Türkçe Transcript (*)
|
Kâlû len nu/śirake ‘alâ mâ câenâ mine-lbeyyinâti velleżî fetaranâ(s) fakdi mâ ente kâdin innemâ takdî hâżihi-lhayâte-ddunyâ
|
Ali Bulaç Meali
|
Dediler ki: 'Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla 'tercih edip-seçmeyiz.' Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dediler ki: "Bize gelen apaçık kanıtları ve bizi Yaratan'ı bırakıp seni seçmeyiz. Nasıl yargı vereceksen ver. Yargın bu dünya hayatıyla sınırlıdır!"
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
(İman eden sihirbazlar şöyle) dediler: "Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin."
|
Süleyman Ateş Meali
|
Dediler ki: "Biz, seni, bize gelen açık delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Yapacağını yap, sen ancak bu dünya hayatında istediğini yapabilirsin."
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Dediler: "Biz seni, bize gelen açık-seçik kanıtlara ve bizi yaratmış olana asla tercih etmeyeceğiz. Verdiğin hükmü uygula. Senin hükmün olsa olsa bu dünya hayatında geçer."
|
Yusuf Ali (English)
|
They said: "Never shall we regard thee as more than the Clear Sings(2594) that have come to us, or than Him Who created us! so decree whatever thou desirest to decree: for thou canst only decree (touching) the life of this world.(2595) *
|
|