her gecen gun yeni bilgiler isiginda aciklandikca ne kadar buyuk bir trajedi ile karsi karsiya oldugumuzu gorebiliyoruz.
Bu savasin maliyeti su ana kadar genelde sayilabilen ya da gozlemlenebilen yikim uzerinden yapilmaktaydi. Can kayiplari, yaralanan insan sayisi, evlerini ve topraklarini terk etmek zorunda kalan yuzbinlerce multeci, cadir kentler, Suriye’de kentlerde yikilmis ve harap olmus binalar vb. Oysa savas gibi felaketlerin aslinda gozlenemeyen ve uzun vadeli etkileri en az gozlemlenebilen etkileri kadar onemli ve yikici olabilmektedir.
Ulkede yikilan, hasar goren ve yok olan tarihi ve kulturel degerler bu anlamda etkileri belki de sonsuza dek surecek, asla geri donulemeyecek kayiplara isaret etmektedir. Tarihi yapilarin, sanat eserlerinin, yok olan mirasin yaninda tahrip olan doga da bu anlamda tekrar geri kazanilmasi belki de mumkun olmayacak kayiplardir. Iste bu tip kayiplarin bilancosu ise ancak savas sona erdikten sonra yani felaketin ertesinde daha iyi gorulebilecek ve anlasilabilecektir.
Suriye’de yasanmakta olan felaketin uzerinden gecen 22 aylik donemde ulkenin tarim uretimi ve tarimsal urunlerinde cok agir bir dusus oldugu ortaya cikmaktadir. Bu konuda Birlesmis Milletler (BM)’e bagli kisa adi FAO olan Uluslar arasi Gida ve Tarim Orgutu (Food and Agriculture Organisation) kisa bir sure once (2013 yili basinda) bir rapor hazirlamistir. BM’ye bagli bir arastirma ekibinin Suriye’de yaptigi incelemeler sonucunda ortaya cikan rapor son derece carpici ve bir o kadar da korkutucu gercekleri gun isigina cikarmaktadir.
Bu rapora gore ozellikle gecim kaynagi tarim olan kirsal bolgelerde catismalar sebebiyle yasanan sIkintilar bu bolgeler icin acil yardim ihtiyaci dogurmaktadir. Raporda, bolgede uretilen sebze ve meyve urunlerinin orani normal uretim miktarlarinin neredeyse yarisina kadar dustugunu gostermektedir. Tahrip olan tarimsal altyapi da bu hizli ve agir dususte etkili olmaktadir. Raporda da belirtildigi uzere Suriye nufusunun 10 milyonu (tum nufusun %46’si) kirsal alanda yasarken, bu nufusun da yuzde sekseni (%80) gecimlerini tarimdan saglamaktadir.
BM raporunda son derece carpici ve uzucu sonuclar su sekilde siralanmaktadir;
·Normal donemlerde 4-4.5 milyon ton olan bugday ve arpa uretimi 2 milyon ton’un altina dusmustur,
·Sebze, meyve ve zeytin yagi uretiminde onemli merkezler olan Humus ve Dera’da uretimde cok ciddi dususler yasanmakta, Humus’ta sebze uretimi %60, Dera’da ise zeytin yagi uretimi %40 dusmustur,
·Bolgede, ciftcilerin ancak %46’sinin hububat urunlerini toplayabildikleri, en az %14’unun urunlerini guvenlik sorunlari ve yakit kitligi sebebiyle toplayamadiklari tespit edilmistir,
·Bolgede kaliteli tohum ve gubre gibi tarimsal uretim icin hayati maddelere ulasmanin mumkun olmadigi belirtilmektedir,
·Bolgede savas nedeniyle tahrip olmus sulama kanllari ve yakit kitligi nedenleriyle sulama pompalari calistirilamamakta, yeterli sulama yapilamamaktadir.
·Canli hayvanlarin otlaklara goturulmesi guvenlik ve diger sebeplerden oturu mumkun olamamakta, bu hayvanlarin hayatta kalmasi icin gerekli olan besin ve ilaclara ulasilamamakta veya bu ihtiyaclar ithalat kisitlamalari, guvenlik ve diger sebeplerle temin edilememektedir,
·Ozellikle yerel halk icin geleneksel, en kolay ulasilabilir ve ucuz protein kaynagi olan kumes hayvanlarinin uretimi son derece sIkintili olmakta, bu hayvanlari ureten ciftlikler onemli olcude tahrip olmus durumdadir.
Yasanan savasin uzun vadede Suriye halki uzerindeki etkilerini biraz daha genis olcekte, butuncul degerlendirebilmek ve anlayabilmek icin BM ve FAO’nun raporu cok onemli ipuclari vermektedir. Tarimsal alanlarin ve altyapinin tahrip olmasi, uretimin durmasi Suriye halkinin geleceginin cok daha karanlik gorundugunu tahmin etmek icin cok da caba sarfetmeyi gerektirmeyecektir. Yerel halki yerinde tutabilecek ve en temel ihtiyaclarini saglayacak tarimsal uretimin cokusu sadece bu uretim ile gecimini saglayan emekcileri degil ayni zamanda kentsel alanlarda yasayan milyonlari da agir bir sekilde etkileyecektir. Suriye’de savasin uzamasi tipki Afrika ulkelerinde gordugumuz aclik ve sefalet manzaralari ile hemen yanimizda, komsumuzda karsilasacagimiz anlamina da gelmektedir. Sinirimizi gecerek cadir kentlere ve gecici barinma alanlarina yigilan ve sayilari 150 bini gecen Suriye’li multecilerin sayisinin milyonlarcaya ulasmasi gorunen tablo icinde cok da uzak durmamaktadir.
Bu noktada BM adli orgute de bir bakmak gerekir. Yukarida bahsedilen raporu hazirlayan bu dev kurulus onca gucune ve kapasitesine karsin Suriye’de yasanan insanlik dramini durdurabilmek icin ne yapmaktadir? Zaten guvenilirligi uzun yillardir tartisilan BM’nin Suriye sinavinda da sinifta kaldigini soylemek mumkun olacaktir. Bu drami yasatan ve Suriye halkinin gelecek nesillerini buyuk bir tehdit altina sokanlara karsi duyulan ofke her gecen gun artmaktadir. Suriye’nin sahip oldugu tum kulturel ve dogal mirasin gelecek nesillere aktarilamayacagi endiselerinin artik gercege donustugunu gozlemlemek, BM gibi orgutlere olan guvensizligi ve kizginligi da arttirmaktadir. Suriye’de yasanan drami ortaya cikaran ve bu dramin buyumesine neden olan tum ulke ve yoneticileri de en az Suriye’de catisan taraflar kadar sucludurlar. Ancak bu sorumluluk sahipleri ortaya cikardiklari yikimin hesabini sadece su andaki Suriye halkina degil Suriye ve bolge ulkelerinin gelecek nesillerine de vermek zorunda kalacaklardir. Yiten, yok olan, calinan, geri dondurulemez olan sadece bugun degil Suriye’nin ve bolge insaninin yarinidir aslinda.
Yararlanilan Kaynak:
FAO Raporu, “Syrian agricultural production drops massively as conflict continues”, 23 Ocak, 2013. Raporun orjinaline
Dostları ilə paylaş: |