Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Temâşâ-yı ibret-nümâ-yı Tâk i Kisrâ



Yüklə 7,57 Mb.
səhifə52/74
tarix14.02.2018
ölçüsü7,57 Mb.
#42780
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   74

Temâşâ-yı ibret-nümâ-yı Tâk i Kisrâ: Tâk i Kisrâ dahi derler. Kayâsıralardan Enûşirvân ı âdil binâsı olduğu bâlâda Bağdâd şehrengîzi ibret-nümâsı evsâfı içre mufassal tahrîr ü terkîm olun­muşdur. Ammâ ki vâcibü's-seyr binâ-yı acîb ü ga­rîb­dir. Andan yine semt i şimâle 3 sâ‘atde sahrâ yı Bağdâd ı behişt-âbâd içre gidüp,

Evsâf ı Bağdâd ı İremezâtü'l-imâd: Akka­pu'dan dâhil olup sâlimîn ü gânimîn (   ) ayda do­kuz aded ülke i Arab u Acem ü Kûfe ve Basra vü Lahsa ve Ummân ve Cezâyir ü Hürmüz ü Huveyze ve Durak diyârların ve niçe şehir ve kılâ‘ ziyâret­lerin edüp sene (   ) mâh ı (   ) gurresinde vâlî i Bağdâd Murtezâ Paşa efendimiz huzûruna vâsıl olup Basra Vâlîsi Hüseyin Paşa'dan ve temâşâ et­diğimiz ülke hânlarından nâmeleri ve hedâyâlarımızı verüp yine şeref ı sohbetiyle müşerref olup Bağdâd'ın tetimme i seyr [ü] temâşâsına mukayyed olup gicemiz Kadr ve rûzumuz rûz ı Nevrûz ı Hârezmşâhî vü yevm i ıyd ı adhâ idi. Ammâ bu Basra seyâhatin edüp Kurna kal‘asından tâ Bağdâd'a gelince cümle yüz yigirmi sâ‘at yerdir, onar sâ‘atden on iki menzildir. Ammâ münâsib yâr ı muvâfık olmağile yigirmi konakda ve otuz günde şehr i Bağdâd'a dâhil olduk, ve's-selâm.

Murtezâ Paşa efendimizle Hâlis sancağında çayırda olan atların ve gayrı kurâ vü kasabâtların teferrücüne gitdiğimiz menâzilleri beyân eder

Evvelâ bin altmış altı mâh ı (   ) (   ) gurresinde kal‘a i Bağdâd'dan üç bin cünd atlı asker ile İmâm ı A‘zam kapusundan çıkup cânib i şimâle nehr i Dicle ya‘nî Şatt sâhiliyle âbâdân kurâlar ubûr ederek (   ) sâ‘atde,

Menzil i (   ) (   )

....................(30 satır boş).................... [369b]

....................(36 satır boş).................... [370a]

Bu mahalde eyâlet i Bağdâd ı behişt-âbâd hudûdu tamâm olup Şehrezûl eyâleti haddine ka­dem basdıkda Murtezâ Paşa efendimiz İmâdiyye hâkiminin duhter i pâkîze-ahterin taleb etdikde üç katar-ı katır yükü akmişe i fâhire ve gûnâ-gûn silâh ı zî-kıymet-i nâdire ve on aded küheylân esb i tâzî hussân atlar ile Urus Yûsuf Kethudâ'ya iki bin âdem ta‘yîn edüp mezkûr hedâyâları İmâdiyye hâkimine ve Akra beğine ve Dühük beğine ve Cezîre beğine ve Harîr beğine ve Luristân Hâkimi Süleymân Beğ'e ve sâ’ir ümerâ-yı Ekrâd'ın her birine mertebelerine göre tuhef ü nâdire hedâyâ gönderüp,

Bu hakîr i pür-taksîr dahi Yûsuf Kethudâ ile diyâr ı Kürdistân'da Şehrezûl ve Luristân ve İmâdiyye ülkesine gitdiğimiz menâzilleri bildirir

Evvelâ hudûd ı Irâk'dan cânib i şimâle 7 sâ‘atde bir düz vâsi‘ sahrâ içre nehr i Şatt'dan ba‘îd, bî-hâsıl, kend i kurâsız ve ma‘mûr u âbâdân­sız ve susuz zemîn i yâbis içre şiddet i hâr çekerek,



Vilâyet i Şehrezûl'da Hân ı Hasan Cân: Bir vâdîde kârgîr binâ bir hân ı ra‘nâdır. Cânib i etrâfında imâristânı yokdur. Cümlemiz haymeleri­mizle meks edüp ol gice harâmî havfinden hâb ı râhat görmedik. Andan yine cânib i şimâle 9 sâ‘atde,

Evsâf ı kal‘a i Havâr: Sene 99 târîhinde bu kal‘ayı Abdullah b. Hazret i Ömer ibnü'l-Hattâb binâ etmişdir kim Hazret i Ömer'den sonra bu Melik Abdullah b. Ömer azîmü'ş-şân pâdişâh ı zîşân olup diyâr ı Basra vü Bağdâd u Medâyin ve Şehrezûl u Musul'a mâlik olup velvele-ârâ bir şâh ı dilârâ olduğundan Mervân ı Hımâr oğlu Abdül­me­lik Şâm ı cennet-meşâm şâhı iken merkûm Abdul­lah ibn Ömer'in diyâr ı Acem'e ve Basra ve Lahsa ve Ummân'a ve Irâk'a mâlik olup Havâra kal‘asın Şehrezûl hâkinde binâ etdiğin Abdülmelik ibn Mervân ı Hımâr istimâ‘ edüp Şâm'dan asker i azîm ile Abdullah ibn Hazret i Ömer üzre gelüp Havâra kal‘a­sı altında ceng i azîm olduğundan Havâra kal‘a­sı {halkı} gördü, bir kerre "havâr havâr" deyüp dal satûr ı Muhammedî olup Abdülmelik ibn Mer­vân'ın ceyş i menhûsuna bir satûr ı Muhammedî urup kal‘a i Havâra'yi Âl i Mervâniyân'dan halâs etdikleriyçün Havâra kal‘ası derler. Mukaddemâ ismi lisân ı Ekrâdca Keyhû Kirmân derler. Ol ceng i azîmden sonra kal‘a i Havâr nâmıyla meşhûr ı âfâk bir kal‘a i (   ) dir.

Ba‘dehû bu kal‘ayı binâ eden Abdullah ibn Ömer ibnü'l-Hattâb çeri cem‘ edüp diyâr ı Dımışk üzre varup Abdülmelik ibn Mervân ile neberd i azîm edüp Abdülmelik'i münhedim edüp Abdül­melik Yezîdî ve Mervâniyân sâkin olduğu Kelbin dağlarına firâr edüp mezkûr Abdullah ibn Ömer şehr i Şâm'dan ol kadar mâl ı hazâ’in ü ganâ’im aldı kim diller ile ta‘bîr olunmaz.

Ba‘dehû mansûr u muzaffer diyâr ı Şehrezûl'da bu Havâra kal‘asına gelüp Şâm'ın mâl ı ganâ’imiyle diyâr ı Şehrezûl'u ve ülke i Luristân'ı imâr edüp günden güne şöhret bulup mülk-ârâ bir melik i tüvânâ oldu. Hatta ol kadar mâldâr oldu ki bin aded âzâdlı kulu dîvânında el kavşırırlardı. Sâ’ir memlûk­ları ana göre kıyâs oluna. Zira bu Abdullah Hazret i Risâlet-penâh hayâtında dörd yaşında idi. Hazret i Ömer radıyallahu anh İslâm ile müşerref oldukda bu Abdullah pederi Hazret i Ömer'e teba‘iyyet edüp âlem i sabâvetde îmâne geldiğinden Hazret i Resûl bu Abdullah'a du‘â edüp arkasın yepeledi ve "Sen benim ma‘nâ oğlumsun" dedi. Hatta Hazret i Resûl'ün hâtûnu Hafza binti Ömer'in li-ebin ve ümmin karındaşıdır. Bu Abdullah Hazret'den altı yüz otuz hadîs rivâyet eder. Âhirü'l-emr yine Âl i Mervâniyân'dan Abdülmelik ibn Mervân derdinden hâk i Irâk'ı ve ülke i Şehrezûl'da bu kal‘a i Havâr'ı terk edüp Mekke i Mükerreme'ye gidüp terk i tecrîd iken yine Abdülmelik ibn Mervân hilâfetinde sene 74 târîhinde Mekke'de merhûm olup Mekke hâricinde Mu‘allâ nâm cebbânede Hazret i Hadîce Ana kurbünde medfûndur.

Ba‘dehû bu Hevâr kal‘asına Âl i Mervâniyân istîlâ edüp niçe bin mülûk ı selef destine girmiş çıkmışdır. Âhirü'l-emr sene 962 bizzât Süleymân Hân asrında vâlî i Bağdâd Baltacı Mehemmed Paşa feth edüp Şehrezûl eyâletine zamm olunmuşdur. Ba‘dehû yine Acem istîlâ edüp hükûmetin Luristân hâkimine hibe eyledi. Ba‘dehû sene 1040 târîhinde Vezîr i dilîr Hüsrev Paşa'ya Lur Hâkimi Hüseyin Hân bu kal‘a i Havâra'nın miftâhların teslîm edüp yine kal‘a hükûmeti kendüye ihsân olundu.



Eşkâl i kal‘a i Havâra: Bir mahsûldâr hâmû­nun ortasında bir amelî püşte üzre rıhtım ı türâb ile mebnî bir kal‘a i kavîdir. Cânib i şarka bir kapusu var, şekl i murabba‘ bir kal‘a i musanna‘dır. Bu kal‘a gerçi Şehrezûl eyâletinde Lur hâkimi hük­mündedir ve hâkiminin destinde hatt ı şerîfleri vardır. Acem gâlib olsa Acem'e ve kâhîce Âl i Osmân'a tâbi‘dir. Hâlâ hutbesi Âl i Osmân'a tilâvet olunur. Altı aded hutbeli câmi‘leri ve hân u ham­mâm ve medrese vü mektebleri ve kifâyet mikdârı dekâkînleri vardır ve bâğ u bâğçesi firâvândır ve şehr içre âb ı zülâlleri cârî vü revândır. (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Andan yine şimâle 7 sâ‘atde Luristân üzre gidüp,



Menzil i karye i Başke: Yüz hâneli âbâdân kenddir. Andan 12 sâ‘atde şimâle gidüp, [370b]

Evsâf ı kal‘a i Nukûd: Bu sûr ı kadîmin bânîsi Kapus Şâh ibn Menûçehr Şâh'ın Hoca Nukûd nâm tâcirinin binâsıdır. Anınçün sûr ı Nukûd derler. Hakkâ ki niçe bin kise mâl ı nukûd sarf olunmağile imâr olmuş şekl i murabba‘ bir türâb ı pâk ile mebnî bir kal‘a i kavîdir. Bu dahi Lur hânı hük­münde ma‘mûr kal‘adır. Dizdârı ve neferâtları âmâdedirler. Şehri cümle üç bin hâneli bâğlı u bâğçeli câmi‘ vü medrese vü zâviye ve hân u ham­mâmlı ve çârsû-yı bâzârlı kal‘adır. Ammâ bu sûr ı imâr hudûd ı Acem'de Derbend i Mâşa nâmında bir derbend i azîmin iç yüzünde cânib i kıbleye Şehrezûl hâkine karîb olmağile ekseriyyâ ahâlîsi kavm i Acem Gökdolağı ve Ekrâd ı Luristân'dır. Sene 931 târîhinde Süleymân Hân vezîri Osmân Paşa fethidir. Yine Lur Hâkimi Hüseyin Hân'a in‘âm olunmuşdur.

....................(2.5 satır boş)....................



Evsâf ı kal‘a i Başke: Melik Zopi'nin Başke nâmında Moğol kavminden bir vezîri binâ etmeğile Başke kal‘ası derler. Sûru bir hıyâbân içre şekl i murabba‘ toprak binâ bir hisâr ı ra‘nâdır. Sene 962 târîhinde Baltacı Mehemmed Paşa fethidir. Ba‘dehû sene 1039 da Murâd Hân ı Râbi‘ Vezîri Hüsrev Paşa'ya mutî‘ olup yine Lur Hâkimi Süleymân Hân'a mülkiyyet üzre sadaka olundu.

....................(6 satır boş)....................



Sitâyiş i kal‘a i Sine: Sene 616 târîhinde Luristân hâkimlerinden Emîr Gıyâseddîn binâsı olduğu ve Âl i Osmân'a ve Acem'e tâbi‘ olup Luristân hâkimi tahtı olduğu ve şehri bir çukur yerde vâki‘ olup Derbend i Mâşa dağlarından çam ağacı oluklarıyla bu Sine şehrinin damları üzre sular cereyân etdiği ve iç hisârı taş binâ kal‘a i ra‘nâ olup şehr i imâr olduğu bâlâda diyâr ı Tebrîz ü Erdebil ve Hemedân u Dergezîn'e gitdiğimizde bu şehr i Sine mufassal tahrîr olunmuşdu. Ammâ şimdiki hâlde Murtezâ Paşa kethudâsı Yûsuf Ağa ile geldiğimizde Luristân hâkimi Süleymân Hân beş bin güzîde askerle istikbâle çıkup alây ı azîm ile Sine şehrine dâhil olduk. Ba‘de'z-ziyâfe Murtezâ Paşa'nın hedâyâsı bir mücevherli küheylân atın ve bir külçe lepanı destârın verüp kabûl etdi. Ve mek­tûb ı dürer-bârların bûs edüp mahzûz olup cümle­mize birer mesîregâh ı hıyâbânlı konaklar verüp üç gün şehri seyr [ü] temâşâ etdik.

....................(3 satır boş)....................

Andan taraf ı şarka meyyâl 5 sâ‘atde,

Evsâf ı kal‘a i Şemîrân: Sene 259 târîhinde Me’mûn Halîfe'nin üstâdı binâ etmişdir. İlm i nücûmda ve cemî‘i ulûmda yegâne i asr ı Şemîr olup bu kal‘ayı inşâ etdiğinden kal‘a i Şemîrân derler.

....................(2.5 satır boş)....................



Der-vasf ı kal‘a i Nerîmân ya‘nî sedd i Hemedân: Bu kal‘a kâh Acem'in ve kâh Luristân'ın hükmünde olğandır ammâ hâlâ hükm i Luristân'da mezkûr Derbend i Mâşâ'nın şarkîsi cânibinde sedd i İrân kal‘a i Nerîmân'dır kim Melik Nerîmân binâ etmişdir. Kal‘ası bir yalçın kaya üzre şekl i muham­mes bir taş binâ kal‘a i ra‘nâdır ammâ küçükdür. Lâkin aşağıda şehri bir dereli ve âb ı hayât sulu ve bâğ u bâğçe ve câmi‘li ve medrese ü hân u hammâmlı ve kifâyet mikdârı dükkânlı rabta i ma‘mûrdur.

....................(1 satır boş)....................



Andan taraf ı kıbleye 9 sâ‘atde gidüp, [371a]

Evsâf ı kal‘a i Kızılca: Sene 915 târîhinde Şâh İsmâ‘îl'in Kızılca Hân nâmında bir benâm hânı Selîm Hân ı Evvel havfinden bu sûr ı üstüvârı inşâ etmişdir. Niçe hândan hâna intikâl etmişdir. Ba‘dehû sene 962 târîhinde Süleymân Hân Vezîri Baltacı Mehemmed Paşa dest i Acem'den feth edüp Luristân Hâkimi Hüseyin Hân'a ihsân olunup ilâ hâze'l-ân Şehrezûl hâkinde Lur Hânı Süleymân Hân hükmünde bir çengelistân u hıyâbân içre bir düz sahrâda şekl i murabba‘ bir hâk i amber-pâk ile mebnî bir kal‘a i kavî sûr ı ma‘mûrdur. Cümle halkı Sünnî Ekrâd ı mesrûrdur. Sene 1039 târîhinde Murâd Hân ı Râbi‘ Vezîri Hüsrev i şîr diyâr ı Acem'in Erdebil ve Hemedân ve Pilever ve Dergezîn ve Cem-cenâb nâm kal‘aların nehb ü gâret ve harâb u yebâb etdikde bu kal‘a altından ubûr idince Hüsrev Paşa'nın şîrâne mehâbet ü salâbetin bu kal‘a i Kızılca ahâlîsi görüp itâ‘at etdiler. Hâlâ ol kadar ma‘mûr u müzeyyen değildir ammâ Kür­distân Sünnîleri diyârı olmağile câmi‘i ve hân u hammâm u dükkânları vardır. Andan yine taraf ı kıbleye 6 sâ‘atde,

Evsâf ı kal‘a i Zâlim Alî: Sene 921 târîhinde Selîm Hân ı Evvel asrında Şâh İsmâ‘îl'in Zâlim Alî nâm bir hânı binâ etmişdir kim bir sahrâ-yı azîm hıyâbân içre bir sarây ı metîne olmak üzre binâ olunmuşdur. Lâkin Selîm Hân Süleymân Hân'ın diyâr ı Acem'e ziyâde vaz‘ ı yed etdiklerinden bu Zâlim Alî bu sarâyı burc u bârûları ve handakları ile bir sa‘b hisâr ı metîn etmişdir. Âhir sene 941 târîhinde Süleymân Hân Bağdâd'ı feth edüp avdetde bu kal‘aya elli bin asker ile Osmân Paşa'yı serdâr ı mu‘azzam edüp bu kal‘ayı muhâsara etmişken bi-emri Hudâ Osmân Paşa darb ı top ı kûbdan şehîd olup yine asker i İslâm kal‘aya amân u zamân ver­meyüp döğerken bir gice derûn ı kal‘ada mahsûr olan Sührâb Hân nâm kişi firâr edüp Derbend i Mâşa'dan içre hudûd ı Acem'de şehr i Zingân'a firâr edüp anda karâr etdi ve Baltacı Mehemmed Paşa kal‘aya kifâyet mikdârı asker koyup Lur Hâkimi Hüseyin Hân'a hükûmetin verüp miftâhların Süley­mân Hân'a gönderdi. Hâlâ Şehrezûl hük­münde Lur Ekrâdı hükmünde câmi‘ vü hân u hammâm u çârsû-yı bâzârlı ve cânib i etrâfı kûhlu ve bâğ u bâğçeli ve âb ı revânlı kal‘a i türâbdır. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) Andan taraf ı şimâle 5 sâ‘atde,

Sitâyiş i nâhiye i Belkas,-ıvâdî i Hâssu'l-hâs: Vilâyet i Şehrezûl'un âb ı rûyı olan bir nâhiye i Belkas'dır kim gâyetü'l-gâye ma‘mûr u âbâdân kurâ vü kasabâtlar ile müzeyyen ve kılâ‘ ı sağîreler ile etrâf ı cibâli ârâste olmuş bir imâristân ı nâhiyedir. Hatta Murâd Hân vezîri Hüsrev Paşa asker i deryâ-misâl ile bu sahrâ-yı ferah-fezâda kırk gün meks edüp niçe kerre yüz bin aded devâbâtlarıyla yeyüp içdiler ve konup göçdüler. Me’kûlât u meşrûbâ­tın­dan mâ‘adâ nebâtât ve tırfîl i giyâhâtın­dan bir orakdas eksilmemişdir. Tâ bu mertebe halfe ve alefzârlı vü hubâbât [u] nebâtâtlı ve âb ı hayâtları tatlı nâhiye i mahsûldârdır, Hudâ imâr ide. Andan cânib i kıbleye 5 sâ‘atde,

Evsâf ı vilâyet i Harîr, hâs ı Ekrâd ı kavm i Zarîr:

....................(3.5 satır boş)....................



Evsâf ı vilâyet i Ardalân ı dâr ı bahâdırân:

....................(3.5 satır boş)....................



Evsâf ı ülke i azîm Sûrân ı Kürdistân:

....................(3.5 satır boş)....................[371b]

Evsâf ı sahrâ-yı Ashâb ı Pîl, ya‘nî mânend i Erdebil, şehr i kadîm kal‘a i Erbîl

İbtidâ bu cây ı ma‘hûdede Ashâb ı Fîl'den Ebrehe nâm bî-behre bu vâdîlerde meştâ verüp imâr etmişlerdi. Ba‘dehû Kûfe vü Vâsıt ve Harrân u Havrân diyârların harâb u yebâb ve halkın kebâb u hânelerin türâb ederek bî-hisâb abûs Zengi çerisin niçe yüz bin fil ile Hicâz ı Abbâs ve Tâyif'i harâb ede­rek Mekke şehrine dest urup Beyt i şerîfin cemî‘i hacerlerin fîllere yükledüp Cidde ben­derin­de cümle Mekke taşların Kulzüm deryâsına dökdü. Âhir Hacerü'l-Esved'i yerinden kal‘ edüp deryâyâ ilkâ etmek içün her kankı fîle Hacerü'l-Esved'i tahmîl etdilerse bi-emrillahi Ta‘âlâ ol mahmil i Hacerü'l-Esved olan filin beli üzülüp mürd olurdu.

Bu hâli Ebrehe la‘în görüp inâdına musırr olup Hacerü'l-Esved'i kendi fil i Mahmûdîsine yükledüp azm i râh ederken Cenâb ı Hak tarafından bir ra‘d u berk zâhir olup "Ebrehe ve pîli yanup Hacerü'l-Esved ol âteşden seng i siyâh oldu." deyü niçe müverrihler eyle yazmışlar. Niçesi "Tûfân ı Nûh'un azâb suyunda kaldığıyçün siyâh oldu." demişler. Niçe müverrihler "Hacerü'l-Esved'e âsîler yüzlerin sürdüğiyçün siyâh oldu." demişler. Ammâ be-kavli Muhammed ibn İshâk "Hacerü'l-Esved kable't-Tûfân Beyt i Ma‘mûr'dan kalmış beyâz incü-misâl taş idi." demişler.

Hulâsa i kelâm Hacerü'l-Esved Mekke'de kalup cümle Ashâb ı Fîl üzre tayr ı ebâbîl nâhunlarında olan taşları bırağup cemî‘i Ashâb ı Fîl'in de­pelerinden ol taşlar delüp çeneleri altından çıkup cemî‘i Ashâb ı Fîl mürd olup ba‘dehû Mekke i Mükerreme'yi müceddeden (   ) (   ) inşâ etdiği cemî‘i tefâsîr i mu‘teberelerde mastûrdur.

Ezîn-cânib sadede rücû‘ edelim. Çünkim Ashâb ı Fîl'in bu Erbîl hâmûnlarında meştâda kalan Ashâb ı Fîl üzre murg ı ebâbîl cehennem hacerlerin tırnaklarından kavm i fil üzre ilkâ edüp de­pelerinden urup cümle mürd oldular. "Hâlâ nehr i Zarb ı Kebîr sâhilinde dörder ve beşer vukıyye gelir âdem dişleri çıkar." deyü müsinn âdemler şehâdet etdiler.

Ve Lur hâkimi tahtı olan Sine kal‘ası derecesi üzre altışar vukıyye âdem dişleri vardır. Ashâb ı Fîl dişidir, derler. Lûgat i Arabî'de ve İbrî'de dişe sîn derler. Ol dişler Sîn şehrinde maslûb olduğiyçün kal‘a i Sîn derler, deyü tahrîr etmişler. Hâlâ yine bu sahrâ-yı Erbîl'de Ashâb ı Fîl'in niçe üstühânları ve niçe dendânları bulunur. Bu kal‘a i Erbîl Âl i Benî Ziyâd'dan Erbîl ibn Behsitvân ibn Kâbus ibn Menûçehr binâ edüp Hazret i Yahyâ'ya îmân ge­tirmişlerdir.

{Anınçün kal‘a i Erbîl derler. Ba‘zılar Ashâb ı Fîl'den kaldı derler ammâ efvâh ı nâsda Erbîl kal‘ası derler}.

Ba‘dehû Enûşirvân ı âdil imâr etmişdir. Âl i Abbâsiyân asrında Hulâgû Hân harâb etmişdir. Niçe kerre imâr ve niçe kerre harâb olmuşdur. Âhir sene 962 târîhinde Süleymân Hân asrında be-dest i Baltacı Mehemmed Paşa imâr edüp yine sene 1033 târîhinde Acem istîlâ edüp sene 1040 yine Hüsrev Paşa feth edüp derûn ı hisâra müstevfâ cebehâne ve asker koyup metîn [ü] hasîn etdi. Yine Acem müstevlî olup sene 1048 târîhinde {kavm-i} Acem Murâd Hân ı Râbi‘in mehâbet [ü] salâbetine tâkat getiremeyüp kal‘ayı mu‘attal bırağup Sarı Mehem­med Paşa tâ Murâd Hân Bağdâd'a gelinceye dek kal‘a i Erbîl'i zabt edüp imâr edüp kifâyet kadar derûn ı hisâra asker i kerrâr kodu. Hâlâ Şehrezûl hâkinde sancak beği tahtıdır. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ).



Eşkâl i zemîn i kal‘a-i Erbîl'i beyân eder: Nehr i Zarbu'l-kebîr nehr i Zarb ı asğar kim bun­lara nehreyn i Zarb ı Alî derler. Bu nehreyn i azîmeynin mâbeyninde bir çölistân ve berr ü beyâbân yerde bir püşte i âlî üzre evce ser çekmiş şekl i murabba‘ bir kal‘a i musanna‘dır. Cânib i (   ) bir kapusu var, handakı yokdur. Derûn ı kal‘ada (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Bu kal‘anın kıblesi tarafında kal‘a i Musul iki günlük yoldur.

Ve bu Erbîl kal‘a i Kerkük'ün cânib i şarkîsinde iki menzil yerdir. Ammâ kal‘a hâricinde aşağı şehri zamân ı kadîmde sevâd ı azîm imiş. Hâlâ eser i binâları bî-hisâb zâhir ü bâhirdir. Ancak bir ulu câmi‘i minâresiyle meydân ı muhabbetde kalmış ve iki aded nehir garizi vardır, kâh cereyân eder ve kâh yâbis olur. İhtiyâr kimesneler bu uyûn ı câriye nehr i Zarb'dan gelir derler. Ve bu kal‘a çölü­nün nihâyeti cânib i garbda kal‘a i Musul mukâbelesinde Yûnus Nebî âsitânesi hâkinde Şat kenârında tamâm olur ve vilâyet i Harîr bu kal‘a i Erbîl hâkiyle müşâdır. Acem diyârından gelen kâr­bândan bu Erbîl kal‘ası kulları bâc ı sultân alırlar. Zîrâ Şehrezûl eyâletinin derbendidir. Musul'a giderken nehr i Zarb'ı ubûr edüp iki merhalede kal‘a i Musul'a kârbân vâsıl olur.

....................(4 satır boş)....................

Andan cânib i kıbleye 4 sâ‘at gidüp, [372a]

Evsâf ı kal‘a i Şamük: Enûşirvân ı âdil asrında Büzürcimihr'in karındaşı Şamük nâm bir pehlivân ı benâm imâret i tamâm etdiğiyçün kal‘a i Şamük derler. Hâk i Şehrezûl'da yoldan ba‘îd bir püşte üzre şekl i müseddes hâk ile mebnî bir kal‘a i kavîdir ammâ küçükdür. Hâkimi ber-vech i ocaklık Ekrâd beğlerinin eşbehi aşâ’ir i Sarılı'dan Haydar Beğ bunda hâkimdir. Kal‘asının nökeri ve dizdârı ve cebehânesi cümle Haydar Beğ hükmündedir. Ulu aşîret sâhibidir kim on bin tüfeng-endâza mâlikdir. Ve Ehl i sünnet ve'l-cemâ‘atdan olup huzûr ı Hakk'a sâlikdir. Dâ’imâ Derbend i Mâşa'dan Acem haddine geçüp Sultâniyye kal‘asın Sencer şehrin ve Zengân şehrin urup Hemedân ve Dergezîn'e varınca diyâr ı Acem'i talava vurur bir Haydar ı Kerrâr Sarılı'dır ve cümle aşîretleri dahi Sünnî gâzîlerdir. Ve şehri cümle iki {bin} hâne i müfîd ü muh­tasardır. Câmi‘i ve hânı ve hammâmı ve çârsû-yı bâzârı vardır.

....................(3 satır boş)....................

Andan yine cânib i kıble kim bu diyârda kıble cânib i garba meyyâlce vâki‘ olur. Çölistân üzre 9 sâ‘at gidüp,

Menzil i Örenhân: Nehr i Zarb kenârında bir küçük hân vardır. Anda mihmân olup Urbân haylinden havf u haşyet çekerek bu hân ı bî-amân­dan gayrı imâristân yokdur. Ve bu mahalde,

Nehr i Zarb ı Sağîr: Kûh ı derbend i Mâşa'dan gelüp (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) kılâ‘lara uğ­rayup (   ) (   ) kurbünde nehr i (   ) mahlût olur. Bu mahalden ale's-seher kalkup altun cisrin yine Zarb ı Ekber nehri üzre geçüp 9 sâ‘atde kıbleye,

Evsâf ı diyâr ı Dahhâk ı bî-nûr, ya‘nî Şehrezûr ibn Dahhâk;, binâ yı kal‘a i Kerkâk;



Müverrih Mıkdısî tahrîri üzre bu kal‘a i Şehrezûl'u ibtidâ binâ eden Zor ibn Dahhâk i Mârî'dir. Aslında Şehr i Zor'dur. Galat ı meşhûru Şehrezûl'dur, sahîhi Şehr i Zor'dur. Hâk i Irâk'da Kûfe ve Medâyin'den sonra bu Şehr i Zor gâyet imâr olup gûyâ ravza i cinân oldu. Ba‘dehû Âl i Abbâsiyân asrında Hulâgû Hân bu Şehrezûr'u zor ı bâzû-yı tüvânâsıyla harâb u yebâb etdi. Ba‘dehû sene (   ) târîhinde Âl i Emeviyyûn'un Mervân ı Hımâr'da inkırâz olduğu senede yine Zor ibn Dahhâk i Mârî neslinden Moğol Karkük nâm bir benâm ı merd i hümâm ba‘zı kabâ’il i Ekrâd ile yek-dil [ü] yek-cihet olup anların isti‘ânetiyle Şehrezûr'u müceddeden imâr edüp ismine kal‘a i Kerkâk i Moğol derler. Murûr ı eyyâm ile elsine i nâsda galat ı meşhûr evlâ olmağile hâlâ kal‘a i Kerkük derler ammâ kal‘a i Kelkek ve Kelkit ve Kerkit değildir. Kelkik eyâlet i Erzurûm'da bir nevâhînin ismidir. Ammâ bu hâk i Irâk ile müşâ Şehrezûr'un pây i tahtı bu kal‘a i Kerkük'dür. Lâkin Şehrezûr ı kadîm diyâr ı Acem hudûdunda Merâğa şehrine karîb olup Timur Hân'dan berü harâbe [vü] garîb kalmışdır. Şehr i Merâğa dahi Timur harâbından kalmışdır, ba‘dehû imâr olmuş­dur. Şehrezûr ı kadîm ile şehr i Merâğa beyni altı merhale zemîn i mahsûldârdır. (   ) (   ) (   ) (   )

Der-beyân ı hâkimân ı Şehrezûr: Kânûn­nâ­me i Süleymân Hân tahrîri üzre hîn ı feti­hde eyâlet olup ülke i azîm olmuşdur. Ve dahi is­timâletler verilüp niçe kerre üç tuğlu vüzerâlara sadaka olunmuşdur. Ve eyâletinde olan Ekrâd ümerâlarına ikişer tuğlu mîr i mîrânlık pâyesi ver­ilmişdir. Ve emr i şerîflerinde mîr i mîrân elkâbları yazılmışdır. Ammâ vâlî i Şehrezûl intihâ i serhadd i Irâk'da olup Bağdâd ile hudûddaş olmak ile vâlî i Şehrezûr'un hükmü tâ Bağdâd kapularına varınca {sözü} nâfizdir. Tâ bu mertebe hükmü cârîdir. Vâlî i Şehrezûr'un kânûn üzre hâss ı hümâyûnu on bir kerre yüz bin akçedir. Kânûn ı mîr i mîrân böyledir kim her kankı memleket evvel feth oldu ise ol beğlerbeği sâ’ir mîr i mîrân üzre takaddüm eder. Ve her beğlerbeğinin hâsları ne mikdâr ise kânûn ı Süleymân Hân üzre beş bin akçede bir cebelü askeriyle sefer eşerler. Ardı sıra mehterhânesi ve bayrakları ve iç ağaları ve yanında mataracıları ve önü sıra şâtırları ve peykleri ve tuğları ve vâcibü'r-ri‘âyâ ve müteferrikagân ve deli gönüllüleri ve Tatar askerin çeküp me’mûr olduğu sefere gider. Ammâ Şehrezûl vâlîsi Bağdâd vâlîsi üzre takaddüm eder. Zîrâ sene 941 târîhinde Süleymân Hân eyâlet i Şehrezûr'u feth edüp andan Bağdâd feth olmuş, ulu hükûmetdir. Üç bin güzîde asker ile beher sene ber-vech i adâlet yüz kise tahsîl ide. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) [372b]

Eyâlet i Şehrezûl'da olan sancakları beyân eder: Kânûn ı Süleymân Hân üzre cümle yigirmi aded sancakdır. Ve eyâletinde mâl defterdârı ve timâr defterdârı ve defter kethudâsı ve defter emîni ve çavuşlar kethudâsı ve çavuşlar emîni ve çavuşlar kâtibi ve rûznâmeci ve mukâta‘acı ve (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Sancakları bunlardır ki zikr olunur: Evvelâ sancağ ı Surucek ve sancağ ı Erbîl ve sancağ ı Keşân ve livâ i Şehr i Bâzâr ı Cengûle ve Cebel i Cimri sancağı, lakabına göre değil, şerîf livâdır. Ve sancağ ı Hezârmerd ve livâ i Zülhavârân ve sancağ ı Mergâ ve Dahhâk i Mârî'yi katl eden Demirci Gâve'nin şehridir. Ve livâ i Harîr ü Sûrân ve san­cağ ı Tiltarı ve livâ i Sîne ve Zencîr ve dahi sancağ ı Acûz ve dahi livâ i Ebrûmân ve livâ i Davdan ve sancağ ı Bak ve livâ i Berend ve sancağ ı kebîr Belkas Acem hudûdundadır ve livâ i Uştı.

Bu on sekiz aded sancaklar cümle sengistân u dağıstân içre sa‘b yerlerde kavm i Kürdistân'ın içinde livâlardır kim aslâ ceng ile alınmamış ülke­ler­dir. Bunlarda evc i âsumâna kad çekmiş hısn ı hasîn ve sedd i metîn kal‘alar vardır kim bir taraf­dan bir vech ile zafer mümkin değildir. Cümle eyâlet i Şehrezûl seksen altı pâre kal‘alardır kim cümlesi amân ile itâ‘at etmişlerdir. Eğer bu kılâ‘ları seyr ü temâşâ etdiğimize göre evsâfların tahrîr eyle­sek başka bir mücelled olur. İnşâallah seyecîu niçe kılâ‘ ı metînelerin ve belde i kebîrelerin mahal­leriyle ta‘rîf ve tavsîf ederiz.

Ve bu eyâlet i Şehrezûr'da tahrîr olunan on sekiz sancakdan mâ‘ada iki aded sancak dahi hükûmetdir. Kânûn ı Süleymân Hân üzre azl u nasb kabûl etmezler. Hâkimi merhûm olursa evlâdlarına yâhûd akrabâ ve akrebine yâhûd duhter i pâkîze-ahterine verilmek kânûndur. Bir eyâletde avrete sancak verilmek kânûn değildir illâ bu eyâlet-i Şehrezûl'da var. Hatta zamân ı Murâd Hân ı Râbi‘de Hânzâde Sultân nâm hâtûn ı hurme vilâ­yet i Harîr ve Sûrân'a hâkim olup on iki bin tüfeng-endâza ve on bin esb-süvâr hadeng-endâza mâlik idi. Burka‘ın rûyına bend edüp siyâh poşusın ger­de­nine bend edüp küheylân at üzre meydâna tarîl-i cevelân etdikde gûyâ hayyâl ı Sâm u Nerîmân idi. Niçe kerre bu hâtûn kırk elli bin askeriyle diyâr ı Acem'in Hemedân ve Dergezîn ve Cem-cenâb ve şehr i güzînleri nehb ü gâret edüp yine sâlimîn ü gânimîn vilâyet i Sûrân'a duhûl etmişdir. Tâ bu mertebe şecî‘a i hâtûn kağan idi. Anınçün bu diyâr ı Şehrezûr'da iki hükûmet avrete verilmek kânûndur.

Evvelâ Hükûmet i Gâzîyân ve Hükûmet i Mehrevân. Bu iki aded hükûmet ile Şehrezûl'un yigirmi aded sancağı tamâm olup yigirmi birinci livâsı kal‘a i Kerkük'dür kim paşa sancağı tahtıdır.

Ammâ eyâlet i mezbûrede yüz altmış aded dahi mîr i aşâ’irler vardır ammâ tuğ ve tabl u alem sâhibi değillerdir. Hîn i gazâda sâkin oldukları mîr i livâların sancağı altında sefer eşerler. Eyâlet i Diyârbekir'de ve eyâlet i Van'da ve eyâlet i İmâdiy­ye'de böyle hükûmetler ve böyle ocaklık mîr i aşîretler vardır. Ve bu livâlarda cümle ze‘âmet ü timâr ve hâs kurâları vardır ammâ hükûmet add olunan livâlarda timâr ve ze‘âmet ve hâs yokdur. Ammâ bu eyâlet i Şehrezûl'da paşanın üç bin askeriyle yigirmi sancak askeri cümle-i cümele otuz bir bin altmış aded cengâver asker i dilâverândır. Pâdişâhlar ve sipehsâlârlar Bağdâd üzre sefere gelseler bu Şehrezûl vâlîsi talî‘a i asker olup çarkacı olur. Zîrâ iklîm i Irâk'ın ve diyâr ı Fâris'in fârisü'l-meydânı asâkir i Şehrezûr-ı zor-âverler ve server ü hünerverlerdir. Ammâ her sancakda alâybeği ve çeribaşı yokdur. İllâ Erbîl ve Şehrezûr ve Kerkük sancaklarında alâybeği ve çeribaşı vardır.


Yüklə 7,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   74




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin