6. TANIKLARIN DİNLENMESİ
Asıl olan tanıkların davetiye ile duruşmaya çağrılmalarıdır (HUMK 258/I 276). Yargıç, tanıklara davetiye gönderilmişse, bu davetiyelerin usulüne uygun tebliğ edilmediğini tesbit eder. Bu durumu ve sonuçlarını tutanağa geçirir.
Tanıkların, davetiye tebliğ edilmemesine karşın, mahkemece zorunlu tutulamamalarına karşın 277 taraflarca hazır edilmeleri veya taraflardan aldıkları bilgi veya bir başka şekilde bilgi edinmeleri üzerine tanık sıfatıyla mahkemeye gelmeleri mümkündür. Ayrıca, tarafların, tanıkları davetiye çıkarmadan duruşma günü mahkeme salonunda hazır etmeleri de mümkündür.
Bu nedenlerle, yargıç, mübaşir aracılığıyla tanıkların duruşma salonuna gelip gelmediğine ilişkin tanık yoklaması yapar, gelenleri ve gelmeyenleri tesbit eder.
Tanıklar ayrı ayrı dinlenir 278 (HUMK 265 279). Yargıç, tanığı sözlü olarak dinler, beyanları tutanağa geçirir (HUMK 266280). Yargıç bu işlemi başkasına devredemez, yaptıramaz 281. Tanık beyanları arasında çelişki olursa, tanıkları yüzleştirir, tanıkların çelişki konusunda beyanlarını alır, çelişkinin giderilmesine çalışır ve beyanları ve sonucu tutanağa geçirir.
İlk tanık duruşma salonunda tanık yerine alınır. İlk tanık dinlenirken, diğer tanıklar bu tanığın beyanını dinlemezler, bu tanıklar duruşma salonu dışında beklerler.
Duruşma salonunda tanık yerine alınan tanığa kimliği, işi, adresi, taraflarla yakınlığı, tanıklığına güveni sarsabilecek konulara ilişkin sorular sorulur, cevapları tutanağa geçirilir (HUMK 260 282).
Yargıç tanığa olayla ilgili bildiklerini doğru söylemesini hatırlatır, bu konuda uyarır ve kendisine yemin verileceğini ihtar eder (HUMK 261 283). Tanığın dava dışı konulardaki beyanları tutanağa geçirilmez ve dava dışı beyanların kanıt değeri yoktur 284.
Tanık sözlü beyanda bulunur, yazılı not kullanamaz (HUMK 269/I, II 285), örneğin, tanık evinde hazırlayıp getirdiği yazılı bir metni 45 dakika okuyamaz. Ancak, tanık, yargıcın izni ile hatırlama amacıyla yazılı notlarından yararlanabilir (HUMK 269/III 286). Tanığın beyanı sırasında sözü kesilmez. Yargıç, tanığın beyanını tutanağa geçirir 287, tanığa imza ettirir (HUMK 272 288). Tanığın tutanağa imzasının alınmaması bozma nedenidir 289.
Yargıtay, bir kararında, mahkemenin, davacının bir tanığının anısını toplaması suretiyle yeniden dinlenmesi isteminin kabulü ile yeniden dinlenilen tanığın bu beyanının takdiri ile davanın ispatlandığına karar vermesini usule uygun bulmuştur 290.
Yargıç, tanığa beyanından sonra soru sorabilir. Tanığın duruşmadaki tutum ve davranışları veya ifade biçimi veya çelişkili beyanları karşısında, yargıcın soru sormasını gerekli kılabilir 291.
Taraflar tanığa doğrudan soru soramaz ve sözünü kesemezler (HUMK 268 292). Taraflara tanığa soruları olup olmadığı sorulur. Taraflar soruları olursa, yargıç, tanığa uygun gördüğü soruları tanığa sorar veya maddi olgulara ilişkin soyut beyanlarını açıklattırır 293. Tanıkların bu şekilde alınan beyanları ayrı ayrı tutanağa geçirilir 294 ve tanıklara imza ettirilir.
Yargıç, tanıkların dinlenmesinden sonra taraflara tanık beyanlarına karşı diyecekleri olup olmadığını sormalıdır. Tarafların tanık beyanlarına karşı, duruşmada sözlü olarak veya duruşmadan sonra yazılı olarak beyanda bulunmaları mümkündür. Taraf, bu konuda ne şekilde davranmak istiyorsa, bu şekilde beyanda bulunmalıdır. Bir Yargıtay kararında, delile cevap vermemenin onu kabul anlamına gelmeyeceğine karar verilmiştir 295. Ancak, tarafların, yanlış anlamalara ve gereksiz tartışmalara neden olunmaması için her delil hakkında beyanlarını yapmalarında yarar vardır.
Normal olarak, tanığa beyanından sonra HUMK 264’e 296 uygun olarak yemini yaptırılır. Tanığın yemini sırasında, yemin bitinceye kadar, yargıç, katip, mübaşir, taraflar ve avukatları dahil duruşma salonunda bulunan herkes ayakta bekler. Eğer, tanık yeminden kaçınırsa, sebebi sorulur ve cevabı tutanağa geçirilir (HUMK 263297). Ancak, yargıç veya taraflardan biri tanıktan beyanından önce yemin etmesini isterse, tanığa yemini beyanından önce yaptırılır 298 (HUMK 262299. Tanığın sözlü olarak yemini etmesi olanağı yoksa, HUMK 270’ye kıyasen yemin yazı veya işaretle yerine getirilir 300.
7. TANIK YEMİNİNİN VERİLMESİNİN ZORUNLULUĞU KONUSU
Tanığın ve bilirkişinin yemini, taraf yemini gibi bir ispat aracı değildir. Tanığın veya bilirkişinin yemini, usuli işlemin doğru yapılmasının sağlanması için, kişiliğe psikolojik etki amacı taşıyan usuli bir işlemdir. Gerçekten, yemin ihtarı, tanığa beyanının doğru olması gerektiği konusunda son bir uyarıdır. Tanığın yemin ihtarına karşın yeminden kaçınması mümkündür. Yemin ihtarına karşın tanığa yemin verilmemesi, bir anlamda, tanığa yeminden kaçınma olanağı verir veya aynı sonucu doğurur.
Oysa, tanık yeminiyle beyanının doğruluğunu onaylar. Bu yönüyle, yemin, tanık beyanını tamamlayıcı bir nitelik taşır. Yemin ihtarı yapılan tanığa yeminin yaptırılması yasal zorunluluktur (HUMK 261) 301. Yemin ihtarının yapılması, yemin ihtarı altında beyanın alınması, yemin suretiyle beyanın doğrulatılması ve tanığın yeminden kaçınması durumlarının düzenlemesi, tanığın doğruyu söylemesinin sağlanması konusunda birbiriyle bağlantılı ve birbirini tamamlayan işlemler dizisidir.
Eğer, HUMK 262’ye göre, taraflardan biri veya yargıç, tanığın yemininin beyandan önce yapılmasını isterse, yemin beyandan önce yaptırılır. Ama, tanığın, ister beyandan önce, isterse beyandan sonra olsun, isterse taraflardan hiç biri yemin verilmesini istememiş olsun, yeminin yaptırılması gerekir 302.
8. MADDİ OLGULARLA İLGİLİ OLMAYAN TANIK BEYANLARININ KANIT NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI
Tanık beyanı, sözlü / takdiri kanıttır. Tanık, beş duyusu ile edindiği olgularla ilgili beyanda bulanabilir. Tanıkların sadece kanunen beyanda bulundukları maddi olguyla ilgili beyanları kanıttır. Tanıklar, kanunen “olayla” / “olguyla” ilgisi olmayan, yani tanık yönünden olayla nedensel olmayan bir beyanda bulanamazlar. Tanıkların, kanunen “olayla” / “olguyla” ilgisi olmayan beyanları sözlü kanıt niteliğinde değildir 303. Tanığın maddi olguyla ilgisi olmayan “eleştiri”, “yorum”, “tahmin”, “öznel düşünce” veya “kişisel değerlendirme” 304 nitelikli beyanlarının kanıt değeri yoktur. Yargıç, tanıkların bu türlü beyanlarda bulunmasına izin vermemeli ve tutanağa geçirmemelidir.
Gerçekten, mahkemeler, tanıkların, kanuna aykırı olarak alınan “olayla” / “olguyla” ilgisi olmayan beyanlarını sözlü kanıt olarak kabul edemez, takdir edemez, kararına esas alamaz. Böyle olunca, mahkemeler, soruşturma sırasında, tanıkların, kanuna aykırı olarak alınan “olayla” / “olguyla” ilgisi olmayan beyanlarına dayalı herhangi bir usul işlemi de yapamaz. Çünkü, mahkemelerin böyle bir yetkisi yoktur (HUMK 238/I).
Dostları ilə paylaş: |