'Gerçek şu ki, kim Rabbine suçlu-günahkar olarak gelirse, hiç şüphe yok, onun için cehennem vardır. Onun içinde ne ölebilir, ne dirilebilir.'
Edip Yüksel Meali
Kim Rabbine suçlu olarak gelirse cehennemi hakkeder; orada ne ölür, ne de yaşar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir.
Süleyman Ateş Meali
Kim Rabbine suçlu olarak gelirse onun için cehennem vardır; orada ne ölür ne de yaşar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Şu bir gerçek ki, Rabbinin huzuruna suçlu olarak gelen için cehennem vardır. Orada ne ölür ne de hayat bulur.
Yusuf Ali (English)
Verily he who comes(2597) to his Lord as a sinner (at Judgment),- for him is Hell: therein shall he neither die nor live. *
M. Pickthall (English)
Lo! whoso cometh guilty unto his Lord, verily for him is hell. There he will neither die nor live.
Tâ-Hâ Suresi 75
وَمَنْ
kim
يَأْتِهِ
O'na gelirse
مُؤْمِنًا
bir mü'min
قَدْ عَمِلَ
yapmış olarak
الصَّالِحَاتِ
iyi işler
فَأُولَٰئِكَ
işte
لَهُمُ
onlar için vardır
الدَّرَجَاتُ
dereceler
الْعُلَىٰ
yüksek
Türkçe Transcript (*)
Vemen ye/tihi mu/minen kad ‘amile-ssâlihâti feulâ-ike lehumu-dderacâtu-l’ulâ
Ali Bulaç Meali
'Kim O'na iman edip salih amellerde bulunarak O'na gelirse, işte onlar, onlar için de yüksek dereceler vardır.'
Edip Yüksel Meali
İnanmış ve erdemli bir hayat sürmüş olarak O'na gelenler ise, yüksek dereceleri hakkederler:
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Kim de ona bir mümin olarak salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler vardır.
Süleyman Ateş Meali
Kim de iyi işler yapmış bir mü'min olarak O'na gelirse, işte onlar için de yüksek dereceler vardır:
Yaşar Nuri Öztürk Meali
O'nun huzuruna, hayra ve barışa yönelik iyilikler üretmiş bir mümin olarak varana gelince, işte böyleleri için çok yüksek dereceler öngörülmüştür.
Yusuf Ali (English)
But such as come to Him as Believers who have worked righteous deeds,- for them are ranks exalted,-
M. Pickthall (English)
But whoso cometh unto Him a believer, having done good works, for such are the high stations;
Tâ-Hâ Suresi 76
جَنَّاتُ
cennetleri
عَدْنٍ
Adn
تَجْرِي
akan
مِنْ تَحْتِهَا
altlarından
الْأَنْهَارُ
ırmaklar
خَالِدِينَ
sürekli olarak kalırlar
فِيهَاۚ
orada
وَذَٰلِكَ
ve işte budur
جَزَاءُ
mükafatı
مَنْ تَزَكَّىٰ
arınanların
Türkçe Transcript (*)
Cennâtu ‘âdnin tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ(c) veżâlike cezâu men tezekkâ
Ali Bulaç Meali
'İçlerinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adn cennetleri de (onlarındır). Ve işte bu, arınmış olanın karşılığıdır.'
Edip Yüksel Meali
Adn bahçeleri ki altından ırmaklar akar. Orada ebedi kalıcıdırlar. Arınanların ödülü işte böyledir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükafatıdır. Meâli Şerifi
Süleyman Ateş Meali
Altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri. Orada sürekli olarak kalırlar. İşte arınanların mükafatı budur!
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Adn cennetleri ki, altlarından ırmaklar akar; sürekli kalacaklar içlerinde. Arınıp temizlenenlerin ödülü işte budur.
Yusuf Ali (English)
Gardens of Eternity, beneath which flow rivers: they will dwell therein for aye: such is the reward of those who purify themselves (from evil).(2598) *
M. Pickthall (English)
Gardens of Eden underneath which rivers flow, wherein they will abide for ever. That is the reward of him who groweth.
Andolsun, biz Musa'ya vahyetmiştik: 'Kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, onlara denizde kuru bir yol aç, yetişilmekten korkmadan ve endişeye kapılmadan.'
Edip Yüksel Meali
Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yürüyüşe çıkar ve onlar için denizde kuru bir yol aç. Yakalanmaktan korkma, endişe etme," diye vahyettik.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin."
Süleyman Ateş Meali
Andolsun biz Musa'ya: "Kullarımı geceleyin (Mısır'dan çıkarıp) yürüt; (asanla suya) vur, denizde onlar için kuru bir yol (aç). (Fir'avn'ın sana) yetişme(sin)den korkma, (boğulmaktan) endişe etme." diye vahyetmiştik.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yemin olsun, Mûsa'ya şöyle vahyetmiştik: "Kullarımı geceleyin yürüt! Denizde onlar için kuru bir yol aç! Size yetişecekler diye korkma, endişelenme!"
Yusuf Ali (English)
We sent an inspiration(2599) to Moses: "Travel by night with My servants, and strike a dry path for them through the sea, without fear of being overtaken (by Pharaoh) and without (any other) fear." *
M. Pickthall (English)
And verily We inspired Moses, saying: Take away My slaves by night and strike for them a dry path in the sea, fearing not to be overtaken, neither being afraid (of the sea).