42 yil öncesi



Yüklə 3,62 Mb.
səhifə15/38
tarix25.10.2017
ölçüsü3,62 Mb.
#12912
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   38

Bir süs ! Giyerse onu ! Sıradan halk ve rûhban !

‘“Melek insân şeklinde Arza iner”’ der âyet !

HAKEREN ‘“Çift boynuzlu !”’ ‘“Zülkarneyn !”’ Açık gayet !

Varacakken bir anda ! ‘“Dâire olup”’ Aya !

Üç konuk yaya geldi ! Ve Lût’a gitti yaya !

Zaman dışına çıkıp Arş’a ulaşan RES’ÛL,

Fizik bedenle yaptı hicreti ! Budur usûl !

Çıkarken dâireyken ! Arş’da dik dörtgen oldu !

‘“İki kaş ortasına bakabilerek doldu !”’

‘Arabacılarını Tanrının !’ Yazmıştım ilk !

‘Şeffaf bir dâire’ ol ! ‘Fizik arabanı’ silk !

RES’ÛL’e biri geldi bir gün ! Heybetli cismi !

Gidince, halka dedi “Cebrail onun ismi !”

RES’ÛL İblisi tutup ! Bir direğe bağladı !

“Sal beni ! HAK’tan iznim var” diyerek ağladı !

“Yemenden gelir iken ! Bak RAHMÂN’ın kokusu !”

ÂLÎ emrine girdi cenkte ! ‘“Elçi !”’ Dokusu !

‘“Elçi”’ de ! İsmi ile ‘“Elçi”’ gönderebilir !

Son yanan mumu gören ! İlk yakan mumu bilir !

‘“El Elyon, Yehova’yı, Yahudiye atadı !”’

ÂLÎ’nin ‘“elçisi”’yken ! Tanrıya çıktı adı !

‘“Yehova’nın meleği yürüdü Mûsâ ile !”’

Elohim zinciri bu ! Halkalar fark edile !

Elohim çoğul ama ! Tevrat ‘“Bir ve bütün”’ der !

Yalnız rûh titreşimi ! Birbirinden fark eder !

‘“Her üç konuğa birden bak ‘“Sen”’ diyor İbrahim !”’

‘“Elçileri ayırma”’ der ! ERRAHMÂNÜRRAHÎM !

Elohim, çoğul özne Tevrât’ta ! Fiil, tekil !

HAK ! MUHAMMED ! ÂLÎ ! ‘BİR’ de ! Yoksa ‘yol’dan çekil !

‘“İki melek gidince Lût’a ön keşif için !”’

‘“İbrahim Mikail’e Yehova dedi !”’ Niçin ?

‘“Mikail”’ kendi adı ! ‘“Yehova”’ başkan adı !

‘“Elohim”’ toplu kod ad ! Bunu bilge anladı !


İNFAZ !
Gelelim şimdi infaz memuru konuklara !

Onlar hepsi bir nokta ! Önce kalbinde ara !

Bir ‘“SES”’ ile yaptılar Lût nüfusunu ölü !

Kanıtı : radyasyonla hâlâ dolu Lût gölü !

‘“Lût’un eşi de dâhil !”’ ‘“Tuz buz oldu her dişi !”’

Onun da muhakkak ki ! Sevicilikti işi !

‘“Soysuz genlerden gelen çocuklar da silindi !”’

‘“O gün yukardan kükürt !”’ Ve bu gün ‘Eydis’ indi !

Sırada çok belâ var ! Daha bitmedi pis av !

Çünkü son derece zor ! ‘Ön’ ve ‘arkadan’ sınav !

İktidara da tâlip ! İğrenç cinsel iktidar !

‘Edeb’ dâiresi de ! Artık yâni değil dar !

HAKK’a meydan okuyup evleniyorlar bile !

Örterken organını ! İlkel çıplak kabile !

Kendini kanıtlamak için ! Burnundan solur !

Fazla hırçın ! Küfürcü ! Ve kompleksli olur !

Sinirleri laçkadır ! Refleksleri aşırı !

Ne sürse tuhaf kokar ! Hep terli çamaşırı !

Şeytan kazandı bahsi ! RAHMÂN ile şimdilik !

Lâğım künküne döndü ! O kutsal omurilik !

Ayni sayı ise de ! ‘“Sabırlı”’ ile ‘“RAHMÂN”’, (329)

‘“Yakın olan gelince !”’ Ayrılır sapla saman !

‘“Kutsal Rûha karşıysa günâh !”’ ‘“Hiç af yok !”’ Niçin ?

Bu suç ! Ters akıtılan ‘öz su’ olduğu için !

‘“ALLAH’ın yasasında, asla değişme olmaz !”’

Hiçbir homoya ceza, ne çok olur ! Ne de az !

HOMO NİKÂHI !
Nikâh hakkı kazandı homo ! Bu doğru gayet !

‘“Pisler pislerin payı !”’ Diyor bakınız âyet !

‘“RAHMÂN temiz meclisten, kirliyi kovaladı !”’

‘“Yücelerden iken o ! İblîs’e çıktı adı !”’

‘“RAHMÂN”’ gibi yap ! ‘“İnsân şeytanından uzak dur !”’

İnsâna, HAK’mış gibi, kendinden yakın o’dur !

‘“Pislerdeki genleri bozacağım demişti !”’

Beyin ve kanda ona, bu pek kolay bir işti !

Yüzde yirmi herkeste karşı cinsin hormonu !

‘Sevişsin’ diye ALLAH ! İnsâna verdi onu !

Pis dürtü Rûh’ta değil ! İnsân aklında saklı !

Müthiş, Leonardo’nun, Sokrates’in bak aklı !

Kâh İskender ! Önünde her kavim gelir dize !

Kâh Şeykispir’e verir, aklı şaşırtan dize !

Vicdânın sesine uy ! Az yemek ye ! Az uyu !

Rûh’un değil de ! Aklın emrindedir beş duyu !

HAK mesajı ! Şahane ilhâmdan ayırmak güç !

RESÛL, şâiri övüp dedi “Rûh’undan al güç !”

‘Gönlümün güneşinden kaldım derken hâmile !’

Lâf edilir Şems’le bak ! Koca Mevlâna bile !

O der : ‘Tekkede kaynar her gün bulgur kazanı !’

‘Kızışan şeyhler bozar !’ ‘Bir nice toy kızanı !’


EŞCİNSEL FELSEFE !
Yiğidi öldür ! Ama yine de hakkını ver !

‘“ALLAH güzeldir !”’ Hem de ! ‘“Güzel olanı sever !”’

Tanrısaldır bu sevgi ! Yâni bu sevgi ezel !

‘Kimi severse gönül !’ Demek O’dur en güzel !

Olamadığı için başka hiçbir şey eşit !

HAK kendine aynada âşık ! Narsist bir çeşit !

Kendilerine âşık keza ! Bütün sâf özler !

Kendini bilmek için ! Vücûd giymeyi özler !

Bu yüzden ! ‘“Mîrâç yapan !”’ Yine görür kendini !

İslâm dininin adı ! Dikkat et ‘“Fıtrat dini !”’

Bu doğal aşk ! Kimini kendi cinsine iter !

Kendisine aynada tapar ! Deliden beter !

Kimi kendini görmez ! Aynaya ‘“Sır”’dan bakar !

Doğrudan gördüğü zıt cinsine gönlü akar !

‘“Herkes kendine özgü davranır !”’ diyor âyet !

Kimsede ayıp görme ! Edebe et riâyet !

HAK kaydırdığı hâlde ! ‘“Ben sürçtüm”’ dedi Âdem !

Biz de öyle yapalım ! Evlâtlarıyız mâdem !

Yalnız ! Yapalım burda ! Önemli bir uyarı :

Daha doğuşta başlar ! Cinsel hormon ayarı !

Oğlanı, sert ve soğuk baba, anneye iter !

Çocuk dişileşerek, homo olur ! İş biter !

Okşama, öpme, giyim, oyuncak, kültür, çevre,

Uygulanmalı ! Uygun olarak ! Evre evre !

Yanlış anlaşılmadan, keseyim burda sözü !

Bir eşcinsel bana da yâni dikmeden gözü !


SONUÇ !
Ters ilişkili Lût’çu ! Tersyüz oldu ! Kalmadı !

Sapıklık genden gelmez ! HAKK’ın yok zâlim adı !

Yükleme bu suçunu sakın ALLAH’a emi !

Yoksa davacın olur ! Tüm hayvânlar âlemi !

‘Memeli hayvânların sensin der yüz karası !’

‘Ne hayvân !’ ‘Ne insânsın !’ ‘İkisinin arası !’

‘Bizde cinsel ilişki zîrâ, yok doğaya ters !’

‘Ortak öz’ümüz RABB’den !’ ‘İç güdü’den aldık ders !’

‘Sende varken sırf sana özge özün ! Yâni RAB !’

‘Gen bozan cine uyup, neslini ettin harab !’


III KUTSAL KOPYALAMA !
Yoğunlaşınca bir cin ! Medyum yardımı ile,

Yiyip içebilir ! Ve hatta yapar seks bile !

HAKEREN yapamaz mı ? Cinin yaptığını hiç !

Meryem, İsâ doğurur ! ‘“İnsân şeytanı”’ da, piç !

‘Seks’, düşüncede bile kalsa ! İsâ ‘“Zinâ”’ der !

Ölünce, ona çok cin der ‘anne !’ Veya peder !

Her düşünce ! Kendine uygun cine bürünür !

‘İyi ve kötü sabit fikir’ diye görünür !

Düşünce de aslında ! Çünkü şeffaf bir mâdde !

Rûha yaklaşanına, ‘yaratıcı hayâl’ de !

‘Yaratıcı hayâlden !’ Çıkar her tür şaheser !

‘Vahiy’ ürünü dersen ! Rûhun ilhamı keser !

‘“Elohim’e biz benzer yaratılmışız”’ mâdem !

Ayni tür olmalıdır ! Melekler ve ilk Âdem !

‘“Elohim oğulları insân kızları aldı !”’

Tevrât der ‘“Çocukları tufanda da sağ kaldı !”’

Şeffaf, çünkü boğulmaz ! Ne de ateşte yanar !

Fizik iken bu ırkı ! Tevrât ‘“Dev”’ diye anar !

İki kuşak var : Biri, Nûh’un ki ! Biri, Devin !

Atan Nûh mudur ? Dev mi ? Bulmak senin ödevin !

Dev için Kur’an ! ‘“Arza inmiş”’ ‘“HÂRUT – MÂRUT”’ der !

Fizik üstü ve fizik beynimiz ! Bilen ender !

Sara yaşlıydı ! Raşel ile Rebeka kısır !

İshak, Yusuf ve Yakub oldu ! Bu, genetik sır !

Elizabet kısırken, ‘“Kutsal rûh”’ ile doldu !

‘“Cebrail”’ ‘“Saye”’sinde ! ‘“Evlâdı Yahya oldu !”’

Meryem’e de o dedi ‘“Seçkin kız ! Selâm sana !”’

‘“Sayemde”’ olacaksın İsâ Mesih’e ana !

Nitekim ‘“Sayesinde”’ oldu onun evlâdı !

‘Saye’ Farsça kelime, Türkçede ‘Gölge’ adı !

‘“Melek hep ‘“gölgeleyip”’ çocuk verdi”’ der âyet !

‘“Nûrun”’ gölgesi olmaz ! Anlamı açık gayet !

‘“Cebrail”’ demek ‘“RABB’in çok güçlü emir eri !”’

‘“Kutsal Rûh”’ öbür adı ! Anlayan gelsin beri !

‘“Yüceden bir rûh”’ vardır geninde Cebrail’in !

Nebi ve Veli böyle doğar ! Bu sırrı bilin !

Rûh, ‘Terahum’un kökü ! ‘Rahimi tohumlama !’

‘“Hokka ve kaleme and !”’ Sen artık anla ama !

Meryem’e ‘“Üfleyen”’de ! Meryem’den doğan da ! Rûh !

‘“Kalem”’den hep ‘“Harf”’ çıkar ! Kalemsiz çıkan, gürûh !

Şeffaf teni, rahimde Ay melekleri yapar !

Baba ve anne döller ! Fizik bedenle kapar !

Beyinle bildiğini bırak da ! Kalbden öğren !

‘“Oku !”’ dendiği anda, RESÛL oldu HAKEREN !

Hıristiyan, ‘İsâ ilk ‘Nasra’da kalmış’ diye,

Kendine ‘Nasrani’ der ! Hâlbuki yanlış ! Niye ?

Nasrani ! Nezr evlâdı ! ‘Rahimde adak’ demek !

Cebrail’e, her nebi için farz borç ödemek !

Bu anlamda ! İsâ’ya ‘“Nasrani kurban”’ deyin !

Bunda kıyaslanamaz hiç kimseyle ! HÜSEYİN !

Samson, Samuel, İsâ, gür saçlı ! Nezr evlâdı !

Zîrâ bu üç nebi de ! Güneşin öbür adı !

Saçlarının her teli için ! Bir simge, ışın !

‘Bak ! ‘“Samson saçsızken kör !”’ ! Güneş parlamaz kışın !

‘Samuel’ İbranîce ‘ALLAH’tan duyan’ demek !

Nezr evlâdı ol sen de ! Öz sofrandan ye yemek !

Âdem ALLAH’tan kopya ! HAK altmış altı eder !

Bilen, ‘“Âdem ve Havvâ”’ bu sayıya eşit der !

‘“ALLAH katında İsâ, tamamen Âdem gibi !”’

Çünkü her ikisi de ! ‘“Ondan bir rûh sâhibi !”’

Her nebi Âdem gibi ! Öz babası, Elohim !

Her biri rûh ! ‘“ON DOKUZ”’ ses ile çınlar rahim !

Çünkü her harf bir isim ! Her isim bir kelime !

Ve her kelime bir rûh ! Artık gir bu ilime !

‘“S”’ harfi, MUHAMMED’in ALLAH katında ismi !

‘“Ya Sin”’ oku ‘“Ölü”’ne ! ‘“Rûh”’ ile kalksın cismi !

Harf ve Nebi sayısı, ‘Lâm Elif’ hariç, eşit !

‘LÂM ELİF’ Elohim’dir ! Sabit özü, BRAŞİT !

‘“Her ismi”’, yâni her ses ve rengi bilir mâdem !

‘Nebi ve zebânîler’ meclisi demek Âdem !

‘İbranî’ dediğimiz ırk ! ‘İbrî’ der kendine !

‘İbrî’ ‘öte yer’ demek ! ‘Uzay’ harç koymuş dine !

‘“İBRAHİM’in dini”’nin işte en son sırrı bu !

Keşfeden olur ancak ! ‘“YÜCE MECLİS”’ mensubu !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA-12.02.2001

HZ. İBRAHÎM’İN MÎRÂCI !
‘“HAK, İbrahîm’e sırrı, içte ve dışta verdi !”’

O vakit O ! Mîrâcın tam gerçeğine erdi !

‘“Önce dört kuşu kesti : ‘“Ateş,hava, toprak, su !”’

Bedenden kurtulan rûh ! Özgür oldu, doğrusu !

Ve dedi : ‘“Canın kadar sevdiğin oğlunu kes !”’

Sevgi ortak kaldırmaz ! HAK kıskanç ! Korksun herkes !

Can hemen bıçağını ! Gök kubbede salladı !

‘“Kurbân”’yâni rûh indi ! ‘“HAK dostu”’ oldu adı !

‘“Kurbân”’ sözcüğü, demek yakınlığa vesile !

Cana rûhtan yakın yok ! Öze şükür edile !

Kendi özüne ! Secde ile bütünleşti can !

Her nefes ! Mîrâç yapmış gibi duydu heyecan !

‘“Sonra gözünü döndü ! Dışındaki göklere !”’

‘“Göklerin benzeri var arzda da !”’Aklın ere !

‘“İnsân topraktan oldu, orda dirilir tekrâr !”’

Toprağa secde edip Arz’a verilir ikrâr !

Ve olunur “Toprak babası”nın evlâdı !

Öğrenilir ! ALLAH’ın neydi en yüce adı !

İbrahîm de ! Arzdaki ‘“Merkez noktaya”’ indi !

Mîrâcını yaparak, İslâm’ı dîn edindi !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA- 12 Ağustos 2001


HAZRET-İ İLYAS’IN MESAJI !
Tevrât’ın ilk sûresi bak ! ‘“Genler ilmi”’ demek !

Yaratım şifresi o ! Çözümü en güç emek !

İlk âyette ilk sözcük başlar ‘B-R-A’ diye !

Ve ikinci sözcük de öyle ! Acaba niye ?

‘B-R-A’ hem bir fiil ! Hem de bir fiil isim :

‘“Dışa çıktı !”’ ‘“Çıkaran !”’ Demek ! İç, oldu cisim !

‘B-R-A’ Kur’anda da ALLAH’ın ‘“BÂRİ”’ adı !

ALLAH değil ! RAB demek ! Artık bırak inadı !

ALLAH’taki herşeyi ! Dışarı çıkarır RAB !

Herşey ALLAH’ın içi ! Ne var olur ! Ne harab !

Zirâ ALLAH ! İçinin içindeki ortak öz !

Onun da ilk özü var ! ZÂT ! Orda biter her söz !

ZÂT boyutsuz bir nokta ! Her boyutu içerir !

Her boyuttan kurtulan ! Onun içinde erir !

ALLAH’ın düşündüğü ALLAH’ın adıdır ZÂT !

İnsânın düşündüğü ALLAH ise ! RAB bizzat !

‘“Dışa çıkarılanlar bunlardır !”’ Diyor âyet !

‘Yıldız’ diye anlarsan bunları, yanlış gâyet !

Yıldızlar hep açıkta ! İçerden çıkmış değil !

‘“Bunlar”’ ve ‘“Çıkarılan”’ sözcüklerine eğil !

‘“Bunlar”’, Tevrâtta ‘“Aleh !”’ Kur’anda kökü İLÂH !

‘“Erenler”’ olmalı ‘“Bu çıkarılanlar !”’ Billâh !

‘Mi’, kim demek ! Tersi, ‘im !’ Aleh ile : ELOHİM !

‘“Çıkarılırken”’ ile denk ‘“Çıkaran”’ İbrahim !

‘“İbrahim tarafından”’ gibi de o okunur !

‘İbrahim’ sözcüğünün aslı ! Harf harf dokunur :

‘ABRAM’ sözcüğünün bak ! İlk üç harfi ‘A-B-R !’

‘Penis’ demek ! Sünnetin sırrına akıl ere !

‘Erkeğin özetini !’ İçten dışa nakleder !

Erkek ‘“Bismillâh !”’ Yâni ‘“ALLAH’ın adına”’ der !

‘A-B-R’ ile ayni ! ‘B-R-A’ harfleri de !

Fıtrat, iç ! Çıkarana onu ! Sen İBRAHİM de !

‘Hazine !’ İbrahim’e kadar kilitli kaldı !

Şifresini İBRAHİM onun ! ALLAH’tan aldı !

Pozitif ve negatif ! Çift ezelî kutub HAK !

Bu çift kutub ! ‘“METATRUN”’ ve ‘“SEKİNE”’ muhakkak !

Kim bütün bu sırları ŞİMON’a açıkladı ?

Açıklayanın şeffaf Hazret-i İLYAS adı !

Bir ‘mağara’da İlyas ! Şimon’a ilk göründü !

‘“İstiva edip ona !”’ Şimon’u tam büründü !

Şimon’u ! Büründü bak ! Şimon’a ! Değil ama !

Şimdi, iç ! İLYAS ise, dış oldu ! Yok hiç yama !

‘“Îsâ’nın vaftizinde !”’ Farklı idi hadise !

‘“Rûh”’ çıktı ! YAHYA girdi ! ‘“MESİH”’ dedi kilise !

İlyas’ın mesajının ‘ZOHAR !’ Yâni ‘NÛR’ , ismi !

ZOHAR, ZEHRA ! FÂTIMA ! NÛR , MUHAMMED’in cismi !

‘“İbrahim dinine dön ! Dendi RESÛL’e bile !”’

‘Anlayan !’ İBRAHİM’i, ÂLÎ olarak bile !

FÂTMA, FÂTIR ! Kenetli iç ve dışı ayıran !

‘“Fıtrat”’ını bulanı ! Sekine’yle kayıran !

FÂTMA, BETÛL ! Ampûlde o hem erkek ! Hem dişi !

İki kutbu ayırıp birleştirmektir işi !

Ampûlde ses geçmez ! Renk geçebilir ! Niçin ?

‘“OL”’ emri, ses değil de ! yedi renk ! Onun için !

Tevrât’ın iç yüzünü ! İLYAS, ŞİMON’a verdi !

Ümmetinden çok azın ! Bu sırra aklı erdi !

YAHYA olarak gelip Îsâ’ya yaptı aşı !

İncil’i açamadan ! Onun kesildi başı !

ÂLÎ olarak geldi ! Kur’an açtırılmadı !

Âyetlerle kanıtlı ! O üç hâinin adı !

FAZLULLAH açacaktı ! Topal öldürttü onu !

BEKTAŞ, Balkan’ı seçti ! Cihad bozdu misyonu !

Bu kez Dünyâda fakir üstlendi bu zor işi !

Yazan fizik ise de ! Yazdıran ‘şeffaf kişi !’


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 28.10.2001


‘Viktor Hugo’dan

tarafımdan çeviri!’

HZ. MUHAMMED’İN VEFATI !


A : SON ZAMANLARI
Hareket saatini iyice sezmiş gibi,

Sevecendi herkese karşı o din sâhibi !

Dalgın ve düşünceli ! Ne bir gurur ! Ne kurum !

Geçenlere diyordu “Aleyküm selâm” yavrum !

Sakalında var iken sade birkaç tel beyaz !

Görülüyordu onun çöktüğü her gün biraz !

Su içen develerin okşarken her birini !

Hatırlıyordu belki ! İlk çobanlık devrini !

Dalıyordu bakarak uzun uzun Kâbe’ye !

Soyuyordu eşini çırçıplak bazan ! Neye ?

HAKK’ın baş yapıtını ! Eyleyerek temâşâ,

Diyordu ‘gökte nûr var !’ ‘Yerde de Hûri hâşâ !’

Cenneti ! Aşk çağını ! Görmüş bir hâli vardı !

Yok idi belleğinin ne önü ! Ne de ardı !

Kaşlar gür ! Alın açık ! Gözler zeki ! Ve derin !

Bir Nûh gibiydi ! Tatmış cilvesini kaderin !

Ağzı duâ ederdi sürekli, için için !

En son konuşuyordu, hükmünü vermek için !

Karnına bir taş basıp pek az yemek yiyordu !

Eliyle yamadığı hırkayı giyiyordu !

Yere bağdaş kurardı ! Tevâzu sığmaz akla !

Kendisi uğraşırdı koyunları sağmakla !

Her ne kadar olsa da artık o ! Zayıf bir pîr !

Herkesten fazla oruç tutardı ! Çekip tekbir !


B : VEDA
Bir ateşe tutuldu tam altmış üç yaşında !

Yeniden hatmederek Kur’anı göz yaşında,

Sancağı Zeyd’e verip dedi : “Oğlum ! Göreyim !”

“Ben artık son fecrime kavuşmak üzereyim !”

‘“Lâ ilâhe illallah !” “Bu ölmez !” “Öl HAK için !”

Vardı o an gözünde bir hüznü için için,

Yuvasını terk eden ihtiyar bir kartalın !

ÂLÎ’nin koltuğunda, terler iken o alın,

Ardında bir cemaat ! Önünde yeşil sancak !

Câmiye varabildi ! Namaz vaktiydi ancak !

Herşey fâni ! Gün batar ! Dağ toz olur ! Su akar !

İnsân bir yağ kandili ! Sönse de ALLAH yakar !

“Çamur kalırdı beden ! Vermeseydi o feyiz !”

Dedi : “ALLAHÜ EKBER ! O HAK !” “Biz bir zerreyiz !”

O zaman bir şeyh dedi : ‘Ey O HAKK’ın habibi !

Dünyâ görünce seni, bildi sensin tabibi !

Âlemi teşrifini, bir yıldız müjdeledi !

Kâfirin sarayından üç kuleyi eledi !

Senin bir eşin yoktur, asla şu loş kürede !’

O dedi : “Şimdi şu an semâ müzâkerede :

“HAK, ölüm meleğiyle vaktimi konuşuyor !”

“Saatimin akrebi 12’ye koşuyor !”

“Şimdi dinleyin beni !” “Kırdımsa birinizi,

Kimin sırtında varsa, ufak bir değnek izi,

İşte sırtım !” Diyerek âsasını uzattı !

“Vurun” dedi ! “Demeyin o mübârek bir zâttı !”

Halka doğru çevirdi o garib arkasını !

Resûl mührü görüldü ! Açınca hırkasını !

Herkesin hıçkırıkla ! Mühürlenmişti ağzı !

Bir ihtiyar dedi : ‘Kalk ! Biz senden olduk râzı !

‘Sen bizden ol da râzı !’ ‘Et o hakkını helâl !’

‘Yoksa o büyük günde !’ ‘Bize gülmez, o hilâl !’

O, acı bir düş görür gibi bunu dinledi !

Sonra birden silkinip, dalgın dalgın inledi !

Dedi : “Hak RESÛL’üm ben ! Haktır benim her sözüm !

Başım secdede her an ! ‘“Zikir”’dir benim özüm !”

“İnsânlığı ben HAKK’a götürüp adım adım,

Îsâ’nın yarım kalan nûrunu tamamladım !”

‘“O melek”’ izin ister ! Edelim borcu eda !

ALLAH’a ısmarladık evlâtlarım elveda !

Ve gülümser yüzünde bir titreme dolaştı !

Dudakları oynarken rûhu HAKK’a ulaştı !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – 1957

‘“HAZRET-İ YAKUB’UN MERDİVENİ !”’
‘“Bir adam Yakub ile boğuştu bütün gece !”’

‘“Adam bir tekme vurdu !”’ ‘“Sert idi son derece !”’

‘“Tekme edep yerine geldi !”’ ‘“Kalçası çıktı !”’

Yabancının, canına kastettiği açıktı !

‘“Sabahleyin Yakub’dan adam dileyip aman :

‘Bırak gideyim’ dedi ! ‘Sen benden çıktın yaman !’”

‘“Bırakmam dedi Yakub !”’ ‘“İsmini söylemeden !”’

‘“Ayrıca beni topal yaptın !”’ ‘“Açıkla neden ?”’

Adam dedi : ‘“Önce sen öğren kendi ismini !”’

‘“Ben seni kutsayım”’ da ! Çıkar şeffaf cismini !

‘“Vaftiz edip adını çevirdi İsrail’e !”’

‘Baş edebilen’ demek bu ad ! Elohim ile !

İsrail, harp tanrısı ! ‘“Mikail”’in bir ismi !

Elohim ordusu var ! Yehova, şeffaf cismi !

Tekrar doğana verir ! Baba eren yeni ad !

Ölmeden önce ölmek ! Yâni ‘“Vaftiz”’ den murad !

Şimdiki vaftiz ise ! Çok sulu bir komedi !

Böyle bir şey ne ALLAH ! Ne Îsâ ! Söylemedi !

Elohim ayrılmadan, söyledi son sözünü :

‘Dün gece, sen dışında gördün ‘saklı özünü !’

Sen kendinle savaştın ! Sabaha kadar, gece !

Melek, uzaylı insân ! Bu en büyük bilmece !

Hem kutlar ! Hem kutsarım seni ! Dayanabildin !

Aslının, HAK’tan başka olmadığını bildin !

‘“İnciktekini sakın incitme !”’ ‘Gitme aksak !’

‘Edepsizce kullanmak edep yerini, yasak !’

‘“Yakub o yere dedi ‘“ALLAH’ın yüzü !”’ Niye ?

‘“Yüz yüze konuşub da HAK’la ! Sağ kaldı diye !”’

‘“Doğrudan gösteremez, zirâ ALLAH kendini !”’

Onun yüzünü kalbde görmektir ! ‘“Fıtrat dini !”’

Nitekim Yakub HAK’la ! ‘Yeniden kesince söz !’

‘“Ben atan İbrahim’in RABB’iyim !”’ Dedi bu öz !

‘“Ve bir merdiven gördü, yerden göklere kadar !”’

Onunla Arş’a çıkar ! Kim ki kendini adar !

‘“Merdiven bölgesine ‘bir taş’ dikip yağladı !”’

Yağı, ‘tam ortadaki’ bir ağaçtan sağladı !

‘“Ne doğu ! Ne batıda biter ! ‘“Bu, kutsal ağaç !”’

Ne doğar ! Ne batar o ! Yâni RÛH ! Gözünü aç !

‘“Dereceler yükselten”’ ‘merdiven’ demek ‘“Miraç !”’

Otuz üç ! Basamaklı omurgadır bu araç !

‘“ALLAH’ın ipi !”’ Vardır içinde ! Omurilik !

‘“En doğru yol”’ ancak o ! Zirâ kalkar ikilik !

Merdiven, hem çıkmaya ! Hem de inmeye ! Yarar !

Omurilikten inen ! Reenkarnasyon arar !

Yakub gördü bak ! İnen bir çok Elohimi de !

Onlara, hizmet için doğan HAKERENLER de !

‘“Yakub o merdivene, dedi Elohim evi !”’

Yedi çemberi dönüp tavaf et ! Ev ödevi !

‘Omurilik’le ayni , ‘“Sabit özler”’ âlemi ! (537) *

İbrânice hesapla ! Ne demek düşün emi !

‘“Yakub’da var on iki evlât ! Ve dört tane eş !”’

Tam dört şekle girer Ay ! Burç on iki ! Bir, güneş !

NÛR dört isimli : Havvâ, FÂTMA, Meryem, Asiye !

Sen bunları gör, Ay’ın dört farklı şekli diye !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA-23.02.2001


537 = (İbranice) ATZİLUT (sabit özler âlemi) = (Arapça) Hutha Şedreh (omurilik)
‘“İ B L Î S !”’
HAK’la kul arasına girmek HAKK’a hıyânet !

Kur’an’da yalnız dîn var ! Ama yoktur ‘Diyânet !’

Her ismi cem edendir câmi ! ‘“İMÂM”’, HAK önder !

‘“HAK ancak İbrâhim’e seni İMÂM yaptım”’ der !

‘“Tüm soyumu da îmâm yap”’ deyince İbrâhim !

‘“Kime üflenmediyse rûh o, zâlim”’ der, ‘“RAHÎM !”’

Rûh açığa çıkmazsa, insânda var yalnız can,

Hayvân üstü akıl ve içgüdüsel heyecân !

RESÛL der: “Damarlarda gezer kan gibi İBLÎS !”

Kan, can demek ! İblîs’tir dîn adamı ve meclis !

ALLAH’ın da meclisi var ! ‘“YÜCELERDEN YÜCE !”’

Üyeleri benzemez zîrâ ; ‘“Ye’cuc Me’cuc’e !”’

O mecliste hep namaz kılarken HAKK’a, şeytan !

‘“HAK kovdu meclisinden”’, ‘“İsmi”’ bilmediği an !

O isim kendi rûhu idi ! Bağlanamadı !

Ve dîn adamı oldu Âdem yerine adı !

Acınacak durumda bakın dünyânın hâli !

Önderi çoban olur, davar ise ahâli !

‘“HAK, zaman şâhid ! İnsân ziyân içindedir”’ der !

Hâlâ yatıyor yazık ! Kâlblerdeki HAK ÖNDER !

‘“O şimdi yargılasa yok kurtulacak kişi !”’

Hep kendini övmektir zîrâ herkesin işi !

MUHAMMED öven demek, kendi ‘“MAHMÛD”’ ismini !

‘“MAHMÛD”’ övülen demek ! HAK kaplamış cismini !


M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ

ANKARA – Mayıs 1998


‘“İBLİS’İN İSYÂNI !”’ ve ‘“İZNİ !”’
Melekleri kullandı RAHMÂN, balçık iken Arz !

Arz’a ve her canlıya ! Şekil verdiler bu tarz !

İblis dedi ‘El sürmem çamuruna Âdem’in !’

‘“Kan dökecek evlâdı !”’ ‘“Halifen”’ değil emin !

İlk Ay’dan Mars’a düştü o ! Şeytanları ile !

Elçisi Azrail ve ona lânet edile !

RAHMÂN elçisi Cibril ve melekleri Ayda !

‘“Hak batıldan ayrıldı !”’ İlk kez bak bu olayda !

‘“İblis kovulduğunda ! Bozduğu için andı !”’

Elçisi ! Sâf rahimde ‘“Montaj”’ izni kullandı :

Cebrâil ‘ilk hücreyi !’ Kalbe bağlar rahimde !

Buna, sakın ‘gök ilmi’ deme sen ! ‘“HAK”’ ilmi de !

Dört ay sonra ! Azrail düzenler ‘seks’ işini :

‘Akrep’ burcunda koyar kana o ! Ateşini !

‘Balık’ burcunda ise ! Rahimi doldurur su !

Sekizinci aydır bu ! En kritik doğrusu !

Azrail suyu kovar ! ‘Koç’ burcunda ! Rahimden !

Dokuzuncu ayda bu, olur doğuma neden !

Daha rahimde var bak ! ‘Su ve ateş’ savaşı !

‘Ben bilinci’ kazanmak için ! Şart bu uğraşı !

Kana ‘“Demir”’ sokmaya da ! Elçi aldı izin !

Demir yanmasa ! Sıcak olmaz kanınız sizin !

Rûh bedeni yönetir ! Ancak sıcak kan ile !

Donan parmağını ! Bak oynatamazsın bile !

Azrail’indir ‘“Demir !”’ Ve hemoglobin kanda !

Cebrâil’in ! Serom ve epitel ayni anda !

Yaşamamız için şart ! Çarpışan iki zıt güç !


Yüklə 3,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin