Tefsir Mecmuaları
Burada üç tefsir mecmuasını incelemeye alacağız. Birincisi, Ehl-i Sünnet’in tefsir mecmualarından olan ve hicri dokuzuncu veya onuncu yüzyılda telif edilmiş el-Dürrü’l-Mensur; ikincisi ve üçüncüsü ise Şia’nın tefsir mecmualarından olan ve hicri on birinci veya on ikinci yüzyılda derlenip telif edilmiş el-Burhan fi Tefsiri’l-Kur’an ve Nuru’s-Sakaleyn’dir.
El-Dürrü’l-Mensur Fi’t-Tefsir Bi’l-Me’sur
Müellifi
Bu tefsir, kapsayıcı rivayet tefsirlerinden ve Ehl-i Sünnet’in tefsir mecmualarından biridir. Müellifi, Ehl-i Sünnet’in ünlü ve çalışkan âlimlerinden Celaleddin Abdurrahman b. Kemaluddin Ebubekir Suyuti Mısri Şafii’dir (vefatı hicri 9111459).1460 Derinliği daha çok nakli ilimlerdedir.1461 İsmail Paşa ona ait beş yüzden fazla telifin adını saymıştır.1462 Onun nahiv ilmine dair el-Behcetu’l-Mardiyye kitabı, meşhur ders kitaplarından biridir. Kur’an hakkında, en ünlüsü Kur’an ilimleri üzerine el-Itkan fi Ulumi’l-Kur’an ve tefsire dair el-Dürrü’l-Mensur fi’t-Tefsir bi’l-Me’sur olan çok sayıda telifi vardır.1463
Bu tefsirde, Ehl-i Sünnet’in tefsirlerinden1464, sahihlerinden1465, müsnedlerinden1466, sünenlerinden1467, tarihlerinden1468, mu’cemlerinden1469 ve diğer kitaplardan1470 çok sayıda rivayet toplamış ve bu derleme sırasında büyük zahmet çekmiştir. Yalnızca Hamd suresi tefsirinde Ehl-i Sünnet’in seksenden fazla kitabından1471 üç yüze yakın rivayet toplamıştır. Belki de bu kitabın, Ehl-i Sünnet’in en kapsamlı rivayet tefsiri olduğu söylenebilir. Ehl-i Sünnet’in kitapları arasında bundan daha fazla Kur’an’la ilgili rivayet içeren başka bir kitaba rastlamıyoruz. Topladığı rivayetleri sure ve ayet sırasıyla telif ve tedvin etmiştir. Hamd suresinden başlatıp Nas suresiyle bitirmiş ve bütün sureler için rivayetlere yer vermiştir. Her surenin tefsirinde başta surenin adını zikrettikten sonra surenin faziletleri ve hususiyetleriyle irtibatlı rivayetleri zikretmiştir. Sonra ayetlerin sırasına göre ayete veya ayetten bir cümleye değinmiş ve onunla ilgili rivayetleri onun zeylinde beyan etmiştir. Bütün rivayetleri senedlerini hazfederek asli kaynaklarından (rivayetleri naklettiği kaynaklardan) aktarmış; her bir rivayeti “اخرج” tabiriyle ve kaynağın ya da kaynakların müellifinin adını zikrederek, çoğu yerde de kaynağın veya kaynakların adını belirterek nakletmiştir. Her rivayet için zikredilmiş rivayetlerin sayısı muhteliftir. Bazı yerlerde bir rivayeti bir tek kaynaktan, bazı yerlerde de birçok kaynaktan ve bazen bir rivayeti onbir kaynaktan nakletmiştir.1472 Bu kitapta yaptığı içtihad sadece rivayetleri toplama ve onları sure ve ayetler arasında taksim etme seviyesindedir. Rivayetlerin sened durumuna işaret edilmiş1473 az yer haricinde reyini ve görüşünü beyan etmemiştir. Ne ayetlerin manası ve ifade ettikleri hakkında görüşünü bildirmiş, ne de sened, delalet ve rivayetlerin arasını bulma üzerine söz söylemiştir. Bu tefsire kısa bir mukaddime yazmış ve orada şöyle demiştir:
“Allah Rasülü’nden (s.a.a) ve onun ashabından senedli bir tefsir olan Tercümanu’l-Kur’an kitabını birkaç cilt halinde telif ettiğim ve orada hadisleri topladığımda rivayetlerin istihraç edildiği kitapların senedleriyle birlikteydi. Ama gördüm ki insanların çoğunun onu tahsil etmek için gösterdiği gayret eksik kalıyor ve hadislerin -uzun senedlerine değil- metnine rağbet göstermeyle yetiniyorlar. Hal böyle olunca rivayetlerin metniyle yetindiğim ve her rivayeti istihraç edildiği kitaba nispet ettiğim bu özeti Tercümanu’l-Kur’an’dan hulasa ettim.”1474
Onun Tercümanu’l-Kur’an konusunda söylediği “Peygamber’in (s.a.a) ve sahabenin tefsirine ilişkin on binden fazla merfu ve mevkuf rivayeti topladım”1475 sözü hesaba katılırsa bu mukaddimede söylediklerinden çıkan sonuç şudur ki, Dürrü’l-Mensur’daki rivayetlerin sayısı da bazı baskılarda altı cilt, bazı baskılarda sekiz cilt ve son olarak Tarık Fethi’nin hazırladığı kapsamlı hadis fihristiyle birlikte yedi cilt halinde basılıp yayınlanacak kadardı.
Bu kitapta pâk İmamların (a.s) faziletlerine dair rivayetler de göze çarpmaktadır. Mesela: “فَتَلَقَّى آدَمُ مِن رَّبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ”1476 ayetinin zeylinde İbn Neccar1477 tarikiyle İbn Abbas’tan şöyle nakletmiştir: “Allah Rasülü’ne (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem), Hz. Adem’in Rabbinden aldığı kelimeleri sordum. Şöyle buyurdu: سأل بحق محمد و علی و فاطمة و الحسن و الحسین الا تبت علی فتاب علیه”1478
“إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلاَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ”1479 ayetinin zeylinde Ehl-i Sünnet’in telif sahibi âlimlerinden1480, bu ayetin, rüku halindeyken yüzüğünü bir fakire armağan eden Hz. Ali (a.s) hakkında nazil olduğuna dair on iki rivayet nakletmiştir.1481
Tefsir Ekolü
Dostları ilə paylaş: |