48 Yargıtay 1. C.D.’nin, mağdura iki el ateş ettiği halde isabet ettiremeyen sanığın eyleminin eksik teşebbüs derecesinde kaldığını kabul ettiği 28.6.1990 tarih ve 1928/2033 sayılı kararında olduğu gibi.
49 Alacakaptan, S.U., sh. 65; Erem-Danışman-Artuk, a.g.e., sh 325
50 Dönmezer-Erman, I, sh. 457; Erem-Danışman-Artuk, a.g.e., sh. 303
65 Bunun gibi, Harp Hıyanetini düzenleyen Askeri CK.nun 55. maddesinde de, bu suça teşebbüs edenlerin de ölüm cezası ile cezalandırılacakları belirtilmektedir.
83 Artuk-Çınar, TBB-2, sh. 76-77; Artuk-Gökçen-Yenidünya, I, sh. 796
84 Öztürk, TBB-2, sh. 322
85 Mahmutoğlu, TBB-2, sh. 367
86 Aydın, TBB-1, sh. 125
87 Yarsuvat-Bayaraktar-Yüzbaşıoğlu ve diğ., TBB-2, sh. 298
88 Donay-Kaşıkçı, a.g.e., sh. 46-47
89 Kocasakal, a.g.y., sh. 2
90 Diyarbakır Barosu, a.g.r., sh. 10
91 Dönmezer-Erman, I, sh. 421
92 Dönmezer-Erman, I, sh. 439
93 Yargıtay 5. CD. 28.06.1990 t. 1928/2033 sayılı kararında; "Sanığın vaki atışları sonucu babası mağdur ...in yaralanmadığı ve eylemi TCK.nun 450/1, 61. maddelerine temas ettiği, bu suçu eksik teşebbüs safhasında kaldığı halde tam kalkışma şeklinde kabulü ile 62. maddenin tatbiki cihetine gidilmesi" bozma sebebi sayılmıştır.
94 Darende, a.g.m., sh. 2-3
95 Artuk-Gökçen-Yenidünya, I, sh. 789; Yüce, a.g.e., sh. 356; Yüce, Turhan Tufan, Türk Hukuku ile Mukayeseli Olarak İsviçre Ceza Hukukunda Teşebbüs, AD., S: 5, 1957, sh. 482; Erra, Carlo, Teşebbüste İhtiyarıyla Vazgeçme, Çev.: Sahir Erman, İÜHFM, S: 1-2, 1944, sh. 679 [Erra, İhtiyarıyla Vazgeçme olarak anılacaktır]; Alacakaptan, S.U., sh. 61; Taner, a.g.e., sh. 272; Saka, Güngör, Fikri İçtima, İhtiyarıyla Vazgeçnme ve Faal Nedamet, AD., S: 5, Eylül-Ekim 1988, sh. 93 [Saka, İhtiyarıyla Vazgeçme olarak anılacaktır]; Demirbaş, a.g.e., sh. 394; Önder, a.g.e., 401-403; Öztürk-Özbek-Erdem, a.g.e., sh. 232-233; Hakeri, a.g.e., sh. 267
121 Alacakaptan, S.U., sh. 63; Artuk-Gökçen-Yenidünya, I., sh. 785
122 Toroslu, a.g.e., sh. 197
123 Demirbaş, a.g.e., sh. 401
124 Özgenç-Şahin, a.g.e., sh. 313; Bayraktar, Faal Nedamet, sh. 125; Artuk-Gökçen-Yenidünya, I, sh. 793
125 Bayraktar, Faal Nedamet, sh. 123; Yüce, a.g.e., sh. 359; Artuk-Gökçen-Yenidünya, I, sh. 793
126 Darende, Teşebbüs, sh. 4
127 Alacakaptan, S.U., sh. 64; Yüce, a.g.e., sh. 360; Toroslu, a.g.e., sh. 198; Aksi görüştekiler iki değişik fikir ileri sürerler. Birinci görüş, 765 s. TCK.nun geçerli olduğu döneme şamil olmak üzere, faal nedamet halinde faile ceza verilemeyeceğini (Bayraktar, Faal Nedamet, sh. 152), ikinci görüş ise faal nedamet durumunda fail hakkında tam teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiğini (Demirbaş-Erdem, a.g.e., sh. 170; Saka, Faal Nedamet, sh. 97; Artuk-Gökçen-Yenidünya, I, sh. 794;) savunur.
134 2000 TCK Tasarısı’nın “Etkin Pişmanlık ve Uzlaşma” alt başlıklı 39. maddesinde, “1. Bir kimse kasdettiği cürmün icra hareketlerini bitirmiş olmakla birlikte çabalarıyla neticenin meydana gelmemesini sağlamış veya meydana gelmiş olan neticeyi tamamen ortadan kaldırmış ise, kanunda ayrı hüküm bulunmayan hallerde 37 nci maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde cezalandırılır. İştirak halinde yukarıdaki hüküm sadece çabalarıyla suçun tamamlanmasını engelleyen veya meydana gelmiş olan neticeyi tamamen ortadan kaldırmış şerik hakkında uygulanır.” şeklindeki düzenleme ile etkin pişmanlık kurumuna yer verilmiş ve böyle bir durumda failin eksik teşebbüsten dolayı cezalandırılacağı açıklanmıştır.
135 Öztürk-Özbek-Erdem, a.g.e., sh. 234
136 Öztürk-Özbek-Erdem, a.g.e., sh. 233
137 Gönüllü vazgeçme ile etkin pişmanlık arasında nitelik farkı bulunmadığına işaret eden Bayraktar, “faal nedamette ihtiyarıyla vazgeçmeye göre daha yoğun bir pişmanlığın, suçtan dönme isteğinin bulunması sadece bir derece farkıdır. Fakat somut planda farklı zamanlarda çıkmaktadır ki, fark buradadır.” demektedir (Faal Nedamet, sh. 125).