58
son dönemdeki temsilcisi ise Hemedan bölgesi başkadısı Abdülcebbâr el-
Hemedânî'dir (v. 415/1025). Eklektik bir
yöntemi benimsemiş olan
Abdülcebbâr, el-Muğnî adlı eserinde kendisinden önceki Mu‘tezile
âlimlerinin görüşlerini bir araya getirerek bunlardan seçimler yapmıştır.
Tercihlerinde Ebû Hâşim el-Cübbâî’nin görüşleri ağır basmaktadır.
Bağdat Mu‘tezilîliği, Basra okulunun ortaya çıkışından kısa bir süre sonra
Bişr b. Mu'temir (v. 210/825) tarafından kurulmuştur. Hârûn Reşîd'in veziri
Fazl b. Yahya el-Bermekî ile temas kurup
görüşlerini saray çevresine
benimsetmeye çalışmıştır. Bağdat Mu‘tezilîleri'ne en büyük hizmeti İbn Ebî
Duâd (v. 240/854) yapmıştır. "Mu‘tezile'nin rahibi" olarak anılan Ebû Mûsâ
el-Murdâr (v. 226/840), zâhidâne hayatı ve tesirli vaazlarıyla mezhebin
yayılmasına önemli katkıda bulunmuştur. Murdâr'ın öğrencisi Ca'fer b.
Mübeşşir (v. 234/846), eserlerinde Kur'an ve Sünnetin zahirine bağlı kalmayı
savunmuş, kıyas taraftarlarını reddetmiş, böylece Zâhirîler'e yakınlaşmıştır.
Aynı ekolün diğer önemli isimleri Sümâme b. Eşres (v. 232/846), Cafer b.
Harb (v. 236/850), İskafî (v. 240/854) ve Hayyât’tır (v. ?298/810).
Mu‘tezile’nin yayıldığı bölgeler
daha çok Basra, Şam, Kufe, Horasan,
Yemen, Taberistan ve Mağrib'dir. Abbasîler devrinde Basra ve Bağdat,
Mu‘tezile'nin faaliyetlerine merkez olmuş, buralarda yetişen davetçiler İslam
aleminin değişik yerlerine gönderilmiştir. Mu‘tezilî şair Safvân el-Ensârî bir
kasidesinde bu davetçilerin hizmetlerini anlatır ve onların doğuda Çin’e,
batıda Mağrib-i Aksâ'ya kadar gittiklerini söyler.
Mu‘tezile mezhebi ile ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek için Osman Aydınlı’nın
Akılcı Din Söylemi adlı kitabını okuyunuz.
Dostları ilə paylaş: