Medenî”; “şehirli, şehre ait, şehre özgü


E. ROMA-BİZANS İMPARATORLUĞU VE ERKEN DÖNEM ORTAÇAĞDA AVRUPA



Yüklə 0,95 Mb.
səhifə14/229
tarix07.01.2022
ölçüsü0,95 Mb.
#83153
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   229
E. ROMA-BİZANS İMPARATORLUĞU VE ERKEN DÖNEM ORTAÇAĞDA AVRUPA

Roma, İlkçağda krallık (MÖ. 750-500) ve cumhuriyet (MV. 500-30) dönemlerinden sonra imparatorluk (MS. 14-476) dönemini yaşamıştır. Bu dönemlerde edebiyat alanında gelişmeler yaşanmış, Yunan ve Helen kültürü Batı’ya taşınmıştır.

Romalılar MV. 600’den önce, Ekrüks alfabesinden geliştirilen kökü Kuzey Sami alfabesine kadar uzanan, Yunan-Fenike alfabeleri yoluyla MÖ. 1100’de Suriye ve Filistin’de kullanılan Latin alfabesini geliştirmişlerdir. Bu dönemde Hıristiyanlık ortaya çıkmış ve İmparatorluk tarafından resmi din olarak kabul edilmiştir. Romalılar çok tanrılı ilkel bir dine bağlı idiler ve bir kişi istediği kadar din edinebilirdi.

Hıristiyanlığı Roma’nın resmi dini olarak kabul eden Büyük Konstantin (306-337), 326’da imparatorluğun başkentini Roma’dan Bizantion’a taşıdı ve sonradan Kostantinopolis (İstanbul) adıyla tanınan bu şehirde yeni bir medeniyet merkezinin temelini atmışlardır. Roma İmparatorluğu döneminde Hıristiyanlık, Yahudiler ve Pavlus’un liderliğini yaptığı putperestler olmak üzere iki ana kitle arasında yayıldı. İkinci grup daha ziyade Avrupa’da ezilen sınıflar olan köylü ve kölelerden oluşmaktaydı.

Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesiyle Hıristiyan dünyasında farklı görüşler ortaya çıkmaya başladı. İskenderiyeli rahip Arius (ö. 336), 318 yılında Tanrının bir ve kendi kendine var olan müstakil bin varlık olduğunu, İncillerde doğup büyüdüğü anlatılan oğul olan İsa’nın tanrı olamayacağını savundu. İmparator Konstantin, bu konuyu tartışmak üzere İznik Konsilini topladı, bu konsilde Arius heretik ilan edildi ve Ariusçuluk reddedildi.

Ariusçuluğun ardından Nestorieus, İsa’da tanrılık ve insan unsurlarının birbirine karışmadan bulunduğunu, yeryüzünde yaşarken İsa’da baskın olan unsurun insanlık olduğunu ileri sürdü. Nestûrîliğin görüşleri de 431’de Efes’te toplanan üçüncü konsil tarafından reddedilerek aforoz edildi. Nastûrîlerden bazıları, Urfa çevresinde toplandılar, burada ve Cündüşapur’da Yunanca olarak yazılmış birçok bilim ve felsefe eserini Süryaniceye ve daha sonra da Arapçaya çevirerek, Yunan medeniyetinin İslam Dünyası’nda yayılmasına yardımcı oldular.

Batı Roma İmparatorluğu, Hunların baskısı sonucunda kuzeyden gelen Germenlerin akınları sonucu yıkıldı (476). Bu arada, V. Yy.dan itibaren istilacı Barbar kabileler Hıristiyanlığı kabul ettiler. Batı Roma İmparatorluğunun ardında kalan boşlukta, merkezi bir plan ve yönetimle değil, her biri kendi irsî şeflerinin yönetiminde dağınık kavimler hallinde giren Germenler (Franklar, Alamanlar, Bavyeralılar, Saksonlar, Vandallar, Lombardlar, Gotlar/Vizigotlar, Süevler, Alanlar) ayrı ayrı krallıklar oluşturdular.

İslam’ın doğduğu ve ilk yayıldığı sıralarda Avrupa’da siyasî durum bu merkezde idi. Bu dönemde Avrupa’da birleştirici rol oynayan Hıristiyanlık, Roma kurumlarının Ortaçağa taşınmasında da etkili oldu. Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünden X. Yy.ın sonuna kadar geçen zaman dilimini kapsayan ve Ön Ortaçağ denilen dönemde Avrupa tarihi, geleneksel olarak Avrupa medeniyetinin kısır dönemidir ve karanlık çağ özelliklerini taşır. Aklın yerini bu dönemde vahşet v e işkence almıştır. Taassup ve batıl inanç kural olmuştur.

Avrupa’da bu dönemde halk asiller, köylüler ve din adamlarından oluşuyordu. Köylüler feodal asiller tarafından sömürülüyordu ve köle statüsünde bulunuyorlardı. Ortaçağda kilise mensubu olan bilginlerin düşünceleri, fizikî dünyayı ayrıntılı olarak incelemekten, araştırmaktan ve sorgulamaktan çok, ahret ve Tanrı’nın yüceltilmesi üzerine yoğunlaşmıştı. Batı, XII. yy.ın ortalarından itibaren karanlık çağdan çıkmaya başlamıştır. Hıristiyanlığın yayılma süreci Britanya’da VII. yy.da, İskandinavya’da ise XI. yy.da tamamlanacaktır.

Doğu Roma’ya gelince, Bizans medeniyeti Roma’ya dayanan ve Balkanlar, Trakya, Anadolu, Mısır, Suriye, Kuzey Afrika topraklarında kurulmuş ve buralardaki eski uygarlıkların gelenek ve zevklerini bünyesinde toplayarak, kendine özgü bir medeniyet haline getirmiş bir Ortaçağ Hıristiyan toplumudur. Bu medeniyetin hâkim olduğu topraklarda VI. yy.dan itibaren Latincenin yerini Yunanca almış, dil ve kültür alanında tamamen Latince hâkim olmuştur. Esas merkezi Anadolu olmuş, doğudan geniş ölçüde etkilenmiştir.

Bizanslılar asırlar boyunca Orta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da farklı etnik menşelere mensup olan ahaliyi zorla Ortodoks yapmak suretiyle Rumlaştırmak istemiş, kendilerini ağır dinî ve malî bakılara maruz bırakmıştır.

Bizans tarihinde ikonlara (tasvirlere) tapınma ve ikon kırıcılığı devletin önemli bin safhasına damgasını vurmuştur. Putperestliğin etkisiyle, VI. yy.ın sonuna doğru ve VII. Yy.da, kutsal kişi ve olayların konu edildiği ikonlara tapınma, imparatorluğa tabi büyük halk kitleleri için aslî ibadet halini almıştır. Bu doğrultuda her yere kiliselere, manastırlara, evlere, dükkânlara, mobilyalara, elbiselerin, süslerin üzerine Hz. İsa’nın, Hz. Meryem’in ve azizlerin resimleri konulmuştur. Halk bunlara inanmakta, secde etmekte, kandiller ve mumular yakmakta idi.

Bu tür uygulamalara özellikle Anadolu’da karşı çıkılmaya başlanmış, III. Leon da bunu önlemek için 730’da bir emirname yayınlamıştır. Bir yy.dan fazla süren Tasvir Kırıcılık döneminde heykeller, resimler, el yazmalarındaki tezhipler, kısaca tapınmaya konu olabilecek her şey yok edildi. İkonlara tapınmayı destekleyen keşişler zulme uğradılar. Manastırların çoğu kapatıldı, 50 bin civarında keşiş Güney İtalya7ya, bir kısmı da Suriye ve Filistin’e gitti. 787’de toplanan VII. İznik Konsili toplandı ve Tasvir kırıcılık lanetlenerek ikon kullanımı tekrar serbest bırakıldı.

Bu arada Bizans yöneticileri İslam dünyasındaki bilim ve sanattaki gelişmeleri takip itmeye başlamışlardı. İmparator Theophilos (829-842), Bağdat saraylarının resimlerini getirterek, Bryas (Küçükyalı)’da Abbasi saraylarının benzeri bir saray yaptırarak orada yaşmaya başlamıştır.

Bizans’ta yönetimin başında imparator bulunuyordu. Merkezi idare, saray sivil ve askerî memurlardan oluşan bir aristokrasinin elindeydi. Saray memurları en yüksek sivil ve askerî memurları bizzat imparator tarafından tayin ediliyordu. İmparatorun yanında danışma organı olarak senato ve saray şurası görevi yürüten Kutsal Sinod6 mevcuttu. Bunların yanında, imparatorun halka isteklerini ilettiği, halkın da imparatora şikâyet ve dileklerini iletme fırsatı bulduğu, bazen Hipodromda gerçekleştirilen halk ve temsilcilerinin katıldığı halk toplantıları yapılıyordu.

--Ordu gönüllü ücretli/paralı askerlerden meydana geliyor ve sınır koruma kıtaları ve hareketli ordu şeklinde ikiye ayrılıyordu.

--Hukuk sistemi Roma’ya dayanıyor ve VI. yy.da Bizans hukukçuları Roma hukukunda o zamana kadar yapılan çalışmaları, dönemin sosyal şartlarına, Hıristiyan ahlakına ve Helen kültürüne uygun şekilde değişiklikler yaparak yeniden derlemişlerdir.

--Bizans ekonomisi tarım, hayvancılık, kumaşçılık, halıcılık, ketencilik, camcılık gibi bazı sanayi kolları ve ticaret üzerine kuruluydu. Köylülerin bir kısmı serbest, bir kısmı da serfti.7 Para birimi altın (dinar) idi ve devletin gelirleri, devlet atelye ve arazi gelirleri ile çeşitli ağır vergiler ve gümrük gelirlerinden oluşuyordu.

--Bizans sanatı Helenistik Roma ve Sasani geleneğinin unsurlarının bileşiminden oluşuyordu. Bizans sanatında Erken Bizans döneminde (330-726) kilise mimarisi, kubbeyle örtülü merkezî planlı yapı tarzı ve su mimarlığı (IV. yy.da yapılan Binbirdirek Sarnıcı, VI. yy.da yapılan Yerebatan Sarayı gibi) önemli yer tutar. Yapılar mermer ve mozaik kaplamalarla bezeniyordu. 390’da Mısır’dan İstanbul’a getirilen ve Hipodrom’a dikilen Dikilitaş önemlidir. 532-537 yılları arasında inşa edilen Ayasofya, 10000 işçinin çalışması sonucu altı yılda tamamlanmıştır. Aysofya7dan sonra, Aya İrini, Hora, Sergios ve Baküs kiliseleri dönemin ünlü eserleridir.


Yüklə 0,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   229




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin