Ç. Petrus’un Kaynanası İyileşiyor (1:29-31)
“O anda, hemen” sözcükleri bu Müjde’nin özelliklerinden biridir ve bu özellikle Rab İsa’nın hizmet yönünü vurgulayan Müjde için uygundur.
1:29-30 Rabbimiz havradan Simun’un evine gitti. Oraya varır varmaz, Simun’un kaynanasının ateşler içinde yattığını öğrendi (30’uncu ayet). Durumu hemen İsa’ya bildirdiler. Onun ihtiyacını Hekim’e bildirme konusunda hiç zaman kaybetmediler.
1:31 İsa, bir tek söz söylemeden hastanın elinden tuttu ve ayağa kalkmasına yardım etti. O anda iyileşti. Normalde ateş hastayı zayıf düşürür. Bu durumda ise Rab yalnızca ateşi iyileştirmedi, hizmet etmesi için ona hemen güç de verdi. Ve kadın onlara hizmet etmeye başladı. J.R. Miller şöyle der:
Normal ya da doğaüstü bir şekilde sağlığına kavuşan hasta kişi, kendisine iade edilen yaşamı Tanrı’nın hizmetine adamada acele etmelidir… Birçok kişi Mesih’e hizmet etmek için hayal ettikleri büyük hizmet olanaklarına kavuşabilmenin özlemiyle sürekli olarak yanmaktadır. Bu sırada, Mesih’in, O’na hizmet etmelerini istediği birçok şeyi ellerinden kaçırmaktadırlar. Mesih’e gerçek hizmet, kişinin günlük işlerinde önceliği O’na vermesidir.3
Rab, her iyileştirme mucizesinde değişik bir işlem uygulamıştır. Bu, herkesin Rab’be gelişinin farklı yollarla ya da nedenlerle olabileceğini gösterir. Herkesle bireysel olarak ilgilenilmelidir.
Petrus’un kaynanasının olması, o günlerde bekâr din görevlisi düşüncesinin olmadığını gösterir. Bu, Tanrı Sözü’nde hiç destek bulmayan ve birçok kötülüklere neden olan insani bir gelenektir.
D. Gün Batımında İyileştirme (1:32-34)
Kurtarıcı’nın orada olduğu haberi gün boyunca yayılmıştı. Halk, Sept günü boyunca gereksinimi olanları O’na getirmeye cüret edemedi. Ama güneş batınca ve Sept günü bitince, Petrus’un evine akın ettiler. Orada hastalar ve cine tut-sak olanlar günahın her safhasından ve şeklinden kurtaran gücü yaşadılar.
E. Celile Bölgesinde Tanrı Sözü Duyuruluyor (1:35-39)
1:35 Sabah çok erkenden, ortalık henüz ağarmadan İsa kalktı ve rahatsız edilmeden dua edebileceği bir yere gitti. Yehova’nın Hizmetkarı her sabah Baba Tanrı’dan o günle ilgili bilgiyi almak için kulağını açtı (Yşa.50:4-5). Eğer Rab İsa sabah erkenden Tanrı’yla vakit geçirmeye gereksinim duyduysa, buna bizim daha çok ihtiyacımız olduğu gerçeğini gözardı etmemeliyiz! Dua ettiğinde sarf ettiği emeğe dikkat edin; kalktı ve ortalık henüz ağarmadan dışarı çıktı. Dua, kişiye uyar bir konu değil, disiplin ve özveri konusu olmalıdır. Bu, hizmetimizin çoğunun niçin etkisiz olduğunu açıklıyor mu?
1:36-37 Simun ve diğerleri kalkana kadar, halk yine evin önüne toplandı. Öğrenciler Rab’be, artan popülerliğini anlatmaya gittiler.
1:38 Hayret uyandıracak şekilde, kente geri dönmedi, ama öğrencilerini çevredeki kasabalara, oralarda da Tanrı Sözünü duyurması gerektiğini açık-layarak götürdü. Kefernahum’a niçin geri dönmedi?
1. Her şeyden önce, daha demin dua etmiş ve o gün Tanrı’nın O’nun ne yapmasını istediğini öğrenmişti.
2. İkincisi, Kefernahum’daki hareketin yüzeysel olduğunu anladı. Kuru kalabalıklar hiçbir zaman Kurtarıcı’ya çekici gelmedi. O, insanların yüreklerindekini görmek için daha derine baktı.
3. Popülerliğin tehlikesini biliyordu ve öğrencilerine, insanların onlar hakkında iyi konuştukları zaman dikkat etmeleri gerektiğini örnek göstererek öğretti.
4. Daima tacı çarmıhın önüne koyacak yüzeysel, duygusal gösterilerden sakındı.
5. Sözü duyurmaya büyük önem verdi. İyileştirme mucizeleri insanlığın acısını hafifletmek için amaçlanmışsa da, Tanrı Sözü’ne ilgiyi çekmek için tasarlanmıştı.
1:39 Böylece İsa havralarda Tanrı Sözü’nü duyurarak ve cinleri kovarak tüm Celile bölgesini dolaştı. Tanrı Sözü’nü duyurmayı ve uygulamayı, yani söz ile eylemi birleştirdi. Havralarda ne kadar sık cin kovduğunu görmek ilginç. Bugünkü liberal kiliseler havralara benziyor mu?
F. İsa Bir Cüzamlıyı İyileştiriyor (1:40-45)
Cüzamlının hikâyesi bize Tanrı’nın yanıtladığı öğretici dua örneğini gösterir:
1. Ciddi ve ümitsizdi: O’na yalvardı.
2. Saygılıydı: O’na diz çöktü.
3. Alçakgönüllü ve uysaldı: “Eğer istersen.”
4. İnanıyordu: “Kılabilirsin.”
5. Gereksinimini kabul etti: “Beni temiz kıl.”
6. Belirliydi: “beni bereketle” değil, “Beni temiz kıl.”
7. Kişiseldi: “Beni temiz kıl.”
8. Kısaydı: Grekçe’de beş sözcükten oluşuyordu.
Ne olduğuna dikkat edin!
İsa’nın yüreği sızladı. Bu sözleri hiçbir zaman sevinçli ve minnettar olmadan okumayalım.
Elini uzattı. Bir düşünün! Tanrı’nın eli alçakgönüllü, inanan bir duaya yanıt olarak uzandı.
Ona dokundu. Yasa’ya göre cüzamlıya dokunan kişi murdar olurdu. Hem de hastalığa yakalanma tehlikesi vardı. Ama Kutsal İnsanoğlu, günahın harabi-yetiyle lekelenmeksizin ona gidererek insanlığın acılarıyla kendini bir tuttu.
“İsterim” dedi. O, bizim iyileştirilme isteğimizden daha çok iyileştirmeye isteklidir. Sonra, “Temiz ol” dedi. O anda cüzamlının derisi düzelip temiz oldu.
Kâhine görünüp buyrulan adakları sununcaya kadar adama mucizeyi anlatmamasını istedi (Lev.14:2-32). Bu her şeyden önce adamın itaatinin denenmesiydi. Kendisine söyleneni yapacak mıydı? Yapmadı; durumunu bildirdi ve sonuç olarak da Rab’bin işini engelledi (ayet 45). Hem de kâhinin anlayışının denenmesiydi. Harika iyileştirme mucizeleri yapan, uzun zamandır beklenen Mesih’in gelmiş olduğunu anlayacaklar mıydı? Kahin de İsrail halkının genel karakterine uyan biriyse, anlamayacaktı.
Tekrar İsa’nın kalabalıktan ayrıldığını ve ıssız yerlerde hizmet ettiğini görüyoruz. Başarıyı büyük sayılarla ölçmedi.
Dostları ilə paylaş: |