177
kaynaklara da yansımış, dolayısıyla kaynaklar arasında birtakım önemli
farklılıklar gözlenmiştir.
Esas olarak Alevîlik ve Bektaşîlik toplumsal ve tarihsel yapısı dolayısıyla
“sözel kültüre” dayalıdır. Ancak bu yazılı kaynaklarının bulunmadığı
anlamına gelmemelidir. Alevî ve Bektaşî ulularının üstünlük ve
kerametlerinin anlatıldığı vilâyetnâmeler, erkân kitapları ve tarih boyunca
ozanların inanç ve duygularını dile getirdikleri deyişler temel kaynaklar
hüviyetindedir.
Şu unutulmamalı ki Alevîlik ve Bektaşîlik itikadî yahut fıkhî konulardaki
ihtilaflara bağlı olarak ortaya çıkmadığı için bir mezhep değildir ve bu nedenle
de işlenip geliştirilmiş teolojik yahut fıkhî metodolojisi yoktur. Bu açıdan söz
konusu yapının inanç ve ibadet anlayışlarından bahsetmek bir takım güçlükler
içermektedir. Burada ilgili kaynaklar göz önünde bulundurularak genel fikir
vermek üzere bir tablo çizilecektir.
Dostları ilə paylaş: