M.Ö Yy. Bati anadolu ion yapilarinda çati mimariSİ hazirlayan öğül Emre ÖNCÜ



Yüklə 0,73 Mb.
səhifə9/12
tarix03.01.2019
ölçüsü0,73 Mb.
#89075
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12

IV.IV.Değerlendirme

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları çatı mimarisi değerlendirmesine, çatı mimarisine ait mimari elemanların karşılaştırmasıyla başlanabilir. Yapıların çatı mimarisine ait elemanlarının tasarımları ve süsleme detaylarının karşılaştırması yanında, Karia merkezli Hekatomnid dönem mimari projelerinin düşünsel boyutlarının Karia ve yakın çevresindeki etki alanına yayılımı, M.Ö.4.yy. Batı Anadolu inşa faaliyetlerinde etkin olan mimarların kişisel tasarım düşüncelerinin yapılardaki yansıması ve Kıta Yunanistan Dor mimarisine ait bazı özelliklerin Batı Anadolu Ion yapılarında detay uygulamaları olarak kullanılmış olması gibi farklı perspektiflerin göz önünde bulundurulması önemlidir. Bu tür geniş açılımlı yaklaşımlar, çatı mimarisindeki farklı veya benzer özelliklerin anlaşılmasında faydalı olabileceği gibi, dönem içindeki çatı mimarisine ait değerlendirmeler aşamasındaki yorumlara güç katması açısından da önemlidir.

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları çatı mimarisinde architrav uygulamaları, iki ve üç fascialı farklı tasarımlara sahiptir. Dönemin önemli yapılarından Halikarnassos Maussolleionu ve Priene Athena tapınağında üç fascialı architrav kullanılmıştır (Şekil.18-h-k). Labraunda Zeus tapınağı ve Labraunda Propyleia architravları ise iki fascialıdır (Şekil.18-j). Ana yapılar dışında üç fascialı architrav kullanımı Kaunos B1 mezarı ve Ağlayan Kadınlar Lahdi’ nde görülürken, iki fascialı architrav B1 dışındaki Ion mimarisi cephe tasvirli diğer tüm Kaunos ve yakın çevresindeki Oktapolis 1, Hippokome Küçük, Pasanda kaya mezarlarında uygulanmıştır (Şekil.17).

Architrav Maussolleion ile Priene Athena tapınağı ve öneriler sonucunda kabul edilen görüşe göre Ephesos Artemis tapınağı gibi yüzyılın en önemli üç yapısında üç fascialıdır. Buna karşın, M.Ö.4.yy.’ da Hekotomnid dönemle birlikte yükselişe geçtiği düşünülen Karia mimarisinin, Halikarnassos Maussolleionu ve Kaunos B1 mezarı dışındaki örneklerinde iki fascialı architrav tercih edilmiştir. Tartışmaların odak noktasını oluşturan Maussolleion’ da üç fascialı, Labraunda kutsal alanındaki Zeus tapınağı ve Propyleia’ larda iki fascialı architrav kullanımı ise yapılarda çalışan mimarlarla bağlantılı değerlendirilmelidir627. Labraunda kutsal alanının inşasında çalıştığı düşünülen Pytheos’ un diğer iki inşa projesi Halikarnassos Maussolleionu ile Priene Athena tapınağı architravlarının üç fascialı olması, Labraunda’ da kulanılan iki fascialı architravlar üzerinde tartışma yaratır628. Ancak Maussolleion’ da olduğu gibi, Labraunda’ da Pytheos ile birlikte çalıştığı düşünülen Satyros gözardı edilmemelidir629. Halikarnassos Maussolleionu ve Labraunda’ da da Satyros ile Pytheos’un beraber çalıştıkları düşünülürse, Labraunda’daki farklı uygulamalar Satyros ile bağlantılı değerlendirilerek, Pytheos’un ustalık dönemi tasarımı olarak düşünülen Priene Athena tapınağında Maussolleion ve Labraunda yapılarındaki uygulamaları sentezlediği düşünülebilir630. Bu durumda Labraunda kutsal alanındaki farklı tasarım çizgilerinin Satyros’la bağlantılı olduğu öne sürülebilir. Bu nedenle M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında architravın iki veya üç fascialı uygulamaları bölgesel farklılık olarak değerlendirilemez. Bu uygulama bölgelerdeki farklı geleneksel uygulamaların yansımasından çok, kişisel beğeniler, yapıyı inşa eden mimarların tasarım çizgileri veya yapı maliyeti ile ilişkili olarak değerlendirilmelidir.

Kaunos kaya mezarlarında, B1 dışındaki tüm Ion mimarisi cephe tasvirli mezarlarda kullanılan iki fascialı architravların; B2, B4, B6, B8, B9, B10, C12 örneklerinde farklı bir tasarım çizgisi sergilediği gözlemlenir (Şekil.17). İki fascialı architravda alt fascianın anteler arasında, üst fascianın ise anteler üzerinde tasvir edildiği bu farklı tasarım sonucu anteler ile aynı yüksekliğe sahip olması gereken sütunların, alt fascia yüksekliği kadar kısalmış olduğu görülür. Bu uygulama, Karia kaya mezarlarının, Batı Anadolu Ion yapılarını örnek almış olması önerisi ile değerlendirildiğinde, en azından diğer birkaç Batı Anadolu Ion yapısında da uygulanmış olmalıdır. Ancak bu yönde herhangi bir buluntu günümüze değin ele geçmemiştir. Kaunos kaya mezarlarında alt fascianın anteler arasında tasvir edilmiş olması stilize edilmiş bir uygulama olarak değerlendirilebilir. Nitekim her iki fascianın anteler üzerinde tasvir edilmiş olduğu Kaunos C2 ve F8 ile Oktapolis1, Hippokome Küçük, Pasanda mezarlarının varlığı, özellikle Kaunos B grubu mezarlarda yoğunlaşan alt fascianın anteler arasında tasvir edilmesi uygulamasının, B grubu mezarlarda stileze edilmiş genel bir özellik olarak oluştuğu düşüncesini ön plana çıkartır.

Batı Anadolu Ion yapılarında M.Ö.4.yy. ortasında sıklıkla kullanılmaya başlanan architrav soffitleri, çatı mimarisi konusundaki tartışmalarda farklı yaklaşımlar sunulmasına olanak sağlar. Labraunda Andron B’ de architrav soffiti kullanılmamıştır631. Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınaklarında kullanılan architrav soffitleri Lesbos kyması bezemesine sahiptir. Halikarnassos Maussolleionu, Labraunda Andron A ve Güney Propyleia’ da ise architrav soffitleri bezemesiz paneller şeklindedir632. Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınakları Lesbos Kymalı architrav soffitleri iki yapı arasında bağlantı kurmaya yönelik önerilerde ve özellikle iki yapı arasındaki Pytheos bağlantısı tartışmalarında öncelikle değerlendirilmektedir633. Buna karşın Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınağı mimarisiyle yakın bağlantılı olarak görülen Maussolleion’da architrav soffitlerinin bezemesiz olması, önerilere karşı kuşkucu yaklaşımları arttırır. Architrav soffitlerinin bezemeli veya bezemesiz yapılmış olması yapıların kronolojik sırasıyla bağlantılı olabilir. Hekatomnid dönemin en erken tarihli yapısı olarak değerlendirilen Andron B’ de soffit kullanılmamışken, Andron B ile Labraunda Zeus, Priene Athena tapınakları arasına tarihlenen Maussolleion’ da architrav soffitleri bezemesizdir. Andron B ve Maussolleion’ dan biraz daha geç tarihli Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınaklarında ise Lesbos kymalı architrav soffitleri kullanılmıştır. Bu kronolojik öneri doğru bir yaklaşım olabileceği gibi, Labraunda Andron A ve Güney Propyleia’ nın bezemesiz soffitleriyle değerlendirildiğinde olumsuzlanabilir. Bu noktada ikinci bir öneri olarak architrav soffitlerinin mimari süslemede bir detay olarak, kişisel beğeniler sonucu kullanıldığı ve yapılar arasında bağlantı kurulmasına olanak sağlamayacağı düşünülebilir.

Manisa müzesinde bulunan, bir anıt mezarın çatı mimarisine ait olduğu düşünülen ve plastik unsurların stil kritiği ile yaklaşık M.Ö.4.yy. ortalarına verilen kabartmalı blok, Batı Anadolu Ion yapılarında architrav-friz tartışmalarına dahil edilebilecek yeni bir buluntu olarak değerlendirilebilir634. Parça hakkında bloğun Ion düzeninde bir yapının kabartmalı frizine veya Nereidler Anıtı’ nda olduğu gibi, kabartmalı architrava ait olduğu yönünde iki öneride bulunulabilir. Kabartmalı friz kullanımı M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları çatı mimarisi kapsamında değerlendirilen diğer örneklerde karşımıza çıkmamaktadır. Diğer öneri, parçanın bir Ion yapısında kabartmalı architrav olarak kullanılmış olabileceği, özellikle Nereidler Anıtı ile bağlantılı olarak değerlendirildiğinde ağırlık kazanır. Bu olasılık, bloğun alt kenarı boyunca, kabartmaların altında uzanan ince silmenin, Neridler Anıtı architravlarında benzer şekilde kullanılmış olmasıyla güç kazanır. Ayrıca Kaunos B8 mezarı architravında üst fasciada uygulanan dokuz adet disk şekilli bezeme, M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında kabartmalı architrav kullanımını desteklemek için sunulabilir635.

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında, M.Ö.5.yy. örneklerinde olduğu gibi, yapıların çatı mimarisinde statik değer taşımamasına karşın uygulanan geisipodesler konu kapsamında değerlendirilen tüm yapılarda kullanılmıştır (Şekil.17). Bu nedenle M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında geisipodes kullanımının gelenekselleşmiş bir uygulama olarak, özellikle dekoratif amaçlı kullanımda ön plana çıktığı söylenebilir636.

Maussolleion’ da tüm çatı yüksekliğinin637 geisipodesteki diş yüksekliğine oranı 6:1 dir. Bu oran Labraunda Zeus tapınağında 5.5:1, Priene Athena tapınağında 8:1 olarak ortaya çıkar. Benzer oran Ağlayan Kadınlar Lahdi’nde 5.3:1 olarak ölçülmektedir. Kaunos kaya mezarlarında ise, çatı yüksekliğinin diş yüksekliğine oranı; B2 mezarında 3.4:1, B4 mezarında 4:1, B6 mezarında 3.7:1, B8 mezarında 4.6:1, B10 mezarında 4.2:1, C12 mezarında 4:1 olarak karşımıza çıkar. Kaunos C2 mezarı diğer Kaunos kaya mezarlarından farklı olarak Halikarnassos Maussolleionu, Priene Athena ve Labraunda Zeus tapınağı grubuyla bezer oran sisteminde, 5.6:1 değerine sahiptir (Tablo.2).

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında geisipodes kullanımı, tüm örneklerde uygulanmış olmasıyla yaygın bir tasarım çizgisinin yansıması olarak değerlendirilebilir. Ana yapılarda ölçülen, çatı yüksekliğinin geisipodes yüksekliğine yaklaşık 6:1 ile 8:1 arasında değişen oranı genel bir mimari düzenleme olarak düşünülürse, Kaunos kaya mezarlarında izlenen yaklaşık 3.5:1 ile 4.5:1 arasında değişen oranlar, kaya mezarları çatı mimarisinde uygulanan geisipodeslerin daha vurgulu bir betimleme isteğiyle yapılmış olabileceği önerisini ön plana çıkartır638 (Tablo.2). C2 mezarındaki 5.6:1 oranı ise tüm Kaunos kaya mezarları çatı mimarisinde aynı oran sisteminin kullanılmamış olduğunu göstermesi bakımından önemlidir639.

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının geisipodeslerinde kullanılan dişlerin yükseklik genişlik oranları tüm yapılarda yakın değerler verir. Maussolleion’ da 1.5:1, Labraunda Zeus tapınağında 1.4:1, Priene Athena tapınağında 1.2:1, Ağlayan Kadınlar Lahdi’nde 1.1:1, Kaunos kaya mezarlarında bezer şekilde 1:1 ile 1.5:1 arasında değişen oranlar (Tablo.2), diş yüksekliğinin genişliğine oranının yapılarda genel bir uygulama kuralı olduğu fikrini destekler.

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının çatı mimari elemanlarının dizilimi, erken dönem örneklerinden izler taşıyan, ancak kesin çizgilerle geleneksel bir şema oluşturmak yerine yeni arayışları sentezleyerek dekoratif amaçlı detaylarda farklılıklar ortaya koyan biçimler sergiler. Erken örneklerde çoğunlukla architrav, birinci Ion kyması, geisipodes, ikinci Ion kyması, geison şeklinde dizilime sahip çatı, Maussolleion ve Labraunda Zeus tapınağında architrav, Ion kyması, geisipodes, Lesbos kyması, geison şeklindedir (Şekil.17). Farklı bir uygulama olarak karşımıza çıkan ikinci Ion kyması yerine Lesbos kyması kullanımı mimari süslemeye dayalı dekoratif farklılık olarak değerlendirilebilinir. Labraunda Zeus tapınağında geisonun alt kenarına yapılmış olan Lesbos kyması, Maussolleion’ da geisonun alt kenarına aplike edilmiştir. Priene Athena tapınağı çatı mimari elemanlarının dizilimi architrav, birinci Ion kyması, geisipodes, ikinci Ion kyması, geison şeklindedir. Ephesos geç klasik Artemision için önerilen çatı mimarisinde de Priene Athena tapınağıyla benzer dizilim söz konusudur. İkinci Ion kyması uygulaması Maussolleion ve Labraunda Zeus tapınağından farklı bir özellik yansıtırken, geleneksel çizgileri sürdüren bir uygulama olarak değerlendirilebilir. Labraunda Güney Propyleia’ nın çatısı architrav, Ion kyması, geisipodes, geison şeklinde dizilime sahiprtir. Ağlayan Kadınlar Lahdi çatı mimari elemanları dizilimi Labraunda Güney Propyleia ile aynıdır. Kaunos kaya mezarları içinde architrav, geisipodes, geison şeklinde dizilime sahip B2, B4, B10, C2, F8 mezarları dışında, B6, B8, B9, C12 mezarları çatı mimari elemanları dizilimi architrav, Ion kyması, geisipodes, geison şeklinde dizilime sahiptir (Şekil.17).

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisi diziliminde üç mimari elemanın; architrav, geisipodes, geisonun tüm yapılarda uygulanmış olduğu görülür. Architrav statik değer taşıması nedeniyle yapılarda uygulanma zorunluluğuna sahiptir. Geisipodes yapıcı bir mimari eleman olmadan, dekoratif kaygılarla uygulanmış olması nedeniyle geleneksel bir uygulama olarak düşünülebilir. Geison da statik değer taşımaz, ancak bir saçaklık oluşturarak yapıyı yağmur gibi doğa koşullarından korumaya yönelik işlevselliğiyle değerlendirilebilir. Ancak geisonun hemen tüm yapılardaki benzer profiller sergileyen tasarım çizgisi, geison uygulamalarında, işlev yanında, geleneksel yaklaşımların varlığını işaret eder. Erken örneklerde architrav ile geison arasında sıklıkla uygulanan birinci Ion kyması Kaunos kaya mezarlarından B2, B4, B10, C2, F8 dışındaki incelediğimiz tüm yapılarda uygulanmıştır. Geisipodes ile geison arasındaki ikinci Ion kyması ise sadece Priene Athena tapınağında karşımıza çıkar. Bu nedenle, M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında ikinci Ion kymasının mimari süslemede değerini büyük oranda yitirmiş olduğu söylenebilir.

Yüzyıl yapıları içinde incelediğimiz örneklerde kabartmasız alınlık kullanımının yaygın olduğu gözlemlenir640. Labraunda Güney Propyleia, Ağlayan Kadınlar Lahdi ile Karia kaya mezarlarından B2, B8, B10 ve Hippokome mezarı dışındaki tüm örnekler kabartmasız alınlığa sahiptir. Ağlayan kadınlar Lahdi ve B8 mezarı alınlıklarında figüratif sahneler kullanılmışken, Hippokome mezarı alınlık merkezinde kalkan kabartması yer alır641. Kabartmalar dışında, alınlıklarda pencere uygulamaları da örneklere sahiptir. Labraunda Güney propyleia, Kaunos B2 ve B10 mezarları alınlık merkezlerinde yer alan pencereler bu kapsamda değerlendirilebilir. Ephesos Artemis tapınağı alınlıkları için önerilen pencereler de, Kaunos örnekleriyle değerlendirildiğinde, kabul edilebilir642.

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının alınlık açılımları; Ağlayan kadınlar Lahdi, Kaunos kaya mezarlarının C2 dışındaki örnekleri gibi M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları grubu içinde sayıca çoğunluğu oluşturan örneklerde 16-18º arasında değişir. Labraunda Zeus Tapınağı, Andron B ve Güney Propyleia ile Kaunos C2 mezarında ise 11-12º arası alınlık açılımı gözlemlenir (Tablo.1).

Labraunda Andron B’ de erkek, Ağlayan Kadınlar Lahdi’ nde kadın sphinks şeklinde köşe akroterleri kullanılmıştır643. Labraunda Zeus tapınağı alınlık köşe ve merkez bloklarında, akrotere ait olması gereken geçme yuvalarının varlığına karşın, akroterlere ait buluntu mevcut değildir644. Kaunos B8 mezarına ait sol köşe akroteri üzerinde de, korunmuş olan kısımlardan anlaşıldığı üzere sphinks şeklinde bezeme mevcuttur645. Kaunos Kaya mezarlarının B8 köşe akroteri dışındaki örneklerinde ve Ağlayan Kadınlar Lahdi tepe akroterinde ise palmet bezemesi kullanılmıştır. Kaunos kaya mezarları akroterleri, yapıya oranla büyük boyutları nedeniyle farklılık sergiler646. Bu uygulama, geisipodeslerde olduğu gibi, akroterlerin mezarların çatı mimarisinde vurgulu anlatım isteğiyle tasarlanmış olmasıyla bağlantılı olabilir (Şekil.17).

Çatı mimarisinde, dış cephede yer alan ve görüşe açık olması nedeniyle dekoratif amaçlı kaygıların yoğunlaştığı bölümler kadar, yapıların üst örtüsünü oluşturan mimari sistemleri de oldukça önemlidir. Maussolleion ve Priene Athena tapınağı buluntularıyla, M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında peristasis, pronaos, opisthodosu örten kaset sisteminin uygulandığı görülür.

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapı grubuna dahil edilen Labraunda Andron B ve Andron A’ da Ion ve Dor düzenlerinin karışık kullanımı söz konusudur. Andron B ve A’ da uygulanmış olan Ion düzeni alt yapı üzerinde Dor düzeni çatı mimarisi, M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion mimarisindeki opisthodomos, üç krepisli krepidoma ve kirepidomada kurvatura kullanımı gibi diğer Dor mimarisi etkileriyle değerlendirilebilir647. Bu nedenle yapıların çatı mimarisi tasarımlarının Dor düzeninde olması nedeniyle, bu yapılar salt Dor düzeni mimari kapsamında değerlendirilmemeli, Ion mimarisi içinde Dor düzeni etkiler olarak düşünülmelidir. Nitekim Labraunda Oikos’ ta tasarım Dor düzeninde olmasına karşın, yapının çatısında architrav üzerinde triglyphonun kullanılmamış olması ve architrav blokları üzerindeki kenet yuvalarıyla desteklenen Ion düzeni dar friz ve geison kullanımı nedeniyle, Dor düzeni alt yapıda Ion düzeni etkiler taşıyan çatı tasarımlarının da varlığı bilinmektedir648.

M.Ö.4.yy. Batı Anaolu Ion yapılarının çatı mimarisindeki benzer veya farklı uygulamalar, Dor düzeni etkilerin çatı mimarisine girmiş olması, Ion ve Dor düzeninin karışık kullanımıyla oluşturulmuş alışılmadık yapı biçimleri gibi tartışma konuları, M.Ö.4.yy. Batı Anadolu mimari projelerinde çalışmış olan mimarlar ve mimari atölyeleri konusunu da gündeme getirir649. Halikarnassos, Labraunda ve Priene gibi M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion mimarisinin önemli projelerinde çalışmış olan mimarlar Pytheos ve Satyros, Ephesos geç klasik Artemis tapınağı mimarları olarak bilinen Paeonius ve Demetrius dışında, özellikle Karia Kaya mezarları projelerini yürüten mimarlar ve mimari atölyeler konusu önemlidir. Bu değerlendirmeyle M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında Ephesos ve Hekatomnid mimari etki alanı içindeki Halikarnassos, Labraunda, Priene’ de çalışan iki mimari atölyenin varlığı kesindir650. Ancak Kaunos ve yakın çeverisinde yoğunlaşan M.Ö.4.yy. Karia kaya mezarlarının Ion düzeni cephelilerinin de, Ionia Rönesans’ı içinde mimari birer proje olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle Kaunos kaya mezarları inşa projesinde çalışan mimarlık atölye veya atölyelerinin varlığı ihtimal dahilindedir. Özellikle B grubu mezarlar içerisinde andron modellemeli olarak düşündümüz B10 ve anteler arasında dört sütun içermesiyle Labraunda Oikos’ un cephe mimarisiyle bağlantılı düşünülebilecek B2 mezarı nedeniyle651, Kaunos kaya mezarları mimari atölyeleriyle Labraunda arasında bağlantı kurulabilir. Ancak Kaunos Ion cepheli kaya mezarları içinde, birbirinden tasarımdaki detay farklarıyla ayrılan örnekler Labraunda bağlantılı olabilecek bir mimari atölye dışında, en az bir atölyenin daha varlığını işaret eder. M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion mimarisinde, özellikle Hekatomnid mimari etki alanı içinde, hızlı bir yapılanma sürecinden dolayı birden fazla mimari atölyenin varlığı olasıdır. Bir mimari atölye bir proje tamamlandığında veya inşası devam ederken bir başka proje için başka bir merkeze geçmiş olabilir652. Bunun dışında, mimari atölyenin baş mimarı farklı gruplar oluşturarak, aynı zamanlı farklı yapılarda çalışmış ve aynı anda birden çok inşa faaliyetine imza atmış olabilir. Bu düşünceyle yakın tarihli yapılardaki benzer özellikler anlam kazanabilir. Tartışmalar hangi boyutta olursa olsun M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion mimarisinde mimari atölyelerin varlığı kabul edilirse, yapıların çatı mimarilerindeki benzer veya farklı nitelikler; geleneksel kullanım, bölgeye özgü beğeniler, yapı maliyeti gibi unsurlar yanında, mimari atölye bağlantılarıyla da değerlendirilmelidir.

V.SONUÇ

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisi genel değerlendirmesi, yapılara ait mimari buluntular ve buluntu olmaksızın teoriler doğrultusunda oluşturulan önerilerle ortaya koyulan bilgiler sonucunda yorumlanabilir. Tüm bu veriler sonucunda iki yüzyıllık dönem içinde bilinen Batı Anadolu Ion yapıları, çatı mimari elemanlarının dizilimi, parçalar arasındaki oransal değerlendirme, mimari süsleme detayları, üst örtü sistemi gibi farklı başlıklar altında incelenebilir.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları çatı mimarisinin kendi içindeki gelişimi kadar, arkaik dönem ve öncesi Ion yapılarının ve mimari geleneklerinin incelenmesi, klasik Ion yapıları çatı mimarisini anlamada yapıcı fikirler sunar. Bu bağlamda Batı Anadolu ve Ege Adaları ahşap mimarisi, ahşap mimarinin taş yapılardaki yansımaları ve geleneksel yapı tekniklerinin arkaik dönem ve sonrasında Batı Anadolu Ion yapılarında gelişimi ilk aşamada değerlendirilebilir. Ion yapılarının orijinlerinin izlenebildiği Batı Anadolu ve Ege Adaları önemli örnekleri olan Naksos Yria Dionysos tapınağı ilk üç evresi (M.Ö.8.-7.yy.), Ephesos Artemis tapınağı geometrik evresi, Samos Hera I. ve II. tapınaklar (M.Ö.8.-7.yy.) ile özellikle Samos buluntusu model yapılar, arkaik ve klasik Ion yapılarının orijinerini takip edebildiğimiz, Batı Anadolu ve Adalar ahşap yapı geleneği hakkında önemli bilgiler verir. Ahşap mimari özelliklerini yansıtan bu örneklerde duvar temelleri ve sütun altlıkları gibi alt yapıya ait unsurlar taş, duvarlar kerpiç veya taş, sütunlar ve üst yapı ahşap malzemeyle oluşturulmuştur. Özellikle cella içi ve dışı sütunların dizilimi üzerinden geliştirilen teorilerle, yapıların ahşap çatı mimarisi konusunda oluşturulan öneriler kabul edilecek olursa, Arkaik Ion yapılarının ve dolayısıyla M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının, Batı Anadolu ve Ege Adaları ahşap yapı geleneği orijinli olduğu düşüncesi ortaya koyulabilir.

Arkaik dönemde inşa edilen ve Ion mimarisinin önemli yapıları olan Naksos Yria Dionysos tapınağı IV. evresi (M.Ö.580/70-550), Samos Hera (III) Rhoikos tapınağı (yaklaşık M.Ö.560), Ephesos Artemis tapınağı arkaik evresi (yaklaşık M.Ö.550), Samos Hera (IV) Polykrates tapınağı (yaklaşık M.Ö.530), Naksos Sangri Demeter tapınağı (yaklaşık M.Ö.530) gibi yapılar, Batı Anadolu ve Ege Adaları ahşap mimari gelenekleriyle inşa edilen yapılar ile klasik dönem Ion yapıları arasında bir geçiş evresi oluşturması açısından önemlidir. Ancak Arkaik Ion yapılarına ait sınırlı sayıda ve yetersiz buluntular, özellikle yapıların çatı mimarisi konusunda tartışmalara neden olmaktadır. Arkaik Ion yapılarının çatı mimarisi konusunda architravdaki fascia sayısı, kabartmalı friz kullanımı, geisipodes ve Ion kyması, alınlık kullanımı gibi tartışmalı konuların özellikle M.Ö.4.yy. Ion yapılarının çatı mimarisi üzerinden değerlendirilmesi, arkaik ve klasik dönem Batı Anadolu Ion yapılarının bağlantılı düşünülmesinin önemini ortaya koyar. Buna karşın M.Ö.5.yy. Batı Anadolu Ion mimarisi konusunda son yıllarda tespit edilen buluntuların günümüze değin yapılan değerlendirmelerin dışında kalması arkaik Ion yapıları çatı mimarisi önerilerinde yeni değerlendirmeleri zorunlu kılmaktadır.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisi konusunda yapıların üst örtüsünü taşıyıcı çatı mimari elemanlarının dizilimi ve bu mimari elemanların dekorasyonu önemli bir değerlendirme konusudur. Çatının bu bölümünde architrav, geison, sima gibi işlevsel mimari elemanların yanında; Ion kyması, dar friz, geisipodes gibi işlevsel olmayan ve çoğunlukla Batı Anadolu ahşap mimari geleneklerinin taş mimariye yansıması olarak değerlendirilebilecek dekoratif kullanımlı mimari elemanlar da yer alır.

Architrav kullanımı M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında benzer tasarım özelliklerine sahiptir ve bunun öncelikli nedeni architravın, yapılarda çatının tüm yükünü dikey taşıyıcılara aktaran zorunlu kullanımıdır. Yapıların architravlarındaki farklı özellikler ise dekorasyonlarıyla ilişkili görülebilecek fascialarda ortaya çıkar. M.Ö.5.yy. yapılarından architrav buluntusu içeren Polyksena lahdinde iki fascialı, Daskyleion Erken Klasik Yapı’ da iki fascialı ve düz, Nereidler Anıtı’ nda kabartmalı architravlar kullanılmıştır. M.Ö.4.yy. örneklerinden Halikarnassos Maussolleionu’ nda üç fascialı, Labraunda Zeus tapınağında iki fascialı, Priene Athena tapınağında üç fascialı, Labraunda Güney Propyleia’ da iki fascialı, Kaunos B1 mezarında üç fascialı, B1 mezarı dışındaki diğer Kaunos kaya mezarları ve konu kapsamında değerlendirilen Oktapolis 1, Hippokome Küçük, Pasanda kaya mezarlarında iki fascialı, Ağlayan Kadınlar lahdinde ise üç fascialı architrav yer alır.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion mimarisi kapsamında değerlendirilen örneklerin ortaya koyduğu veriler, iki yüzyıllık dönemde fasciasız, iki ve üç fascialı architravların paralel kullanımını işaret eder. Bu ise Batı Anadolu Ion yapılarında architravda uygulanan fascia sayısının, mimaride geleneksel bir tasarım üslubundan çok, farklı beğeniler ve yapı maliyetlerinin belirlediği mimari dekorasyonla ilişkili olduğunu gösterir. Dolayısıyla Batı Anadolu Ion yapılarının genelinde üç fascialı architrav kullanımını geleneksel mimari stil olarak değerlendirerek, Batı Anadolu arkaik dönem Ion yapılarının deneme çizimlerine, buluntu olmaksızın eklenen üç fascialı architravlar tartışmaya açıktır653.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında kullanılan architravlar üzerinde bir diğer değerlendirme konusu soffit kullanımı hakkında yorumları içerir. Batı Anadolu Ion yapılarında architrav soffilerinin kullanımına ait M.Ö.5.yy. buluntusu yoktur. Ele geçen ilk buluntular M.Ö.4.yy. ortalarına aittir. Architrav soffitinin en erken örneği bezemesiz bir panel şeklinede Halikarnassos Maussolleionu’ nda yer alır. Maussolleion sonrası iki önemli örnek olarak karşımıza çıkan Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınakları architrav soffitleri ise Lesbos kyması bezemelidir. Labraunda Andron A ve Güney Propyleia’ da ise, Halikarnassos Maussolleionu ile benzer şekilde bezemesiz soffitler kullanılmıştır.

Ionia Rönesansı olarak adlandırılan Hekatomnid yönetim dönemi mimari projelerinin ilk yapılarından biri olarak kabul edilen Halikarnassos Maussoleionu’ ndan daha önce architrav soffiti kullanımına ait buluntu mevcut değildir654. Bu nedenle, architrav soffitlerinin Batı Anadolu Ion mimarisi dekorasyon repertuvarına M.Ö.4.yy. ortasında girmiş olduğu söylenebilir. Architrav soffitinin orijini konusunda fikir yürütebilecek buluntu olmaması nedeniyle, Batı Anadolu Ion mimarisinde kullanımıyla ilgili yorumlar tartışmaya açıktır. Bunun yanında architrav soffitlerinin bezeme detaylarından hareketle, Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınakları arasında, benzer şekilde Lesbos kymalı soffit kullanımıyla, mimar/mimarlar ve tasarım gibi konularda bağlantı kurulmaya çalışılmaktadır655. Kronolojik olarak değerlendirildiğinde architrav soffitlerinin Halikarnassos Maussolleionu’ndan, Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınaklarına kadar geçen dönemde bezemesiz kullanımdan bezemeli kullanıma doğru bir gelişim sergilediği düşünülebilir. Ancak Labraunda Zeus ve Priene Athena tapınaklarından geç tarihli Labraunda Andron A ve Güney Propyleia architrav soffitlerinin bezemesiz oluşu bu tür bir önerinin kesin doğru olamayacağını ortaya koyar. Bu nedenle architrav soffitlerinin bezemeli veya bezemesiz oluşu mimari süslemeyle bağlantılı dekorasyon farkları olarak değerlendirilebilir. Bu durumda architrav soffitleri üzerinden yapılar arasında bağlantı kurma olasılığı zayıflamaktadır.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında friz kullanımı, kabartmalı architrav tartışmalarıyla ve arkaik dönem Ion yapılarındaki örnekleriyle birlikte değerlendirildiğinde yapıcı sonuçlara ulaşılabilir. Arkaik dönem Ion yapılarında friz kullanımı, geneli Ege Adaları’nda yer alan sınırlı sayıda örnekle tanımlanmaktadır656. Batı Anadolu arkaik dönem Ion dipterosları içerisinde friz tartışmalarına dahil edilebilecek bulutu içeren tek örnek ise Didyma Apollon tapınağıdır. Yapıya ait ele geçmiş Gorgon ve aslan kabartmalı iki blok iki farklı öneriyle friz ve kabartmalı architrav olarak önerilmektedir. M.Ö.5.yy. Batı Anadolu Ion yapıları grubu içerisinde yer alan Polyksena lahdinde, alt Ion kymasının üzerinde yer alan silme, Batı Anadolu Ion yapılarında kullanımı önerilen frizin stilize edilmiş bir uygulaması olarak düşünülebilir. Daskyleion Erken Klasik yapıda da benzer kullanıma sahip olabilecek parçalar ele geçmiştir. Bu iki örnek çerçevesinde, M.Ö.5.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının bazı örneklerinde frizin, arkaik öncüllerin geleneksel tasarım çizgilerini stilize ederek, dar friz olarak isimlendirilebilecek bir mimari elemana dönüştürüldüğü yönünde öneri sunulabilir. M.Ö.5.yy. Batı Anadolu Ion yapıları grubunun son yapısı olarak değerlendirilen Ksanthos Nereidler Anıtı’ nın kabartmalı architravı, kabartmalı frizin architravla birleştirilmesi sonucu ortaya çıkmış bir tasarım olarak yorumlanabilir657. M.Ö.4.yy. ortalarına tarihlenen ve Manisa Müzesi’nde yer alan kabartmalı blok da, ait olduğu düşünülen anıt mezarda kabartmalı architrav veya architrav üzerinde yer alan kabartmalı friz olarak iki farklı öneriyle tanımlanabilir. Ancak kabartmalı architrava ait örneklerin çokluğu nedeniyle Manisa Müzesi’ nde yer alan bu parçanın kabartmalı architrav olması olasıdır. M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında friz kullanımı sınırlı sayıdaki buluntularla değerlendirilmek durumunda olduğundan tartışmaya açıktır ve mevcut buluntular çerçevesinde M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında friz kullanımının yaygın olmadığı söylenebilir.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisiyle ilgili bir diğer önemli değerlendirme konusu çatı mimari elemanlarının dizilimiyle ilgili yorumları içerir. M.Ö.5.yy. Batı Anadolu Ion yapılarından Polyksena lahdi, Daskyleion Erken Klasik Yapı ve Labraunda geç arkaik-erken klasik In-antis buluntuları architrav üzerinde alt Ion kyması, geisipodes, üst Ion kymasından oluşan benzer dizilim gösterir. Tüm yapılarda üst Ion kyması alt Ion kymasına göre 1:1.5 ile 1:1.2 arasında değişen oranlarda daha küçüktür. Polyksena lahdinde geison tasvir edilmemiştir. Daskyleion Erken Klasik Yapı ve Labraunda geç arkaik-erken klasik In-antis’ e ait geison buluntuları ele geçmemiştir. Ancak geisonun Ion yapılarında işlevsel bir mimari eleman olması ve hem arkaik dönem hemde M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında kullanılmış olmasıyla değerlendirildiğinde bu iki yapıda kullanılmış olması, bu nedenle çatı mimari elemanları diziliminde ikinci Ion kymasının üzerine eklenmesi gerektiği söylenebilir. M.Ö.5.yy. Batı Anadolu Ion yapıları grubunun son yapısı olarak değerlendirilen Ksanthos Nereidler Anıtı’ nda ise architrav, geisipodes, geison şeklinde, Ion kyması içermeyen dizilim görülür.

M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarından Priene Athena tapınağında M.Ö.5.yy. örnekleriyle benzer şekilde architrav, alt Ion kyması, geisipodes, üst Ion kyması, geison şeklinde dizilim görülür. Priene Athena tapınağı üst Ion kyması alt Ion kymasına göre 1:1.2 oranında daha küçüktür ve bu M.Ö.5.yy. örnekleriyle paralellik gösterir. M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları grubunun diğer iki önemli örneği Halikarnassos Maussolleionu ve Labraunda Zeus tapınağında ise üst Ion kyması yerine kullanılan Lesbos kyması dekorasyonu dışında architrav, Ion kyması, geisipodes, geison şeklide dizilimin takip edildiği izlenebilmektedir. Kaunos ve incelenen diğer kaya mezarlarında genel dizilim architrav, geisipodes, geison şeklindeyken B6, B8, B9 ve C12 mezarlarında alt Ion kymasının uygulanmış olduğu görülür. Ağlayan Kadınlar lahdinde de benzer şekilde architrav, alt Ion kyması, geisipodes, geison şeklinde dizilim görülür.

Örnekler çerçevesinde M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları çatılarının genel diziliminin architrav, alt Ion kyması, geisipodes, üst Ion kyması, geison şeklinde olduğu; ancak bazı örneklerde dekorasyon farkı olarak üst Ion kyması yerine Lesbos kymasının uygulandığı veya bu bölümün tümüyle dekorasyon dışı bırakıldığı söylenebilir. Ancak Ion kyması dekorasyonun tümüyle tasarım dışı bırakıldığı örnekler de mevcuttur ve bu nedenle M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları çatı mimari elemanları dizilimlerinde Ion kyması uygulamalarının esnek kullanım kurallarına bağlı olarak uygulanmış olabileceği söylenebilir.

Batı Anadolu Ion yapılarında alınlık kullanımı üzerine düşünceler M.Ö.5.-4.yy. yapıları üzerinden değerlendirildiğinde yapıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu konuda en önemli başlıklardan biri olarak ortaya çıkan kabartmalı alınlık kullanımıyla ilgili olarak değerlendirilen Polyksena lahdinin tamamlanamamış alınlığı, Batı Anadolu Ion mimarisinde günümüze değin ele geçmiş en erken kabartmalı alınlık projesi olarak ortaya çıkar. M.Ö.430 yıllarına tarihlenen ve bir anıt mezara ait olduğu düşünülen Sardeis buluntusu iki kabartmalı alınlık bloğu ile Nereidler Anıtı alınlıkları M.Ö.5.yy. Batı Anadolu Ion mimarisinde kabartmalı alınlığa ait diğer örneklerdir. M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında kabartmalı alınlığa ait örnekler ise Kaunos B8 mezarı ve Ağlayan Kadınlar lahdinde yer alır. Ancak alınlık dekorasyonuyla ilgili farklı uygulamalar içeren M.Ö.4.yy.’ a ait başka örnekler de mevcuttur. Bu farklı uygulamalar Kaunos B2 ve B10 mezarında pencere, Hippokome Küçük kaya mezarında alınlık merkezinde kalkan kabartması olarak karşımıza çıkar. Sözü edilen yapılar dışındaki örnekler düz alınlığa sahiptir. Mevcut buluntular M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında kabartmalı ve kabartmasız alınlıkların paralel kullanıldığını, ancak düz alınlık kullanımının kabartmalı alınlık kullanımına göre daha yaygın olduğunu gösterir.

Alınlık açılımları M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında iki farklı ortalama değer ortaya koyar. Buna göre yapıların çoğunluğunda 16°-18° arasında değişen alınlık açılımları kullanılmıştır. Labraunda Zeus tapınağı ve dorik çatı mimarisine karşın M.Ö.4.yy. Labraunda mimari faliyetleri içerisinde incelenen Anron B’ de 11°-12° arasında değişen oranlar izlenmektedir. Kaunos F8 mezarında ise iki farklı ortalama değerin arasında tespit edilen 14°’ lik alınlık açılımı kullanılmıştır.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında akroter kullanımı konusunda en erken buluntu Polyksena lahdinde dir. Lahit kapağının kısa kenarlarındaki alınlık tasarımının tepe ve iki yan köşelerinde akroter düzlemleri mevcuttur. Bu alanlara yerleştirilmiş akroterler konusunda buluntu mevcut değildir ve akroterler lahitte tamamlanamamış bölümlerden bir diğeri olarak düşünülebilir. Ksanthos Nereidler Anıtı’ nda alınlık üzerinde akroter düzlemleri mevcuttur. M.Ö.4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının çoğunluğu akroter buluntularına sahiptir. Özellikle Kaunos kaya mezarlarına ait akroterler bu yönde doyurucu bilgiler sunar. Kaunos B8 mezarı dışındaki örneklerde tepe akroterleri tam, köşe akroterleri yarım palmet dekorasyonludur. Kaunos B8 mezarı, Ağlayan Kadınlar lahdi ve Labraunda Andron A ve B köşe akroterleriyse siphinks şeklindedir.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında sima dekorasyonlarında genel olarak, işlevsel ve görsel değere sahip aslan başı çörtenler kullanılmıştır. İki yöne eğimli çatıdan akan yağmur suyunu tahliye eden aslan başı çörtenler, aynı zamanda, yapıların uzun cephelerinde görsel nitelik taşımasıyla, Ion yapılarındaki işlevsellik ile dekorasyon unsurlarının bütünleştirilmesine yönelik tasarım başarısına örnek teşkil ederler. Sima dekorasyonunda M.Ö.4.yy.’ a ait bazı yapılarda aslan başı çörtenlerin yanı sıra, aslan başı çörtenlerin aralarına kıvrık dal bezemesi yapıldığı görülmektedir.

Batı Anadolu Ion yapılarında çatı, dış cephede yer alan görselliğe sahip mimari elemanlar kadar, görsel özelliği olmayan, tümüyle işlevsel taşıma sistemleriyle de değerlendirilmelidir. Bu anlamda yapıların peristasis ve cella tavanlarını örten çatı sistemleriyle, iki yöne eğimli çatının taşıma ve örtü sistemleri değerlendirilebilir.

Arkaik dönem Ion yapılarından Naksos Sangri Demeter tapınağında gelişmiş tasarım çizgilerine ulaşmış mermer çatı sistemleri, M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının taşıma sistemlerine yönelik yeni tasarımlardan çok dekoratif unsurlarında gelişmeler sergilediğini gösterir. Ksanthos Nereidler Anıtı’ nda peristasis ve cella tavanı, tavan kasetleri sistemiyle örtülmüştür. Benzer sistem Halikarnassos Maussolleionu, Priene Athena tapınağı ve Labraunda Zeus tapınağında da görülür. Nereidler Anıtı ve Labraunda Zeus tapınağında tavan kasetleri seyre açık alt kısımları işlenmiş tek blok şeklindeyken, Halikarnassos Maussolleionu ve Priene Athena tapınağında üst üste binen birkaç bloktan oluşmuştur. Örnekleri verilen mermer tavan kaseti sistemlerinin tümünde ana taşıyıcılar sütunlar ve cella duvarları arasında yer alan mermer tavan kirişleriyle oluşturulmuştur. İki yöne eğimli çatının taşıma sistemi mermer ve ahşap olmak üzere iki farklı sistemle oluşturulmuştur. Nereidler Anıtı, Halikarnassos Maussolleionu, Labraunda Zeus tapınağı, Priene Athena tapınağı örneklerinde izlenebilen mermer mahya kirişleri yanında, bu tür buluntu içermeyen örnekler için ahşap taşıyıcı kullanımı önerilebilir. İki yöne eğimli çatıların örtü sisteminde geleneksel uygulamalar ön plandadır. Bu bağlamda örtü sisteminin kalypter ve stroterlerin dizilimiyle oluşturulmuş olduğu söylenebilir. Kalypter ve stroterlerin farklı formlarda olması, pişmiş toprak veya mermer malzemenin kullanımı ve antefikslerin dekorasyonuna ait figürlü bezemelerde kabartma veya boya kullanımı ile figür farkları iki yöne eğimli çatıların örtü sistemlerindeki detay farkları olarak düşünülebilir.

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları çatı mimarisine ait oransal değerlendirme architrav, Ion kymaları, dar friz, geisipodes, geison gibi dış cephe taşıyıcı sistemine ait blokların toplam yüksekliğiyle sütun yüksekliği oranı ve çatı mimari elemanlarının yüksekliklerinin çatı yüksekliğine oranı olarak iki farklı genel başlık şekilde değerlendirilebilir. Çatı yüksekliğinin sütun yüksekliğine oranı Halikarnassos Maussolleionu, Priene Athena tapınağı ve Labraunda Zeus tapınağında 1:7-1:8 dir. Bu örnekler dışındaki yapılarda ise yaklaşık 1:4 oranı görülür (Tablo.2).

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapıları kapsamında değerlendirilen örneklerde çatı yüksekliğinin alınlık merkez yüksekliğine oranı 1.3:1 ile 1:1.3 arasında değişen ve büyük farklar içermeyen değerler verir. Çatı mimari elemanlarının çatı yüksekliğine oranı çerçevesinde elde edilen sonuçlara göre; architrav yüksekliğinin çatı yüksekliğine oranı yaklaşık 1:3-1:1.5, geisipodes yüksekliğinin çatı yüksekliğine oranı 1:4-1:6 arasında değişen sonuçlar ortaya koyar. Diş genişliği diş yüksekliği oranı ise genel olarak 1:1-1:1.5 arasındadır (Tablo.2).

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının çatı mimarisi, Batı Anadolu mimari kimliğinin, geleneksel tasarım çizgileri üzerinden, kuralların esnek kullanımıyla geliştiğini göstermesi açısından önemlidir. Ege Adaları ile birlikte değerlendirilebilecek Batı Anadolu mimarisi, geometrik dönem ve belki de öncesinden başlayarak kendi öz kültürüyle geliştirdiği mimari birikimi arkaik dönemin önemli mimari başyapıtları olarak düşünülen Batı Anadolu Ion dipteroslarında tasarım mükemmelliği ve zerafet anlamında sentezleyerek fevkalade kullanmış, sanatsal mimari anlamında döneminin en üst noktasında yapıtlar ortaya koymuştur. Batı Anadolu’ da mimari kültür birikimleri, Ion mimarisi olarak nitelenebilcek ve sadece ismini aldığı bölgede değil, Batı Anadolu’ nun tümünde kullanılan geleneksel bir mimari tarzı ortaya koyar. Günümüze değin Ion düzeni olarak isimlendirilen ve sadece mimari elemanların dekorasyonundaki farklı uygulamalarla nitelenen bu gelişmiş mimari ise, tüm bu değerlendirmeler çerçevesinde, sadece dekorasyon farklarıyla değil, kendine has mimari felsefeye sahip tümüyle kültürel gelişmişliğin sonucu olarak ortaya çıkan ve bölgenin özniteliklerini bünyesinde barındıran Batı Anadolu Ion mimarisi genel başlığı altında değerlendirilmelidir. Planlama, oransal uyum, üçüncü boyut tasarımı, mimari elemanların dekorasyonu gibi farklı ve mimarinin tüm unsurlarını kapsayan bu mimari stilin farkları, özellikle düzenlemenin ayırt edici unsurlarının başında gelen çatı mimarisinde ortaya çıkar. Bu bağlamda M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının çatı mimarisinin incelenmesi, iki yüzyıllık dönemde yapıların çatı mimarisini anlamaya yönelik bilgiler vermesi yanında, Ion mimarisinin Batı Anadolu’ nun öz kültürünü mimari anlamda sergilediğini ortaya koyması adına da fazlasıyla önemlidir.



KISALTMALAR VE KAYNAKÇA
Antik Kaynaklar
Athenagoras, Legatio pro Christianis
Diodorus Sicilus
Herodotos
Ksenephon, Agesilaos
Ksenephon, Anabasis
Ksenephon, Hellenika
Pausanias
Platon, Ion
Plinius, Naturalist Historia
Strabon
Thukydides
Vitruvius


Modern Kaynaklar
AA Archäologischer Anzeiger.
AJA American Journal of Archaeology.
Akurgal 1961 AKURGAL, E., 1961, Die Kunst Anatoliens von Homer bis Alexander, Berlin.
Akurgal 1997 AKURGAL, E., 1997, Eski İzmir I, Yerleşme Katları ve Athena Tapınağı, Ankara.
AM Mitteilungen des deutschen archäologischen Instituts, Athenische Abteilung.
AMI Archäologische Mitteilungen aus Iran.
Anat.St. Anatolian Studies.
Anderson-Spiers 1927 ANDERSON, W. J. – SPIERS, R. P., 1927, The Architecture of Ancient Greece, New York.
Ant.J The Antiquaries Journal.
Architectura Architectura. Zeitschrift für Geschichte der Baukunst.
AST Araştırma Sonuçları Toplantısı.
Ateşlier 1998 ATEŞLİER, S., 1998, Daskyleion Buluntuları Işığında Batı Anadolu’da Achaemenid Dönemi Mimari Etkinlikleri (Yayınlanmamış Doktora tezi-Ege Üniversitesi),

İzmir.


Ateşlier 2001 ATEŞLİER, S., 2001, “Observations on an Early Classical Building of the Satrapal Period at Daskyleion”, Achaemenid Anatolia (Prooceedings of the First International Symposium on Anatolia in the Achaemenid Period Bandırma 15-18 August

1997), Leiden, 147-168.


Balcer 1979 BALCER, J.M., 1979, “Imperialism and Stasis in Fifth Century B.C. Ionia”, in Bowersock, G.W.,- Burkhart, W., and Putnam, M. (eds.), Arktouros: Hellnic Studies to B. M. W. Knox, Berlin 1979:261-268.
Balcer 1986 BALCER, J. M., 1986, “Ionia and Sparda under the Achaemenid Empire the sixth and fifth centuries B.C. Tribute, Taxation and Assessment”, Le Tribute dans I’Empire achemenide, Table Ronde de Paris 12 et 13 decembre 1986: 1-27.
Bammer 1990 BAMMER, A., 1990, “A Peripteros of the Geometric Period in the Artemision of Ephesus”, Anat.St. 40, 137-160.
Barletta 2001 BARLETTA, B. A., 2001, The Origins of the Greek Architectural Orders, Cambridge.
BCH Bulletin de correspondance hellénique.
Bernard 1965 BERNARD, P., 1965, “Remarques sur le Décor Sculpté D’un Édifice de Xanthos”, Syria XLII, 261-288.
Beyer 1977 BEYER, I., 1977, “Die Datierung der grossen Reliefgiebel des alten Athenatempels der Akropolis”, AA (1977), 44-74.
Bingöl 1990 BİNGÖL, O., 1990, “Überlegungen zum Ionischen Gebälk”, Ist.Mitt.40, 101-108.
Bingöl 1996 BİNGÖL, O., 1996, “Zu Säule und Gebälk bei Hermogenes”, Diskussionen zur Archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz, 148-152.
Bingöl 2001 BİNGÖL, O., 2001, “The Frieze and Dentil on Early Ionic Column Architecture”, Cevdet Bayburtluoğlu İçin Yazılar, İstanbul, 32-34.
Boardman 1959 BOARDMAN, J., 1959, “Chian and Early Ionic Architecture”, Ant.J XXXIX, 170-218.
Boardman 1995 BOARDMAN, J., 1995, Greek Sculpture; The Late Classical Period, London.
Boardman 1996 BOARDMAN, J., 1996, Greek Sculpture; The Archaic Period, London.

Borchhardt 1978 BORCHHARDT, J., 1978, “Die Ergebnisse der Limyra – Grabung”, The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology Ankara – İzmir 23-30/ 9/ 1973, Ankara, 811-817.


BSA The Annual of the British School at Athens.
Buschor 1933 BUSCHOR, E., 1933, “Heraion von Samos Porosfriese”, AM 58, 1-21.
Childs 1973 CHILDS, W. A. P., 1973, “Prolegomena to a Lycian Chronology: The Nereid Monument from Xanthos”, OpRom IX:12, 106-116.
Childs 1979 CHILDS, W. A. P., 1979, “The Authorship of the Inscribed Pillar of Xanthos”, Anat.St. 29, 97-102.
Cook 1951 COOK, R. M., 1951, “A Note on the Origin of the Triglyph”, BSA XLVI, 50-52.
Coupel-Demargne 1969 COUPEL, P. – P. DEMARGNE., 1969, “Le Monument des Néréides, L’Architecture (Études et Restitutions)”, Fouilles de Xanthos III, Paris.
Courbin 1980 COURBİN, P., 1980, Délos 33: L’Oikos des Naxiens, Paris.
DAA Denkmäler Antiker Architektur.
Demargne 1978 DEMARGNE, P., 1978, “Une Scéne Guerrière au Fronton ouest du Monument des Néréides Xanthos”, Anatolia XXI, 89-93.
Dinsmoor 1913 DINSMOOR, W. B., 1913, “Studies of the Delphian treasuries, II.The four Ionic treasuries”, BCH 37, 5-83.
Dinsmoor 1950 DINSMOOR, W. B., 1950, The Architecture of Ancient Greece, New York.
Drerup 1969 DRERUP, H., 1969, “Griechische Baukunst in geometrischer Zeit”, Archaeologia Homerica, Band.II, Göttingen.
Freyer-Schauenberg 1974 FREYER-SCHAUENBERG, B., 1974, “Bildwerke der archaischen Zeit und des strengen Stils”, Samos XI, Bonn: Habelt.
Gezgin 1997 GEZGİN, İ., 1997, Pers Yönetimi Döneminde Batı Anadolu Şehir Devletlerinin Politik ve Sanatsal Yaşamı, (Yayınlanmamış Doktora tezi-Ege Üniversitesi), İzmir.
Gall 1979 GALL, H., 1979, “Bemerkungen zum Kyrosgrab in Pasargadä und zu Verwandten Denkmälern”, AMI 12, 271-279.
Gerkan 1946 GERKAN, A., 1946-47, “Betrachtungen zum ionischen Gebälk”, JdI 61/62, 17-29.
Gilotta 1998 GILOTTA, F., 1998, “Gümüşçay E L’Etruria: Due Ambienti a Confronto”, RdA XXII, 11-18.
Goldberg 1983 GOLDBERG, M. Y., 1983, “Greek Temples and Chinese Roofs”, AJA 87, 305-310.
Gruben 1963 GRUBEN, G., 1963, “Das Archaische Didymaion”, JdI 78, 1963, 78-182.
Gruben-Koenigs 1968 GRUBEN, G. – W. KOENIGS, 1968, “Der Hekatompedos von Naxos”, AA (1968), 693-716.
Gruben 1972 GRUBEN, G., 1972, “Naxos und Paros”, AA (1972-3), 319-379.
Gruben 1985 GRUBEN, G., 1985, “Weitgespannte Marmordecken in der griechischen Architektur”, Architectura 15, 105-116.
Gruben 1989 GRUBEN, G., 1989, “Das älteste marmorne Volutenkapitell”, Ist.Mitt.39, 161-172.
Gruben 1993 GRUBEN, G., 1993, “Die Inselionische Ordnung”, Varia Anatolica III, 97-109.
Gruben 1996 GRUBEN, G., 1996, “Griechische Un-ordnungen”, Diskussionen zur Archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz, 61-77.
Gruben 1997 GRUBEN, G., 1997, “Naxos und Delos. Studien zur archaischen Architektur der Kykladen”, JdI 112, 261-416.
Gruben 2001 GRUBEN, G., 2001, Griechische Tempel und Heiligtümer, München.
Hahland 1964 HAHLAND, W., 1964, “Didyma im 5.Jahrhundert v.Chr”, JdI 79, 142-240.
Hammond 1986 HAMMOND, N. G. L., 1986, A History of Greece to 322 B.C., Oxford.
Hanfmann-Erhart 1981 HANFMANN, G. M. A. – K. P.ERHART, 1981 , “Pedimental Reliefs Mausoleum of the Persian Era at Sardis: A Funerary Meal”, Studies in Ancient Egypt, The Aegean, and The Sudan, Essays in honor of Dows Dunham on the occasion of his 90th birthday, June I, , 82-90.
Hellström-Thieme 1982 HELLSTRÖM, P. – T. THİEME, 1982, “The Temple of Zeus”, Labraunda 1, Stocholm.
Hellström-Thieme 1994 HELLSTRÖM, P. – T. THİEME, 1994, “The Androns at Labraunda”, MedMusβ 16, 59-74.
Hellström 1989 HELLSTRÖM, P., 1989, “Formal Banqueting at Labraunda”, Boreas 17, 99-104.
Hellström 1994 HELLSTRÖM, P., 1994, “Architecture. Characteristic building-types and particularities of style and techniques. Possible implications for Hellenistic architecture”, Hekatomnid Caria and the Ionian Renaissance (Acts of the International Symposium at the Department of Greek and Roman Studies, Odense University, 28-29 November 1991), Odense, 36-56.
Hogarth 1908 HOGARTH, D. G., 1908, British Museum Excavation at Ephesus, The Archaic Artemisia, London.
Holland 1920 HOLLAND, L. B., 1920, “Primitive Aegean Roofs”, AJA 24.4, 232-341.
Ist.Mitt. Istanbuler Mitteilungen

Işık 1997 IŞIK, F., 1997, “ Megaron; Özel Bir Yapı Tipinin Kökeni, Gelişimi ve Bir Ege Tapınağına Dönüşümü”, ADALYA II, 1-55.


İdil 1998 İDİL, V., 1998, Likya Lahitleri, Ankara.
JdI Jahrbuch des Deutschen Archäologischen Instituts.
Jeppesen 1973 JEPPESEN, K., 1973, “The Reconstraction of the Mausoleum”, The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology Ankara – İzmir 23-30/ 9/1973, Ankara, 535-542.
Jeppesen-Zahle 1975 JEPPESEN, K. – J.ZAHLE, 1975, “Investigations on the Site of the Mausoleum 1970/1973”, AJA 79, 67-79.
Jeppesen 1976 JEPPESEN, K., 1976, “Neue Ergebnisse zur Wiederherstellung des Maussolleion von Halikarnassos”, Ist.Mitt. 26, 47-99.
Jeppesen 1989 JEPPESEN, K., 1989, “What did the Maussolleion look like?”, Boreas 17, 15-23.
Jeppesen 1992 JEPPESEN, K., 1992, “Ergebnisse der dänischen Forschungen zum Maussolleion von Halikarnass seit 1966”, JdI 107, 59-102.
Jeppesen 1994 JEPPESEN, K., 1994, “Founder Cult and Maussolleion”, Hekatomnid Caria and the Ionian Renaissance (Acts of the International Symposium at the Department of Greek and Roman Studies, Odense University, 28-29 November 1991), Odense, 73-84.
Jeppesen 2002 JEPPESEN, K., 2002, The Maussolleion at Halikarnassos, The Superstructure, Vol.5, Aarhus.
Johannes 1937 JOHANNES, H., 1937, “Die Säulenbasen vom Heratempel des Roikos”, AM 62, 13-37.
Karaosmanoğlu 1997 KARAOSMANOĞLU, M., 1997, Başlangıcından Klasik Dönem Sonuna Kadar Lotus-Palmetçiçek ve Yumurta Boncuk Dizisinin Gelişimi, Erzurum.
Koch 2001 KOCH, G., 2001, Roma İmparatorluk Dönemi Lahitleri, İstanbul.
Koenigs 1996 KOENIGS, W. – H.PHILIPP, 1996, “Proportion und Gröβe”, Diskussionen zur Archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz, 133-147.
Krischen 1923 KRISCHEN, F., 1923, “Der Aufbau des Nereidenmonumentes von Xanthos”, AM 48, 69-92.
Lambrinoudakis-Gruben 1987 LAMBRİNOUDAKİS, V – G. GRUBEN, 1987, “Das neuentdeckte Heiligtum von Iria auf Naxos”, AA (1987), 569-621.
Lambrinoudakis 1996 LAMBRİNOUDAKİS, V., 1996, “Beobachtungen zur Genese der ionischen Gebälkformen”, Diskussionen zur Archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz,55-60.
Lawrence 1983 LAWRENCE, A. W., 1983, Greek Architecture, London.
Lippold 1950 LIPPOLD, G., 1950, Die Griechische Plastik, München.

Löcht 1984 LÖCHT, H., 1984, “Ein Archaischer Architekturmodell aus dem Orthia-Heiligtum in Sparta”, AM 99, 145-153.


Mallwitz 1968 MALLWİTZ, A., 1968, “Der alte Athena-tempel von Milet”, IstMitt 18, 89-143.
Mallwitz 1975 MALLWITZ, A., 1975, “Gestalt und Geschichte des jüngeren Athenatempels von Milet”, IstMitt 25, 68-89.
Mansel 1988 MANSEL, A. M., 1988, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara.
Martin 1971 MARTIN, R., 1971, “Le Monument Des Néréides Et L’Architecture Funéraire”, RA 2, 327-337.
Med.Musß Medelhavsmuseet. Bulletin (Stockholm).
Meiggs 1974 MEİGGS, R., 1974, “The Political Implications of the Parthenon”, The Parthenon, New York, 101-111.
Mertens 1977 MERTENS, D., 1977, “Der ionische Tempel in Metapont”, Architectura 7.2, 152-162.
Muss 1994 MUSS, U., 1994, Die Bauplastik des Archaischen Artemisions von Ephesos, Wien.
Mühlbauer 2001 MÜHLBAUER, L., 2001, Lykische Grabarchitecture vom Holz zum Stein? (Ph.D.-thesis – Technischen Universität München), München.

Nicholls 1991 NICHOLLS, R. V., 1991, “Early Monumental Religious Architecture at Old Smyrna”, Studies In Hlistory of Art 32, 151-171.


Ohnesorg 1993 OHNESORG, A., 1993, Inselionische Marmordächer, DAA 18, 2.
Ohnesorg 1996 OHNESORG, A., 1996, “Votiv-oder Architektursäulen?”, Diskussionen zur Archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz, 39-47.
OpRom Opuscula Romana.
Pedersen 1983 PEDERSEN, P., 1983, “Zwei ornamentierte Säulenhälse aus Halikarnassos”, JdI 98, 87-121.
Pedersen 1987 PEDERSEN, P., 1987, “Two Ionic Buildings in Halicarnassus”, V. AST, 359-368.
Pedersen 1989 PEDERSEN, P., 1989, “Some general trends in architectural layout of 4th c. Caria”, Boreas 17, 9-14.
Pedersen 1991 PEDERSEN, P., 1991, The Maussolleion at Halikarnassos, The Maussolleion Terrace and Accessory Structures, vol. 3:1, Aarhus.

Pedersen 1994 PEDERSEN, P., 1994, “The Ionian Renaissance and some aspects of its origin within the field of architecture and planning”, Hekatomnid Caria and the Ionian Renaissance (Acts of the International Symposium at the Department of Greek and Roman Studies, Odense University, 28-29 November 1991), Odense, 11-32.


Picon 1978 PICON, C. A., 1978, “The Ilissos Temple Reconsidered”, AJA 82, 47-81.
Polat 2001 POLAT, G., 2001, “Das Grabdenkmal des Autophradates”, Achaemenid Anatolia (Prooceedings of the First International Symposium on Anatolia in the Achaemenid Period Bandırma 15-18 August 1997), Leiden, 123-133.
RA Revue archéologique.
Radt 1978 RADT, W., 1978, “Die Leleger Auf der Halbinsel von Halikarnassos”, The Proceedings of the Xth International Congress of Classical Archaeology Ankara – İzmir 23-30/ 9/ 1973, Ankara, 330-347.
Rd.A Rivista di archeologia.
Reinsberg 2001 REINSBERG, C., 2001, “Der Polyxena-Sarkophag in Çanakkale”, Olba IV, 71-99.
Reuther 1957 REUTHER, O., 1957, Der Heratempel von Samos, Berlin.
Ridgway 1997 RIDGWAY, B. S., 1997, Fourth-Century Styles in Greek Sculpture, Wisconsin.
Robertson 1979 ROBERTSON, D. S., 1979, Greek and Roman Architecture, Cambridge.
Roos 1970 ROOS, P., 1970, “The Rock-Tomb Doors of the Lyco-Carian Borderland”, Opuscula Atheniensia X:5, 25-30.
Roos 1972 ROOS, P., 1972, “The Rock-Tombs of Caunus I. The architecture”, SIMA 34:1, Göteborg.
Roos 1974a ROOS, P., 1974, “The Rock-Tombs of Caunus II. The finds”, SIMA 34:2, Göteborg.
Roos 1974b ROOS, P., 1974, “Aus dem Felsen gehauene Tempelfassadengräber in Karien”, Antike Welt 2, 2-8.
Roos 1989 ROOS, P., 1989, “Rock-tombs in Hecatomnid Caria and Greek Architecture”, Boreas 17, 63-68.
Rumscheid 1994 RUMSCHEID, F., 1994, Untersuchungen zur kleinasiatischen Bauornamentik des Hellenismus, Beiträge zur Erschlißung hellenistischer und kaiserzeitlicher Skulptur und Architektur 14, Mainz.
Rumscheid 2000 RUMSCHEID, F., 2000, Priene, İstanbul.
Schattner 1990 SCHATTNER, T. G., 1990, Griechische Hausmodelle, AM 15.Beiheft, Berlin.
Schattner 1996 SCHATTNER, T. G., 1996, “Architrav und Fries des archaischen Apollontempels von Didyma”, JdI 111, 1-23.
Schneider 1990 SCHNEIDER, P., 1990, “The Discovery of an Archaic Tiled Roof in Ionia”, Hesperia 59/1, 211-222.
Schneider 1996 SCHNEIDER, P., 1996, “Neue Funde vom archaischen Apollotempel in Didyma”, Diskussionen zur archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz,78-83.
Scranton 1967 SCRANTON, R. L., 1967, Greek Architecture, New York.
Serdaroğlu 1979 SERDAROĞLU, Ü., 1979, “Bautätigkeit in Anatolien unter der persischen Herrschaft”, Palast und Hütte (Tagungsbeiträge eines Symposiums der Alexander von Humboldt-Stiftung Bonn, 25-30 November 1979), 347-356.
Sevinç 1996 SEVİNÇ, N., 1996, “A new Sarcophagus of Polyxena from the Salvage Excavation at Gümüşçay”, Studia Troica VI, 251-264.
Stewart 1990 STEWART, A., 1990, Greek Sculpture, London.
Svenson-Evers SVENSON-EVERS, H., 1996, Die griechischen Architekten archaischer und klassischer Zeit, Arhaologische Studien 11, Frankfurt am Main.

Syria Syria. Revue d’art oriental et d’archéologie.


Thieme 1989 THIEME,T., 1989, “Metrology and planning in Hekatomnid Labraunda”, Boreas 17, 77-91.
Thieme 1993 THIEME,T., 1993, “Architectural Remains of Archaic Labraunda”, Varia Anatolica III, 47-55.
Tuchelt 1989 TUCHELT, K., 1989, “Didyma, Ausgrabungen an der Heiligen Strasse 1985 und 1986, Der Ostbau”, AA (1989), 157-173.
Weber 1996 WEBER, B., 1996, “Zum spätarchaischen Tempel auf dem Mengerevtepe bei Milet”, Diskussionen zur Archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz, 84-89.
Weber 1998 WEBER, M., 1998, “Ein Tempelabbild in Perachora für Hera Akraia”, AA (1998), 365-371.
Wesenberg WESENBERG, B., 1996, “Die Entstehung der griechischen Säulen und Gebälkformen in der literarischen Überlieferung der Antike”, Diskussionen zur Archäologischen Bauforschung 6 (Säule und Gebälk), Mainz, 1-15.
Winter 1993 WINTER, N. A., 1993, Greek Architectural Terracottas, Oxford.

ÖZET
Klasik dönem Batı Anadolu Ion mimarisi, erken Ege mimarisinden süregelen ve ahşap mimari gelenekleri takip eden düzenlemeleri bünyesinde barındırmaktadır. Ege ahşap mimari gelenekleri arkaik dönem Batı Anadolu ve Adalar taş mimarisi örneklerinde ve ardılları olarak düşünülebilecek M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında izlenebilen önemli yansımalara sahiptir. Bu nedenle M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisi değerlendirmesi, hem kendi dönemi içindeki çatı mimarisi gelişimini hem de öncülleri olan arkaik dönem Ion yapılarının buluntularının yetersizliğinden kaynaklanan çatı mimarisi düzenlemelerini anlamaya yönelik yapıcı fikirler sunar.
Bu genel çerçeve ile çalışmamız kapsamında ilk olarak, Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisinin orijinlerini tespit etmede son derece önemli olan, Batı Anadolu ve Adalar erken dönem yapıları çatı mimarisi buluntuları değerlendirilmiştir. Daha sonra, orijinleri ve erken örnekleri değerlendirilen M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarının çatı mimarisi, dönem içindeki tüm örnekleriyle sunulmaya çalışılmıştır. Bu değerlendirmeler sırasında M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion mimarisinde önemli bir yer teşkil eden tapınak gibi monumental mimari örnekleri yanında, Polyksena ve Ağlayan Kadınlar Lahitleri gibi Ion mimarisi modellemeli örnekler, Labraunda Andronlar ve Güney Propyleia, Kaunos ve yakın çevresi kaya mezarları, Sardeis ve Nereidler Anıt Mezarları gibi örnekler de konu kapsamına alınmıştır. Yapıların çatı mimarisi ve alınlık açılım oran sistemlerini gösteren çizimler, profiller gibi detaylı levhalar ve resimler ile buluntu içeren tüm yapıların ölçü ve oran tablosu çalışmaya eklenmiştir.
Sonuç olarak iki yüzyıllık dönemde Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisine ilişkin buluntular kronolojik bir dizin içinde düzenlenmiş ve yapıların çatı mimarisi gelişimleri incelenerek sorunlu konular üzerinde öneriler sunulmaya çalışılmıştır.
SUMMARY
West Anatolian architecture in the classical period includes structures which follow early Aegean wooden architectural tradition have reflection on West Anatolian and Aegean Islands ionic buildings firstly in the archaic and then in the classical period. From this point of view, this survey of upper sides of West Anatolian ionic buildings in the 5th and 4th centuries BC presents constructive idea to find out both development of structural elements such as entablature, roof, pediment in the classical period and problems which arise from insufficiency of findings of the archaic ionic buildings.
First part of our study was formed from investigation which concerns origin of West Anatolia and Aegean Islands ionic buildings roof design. Secondly, architectural upper sides elements of whole West Anatolian ionic buildings in 5th and 4th centuries BC were evaluated with their findings. When the findings were examinated, not only monumental buildings like ionic temple but also Polyksena and Mourning Woman sarcophagi modelled ionic architectural design, Androns and south Propyleia in Labraunda, rock-cut tombs had ionic fasad in Caunus and near area, Nereid Monument in Xanthus and Mausoleum in Sardeis were researched. This study was detailed with photos and drawings of entablature, pediment, roof, pediments angular system, profiles of West Anatolian ionic buildings in the classic age. Measure and proportion tables of buildings which contain findings of upper sides were added in this study.
As a result, in that two centuries West Anatolian ionic buildings upper sides findings were put in order with cronological index. Development of entablature, roof and pediment of these buildings were investigated. Then we attempted to offer some suggestions on problematic subjects.

ŞEKİLLER LİSESİ
Şekil. 1-a. Naksos Yria I. Tapınak deneme çizimi (Gruben 1996, abb.6-I).

Şekil. 1-b. Naksos Yria II. Tapınak deneme çizimi (Gruben 1996, abb.6-II).

Şekil. 1-c. Naksos Yria III. Tapınak deneme çizimi (Gruben 1996, abb.6-III).

Şekil. 1-d. Naksos Yria IV. Tapınak deneme çizimi (Gruben 1996, abb.7).

Şekil. 2-a. Polyksena Lahdi çatı çizimi.

Şekil. 2-b. Daskyleion Erken Klasik Yapı çatı çizimi (Ateşlier).

Şekil. 2-c. Labraunda Geç Arkaik In-antis alt Ion kyması ve geisipodes çizimi

(Thieme 1993, fig.7).



Şekil. 3-a. Daskyleion Erken Klasik Yapı deneme çizimi (Ateşlier 2001, fig.21).

Şekil. 3-b. Daskyleion Erken Klasik Yapı iki fascialı architrav çizimleri (Ateşlier

2001, fig.9-10).



Şekil. 4-a. Daskyleion Erken Klasik Yapı alt Ion kyması-geisipodes-üst Ion kyması

çizimi (Ateşlier 2001, fig.16b).



Şekil. 4-b. Sardeis Mezar Anıtı alınlık blokları ve çatı çizimi (Hanfmann-

Erhart 1981, fig.7).



Şekil. 5-a. Ksanthos Nereidler Anıtı çatı ve alınlık kesiti.

Şekil. 5-b. Labraunda Zeus Tapınağı çatı ve alınlık kesiti.

Şekil. 5-c. Labraunda Zeus Tapınağı çatı çizimi.

Şekil. 5-d. Ağlayan Kadınlar Lahdi çatı çizimi.

Şekil. 6-a. Halikarnassos Maussolleionu çatı çizimi (Jeppesen 1992, taf.25.1).

Şekil. 6-b. Halikarnassos Maussolleionu çatı, tavan ve üst örtü sistemi kesiti

(Jeppesen 1973, ill.3).



Şekil. 6-c. Halikarnassos Maussolleionu çatı çizimi (Jeppesen 2002, fig.13.6).

Şekil. 7-a. Priene Athena Tapınağı çatı, tavan ve üst örtü sistemi kesiti (Gruben

2001, ill.316).



Şekil. 7-b. Priene Athena Tapınağı çatı çizimi (Gruben 2001, ill.316).

Şekil. 8-a. Ksanthos Nereidler Anıtı çatı mimari sistemi.

Şekil. 8-b. Labraunda Zeus Tapınağı çatı mimari sistemi.

Şekil. 9-a. Nereidler Anıtı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil. 9-b. Labraunda Zeus Tapınağı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil. 9-c. Labraunda Andron B alınlık çizimi.

Şekil.10-a. Ağlayan Kadınlar Lahdi çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.10 -b. Kaunos B2 mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.10 -c. Kaunos B4 mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.11 -a. Kaunos B10 mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.11 -b. Oktapolis 1 mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.12 -a. Ksanthos Nereidler Anıtı alınlık açılım oran sistemi.

Şekil.13 -a. Labraunda Andron B alınlık açılım oran sistemi.

Şekil.14 -a. Labraunda Zeus Tapınağı alınlık açılım oran sistemi.

Şekil.15 -a. Kaunos B2 mezarı alınlık açılım oran sistemi.

Şekil.16 -a. Ağlayan Kadınlar Lahdi alınlık açılım oran sistemi.

Şekil.17 -a. Ksanthos Nereidler Anıtı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -b. Labraunda Zeus Tapınağı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -c. Labraunda Andron B alınlık çizimi.

Şekil.17 -d. Ağlayan Kadınlar Lahti çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -e. Kaunos B2 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -f. Kaunos B4 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -g. Kaunos B6 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -h. Kaunos B8 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -j. Kaunos B10 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -k. Kaunos C2 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 - l. Kaunos C12 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17-m. Kaunos F8 Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.17 -n. Oktapolis Kaya Mezarı çatı ve alınlık çizimi.

Şekil.18 -a. Naksos Sangri Demeter Tapınağı çatı profili.

Şekil.18 -b. Siphnoslular Hazine Binası çatı profili.

Şekil.18 -c. Delphi Massalialılar Hazine Binası çatı profili.

Şekil.18 -d. Metapontum D Tapınağı çatı profili.

Şekil.18 -e. Daskyleion Erken Klasik Yapı çatı profili.

Şekil.18 -f. Athina Erechteion çatı profili.

Şekil.18 -g. Ksanthos Nereidler Anıtı çatı profili.

Şekil.18 -h. Halikarnassos Maussoleionu çatı profili.

Şekil.18 -j. Labraunda Zeus Tapınağı çatı profili.

Şekil.18-k. Priene Athena Tapınağı çatı profili.

Şekil.18-l. Ağlayan Kadınlar Lahdi çatı profili.

LEVHALAR LİSTESİ
Levha. 1-a. Polyksena Lahdi kapağında işlenen Ion çatı mimarisi tasviri.

Levha .1-b. Polyksena Lahdi kapağında işlenen Ion çatı mimarisinden detay.

Levha .2-a. Polyksena Lahdi kapağında işlenen Ion çatı ve üst örtü tasviri.

Levha .2-b. Polyksena Lahdi kapağında işlenen Ion çatı mimarisinden detay.

Levha. 3-a. Labraunda Geç Arkaik In-antis Ion kyması (Thieme 1993, pl.5.5).

Levha. 3-b. Labraunda Geç Arkaik In-antis Ion kyması (Thieme 1993, pl.5.3).

Levha. 3-c. Labraunda Geç Arkaik In-antis geisipodes buluntuları (Thieme 1993,

5.6).


Levha. 4-a. Daskyleion Erken Klasik Yapı alt Ion kyması-geisipodes-üst Ion kyması

(Ateşlier 2001, fig.16a).



Levha. 4-b. Ksanthos Nereidler Anıtı çatı ve alınlığı.

Levha. 5-a. Halikarnassos Maussolleionu çatı mimari elemanları.

Levha. 5-b. Halikarnassos Maussolleionu Ion kyması.

Levha. 5-c. Halikarnassos Maussolleionu Lesbos kyması.

Levha. 5-d. Halikarnassos Maussolleionu lotus-palmet bezemeli sima buluntusu.

Levha. 5-e. Halikarnassos Maussolleionu lotus-palmet ve aslan başı çörtenli sima

buluntusu (Rumscheid 1994, taf.47.1-2).



Levha. 6-a. Labraunda Zeus Tapınağı çatı mimari elemanları.

Levha. 6-b. Labraunda Zeus Tapınağı çatı mimari elemanları.

Levha. 7-a. Labraunda Zeus Tapınağı Ion kyması.

Levha. 7-b. Labraunda Zeus Tapınağı alınlık parçası.

Levha. 7-c. Labraunda Zeus Tapınağı mermer çatı kiremitleri.

Levha. 7-d. Labraunda Zeus Tapınağı mermer antefiks (Rumscheid 1994, taf.64.5).

Levha. 8-a. Labraunda Andron B genel görüntüsü.

Levha. 8-b. Labraunda Andron B alınlığı.

Levha. 9-a. Priene Athena Tapınağı geisipodes buluntusu.

Levha. 9-b. Priene Athena Tapınağı alt kyma buluntusu.

Levha. 9-c. Priene Athena Tapınağı aslan başı çörtenli sima buluntuları (Rumscheid

1994, taf.148.1).



Levha.10-a. Priene Athena Tapınağı sima buluntuları (Rumscheid 1994, taf.148.2-5).

Levha.10-b. Priene Athena Tapınağı alınlık siması (Rumscheid 1994, taf.150.4).

Levha.11-a. Priene Athena Tapınağı tavan kirişi.

Levha.11-b. Priene Athena Tapınağı tavan kasetleri.

Levha.12-a. Kaunos B grubu kaya mezarları.

Levha.12-b. Kaunos B1 mezarı.

Levha.13-a. Kaunos B2 mezarı.

Levha.13-b. Kaunos B2 mezarı çatı detayı.

Levha.14-a. Kaunos B4 mezarı.

Levha.14-b. Kaunos B4 mezarı çatı detayı.

Levha.15-a. Kaunos B6 mezarı.

Levha.15-b. Kaunos B8 mezarı.

Levha.16-a. Kaunos B10 mezarı.

Levha.16-b. Kaunos B10 mezarı çatı detayı.

Levha.17-a. Kaunos C grubu kaya mezarları.

Levha.17-b. Kaunos C2 mezarı.

Levha.18-a. Kaunos C12 mezarı.

Levha.18-b. Amyzon kalkan kabartmalı alınlık merkez bloğu.

Levha.19-a. Ağlayan Kadınlar Lahdi.

Levha.19-b. Ağlayan Kadınlar Lahdi çatı mimarisi detay.

TEŞEKKÜR

M.Ö.5.-4.yy. Batı Anadolu Ion yapılarında çatı mimarisi konusunda çalışma fikrini öneren, çalışmamın her aşamasında beni özveriyle destekleyen ve hiçbir yardımı esirgemeyen danışmanım Yard.Doç.Dr.Suat Ateşlier’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Çalışmam sırasında her tür kolaylığı sağlayan sayın Prof.Dr.Abdullah Yaylalı’ya teşekkür ederim. Ayrıca ulaşmak konusunda zorlandığım bazı yayınları bizzat gönderen sayın Ulrike Muss ve Poul Pedersen’e şükranlarımı sunarım. Aydın’da bulunduğumuz süre boyunca, bize her konuda yardım eden ve aile sıcaklığını bizden asla esirgemeyen Emin ve Vecihe Yener’e özellikle teşekkür ederim.


Öğül Emre ÖNCÜ AYDIN

2004



Yüklə 0,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin