Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə239/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   235   236   237   238   239   240   241   242   ...   260
Tâ-Hâ Suresi
54


كُلُوا

yeyin


وَارْعَوْا

ve otlatın



أَنْعَامَكُمْۗ

hayvanlarınızı



إِنَّ

şüphesiz


فِي ذَٰلِكَ

bunda vardır



لَآيَاتٍ

ibretler


لِأُولِي

sahipleri için



النُّهَىٰ

akıl
















Türkçe Transcript (*)

Kulû ver’av en’âmekum(k) inne fî żâlike leâyâtin li-ulî-nnuhâ

Ali Bulaç Meali

'Yiyin ve hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz, bunda sağduyu sahipleri için elbette ayetler vardır.

Edip Yüksel Meali

Çiftlik hayvanlarını yiyiniz, otlatınız. Zeka sahipleri için bunda işaretler vardır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Hem siz yiyin, hem de hayvanlarınızı otlatın. Akıl sahibleri için bunda nice ibretler vardır!

Süleyman Ateş Meali

Yeyin, hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz bunda, akıl sahipleri için ibretler vardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yiyin, hayvanlarınızı yayıp otlatın. Kuşkusuz bunda, aklı başında insanlar için ibretler vardır.

Yusuf Ali (English)

Eat (for yourselves) and pasture your cattle: verily, in this are Signs for men endued with understanding.

M. Pickthall (English)

(Saying): Eat ye and feed your cattle. Lo! herein verily are portents for men of thought.

Tâ-Hâ Suresi
55


مِنْهَا

ondan (topraktan)



خَلَقْنَاكُمْ

sizi yarattık



وَفِيهَا

yine oraya



نُعِيدُكُمْ

döndürürüz



وَمِنْهَا

ve ondan


نُخْرِجُكُمْ

sizi çıkarırız



تَارَةً

bir kez daha



أُخْرَىٰ

sonra
















Türkçe Transcript (*)

Minhâ ḣalaknâkum vefîhâ nu’îdukum veminhâ nuḣricukum târaten uḣrâ

Ali Bulaç Meali

Sizi ondan yarattık, ona geri vereceğiz ve sizi bir kere daha ondan çıkaracağız.

Edip Yüksel Meali

Sizi o yerden yarattık, sizi tekrar ona döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkartacağız.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sizi yerden (topraktan) yarattık, yine (ölümünüzden sonra) ona döndüreceğiz. Hem de ondan sizi bir kere daha çıkaracağız.

Süleyman Ateş Meali

Sizi topraktan yarattık, yine oraya döndürürüz ve sizi bir kez daha ondan çıkarırız.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sizi yerden yarattık. Tekrar oraya göndereceğiz. Ve oradan sizi bir kez daha çıkaracağız.

Yusuf Ali (English)

From the (earth) did We create you, and into it shall We return you, and from it shall We bring you out once again.(2579) *

M. Pickthall (English)

Thereof We created you, and thereunto we return you and thence We bring you forth a second time.

Tâ-Hâ Suresi
56


وَلَقَدْ

andolsun


أَرَيْنَاهُ

biz ona gösterdik



آيَاتِنَا

ayetlerimizin



كُلَّهَا

hepsini


فَكَذَّبَ

yine de yalanladı



وَأَبَىٰ

ve dayattı























Türkçe Transcript (*)

Velekad eraynâhu âyâtinâ kullehâ fekeżżebe veebâ

Ali Bulaç Meali

Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.

Edip Yüksel Meali

Ona tüm işaret ve delillerimizi göstermemize rağmen yalanlayıp reddetti.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

And olsun ki, biz, Firavun'a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onları yalan sayıp kabulden çekindi.

Süleyman Ateş Meali

Andolsun biz o(Fir'av)n'a ayetlerimizin hepsini gösterdik, yine de yalanladı ve dayattı.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, o Firavun'a ayetlerimizin tamamını gösterdik ama yalanlayıp inadını sürdürdü.

Yusuf Ali (English)

And We showed Pharaoh all Our Signs, but he did reject and refuse.(2580) *

M. Pickthall (English)

And We verily did show him all Our tokens, but he denied them and refused.

Tâ-Hâ Suresi
57


قَالَ

dedi ki


أَجِئْتَنَا

mi geldin?



لِتُخْرِجَنَا

bizi çıkarmak için



مِنْ أَرْضِنَا

yurdumuzdan



بِسِحْرِكَ

büyünle


يَا مُوسَىٰ

ey Musa






















Türkçe Transcript (*)

Kâle eci/tenâ lituḣricenâ min ardinâ bisihrike yâ mûsâ

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Ey Musa, sen bizi sihrinle yurdumuzdan sürüp çıkarmaya mı gelmiş bulunuyorsun?'

Edip Yüksel Meali

Dedi ki, "Sen bizi büyünle yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin, Musa?"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

(Firavun Musa'ya şöyle) dedi: "Ey Musa! Sen sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin bize?"

Süleyman Ateş Meali

Ve: "Sen bizi büyünle yurdumuzdan çıkarasın diye mi geldin ey Musa?" dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şöyle dedi: "Büyünle bizi, toprağımızdan çıkarasın diye mi geldin, ey Mûsa!"

Yusuf Ali (English)

He said: "Hast thou come to drive us out of our land with thy magic(2581) O Moses? *

M. Pickthall (English)

He said: Hast come to drive us out from our land by thy magic, O Moses?

Tâ-Hâ Suresi
58


فَلَنَأْتِيَنَّكَ

biz de mutlaka sana getireceğiz



بِسِحْرٍ

bir büyü


مِثْلِهِ

onun benzeri



فَاجْعَلْ

tayin et


بَيْنَنَا

bizimle


وَبَيْنَكَ

sizin aramızda



مَوْعِدًا

buluşma zamanı



لَا نُخْلِفُهُ

caymayacağımız



نَحْنُ

ne bizim


وَلَا أَنْتَ

ne senin


مَكَانًا

bir yer olsun



سُوًى

uygun






















Türkçe Transcript (*)

Felene/tiyenneke bisihrin miślihi fec’al beynenâ vebeyneke mev’iden lâ nuḣlifuhu nahnu velâ ente mekânen suvâ(n)

Ali Bulaç Meali

'Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi bir 'buluşma zamanı ve yeri' tesbit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun' dedi.

Edip Yüksel Meali

"Biz de sana benzer bir büyü göstereceğiz. Her iki taraf için de uygun olan yerde ne senin ne de bizim caymayacağımız bir randevu zamanı belirle. "

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle sana geleceğiz (karşına çıkacağız); şimdi bizimle senin aranda bir vakit ve bir buluşma yeri tayin et ki; ne senin, ne bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun."

Süleyman Ateş Meali

Biz de mutlaka sana o(se)nin (büyün) gibi bir büyü getireceğiz. Sen şimdi seninle bizim aramızda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Seninki gibi bir büyü, biz de mutlaka sana getireceğiz. Seninle bizim aramızda öyle bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne biz cayalım ne de sen. Herkese uygun bir yer olsun."

Yusuf Ali (English)

"But we can surely produce magic to match thine! So make a tryst between us and thee, which we shall not fail to keep - neither we nor thou - in a place where both shall have even chances."(2582) *

M. Pickthall (English)

But we surely can produce magic the like thereof; so appoint a tryst between us and you, which neither we nor thou shall fail to keep, at a place convenient (to us both).

Tâ-Hâ Suresi
59


قَالَ

(Musa) dedi ki



مَوْعِدُكُمْ

buluşma zamanınız



يَوْمُ

günü


الزِّينَةِ

süs (bayram)



وَأَنْ يُحْشَرَ

ve toplanacağı



النَّاسُ

insanaların



ضُحًى

kuşluk vakti




















Türkçe Transcript (*)

Kâle mev’idukum yevmu-zzîneti veen yuhşera-nnâsu duhâ(n)

Ali Bulaç Meali

(Musa) Dedi ki: 'Buluşma zamanımız, (ülkenin ulusal) bayram günü ve insanların toplanacağı kuşluk vakti (olsun).'

Edip Yüksel Meali

Dedi ki: "Buluşma zamanınız bayram günüdür. Öğleden önce halk orada toplansın."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa: "Sizinle buluşma zamanı, süs (bayramı) günü ve insanların toplanacağı kuşluk vaktidir." dedi.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   235   236   237   238   239   240   241   242   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin