Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə240/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   236   237   238   239   240   241   242   243   ...   260
Süleyman Ateş Meali

(Musa): "Buluşma zamanınız, Süs (bayram) günü ve insanaların toplanacağı kuşluk vakti olsun" dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mûsa dedi: "Bizimle buluşacağınız zaman, süs günü olsun. İnsanlar kuşluk vakti bir araya getirilsin."

Yusuf Ali (English)

Moses said: "Your tryst is the Day of the Festival,(2583) and let the people be assembled when the sun is well up." *

M. Pickthall (English)

(Moses) said: Your tryst shall be the day of the feast, and let the people assemble when the sun hath risen high.

Tâ-Hâ Suresi
60


فَتَوَلَّىٰ

dönüp gitti



فِرْعَوْنُ

Fir'avn


فَجَمَعَ

topladı


كَيْدَهُ

hilesini


ثُمَّ

sonra


أَتَىٰ

geldi






















Türkçe Transcript (*)

Fetevellâ fir’avnu feceme’a keydehu śümme etâ

Ali Bulaç Meali

Böylelikle Firavun arkasını dönüp gitti, hileli düzenini (yürütecek büyücüleri) bir araya getirdi, sonra geldi.

Edip Yüksel Meali

Firavun gitti, planını hazırlayıp geri döndü.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bunun üzerine Firavun döndü gitti ve bütün hile vasıtalarını topladıktan sonra geldi.

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn, dönüp gitti, hilesini (büyücüleri ve onların aletlerini) topladı, sonra (belirtilen yere) geldi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine Firavun oradan ayrıldı, tüm kurnazlığını topladı, sonra geldi.

Yusuf Ali (English)

So Pharaoh withdrew: He concerted his plan,(2584) and then came (back). *

M. Pickthall (English)

Then Pharaoh went and gathered his strength came (to the appointed tryst).

Tâ-Hâ Suresi
61


قَالَ

dedi


لَهُمْ

onlara


مُوسَىٰ

Musa


وَيْلَكُمْ

yazık size



لَا تَفْتَرُوا

uydurmayın



عَلَى اللَّهِ

Allah'a


كَذِبًا

yalan


فَيُسْحِتَكُمْ

sonra kökünüzü keser



بِعَذَابٍۖ

bir azab ile



وَقَدْ

doğrusu


خَابَ

perişan olmuştur



مَنِ افْتَرَىٰ

iftira eden























Türkçe Transcript (*)

Kâle lehum mûsâ veylekum lâ tefterû ‘ala(A)llâhi keżiben feyushitekum bi’ażâb(in)(s) vekad ḣâbe meni-fterâ

Ali Bulaç Meali

Musa onlara dedi ki: 'Size yazıklar olsun, Allah'a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azab ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir.'

Edip Yüksel Meali

Musa onlara dedi ki: "Size yazıklar olsun. ALLAH'a karşı yalan uydurmayın. Sonra sizi bir azap ile perişan eder. İftira edenler kuşkusuz kaybedecektir."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size! Allah'a yalan uydur mayın. Sonra bir azab ile kökünüzü keser. Gerçekten (Allah'a) iftira eden hüsrana uğramıştır."

Süleyman Ateş Meali

Musa onlara: "Yazık size, dedi, Allah'a yalan uydurmayın, sonra (O), bir azab ile kökünüzü keser, doğrusu iftira eden perişan olmuştur!"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mûsa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size, yalan düzerek Allah'a iftira etmeyin! Yoksa bir azap ile kökünüzü kurutur. İftira eden, perişan olmuştur."

Yusuf Ali (English)

Moses said to him: Woe to you! Forge not ye a lie against Allah, lest He destroy you (at once) utterly by chastisement: the forger must suffer(2585) frustration!" *

M. Pickthall (English)

Moses said unto them: Woe unto you! Invent not a lie against Allah, lest He extirpate you by some punishment. He who lieth faileth miserably.

Tâ-Hâ Suresi
62


فَتَنَازَعُوا

tartıştılar



أَمْرَهُمْ

işlerini


بَيْنَهُمْ

kendi aralarında



وَأَسَرُّوا

ve gizli gizli



النَّجْوَىٰ

konuştular





Türkçe Transcript (*)

Fetenâze’û emrahum beynehum veeserrû-nnecvâ

Ali Bulaç Meali

Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya ve gizli konuşmalara başladılar.

Edip Yüksel Meali

Aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular

Süleyman Ateş Meali

(Fir'avn'ın topladığı büyücüler), işlerini kendi aralarında tartıştılar ve gizli konuştular.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine işlerini aralarında tartıştılar, fısıltıyı koyulaştırdılar.

Yusuf Ali (English)

So they disputed, one with another, over their affair, but they kept their talk secret.(2586) *

M. Pickthall (English)

Then they debated one with another what they must do, and they kept their counsel secret.

Tâ-Hâ Suresi
63


قَالُوا

dediler ki



إِنْ هَٰذَانِ

bunlar


لَسَاحِرَانِ

iki büyücüdür



يُرِيدَانِ

istiyorlar



أَنْ يُخْرِجَاكُمْ

sizi çıkarmak



مِنْ أَرْضِكُمْ

yurdunuzdan



بِسِحْرِهِمَا

büyüleriyle



وَيَذْهَبَا

ve gidermek



بِطَرِيقَتِكُمُ

sizin yolunuzu



الْمُثْلَىٰ

örnek










Türkçe Transcript (*)

Kâlû in hâżâni lesâhirâni yurîdâni en yuḣricâkum min ardikum bisihrihimâ veyeżhebâ bitarîkatikumu-lmuślâ

Ali Bulaç Meali

Dediler ki: 'Bunlar her halde iki sihirbazdır, sizi sihirleriyle yurdunuzdan sürüp-çıkarmak ve örnek olarak tutturduğunuz yolunuzu (dininizi) yok etmek istiyorlar.'

Edip Yüksel Meali

Dediler ki, "Bu iki büyücünün tek amacı, büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin ideal yaşam biçiminizi yıkmaktır." *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

(Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harun'u göstererek şöyle) dediler: "Bu ikisi muhakkak sihirbazdır; büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve de örnek dininizi yok etmek istiyorlar."

Süleyman Ateş Meali

Dediler ki: "Bunlar iki büyücü, başka bir şey değil. Büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu, (üstün dininizi) gidermek istiyorlar."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler ki: "Şunlar, iki büyücüden başka bir şey değillerdir. Büyüleriyle sizi toprağınızdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu silip yok etmek istiyorlar."

Yusuf Ali (English)

They said: "These two are certainly (expert) magicians: their object is to drive you out from your land with their magic, and to do away with your most cherished institutions.(2587) *

M. Pickthall (English)

They said: Lo! these are two wizards who would drive you out from your country by their magic, and destroy your best traditions;

Tâ-Hâ Suresi
64


فَأَجْمِعُوا

siz toplayın



كَيْدَكُمْ

hilenizi


ثُمَّ

sonra


ائْتُوا

gelin


صَفًّاۚ

sıra halinde



وَقَدْ

muhakkak


أَفْلَحَ

başarmıştır



الْيَوْمَ

bugün


مَنِ اسْتَعْلَىٰ

üstün gelen














Türkçe Transcript (*)

Feecmi’û keydekum śümme-/tû saffâ(en)(c) vekad efleha-lyevme meni-sta’lâ

Ali Bulaç Meali

'Bundan ötürü, tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten kurtulmuştur.'

Edip Yüksel Meali

"Haydi, planlarınızı birleştirip birleşik bir cephe oluşturun. Bugün üstün gelen başarmıştır."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Onun için bütün tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra hep bir sıra halinde gelin. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmıştır."

Süleyman Ateş Meali

Onun için siz hilenizi toplayın, sonra sıra halinde gelin. Bugün üstün gelen başarmıştır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Hemen hünerlerinizi birleştirin; sonra saf bağlamış olarak gelin! Bugün, üstün gelen kurtulmuş olacaktır."

Yusuf Ali (English)

"Therefore concert your plan, and then assemble in (serried) ranks: He wins (all along) today who gains the upper hand."(2588) *

M. Pickthall (English)

So arrange your plan, and come in battle line. Whoso is uppermost this day will be indeed successful.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   236   237   238   239   240   241   242   243   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin