Ünden bugüN


Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə800/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   796   797   798   799   800   801   802   803   ...   877
Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa

Cengiz Kahraman arşivi

hatırlayışını kısa dizelerle hikâye etmiştir, izzet Molla, babası Mehmed Salih Efendi'nin yaşamım ise Devhatü'l-Mehamîdfî Tercemeti'l-Vâlidadlı risalesinde anlatmıştır. Kısa ömrünü, sürgünler dışında Avratpazarı'ndaki aile konağında, 1818'de satın aldığı Beylerbeyi'ndeki yeni evinde, eşleri Dilcû ve Hibetullah hanımlarla geçiren izzet Molla'nın çocuklarından Sedad ve Murad küçük yaşta ölmüşlerdir. Öbür oğlu Reşad Efendi'nin (1818-1847)-oğlu şair ve yazar Macid Bey (1840-1910) uzun yıllar Şûra-yı Devlet mülkiye dairesi azalı-ğı yapmıştır.

Keçecizade Mehmed Fuad Paşa da (1815-1869) izzet Molla'nın oğludur. Fuad Paşa, Tanzimat döneminin Mustafa Reşid Paşa ve Ali Paşa'dan sonra üçüncü büyük simasıdır. Fuad Paşa, dönemin ilginç bir eğitim-öğretim geleneği olan cami derslerine(->) devam etti. Mekteb-i Tıbbiye'nin ilk öğrencilerinden oldu. Diplomalı hekim çıktı. Mesleği gereği Latince ve Fransızca öğrendi. Avrupa dillerini bildiğini gizlemeyen ilk istanbulludur. Tophane'de ve Trablus'ta kısa süreli görevlerden sonra hekimliği bırakıp 1837'de Babıâli Tercüme Odası'na girdi. 1851'd.e hariciye nazırı oluncaya kadar Londra, Madrid, Bükreş, Petersburg elçilikleri, Divan-ı Hümayun tercümanlığı, sadaret müsteşarlığı görevlerinde bulundu. 1835'te askeri kumandan olarak Yan-ya'da çetelere karşı başarılı savaşlar verdi. 1856'da Paris Kongresi'nde Osmanlı temsilcisiydi. Orada Türk diplomasisinin ve istanbul inceliğinin, nüktedanlığının en başarılı örneklerini verdi. Şam'daki ayaklanmayı bastırmak için gittiği Suriye'den dönüşünden sonra 1861'de ilk defa sadrazamlığa getirildi. 14 ay süren ilk sadrazamlığından istifa etti. 1863'te serasker ve yaver-i ekrem oldu. Abdülaziz'in (hd 1861-1876) Mısır gezisine katıldı, ikinci sadrazamlığı 1866'dadır. 1867'de hariciye nazırı olarak Abdülaziz'le Avrupa seyahatine çıktı. Dönüşünde hastalandı. Önce Yakacık'ta din-

lendi. Fransa'da Nice'de tedavi görmekte iken öldü. istanbul'a getirilen cenazesi, Sultanahmet'teki türbesine gömüldü (bak. Fuad Paşa Türbesi).

Fuad Paşa, İstanbul'a, dolayısıyla Türkiye'ye Batılılaşmak cesaretini getirenlerdendir. Abdülaziz'e karşı yürekli ve dürüst tutumu da yüzyıllardır istanbul'da süregelen dalkavukluk anlayışına göre bir istisna kabul edilebilir. Edebiyata ilgi duyan Fuad Paşa, Cevdet Paşa'nın(-+) Kavaid-i Osmaniye adlı ilk Osmanlıca gramer kitabını yazmasına yardım etmiştir. Hazırcevaplığı ve nükteciliği Avrupa gazetelerinde yayımlanan Fuad Paşa'nın konağı Şehzadebaşı'n-da, köşkü Çamlıca'da, sahilhanesi Kanlıca-Çubuklu arasındaydı. Konağı 1864'te ya-mnca Demirkapı'da bir konağa taşındı. Burası da çok geçmeden yandı. Beyazıt'ta yaptırdığı konak ise kamulaştırılarak Maliye Nezareti'ne verildi. Bugün bina İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi olarak kullanmaktadır. Sahilhanesi Meclis-i Vüke-lâ'mn (bakanlar kurulu) sık sık toplandığı yarı resmi bir yerdi. 1854'te Yunanlılarla Kanlıca Muahedesi bu yalıda imzalanmıştı. Adını taşıyan Fuad Paşa Korusu'nun ete-ğindeki bu yalı çiçek seraları, bahçeleri, köşkleri, havuz ve selsebilleri ile dönemin en güzel malikânelerindendi. Burada düzenlenen davetlere "Kanlıca partileri" denirdi. Bu partilerde kıyafet mecburiyeti uygulanır, Avrupa'daki benzerlerinden ayrılmayan şölenler düzenlenirdi. İstanbul'a gelen saygıdeğer her yabancı, burada mutlaka ağırlanırdı. Yalıda, ramazanda da iftarlar düzenlenirdi. Elçiler çağrıldığı zaman sofranın daha alafranga olmasına özen gösterilirdi. Buna karşılık gümüş tepsilerde İstanbul mutfağına özgü en seçkin yemekler ikram edilir, davet ramazana rast-lamışsa yabancı konuklar, el pençe divan durup teravih namazının cemaatle kılınışını izlerlerdi. Namazdan sonra konuklara istanbul usulü şerbeder ve kahveler sunulur, Hayalî Mehmed Efendi Karagöz takımlarını hazırlar veya ortaoyunu seyredilirdi. Kadınların izleyici olmadığı söyleşilerde yine istanbul'a özgü üstü kapalı fıkralar anlatılır, taklitler yapılırdı. Gerek konuk kadınlann, gerekse Fuad Paşa'nın hareminin şölenlere katılmaları ve gösterileri izlemeleri, özel paravanların arkasından mümkün olmaktaydı.

Fuad Paşa'nın aşçıları istanbul'da ünlüydü. Bunlar arasında birkaçı da Fransız yemekleri yaparlardı. Fransız elçisi, Fuad Paşa'nın sofrasındaki Fransız yemeklerini kendi ülkesinde aynı lezzette ve nefasette yiyemediğini sık sık yinelermiş. Fuad Paşa'nın iki oğlu Ahmed Nâzım (1835-1864) ve Kâzım (1837-1863) kendi akranları için, sahilhanede ayrı ziyafeder düzenlemekteydiler. Fuad Paşa'nın ilk eşi ikbal Hanım, Mahşer Midillisi lakaplı hariciye teşrifatçısı Kâmil Bey'in ve Sadrazam ibrahim Edhem Paşa'nın eşi Nafia Hamm'ın kardeşiydi, ikinci eşi Emine Hanım, Mevlevi Ahmed Efendi'nin kızıydı.

Fuad Paşa'nın bir oğlu çocuk yaşta, iki oğlu ise gençken öldüler. Bunlardan Ahmed Nâzım Bey, Meclis-i Vâlâ üyesiydi.

Binbaşı olan Kâzım Bey, Beyoğlu kışlasında öldü. Oğullarının kendi sağlığında ölümleri Fuad Paşa'nın manen yıkılmasına ve ölümüne de neden gösterilmiştir.

Ahmed Nâzım Bey'in bir oğlu Hikmet Fuad Bey (1862-1913) gümrük idare meclisi üyeliği yapmış, Hekimbaşızadelerden(-0 Hayrullah Efendi'nin kızı Mihrünnisâ Ab-dülhak Tarhan'la evlenip ayrılmıştı. Oğlu Nâzım Keçeci (1883-1964) çocuksuz ölmüştür. Diğer oğlu Reşad Fuad Bey (1861-1921) Keçecizadelerin son renkli simasıdır. Mekteb-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) okuduktan sonra öğrenim için Paris'e gitmiş, dönüşünde Sadaret Mektubî Ka-lemi'nde görev almıştı. Roma ve Viyana' da elçilik ikinci kâtipliği, Şûra-yı Devlet maliye dairesi üyeliği yaptı ve 1908'de bâlâ rütbesinden emekliye ayrıldı. Tarih-i Osmani Encümeni'nin, istanbul Muhipleri Cemiyeti'nin, Evkaf-ı îslamiye Müze-si'nin (bugün Türk ve islam Eserleri Müzesi) kurucularındandır. Bu müzenin yöneticiliğini fahri olarak uzun yıllar yürütmüştür. Paris'te Tahsil Görmüş Gençler Ce-miyeti'ni de kurmuştu. Sipahi Ocağı'mn ü-yelerindendi. Eski eserlere, antika eşyaya düşkün, babası Nâzım Bey gibi şişman, tarih fıkralarını ve eski yaşama ilişkin öyküleri anlatmakta usta, kibar ve nükteci bir kişiydi. Döneminde "istanbul efendiliği"ni temsil eden Reşad Fuad Bey, zengin birikimlere sahip Keçecizadeler ailesi ortamında anlatılagelenleri, Avrupa kültürü almış bir diplomat ve aydın olarak farklı yorumlarla aktarırdı. Eski istanbul yaşamını en iyi bilenlerdendi. Resmi görevini, bir okul öğrencisi dikkati ve disiplini ile sürdürmesi Babıâli'de örnekti. Eski sadrazamlardan Tunuslu Hayreddin Paşa'nın kızı Bemye Hanımla evli olan Reşad Fuad Bey' in çocukları M. Hayreddin Fuad Keçeci (? -1967'den sonra), Demokrat Parti Istan-

Keçecizade Salih Fuad Bey, büyükdedesi Keçecizade İzzet Molla'nın resminin önünde. inci Keçeci arşivi

bul milletvekillerinden Mehmed Salih Keçeci (1893-1954), Mehmed Fuad Keçeci (ö. 1967) ve eski büyükelçilerden Ali Şevket Fuad Keçeci'dir (ö. 1965). Keçeci soyadını alan aile Mehmed Fuad ve Ali Şevket Fuad'ın soylarından devam etmektedir.

Kâzım Bey'in tek oğlu Keçecizade izzet Fuad Paşa'dır (1860-1925). Askerlik öğrenimini Paris'te yaptıktan sonra İstanbul'a dönünce II. Abdüîhamid'in yaveri oldu. 1908'de birinci ferik (orgeneral) iken süvari komutanlığına, ardından Madrid elçiliğine atandı. Fransa'da basdan, 1877-1878

T


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   796   797   798   799   800   801   802   803   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin