B. Dört Balıkçı Çağrılıyor (1:16-20)
1:16-18 İsa, Celile gölünün kıyısından geçerken, balık tutan Simun ve Andreya’yı gördü. Onlarla daha önce karşılaşmıştı; aslında hizmetinin başlangıcında O’nun öğrencileri olmuşlardı (Yu.1:40,41). Onları insan tutan balıkçılar yapmaya söz vererek kendisini izlemelerini istedi. O anda, O’nun ardından gitmek için kârlı balıkçılık işini bıraktılar. İtaatleri hazır, fedakârlık dolu ve tamdı. Balık tutma bir sanattır, insan kazanma da öyle.
1. …Sabır gerektirir. Sık sık saatler süren yalnızlık vardır.
2. Yem, tuzak ya da ağ kullanmada …yetenek gerekir.
3. Balıkların olduğu yere gitmede …sezgi ve sağ duyu gerekir.
4. …Kararlılık gerekir. İyi bir balıkçının cesareti hemen kırılmaz (morali hemen bozulmaz).
5. …Sessizlik gerekir. En iyi yol, kargaşadan sakınmaktır ve benliği perde arkasında tutmaktır.
Mesih’in ardından giderek insan tutan balıkçılar oluruz. Ne kadar çok O’nun gibi olursak, başkalarını kazanma konusunda o kadar çok başarılı oluruz. Bizim sorumluluğumuz O’nun ardından gitmektir; gerisine O bakar.
1:19-20 Oradan biraz ileri gidince, Rab İsa Zebedi’nin oğulları Ya-kup’la Yuhanna’yı ağlarını onarırken gördü. Onları çağırır çağırmaz, baba-larına veda edip Rab’bin ardından gittiler.
Mesih hâlâ O’nun ardından gitmek için her şeyini bırakacak kişileri çağırıyor (Luk.14:33). İsa’ya itaat etme konusunda ne mala mülke ne de başka etkenlere izin verilmemelidir.
C. Kötü Bir Ruhun Çıkarılışı (1:21-28)
21-34’üncü ayetler Rab’bin sıradan bir gününü betimliyor. Büyük Hekim cine tutsakları ve hastaları iyileştirdikçe mucizeler mucizeleri izliyordu.
Kurtarıcı’nın iyileştirme mucizeleri, O’nun insanları günahın korkunç sonuçlarından nasıl özgür kıldığını resmeder. Bu, aşağıdaki tabloda gösterilir:
MUCİZE:
|
NEDEN KURTULDU:
|
1 - Kötü ruha tutsak adamın iyileşmesi (1:23;26).
|
1 - Günahın kötülüğünden.
|
2 - Simun’un kaynanasının iyileşmesi (1:29-31).
|
2 - Günahın ateşinden ve rahatsızlığından.
|
3 - Cüzamlının iyileşmesi (1:40-45).
|
3 - Günahın iğrençliğinden.
|
4 - Felçlinin iyileşmesi (2:1-12).
|
4 - Günahın neden olduğu çaresizlikten.
|
5 - Eli sakat bir adamın iyileşmesi (3:1-5).
|
5 - Günahın neden olduğu yararsızlıktan.
|
6 - Cinli adamın kurtulması (5:1-20).
|
6 - Günahın ıstırabından, şiddetinden ve dehşetinden.
|
7 - Kanaması olan kadın (5:25-34).
|
7 - Günahın, yaşamın canlılığını tüketmesinden.
|
8 - Yair’in kızının dirilişi (5:21-24; 35-43).
|
8 - Günahın neden olduğu ruhsal ölümden.
|
9 - Suriye-Fenike’li kadının kızının iyileşmesi (7:24-30).
|
9 - Günahın ve Şeytan’ın esaretinden.
|
10- Sağır ve dili tutuk bir adamın iyileşmesi (7:31-37)
|
10- Tanrı Sözü’nü duyma, ve ruhsal şeylerden konuşma yetersizliğinden.
|
11- Kör adamın iyileşmesi (8:22-26).
|
11- Müjdenin ışığına olan körlükten.
|
12- Cine tutsak çocuğun iyileşmesi (9:14:29).
|
12- Şeytan’ın egemenliğinin insafsızlığından.
|
13- Kör Bartimay’ın iyileşmesi
(10:46-52).
|
13- Günahın soktuğu kör ve dilenci durumundan.
|
Günümüzde Müjde’yi duyuran kişilerden bu fiziksel iyileştirme hareketlerini gerçekleştirmeleri beklenmiyor, bunun yerine onların ruhsal karşılıklarıyla uğ-raşmaları isteniyor. Bunlar Rab İsa’nın Yuhanna 14:12’de bahsettiği daha bü-yük mucizeler, değil mi: “Benim yaptığım işleri bana iman edenin kendisi de yapacak; hatta daha büyüklerini yapacaktır”?
1:21-22 Şimdi Markos’un öyküsüne geri dönelim. İsa Sept günü Keferna-hum’da havraya girip ders vermeye başladı. Halk O’nun sıradan bir öğret-men olmadığını anladı. Monoton bir sesle konuşan din bilginlerinin tersine, O’nun sözlerinde yadsınamaz bir güç vardı. O’nun cümleleri Yüce Olan’ın ok-larıydı. Dersleri ikna edici ve düşündürücüydü. Din bilginleri elden düşme bir dinin seyyar satıcılığını yapıyorlardı. Rab İsa’nın öğretişinde gerçek olmayan hiçbir şey yoktu. İstediğini söylemeye hakkı vardı, çünkü öğrettiğini yaşadı.
Tanrı Sözü’nü öğreten herkes ya yetkiyle konuşmalıdır ya da hiç konuşmamalıdır. Mezmur yazarı şöyle der: “İman ettim ve bu nedenle konuştum” (Mez. 116:10). Pavlus bu sözleri 2. Korintliler 4:13’de yineler. Onların bildirisi derin bir inançtan doğdu.
1:23 Havralarında cine tutsak bir adam vardı. Cin kötü ruh olarak tanımlanır. Bu, ruhun kendisini, o insanı fiziksel veya ahlâki açıdan kötü yaparak açığa vurduğu anlamına gelir. Kimse kötü ruha tutsak olmayı akıl hastalıklarının değişik şekilleriyle karıştırmasın. Bu ikisi birbirinden bağımsız ve farklıdır. Cine tutsak kişi aslında kötü ruhun kontrolü altındadır. Bu kişi sık sık doğaüstü yetenekler sergileyebilir ve yine sık sık Rab İsa Mesih’in kişiliği ve işiyle karşılaştığında şiddet kullanıp küfür edebilir.
1:24 Kötü ruhun İsa’yı tanıyıp O’ndan Nasıralı ve Tanrı’nın Kutsalı olarak söz ettiğine dikkat edin. Hem de zamirdeki çoğuldan tekile olan değişime dikkat edin: “Bizden ne istiyorsun? ...Bizi mahvetmeye mi geldin? ...Senin kim olduğunu biliyorum...” Cin ilk önce adama bağlı olarak biz derken, sonra yalnızca kendi adına konuşur.
1:24-25 İsa, gerçek bile olsa, bir cinin tanıklığını kabul etmezdi. Bunun için kötü ruha susmasını sonra da o adamdan çıkmasını buyurdu. Sarsılan ada-mı görmek ve cinin kurbanını bırakırken çıkardığı ürkütücü sesi duymak tuhaf olmalı.
1:27-28 Mucize büyük bir şaşkınlık yarattı. Bir Adam’ın bir sözle cin çıkarması, halk için yeni ve şaşırtıcı bir şeydi. Bunun yeni bir dinî öğretişin başlangıcı olup olmadığını merak ettiler. Mucizeyle ilgili haber Celile bölgesinin her yerine hızla yayıldı. Bu kısmı geçmeden önce üç şeye dikkat edelim.
1. Görünüşe göre Mesih’in İlk Gelişi yeryüzünde cinlerin faaliyetlerini canlandırdı.
2. Mesih’in kötü ruhlar üzerindeki gücü, sonuçta O’nun Şeytan ve temsilcileri üzerindeki zaferini önceden belirtir.
3. Tanrı nerede çalışırsa, Şeytan orada karşı çıkar. Rab’be hizmet etmek için yola çıkanlar, yollarının her adımında muhalefetle karşılaşmaya hazır ol-malıdırlar. “Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, kötülüğün göksel yer-lerdeki ruhsal ordularına, yönetimlerine, hükümranlıklara, bu karanlık dün-yanın güçlerine karşıdır” (Ef.6:12).
Dostları ilə paylaş: |