Türklerin Maltaya çıkışı, yağlıboya tablo, ispanyol Eugenie Caxes imzalı.
Turgud Reisin şehâdeti, yağlıboya tablo.
Turgud Reisin yağlıboya portresi, «Feyhaman» im-zâh.
Hikmet Akadam'ın eseri Turgud Reis büstü.
XI
Üst kattaki taşlığın solundaki büyük salondan
geçilerek girileni bir oda Barbaros Hayreddin
Paşa Odası
Barbarasun yağlıboya portresi, «Ali Sami» imzalı. Barbarosun yağlıboya portresi, Cevad Açıkalının hediyesi büyük portre
Barbaros Hayreddin Paşa, «Hasan Riza» imzalı resim.
Barbarosan profil portresi, «Feyhaman» imzalı.
Barbarosun yağlıboya portresi, «Şemseddin Arel» imzalı.
Preveze deniz muharebesi, yağlıboya tablo, «Beh-zad» imzalı, 1283 (1866-1867).
Barbaros türbesinin içi, yağlıboya tablo, «Feyhaman» imzalı.
Hikmet Akadam'ın yapdığı Barbaros büstü.
İki sancak.
Ortada bir vitrinde büyük bir kadırga model-maketi.
XII
Üst kattaki taşlığın sağındaki büyük salon
Bu sabonda da donanmamızın gemi model rttiaket, denizcilik tarihimizin vak'alan üzerine yapılmış yağlı ve sulu boya tablolar, resim-
ler, portreler ve bâzı tarihî eşya teşhir edilmektedir.
Yavuz Zırhlısının model-maketi.
Yavuzun beş taretinin madenî isim levhaları: Barbaros, Samsun, Turgud, îmroz, İzmir. Bir gönderde Yavuzun alay sancağı. Yavuzun saati.
Mecidiye Zırhlısının model-maketi. Hamidiye Zırhlısının model-maketi. Gölecükde yapılmış bir hücum botu model-maketi. Batıray Denizaltısmm model-maketi; bu gemi İkinci Cihan Harbinin başlaması ile sipariş edildiği Almanya-da kalmış, donanmamıza katılmamışdır, batan Atılay ile Saldıray'm eşidir.
Saldıray Denizaltısmm model-maketi. Gür Denizaltsının model-maketi. Sakarya Denizaltısmm model-maketi. İlk Dumlupmar Denizaltısmm model-maketi. I. ve II. İnönü denizaltılar! tipinin model-maketi. , Adatepe ve Kocatepe muhribleri tipinin model-maketi.
Mesudiye Zırhlısının model-maketi. Turgud Reis ve Barbaros zırhlıları tipinin model -maketi.
Nurülbahir Ganbotunun model- maketi. Nusret Mayin Gemisinin model-maketi. Müsfecibonbaşı (Turgüoise) Denizaltîfcnm model -maketi.
Muavenetimilliye Torpidosunun model-maketi. Midilli Zırhlısının model-maketi. Mısır hıdivinin ilk Mahruse Yatının model-maketi. Meçhul bir zırhlının model-maketti. XIX. Yüzyılda Zırhlı" Mesudiye Firkateynin model -maketi.
Donanma kumandanı Amiral Şükrü Okanın yağlıboya portresi, «N. Berk» imzalı.
Denizkuvvetleri kumandanı Amiral M. Ali Ülgen'-in yağlıboya portresi, «Birgen» imzalı.
Denizkuvvetleri kumandanı Amiral Sadık Altmca-nın yağlıboya portresi, «Ş. Arel» imzalı.
Denizkuvvetleri kumandanı Amiral Fahri Korutürk'-ün yağlıboya portresi, «C. Dereli» imzalı.
Denizkuvvetleri kumandanı Zeki Özak'ın yağlıboya portresi.
Rauf Orbayın yağlıboya portresi. Çanakkale müdafaasında müstahkem mevkii kumandanı Cevad Paşanın yağlıboya portresi.
Nusret mayın gemisi süvarisi yüzbaşı Hakkı Beyin yağlıboya portresi v
Müstecib Onbaşının yağlıboya portresi.
ANSİKLOPEDİSİ
—-4457'
DENİZ MÜZESİ
— 4456 —
DENÎZ MÜZESİ
Sultaııhisar torpidosu süvarisi Riza Beyin yağlıboya portresi, «Ş. Akdik» imzalı.
Muvenetimilliye süvarisi Ahmed Beyin yağlıboya portresi, «Ş. Akdik» imzalı.
Peykişevket süvarisi Cevad (Toydemirj Beyin portresi.
îki büyük hatıra levhası halinde toplanmış Birinci Cihan Harbi şehidlerinden 48 bahriye zabitinin porteleri.
Mesudiye açık denizde, yağlıboya tablo, «Seyfeddin» imzalı.
Reşadiye açık denizde, yağlıboya tablo, «Ali Sami» imzalı. „
Mecidiye açık denizde, yağlıboya tablo, «Seyfeddin» imzalı.
Turgud Reis açık denizde, yağlıboya tablo.
Barbaros, Hamidiye, Muavenetimilliye atış taliminde yağlıboya tablo.
Hamidiye açık denizde, yağlıboya tablo, «Seyfeddin» imzalı.
Hamidiye açık denizde, yağlıboya tablo, «Hasan Tahsin» imzalı.
Hamidiyenin Sıra'yı bombardımanı, tablo, «Hüsnü Tengüz» imzalı.
istiklâl Savaşında Anadoluya cephane nakli, yağlıboya tablo, «Ş. Arel» imzalı.
Mesudiye açık denizde, yağlıboya tablo, «Ali Cemal»
imzalı. '.".:'
Muavenetimilliye tarafından Golyat Zırhlısının batırılması, yağlıboya tablo, «İsmail Hakkı» imzalı.
Hamidiye ile Midilli Karadenizde, suluboya tablo, «İsmail Hakkı» imzalı.
Hamidiye ile Yavuz Karadenizde, suluboya tablo, «İsmail Hakkı» imzalı.
Mecidiye, suluboya tablo, «İsmail Hakkı» imzalı.
Osmanlı donanmasının manavrası, tablo, «Tahsim imzalı.
Midilli'nin Novrosiski'yi bombardımanı, tablo, «Tahsin» imzalı.
18 Mart Çanakkale Harbi, yağlıboya tablo, «C. Tüllü» imzalı.
Majestik zırhlısının batırılması, yağlıboya tablo, «Tahsin» imzalı.
18 mart Çanakkale muharebesi, yağlıboya tablo.
Irresistibl zırhlısının batığı, suluboya, «İsmail Hakkı» imzalı.
Çanakkâlede fransız Bove zırhlısının batırılması, yağlıboya tablo, «Tahsin» imzalı.
Bir İngiliz denizaltısı tarafından torpillenen Peyki-gevket'in ikiye kırılması, yağlıboya tablo, «Ş. Arel» imzalı (Bu gemi o haliyle süvarisi tarafından üssüne geti-rilmişdir ki denizcilikde görülmüş vaka değildir).
İSTANBUL
Bir .vitrinde: Oramiral Sadık Altıncanm üniforma ve nişanlan.
Bir vitrinde: Mecidiyenin alay sancağı.
Bir vitrinde: Hamidiye büfesinin bir kaç parça hat'ı-ra eşyası.
Atatürk'ün Hamidiyeye hediye ettiği portre fotoğrafları.
Bir vitrinde: Hamidiyenin alay sancağı.
Bir vitrinde: Rauf Orbayın hatıraları.
Bir vitrinde: Rauf Orbayın üniforması.
Hamidiyenin kumandan kamarası masası ve koltukları.
Şam halkı tarafından Hamidiye. süvarisi Rauf Orba-ya hediye edilmiş sedef kakma1! yazıhane ve iskemlesi, masada sedef kakma ile aslı arabca «Şam halkının Hamidiye Gemisi kumandanı Rauf Beyfendiye hediyesidir» ibaresi yazılıdır.
Birinci Cihan Harbine iştirak etmiş bazı harb gemi
lerinin madenî isim levhaları: Sultanhisar, Sivrihisar, Hı
zır, Peykişevket, Tagoz, Samsun, Basra, Yunus, Barbaros
Hayreddin. :
XIII
Üst katdaki taşhkda merdiven karşısındaki oda Mankenler Odası
Bu odada 11 manken bulunmaktadır. Bir Türk deniz müzesi için muhakkak ki çok azdır, devir devir denizcilerimizin kıyafetlerini göstermek için, ki çoğu gaayet pitoresk kıyafetlerdir. Bu mankenler Cezayir deniz akıncıları, le-vendler, azebler, forsalar, okul üniformaları, nefer üniformaları ile yüze kadar çıkarılabilir, ve o zaman bu salon hakikî kıymetini bu odada da mankenlerin yanında tablolar ve bâzı eşya teşhir edilmektedir.
Mankenler üstündeki üniformalarda Mah-
mud II. ve Abdülaziz devrinin çapalı ve turah
düğmeleri pek şirindir. Abdülaziz devri bahri
ye neferi üniforması da bilhassa kayde değer:
mavi bluzun önü açıkdır, ve boyun altından bir
bağcıkla bağlanmışdır, kara askeri neferlerin
düğrnesiz ve bağcıkh iç gömlekleri gibi; palet
yokdur ve sert dik yakalıdır, yakada üç kırmızı
şerid vardır; kol ağızları da üç kırmızı şerid
taşıyan çifte kapaklıdır. Cumhuriyetin ilk za
manlarında bahriye erkân ve ümerâsına mera
sim serpuşu olarak kabul edilmiş «Koket» de
nilen merasim serpuşu da, o zamsnda dahilde
îmâli mümkin olmadığı için kıyafet nizâmnâ
mesinden çıkarılmışdır. ----,- ;
Manken: İkinci Mahmud devri bahriye neferi, merasim esvabı ile.
Manken: İkinci Mahmud devri deniz albayı
Manken: Abdülaziz devri bahriye nâzın
Manken: Abdülaziz devri deniz yüzbaşısı,
Manken: Abdülaziz devri bahriye neferi.
Manken: Kalyoncu.
Manken: Abdülhamid devri deniz kıdemli yüzbaşısı.
Manken: Abdülhamid devri güverte yüzbaşısı.
Manken: Abdülhamid devri makina yüzbaşısı.
Manken: Cumhuriyet devri deniz subayı, balo ca-keti ile.
Manken: Cumhuriyet devri deniz albayı, koket serpuşla.
Donanmanın .sefere çıkışında Yalı Köşkü önünde me-lâsim, yağlıboya tablo.
Beşiktaş Sarayı önünde saltanat kayığı.
İkinci Mahmudun yağlıboya portresi.
Türkiyenin Karadeniz .yalısında kayalara çarparak parçalanmış yelkenli bir geminin içindekileri kurtarmış bir tahlisiye istasyonu kayığı, yağlıboya tablo, Ayazovs-ki imzalı.
İkinci Mahmud devri bahriye zabiti, yağlıboya.
Abdülazizin yağlıboya portresi.
Üçüncü Selim devrinin bahriyelilerine âid suluboya resim: Kaptanpaşa, kaptanpaşa çıplağı, Tersane başçavuşu, Kaptanpaşa çavuşu, Tershâne çavuşu Tersane tezkire çavuşu,
Dolmabağce önünde Sultaniye Yatı suluboya resini: «T. G. Dutton» imzalı.
Ortadaki masa üstünde, kara karanfil çivilerinin yapıştırılması ile yapılmış fantezi bir gemi ve kayık modeli.
Bahriye nazırlığının masası ve gümüş yazı takımı,
Sehpâ-masa şeklinde bir saat.
XIV
Zemin katına inen merdiven
Zemin katına iki dirsekle kırılarak inen bu merdivenin duvarları da eski ahşab gemilerimizin hâtırası armalara tahsis edilmişdir. Or-haniy.e Kalyonunun üstü ayyıldızlı ve altında geminin kabartma olarak adı yazılmış azameti kıç aynalığı arması; Abdülazizin tuğrasını taşıyan, en üstünde zincir siperlikli bir miğfer bulunan ve âid olduğu geminin adı bilinmeyen bir kıç aynalığı arması hemen dikkati çekmek-dedir. Çok eski olduğu belli bir armanın üstünde de Sultan Reşadın sedef kakmalı turası vardır ki devrine eski ahşab gemilerimizin hiç biri ulaşamamış olduğuna göre bu armanın meş-• rutiyetde başka bir yere tezyini mâhiyetde kul-
lanıldığı, ve turanın o zaman ve sonradan nak-şedildiği söylenebilir.
XV
Zemin katındaki taşlık.
Bu taşlık arkasında koridorumsu dar bir parça ile iki bölümdür. İstanbula âid gravürler ve resimler teşhir edilmektedir. Bunların arasında beş eser müstesna kıymet taşımaktadır ki şunlardır:
Tahminen l metre yükseklikde ve 7 metre boyunda ünlü İngiliz ressamı Barker tarafından yapılmış ve Beyoğlu tepe'erinden Halici ve Istanbulu gösteren azametti suluboya panorama.
«Mıgırdiç Melkon» adında bir ermeni sanatkârın arab asıllı Türk harfleri ile imzasını taşıyan dört büyük diyaromik tablo. Büyük bir hünerle ve emsalsiz ince el emeği ile yapılmış pek güzel eserlerdir. İstanbul diyaromik, mücessem, kabartma panoramalarıdır: «Beşiktaş Sarayı önü, Mahmudiye Kalyonu, rükûbu şahaneye mahsus bir vapur ve iki saltanat kayığı», «Galatadan Tophaneye yalı boyu», «Sarayburnundan Eminönüno yalı boyu s ve «Liman»; gerideki sırtlar, binalar, camiler, gemiler, kayıklar, hattâ kayıkların içindeki insanlar mikroskopik bir dikkatle ve en küçük perspektif hatâsına düşülmeden işlenmişdir.
Bu taşhkda ortada: Atatürkün Floryada kullandığı, küçük sandal.
XVI
Zemin katındaki taşlığın gerisindeki oda Mayin Odası.
Bu odada eski mayınlar, gemileri mayınlara karşı koruyan paravanlar, denizaltılara karşı kullanılan su bombalan ile eski ahşab gemilere âid yarım model-maketler teşhir edilmektedir.
XVII
Zemin katında sağdaki oda Sancakla*1 Odası
Bu odada Türk denizciliğin kıymetli hâtıraları teshir edilmektedir.
Büyük kalyon fenerleri.
Eski matbu deniz ve kıyı, haritaları.
Piri Reisin Amerika Haritası.
İnebahtı (Lepanto) bozgununda düşman eline geçmiş ve 19S5 de Papa tarafından Türkiyeye hediyeten iade edilmiş büyük sancak.
Dokunur iksn üzerine Fetih Sûresi yazılmış 11x5 metre ebadında ve 47,5 kilo ağırlığında büyük sancak,
DENİZ MÜZESİ
— USB —
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
_ 4459 —
DENiZ MÜZESİ
Dokunurken üzerine Fetih Süresi yazılmış 14x7,5 metre ebadında ve 56 kilo ağırlığında büyük sancak.
Dokunurken üzerine Üçüncü Sultan Selimin turası resmedilmiş 14x7,5 metre ebadında ve 51 kilo ağırlığında büyük sancak.
Cezayirli Gazi Hasan Paşanın yapdırttığı Kasımpaşa-daki Kalyoncular Kışlasının mermer güneş saati.
XVIII
Zemin katındaki küçük oda Kaptatıpaşa Odası
Bu odada şunlar teşhir edilmektedir :
Bir manken: Kaptanpaşa.
Kaptanpaşalarm oturduğu bir koltuk-kanape.
Bakır bir mangal.
Bir masa üzerinde saat, üç kollu bir şamdan, tabancalar.
Duvarda zamanında Ali Bey adında bir ressam tarafından yapılmış güzel bir kalyon resmi.
Muhtelif hattatların eseri müteaddid levhalar.
Kayıkhanedeki Tekneler
Deniz Müzesi kayıkhanesinde büyüklü küçüklü otuz parçadan fazla tekne bulunmakda-dır ki bunların arasında bilhassa saltanat kayıkları yer yüzünde eşsizdir. Bu kayıkların çok dikkatli bir tamirden sonra sureti rnahsusada müze için yapılacak bir yeni kayıkhanede teşhirlerinin tahakkuku temenni olunur. Başlıca tekneler şunlardır:
Dördüncü Sultan Mehmedin 40 metre boyunda 25 oturak 25 çifte saltanat kadırgası (B.: Dördüncü Sultan Mehmedin Saltanat Kadırgası).
Abdülmecidin 32 metre boyunda 13 çifte köşklü ve kuşlu saltanat kayığı, eş iki kayıkdır.
Abdülazizin 30,70 metre boyunda 13 çifte kögklü ve kuşlu saltanat kayığı, eş. iki kayıkdır.
24,5 metre boyunda 7 çifte saltanat kayığı.
23 metre boyunda 7 çifte saltanat kayığı.
20,12 metre boyunda 7 çifte saltanat kayığı.
Sultan Reşadın 18,34 metre boyunda 10 çifte saltanat sandalı.
Sultan Reşadın 16,30 metre boyunda 10 çift saltanat sandalı.
Sultan Reşadın 15,30 metre boyunda 7 çifte saltanat sandalı, eş iki sandaldır.
Veliahd Yusuf îzzetdin Efendinin 14 metre boyunda 3 cifte sandalı.
12 metre boyunda 5 çifte saray sandalı.
Ertuğrul Yatının 12 metre boyunda 5 çifte hünkâr filikası.
Said Halim Paşanın 3 çifte sandalı.
ikinci Abdülhamidin Yıldız Sarayı havuzunda bindiği 2 çifte sandal.
îkinci Abdülhamidin eliyle yaptırdığı rivayet edilen bir kişilik kik.
3 cifte bir tahlisiye sandalı.
Orta kısmı kaybolmuş 24 metre boyunda bir saltanat kayığının baş ve kıç parçaları.
15 parçadan fazla büyüklü küçüklü kayıklar, sandallar, filikalar, kikler.
Müze Kütübhâneşi
\
Beşiktaşdaki müze binası içindedir; çoğu denizcilik, tarih, coğrafya ve biyografi üzerine 12,000 çild kitaba yaklaşmışdır. Haluk Şehsü-varoğlu tarafından tesis edilen bu kütübhâne-ye en son olarak vefatından sonra H.Y. Şehsü-varoğlunun şahsî kütübhânesi de veresesinden satın alınarak eklenmişdir.
Bağçe
Deniz Müzesinin arka tarafında güzel bir
bağçesi vardır, 1960-1966 arasında müdürlük
yapmış olan Faruk Erus'un hizmetiyle müze
ye eklenmiş ve tanzim edilmiş bu bağçede ete,
îstanbul Muhasarasında Bizanslıların liman
ağzına gerdikleri meşhur zincirin bir parçası
teşhir edilmektedir. •
Arşiv Dairesindeki resimler
Müze anbarında yer darlığı yüzünden teş-
C
hir edilemeyen eşyanın pek çok olduğunu yukarda kaydetmiştik. Bunların arasından bâzı tablolar arşiv dâiresinin duvarlarını tezyin etmekte idi:
Ateş Mehmed Paşanın yağlıboya portresi, «Şeref Ak-dik» imzalı.
Türk donanmasına büyük bağışlarda bulunmuş Mısırlı Prenses Nevciva'nın portresi.
XVIII. Yüzyıl sonunda Osmanlı kalyonları.
Bir Türk korvetinin resmi.
Hamidiye ve Mecidiye muhrib!eı-le açık denizde, yağlıboya tablo.
«Broktorff» imzalı pek nefis üç su'uboya tablo: «Sa-'acak iskelesinden îstanbul panoraması», «Beyoğlu sırtlarından Unkapanı Köprüsü ve îstanbul Panoraması», «Çengelköyü sırtlarından istanbul panaroması*.
İstanbul Limanı, yağlıboya «Ruhi» imzalı.
Salıpazan kıyısında gemiler, yağlıboya tablo, «Hikmet Onat» imzalı.
Sultanosman Zırhlısı, yağlıboya tablo.
1966 yılı eylülünde Deniz Müzesini istanbul Ansiklopedisi adına ziyaretimizde bize rehberlik eden, geniş ölçüde bilgi veren müzenin arşiv uzmanlarından emekli deniz albayı Sayın Rânıi Abrak ile müzenin müdür muavini deniz yarbayı sayın Kâzım Erbilin isimlerini buraya şükran ile kaydediyoruz.
Bu satırların yazıldığı sırada müzenin yeni müdürü deniz albayı Sayın Necati Ozan vazifelerine yeni başlamış bulunuyorlardı.
DENÎZOĞLU — Geçen asırda yaşamış Ay-vansaraym Lonca çingenelerinden namlı bir ke-mânî ve bestekâr (B.: Ayvansarayda Lonca, cild 3, sayfa 1644); asıl adı Ali, ve bu isimden bozma olarak Aliş, Aluş'dur. Hâşim Bey, kendi adına nisbetle anılan meşhur mecmuasında bu Deniz-oğlu Kıbti Alinin bestelediği 7 şarkıyı kaydet-mişdir.
l — Suzinak şarkı: Ettin bana cevrü cefâ Kildin visalinden cüda Ağyara oidun âşinâ Lütfen suçum bildir bana
Ey foî vefa nettim sana
2 — Hisar buselik şarkı :
Yandım deminden
Ağyar elinden Zâlim dilinden Ağyar elinden
3 — Şehnaz buselik şarkı:
Yolun bulamam
Gönlün alamam Karşı duramam Gönlün alamam
-
— Ferahnak şarkı :
Beni görme çevre lâyık
Sana ben âşıkım âşık
Hicrinle ah sinem yanık
Sana ben âşıkım âşık
-
— Acem aşîran şarkı:
Gel ey şûhi şeref razım
Ben diyeyim sana razım
Elden sual neye lâzım
Ben diyeyim sana razım
-
— Acem aşîran şarkı:
Reha yok bu derdü ganiden Vefa gelmez sen dilberden Matlubum bu ancak semden Ya ağyardan geç ya benden
7 — Şatareban şarkı:
Bağçelerde aşlama
Aşlamayı taşlama
El memeye varmadan
Ağlamaya başlama
Bu şarkıların güftelerinin de kendisinin olduğu tahmin edilebilir. Hayatı hakkında başka kayde rastlanmadı.
DENİZOĞLU — Geçen asrın ikinci yarısında yaşamış namlı köçeklerden aslı Sakız Adalı bir rum delikanlısı; «Çeşmemeydanlı» diye anılmış bir şâir tarafından yazılmış şu manzume ile övülmüşdür :
Sasdarın telinde faslı nthâvend Bülbül misal şakır şûhi gehlev-end Kendi sânın ider beyan şarkıda «Perçemi gümrâhı âşıka kemend»
Deniz Müzesi Kayıkhânesindeki tek neleerden Yedi şifte Kuşlu Saltanat Kayığı (Resim : Behçet Cantok)
Deniz Müzesi Kayıkhânesindeki tekkelerden Üç çifte kayık (Resim : Behçet Cantok)
DENiZ PALAS
istanbul
ANSİKLOPEDİSİ
—4481 —
DENİZ PALAS
Siyehçerde dilber turunç köpüklü Rakkasın şehbazı gülle topuklu Tersane çıplağı biçkin yapuklu Adalı unundur şakii derbend
Denizoğhı dirler Sakız Tavşanı Tîri müjgâniyJe alur nişanı Cevr ider âşıka kahbelik sânı Tızmantırıllara çözer kemerbend
Saçup zerdaneler hiimâ pervazi Eyledim Köroğlu gönül ayvazı Terk idüb vahşeti yapmacık nazı Salkımsöğüd oldu servi serbtilend
Topuk tırnağından kâkül kaşına Sürin ü nâfinden şahin başına İşve cilvesinden yirmi yaşına Başımın tacıdır sahi şeker hand
Âferinler sana Çeşmemeydanlı Aşıklık yolunda eli fermanlı Bir güzel saydettin pek anlı şanlı Görenler gazanı eyliyor pesend
Hayatı hakkında başka bilgi edinilemedi.
DENİZ PALAS — Sirkecide ahşab kısmı at nah şeklindeki eski Araba Vapuru iskelesinin hâneberduşlar argosundaki adı; bu büyük iskele-
nin ahşab çatkısının içi, yapıldığı târihden az sonra hâneberduşlara mesken, in olmuş, ve bu durum 1950 yîlına kadar devam etmişdir. Sakinleri tarafından zabıtanın ve iskele memurlarının nazarından gaayetle dikkat ve kurnazlıkla gizlenmiş olan bu inde hemen her gece muhayyile sının dışında serseri orjilerine sahne olmuşdur. Deniz Palas'm kaba bir kroki-plâ-nını, evinden kaçmış bir çocuk olan Orhan Oflaz ile burada bir kaç gece geçirmiş Ali Paz-vand'ın (B.: Oflaz, Orhan; Pazvand, Ali) yardımları ile çizdik.
Ali Pazvand acı acı hâtıralarla dolu 1200 sayfalık îtirafnâmesinde Deniz Palasda gör-
düklerini ve kendi başından geçenleri bütün çıplaklığı ile yazmışdır; onun tarifine göre inin orji yeri I. bölümüdür, A. Pazvand şöylece anlatıyor (çok kısaltılmışdır):
«1948 yılında bir yaz gecesi misafir olarak götürülmüşdüm. Burada 3 çocuk ile 4 serseri barınıyordu. Yazın geceleri kendi ayağı ile veya benim gibi oradakilerden biri tarafından misafir olarak getirilenlerle çocukların sayısı 6-7 olurmuş. Deniz Palasa 15 yaşından küçük çocuklar da alınmaz, getirilmezmiş. Orada gecelemek için şarab ve esrar içmek, sarhoş olmak yahud kendini dalgaya kaptırmak şarttır. Çocuklar koyun koyuna dip koğuşda yatırılır
Deniz Palası anlatan Ali Pazvand (eli değnekli) (Resim : Salih Bozcalı)
ve Orhan Oflaz
Deniz Palas
l — beniz Palas sâkinlerinin bilhassa şarab a'dıkları büfe; 2 — iskele gişesi; 3 — Memur odası ve üstünde merdivenle çıkılır nöbetçi memur ve çımacı koğuşu; 4 — Bekleme odası; 5 — Ayak yolu; 6 — iskelenin sağ kanasında rıhtıma nisbetle aşağıda bir geçidi, Deniz Palasa bu geçidin yan çatmaları arasındaki bir boşluk
DENÎZ TİCÂRET OKULU
4461
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
— 4463
DENİZ YANGINI
(Plânda No. 10). İnin sahihleri gibi olarak tanıdığım dört serseri şunlardı: Dayı, 1.80 boyunda Sürdü bir hammal; Hoca, kara sakallı esrarkeş eski bir imam, kendi söylediğine göre 70 yaşında idi; Bahriyeli, yine iri yarı, 40 yaşlarında bir laz, vaktiyle vapurlarda ateşçilik yapmış; Zehir Mehmed. bir kaatil, ufak tefek, kara kuru, onbeş yıla mahkûm olmuş, aflardan faydalanarak on sene kadar yattıkdan sonra çıkmış, o kırk yaşlarında, dâima öldürüleceği korkusu içinde bir adamdı. Bahriyeli kumarbaz ve hırsız, Hoca da dilenciydi.
«Deniz Palasa bu dört serserinin uşakları gibi olan çocuklardan başka arada misafir çocuk kabul edildiği halde dörtler kendi boylarından hiç kimseyi getirmezlerdi. Uşaklar olsun misafirler olsun çocuklar, dört serserinin her emrine en küçük itirazda bulunmadan itaat etmek mecburiyetinde idi. Işık yokdu, çok az ve fısıltı ile konuşulurdu. Eşya olarak ön koğuşda dörtlerin birer hasır, pide gibi birer yorgam vardı, yorgan ikiye katlanır, yarısı şilte olurdu. Dinlediğime göre uşaklar büyük ve eski bir hasırın içine girerek yatıyorlardı, hs~ sırm üstüne de bir iki parça çuval atılıyordu. Bir büyük su destisi ve bir de maşraba vardı.
«Deniz Palasa gece en erken saat 11-12 arasında girilirdi, ve sabahları saat 5 ile 6 arasında teker teker, uşak çocuklardan birinin gözcülüğü ve işareti ile kimseye görünmeden çıkılır di. *Gündüzl eri dörtlerden biri iskeleden hiç ayrılmaz, inlerine gözcü olarak kalırdı. Bütün korkulan inlerinin kendi benzerlerinden bir serseri tarafından keşfedilip kıskançlıkla polise haber verilmesi idi. Bir de iskele baş memurundan çok korkuyorlardı.
«Deniz Palas'm II. bölümünün sahibi yokdu. Çatkı içinde önü açık bir yerdi, sık konmuş kalaslar üstünde kim gelse yatar, gecelerdi. Buradan sürünerek, bâzan atlanarak geçilen arkada bir in daha vardı, gaayet basık, ayakda durulamaz ,^ncak oturulur veya yatılırdı, adı Tekke idi, esrarkeşler toplanır, kabak çekerlerdi, Tekkeye yüzü tüysüz çocuk alınmazdı. •
Dostları ilə paylaş: |