Örnek dava : tapu iptal ve tescil davasi, keşİF, BİLİRKİŞİ İncelemesi olay



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə5/14
tarix28.07.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#60807
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14

OLAY

Asparagas Gazetecilik AŞ’nin (Ticaret Merkezi : Rüzgarsız Sokak No : 5 Ankara) çıkardığı Asparagas Gazetesinin 02.10.2006 tarihli sayısında, gazeteci Salih Siyasetçisever tarafından, Bakan Hikmet Siyaset (Adresi : Milletvekili Konutları B Blok No : 6 Ankara) hakkında “Yüz karası Bakanın bir yalanı daha” başlıklı haber ve köşe yazısı yayınlanmıştır.


Bu yazıda, “Türk siyasetinin içte ve dışta yüz karası olan adam..”, “Ben de yüz karası adamın ne olduğunu bildiğim için radyoda ..”, “Somut bir bilgi yoktu elimde. Ama komşu ülkelerde darbe yaptıran, kendine özel çete kurduran birinin bunları söylerken samimi olmayacağını hissediyor, biliyordum.”, “Hikmet Siyaset. Benim hayatta affetmeyeceğim tek insan Hikmet Siyaset’tir herhalde. Ciddi ciddi vatan haini, çok bayağı... Bak yine sinirleniyorum işte..” denilmektedir. Yazının bir yerinde, “Hikmet Bey, muhalifleri susturmak için her yolu dener. O ve çevresindeki ahlaksızlar muhalifler hakkında dosya toplamaya çalışır, açıklarını ararlar. Hikmet bey, muhalifleri susturmak için onlara kadın bile gönderiyor. Bana da gönderdi ama ben sağduyulu davrandım. Bu oyuna çok şükür gelmedim. Muhalefet partisi milletvekili Refet Muhalefet de Hikmet Bey’in kendisine şantaj yapma amacıyla kadın gönderdiğini kendisine söylediğini, Medikodu Gazetesi muhabiri Ahmet Söyler bana söylemişti” denilmektedir.
Salih Siyasetçisever, iddialarına başka yayınlarda da yer verildiğini, darbe girişimi ve davacının özel örgütü ile ilgili romanlar bile yayınlandığını belirterek yazısına son vermiştir.
Yazının yayınlanmasından sonra, Muhalefet partisi milletvekili Refet Muhalefet, yazının kendisiyle ilgili kısmının doğru olmadığı gerekçesiyle cevap ve düzeltme hakkını kullanmıştır. Medikodu Gazetesi muhabiri Ahmet Söyler ise, milletvekili Refet Muhalefet’in yazıda belirtilen şekilde beyanda bulunduğunu bildirmiştir.
Hikmet Siyasetçi, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla Asparagas Gazetecilik AŞ ve Salih Siyasetçisever’e karşı 10.000 YTL’lık manevi tazminat davası açması için avukatı Av. Mehmet Sökeralır’a talimat vermiştir. Av. Mehmet Sökeralır, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine manevi tazminat davası açmıştır.
HUKUKİ DÜZENLEME : Kişilerin hukuksal varlığı ve bu varlığı oluşturan kişilik değerleri, TCK 125 128, TMK 24 129 ve BK 49. 130 maddeleri ile Basın Kanununun ilgili normlarıyla getirilen ceza, yasak ve bu normlara aykırı davranışlara karşı açılacak davalarla koruma altına alınmıştır.
Bu davalarda, resen araştırma ilkesi değil, taraflarca hazırlama ilkesi 131 geçerlidir. Yazının yazıldığını ve yayınlandığını ispat yükü davacıya, yazıya konu iddiaların doğru olgulara dayandığını ve yapılan nitelemelerin hukuka aykırı olmadığını ispat yükü davalılara düşer 132. Davacının cevap ve düzeltme hakkını kullanması ve cevap ve düzeltme hakkının yayınlanması, davalıları sorumluluktan kurtarmaz 133. Bu davada, uyuşmazlık konusu olgular, kişilik değerlerine el atma niteliğinde ise, davanın kabulüne, basın özgürlüğü kapsamında ise davanın reddine karar verilecektir.
Mahkeme, ispat edilmeyen bir olguyu, doğru ve gerçek olgu olarak kabul edemez. Doğru ve gerçek olmayan, yani “uydurma” olgulara dayalı bir haber yazısı ve niteleme her zaman hukuka aykırıdır. Mahkeme, bir olgu doğru ve gerçek değilse, yani uydurma ise, diğer sorumluluk unsurlarının varlığını tesbit halinde, davanın kabulüne karar vermek zorundadır. Çünkü, ister kişi olsun, ister basın olsun hiç kimsenin doğru ve gerçek olmayan, yani uydurma bir olguya dayalı olarak kişilerin kişilik haklarına saldırıda bulunmak hakkı yoktur.
Mahkeme, bu davanın gereksiz uzamaması için gerekli usuli önlemleri almakla (HUMK 216/II), bu nedenle, a) kanıt olmayan bazı istemleri, b) uyuşmazlık konusu vakıa ile ilgili olmayan ve olayla ilgili olmayan kanıtları (HUMK 238/I) ayırmakla yükümlüdür 134. Gazetelerde yer alan haber, yorum vs gibi yazıların yargılama yasasına göre kanıt olma niteliği yoktur (HUMK 218). Manevi tazminat konusunda bilirkişi incelemesi yapılamaz. Yargıtay kararı kanıt değildir, maddi olguların hukuksal nitelendirilmesinde yararlanılacak yardımcı elamandır.
SORULAR
1) BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE KİŞİLİK HAKLARI ÇATIŞIRSA, KİŞİLİK KORUNACAK MIDIR, NASIL VE NE ŞEKİLDE KORUNACAKTIR ?
Basın özgürlüğü ile kişilik hakları iki hukuki değerdir. Hukuki bu iki değer çatışırsa, koşullarına göre bu hukuki değerlerden birisine üstünlük tanınacaktır 135. Örneğin, yayın hukuka aykırı ise, kişilik haklarına üstünlük tanınacak, yani kişilik hakları, cevap ve düzeltme hakkı, dava yolu gibi hukuksal yollarla korunacaktır.

2) “Saçmalayan Bir Politikacıya Geri Zekalı Demek Hakaret Mi ? başlıklı yazıda ; “.. İnsan Hakları Mahkemesi, kabul edilebilir eleştiri sınırlarının belirlenmesinde, sıradan bir bireyle, kamusal kimliğiyle davranışta bulunan bir politikacı arasında farklı ölçütler kullanılması gerektiği de belirtilmiştir. Bir politikacının eleştirilmesinde, eleştirinin sınırları daha geniştir ; başka bir deyişle siyasal yaşamda yeri olan kişi, sert eleştirilere hedef olmaya hazır bulunmalıdır” denilmektedir. OLAYDA, BU YAZIYA YOLLAMADA BULUNULARAK SAVUNMA YAPILABİLİR Mİ ?

Her davalının savunmasını dilediği gibi oluşturma hakkı vardır. Avukatların yanıtlarında özenli ve tutarlı olmaları gerekir. Söz konusu yazıda, sert eleştiriden söz edilmekte, ama, kişilere “sövülür” ve “suç isnat edilir” denilmemektedir.
3) DAVALI SALİH SİYASETÇİSEVER, İDDİALARINA BAŞKA YAYINLARDA DA YER VERİLDİĞİNİ, DARBE GİRİŞİMİ VE DAVACININ ÖZEL ÖRGÜTÜ İLE İLGİLİ ROMANLAR BİLE YAYINLANDIĞINI İLERİ SÜREREK, YAZISININ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA OLDUĞUNU İLERİ SÜREBİLİR Mİ ?

İleri sürebilir. Yayına “rıza” (muvafakat, onam), bir hukuka uygunluk nedenidir. Ancak, suç niteliğindeki eylem için rıza hukuka uygun nedeni sayılamaz 136. Yargıtay, bir konu hakkında on yıl gibi uzun süredir yapılan yayınlara ses çıkarılmamasını zımni (örtülü) rıza 137, röportaj yaptırılmasını ve fotoğraf çektirilmesini açık rıza 138 olarak nitelemiştir.

4) DAVALI SALİH SİYASETÇİSEVER, DAVADA BU YAYINLARI KANITI OLARAK GÖSTERMİŞTİR ? BU YAYINLARIN KANIT NİTELİĞİ VAR MIDIR ?
Davalı yanın gösterdiği yayınlarda ve gazetelerde yer alan haber, yorum gibi vs yazıların, yargılama yasasına göre kanıt olma özelliği yoktur. Yargılama yasası hangi kağıtların yazılı kanıt olma özelliğine sahip olduğunu “sınırlı” olarak göstermiştir.
HUMK 238/I kanıtın (delilin) ne olduğunu açıklamıştır. Darbe girişimi ve davacının özel örgütü ile ilgili romanlar, kurgulanmış maddi olgulara dayalı iddialara veya insan aklının düş ürünü olgulara ve iddialara dayalıdır. Genel olarak, roman, özü itibariyle, ister gerçek veya tarihi bir olayın veya yazarın düş ürünü olgulara dayalı olsun, olguların kurgulanmasıdır. Kanıt özgündür (orijinaldir), olguların kurgulanmasında özgünlük yoktur. Bu tür romanların kanıt niteliği yoktur.

Öte yandan, HUMK 77’deki “ucuzluk-basitlik-çabukluk ilkesi” 139 gereğince, HUMK’na göre kanıt olma özelliği olmayan gazetelerde yer alan haber, yorum vs yazıların ve adı geçen romanların toplanmasında hukuksal bir yarar da bulunmamaktadır.


5) YAZIDA DAVACI HAKKINDAKİ İDDİA VE NİTELEMELER, KAMU OYU VE ÖZELLİKLE ORTA DÜZEYDEKİ BİR OKUYUCU ÜZERİNDE NE GİBİ BİR ETKİ YAPABİLİR ?

Ortalama bir okuyucunun, yazıdaki iddialara ve nitelemelere bakarak, davacı hakkında yazıda sözü edilen maddi olguları yapan ve yapılan nitelemelere uygun bir kişilik yapısına sahip bir insan olduğu kanısına varması kuvvetli bir olasılıktır.

6) DAVALILARIN, “İNSANIN AKLINA İSTER İSTEMEZ, DAVACI YAN’IN, ASPARAGAS GAZETESİNİN SİYASİ YÖNELİŞİNİ VE KİMLİĞİNİ CEZALANDIRMAK İÇİN, BASKI FIRSATLARI YARATTIĞI DÜŞÜNCESİ GELMEKTEDİR” YANITINDA SÖZÜ EDİLMEK İSTENEN NEDİR ?

Davalılar, davacı bakanın bu davasıyla, kişilik haklarını korunmasını istem hakkını kullanması görüntüsü altında, aslında, yargı yoluyla basın organının temsil ettiği siyasi görüşün ve siyasi eleştiri hakkının kısıtlanmasının amaçlandığı savunmasını yapmaktadırlar.


7) DAVALI, DEMOKRAT BİR İNSAN VE BİR GAZETECİ OLARAK, TEMİZ TOPLUM, ŞEFFAF YÖNETİM İLKELERİNİN TAKİPÇİSİ OLDUĞUNU, YAZILARINI BU DOĞRULTUDA YAZDIĞINI, HİKMET SİYASETÇİ’NİN BU ELEŞTİRİLERE KATLANMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞUNU, AKSİ TAKDİRDE SİYASETE SOYUNMAMASI GEREKTİĞİNİ, İDDİALARINDA VE NİTELEMELERİNDE HAKARET OLMADIĞINI SAVUNMAKTADIR.

“Yönetimde meydana gelebilecek yolsuzlukları ve usulsüzlükleri kamuoyuna duyurmak, bu yolda tartışmaları başlatmak ve yapmak basının görevleri arasındadır. Yeter ki, bunlar uygun amaç ve araçlarla ve gerçek olaylara dayansın” 140. Davalı, basın özgürlüğü sınırları kapsamında, temiz toplum, şeffaf yönetim ilkelerinin takipçisi olacak, ama, bu ilkeleri takip içinde olsa kişilik haklarına saldırıda bulunmayacak biçimde yazı yazacaktır.


8) BİR KİŞİNİN DİĞER BİR KİŞİYE BELİRLİ BİR İŞİN / ÇIKARIN / SONUCUN SAĞLANMASI AMACINA YÖNELİK OLARAK KARŞI CİNSTEN İNSAN (KADIN VEYA ERKEK) BULUP GÖNDERDİĞİ YAZILMIŞTIR. BU KONUDA AÇILAN DAVADA, DAVALI BASIN ORGANI, BU EYLEMİN TÜRK TOPLUMUNUN ETİK DEĞERLERİNE UYGUN BULUNDUĞUNU SÖYLEMEKTE VE BUNA DAYALI OLARAK, YAZIYI, HUKUKA UYGUN BİR EYLEM OLARAK NİTELENDİRMEKTEDİR. BİR KİŞİ HAKKINDA TOPLUMUN AHLAKİ DEĞERLERİNE AYKIRI BİR İSNATTA BULUNULMASI, KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLUŞTURUR MU ? BU KİŞİ SİYASETÇİ İSE, VATANDAŞTAN FARKLI BİR SONUÇ SÖZ KONUSU OLABİLİR Mi ?

Böyle bir iddia, her uygar toplumda etiğe ve hukuka aykırıdır. Uygar toplumun bir parçası olan Türk toplumunda da etiğe ve hukuka aykırıdır. Bu tür bir iddiaya muhatap olan herkesin kişilik değerlerine haksız saldırı söz konusudur. Politikacı insandır, elbette politik eylem ve işlemlerinden ötürü eleştiri konusudur. Ancak, bunun dışında her insan gibi sahip olduğu kişilik değerleri korunur. Politikacı toplumun günah keçisi değildir. Eleştiri, hukuka uygun eylemdir. Hukuka uygun eleştiri demek, politikacının sadece ve sadece politik eylem ve işlemlerinin değerlendirme konusu yapılmasıdır. Eleştiri alanının politikacılar için daha geniş olması başkadır, hukuka uygun bu alanın ötesine, yani hukuka aykırı alanına geçip, politikacının kişilik haklarına saldırıda bulunmak başkadır.


9) SÖVMENİN KENDİSİ, YANİ BİR KİŞİ HAKKINDA SÖVME SUÇUNU OLUŞTURAN SÖZLER AYNEN HABER YAZISINDA YER ALABİLİR Mİ ?

TBMM’de tutanaklara geçen sövme niteliğini taşıyan beyanların, tutanaklarda olduğu şekliyle yorumsuz olarak yani sadece haber olarak, yazılı ve sözlü basında kamuya duyurulması sövme ve diğer bir suçu oluşturmaz. Olayda ise, basın organı ve üyesi davalıların, sövme suçunu oluşturan beyanlara haber yazısı içinde yer vermeleri, sövme suçunu oluşturur.


10) MAHKEME, DAVALININ İSPATLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU YAZIYA KONU OLGULARIN (VAKIANIN) DOĞRU VE GERÇEK, YANİ “UYDURMA” OLUP OLMADIĞINI RESEN ARAŞTIRABİLİR Mİ ? YOKSA, DAVALININ SÖZ KONUSU OLGULARIN VARLIĞINI İSPATLAYIP İSPATLAMADIĞINI TESBİT ETMEKLE Mİ GÖREVLİDİR ?

Manevi tazminat davası, taraflarca hazırlama ilkesine bağlıdır. Yargıç, maddi olguların usulüne uygun olarak kanıtlarla ispatlanıp ispatlanmadığı tesbit etmekle yükümlüdür.


11) SÖVMEDE İSPAT HAKKI (AY 39) VAR MIDIR ?

Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin