Secde secde etmek



Yüklə 0,88 Mb.
səhifə12/20
tarix09.01.2022
ölçüsü0,88 Mb.
#95570
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   20
Furkân Suresi
60


وَاِذَا

zaman


ق۪يلَ

dendiği


لَهُمُ

onlara


اسْجُدُوا

secde edin



لِلرَّحْمٰنِ

Rahman\a


قَالُوا

derler


وَمَا

nedir?


الرَّحْمٰنُۗ

Rahman


اَنَسْجُدُ

secde eder miyiz hiç?



لِمَا تَأْمُرُنَا

senin bize emrettiğine



وَزَادَهُمْ

ve bu onların artırır



نُفُوراً۟ ۩

nefretini























Türkçe Transcript (*)

Ve-iżâ kîle lehumu-scudû lirrahmâni kâlû vemâ-rrahmânu enescudu limâ te/murunâ vezâdehum nufûrâ(n)

Ali Bulaç Meali

Onlara: 'Rahmana secde edin' denildiği zaman, 'Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?' derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.

Edip Yüksel Meali

Onlara, "Rahman'a secde edin," dendiği zaman, "Rahman da neymiş? Senin bize karşı savunduğun şeye mi secde edeceğiz?" derler. Ve bu, ancak onların nefretini arttırır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlara "Rahmân'a secde edin" dendiği zaman, "Rahmân da neymiş? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?" derler ve bu emir onların nefretini artırır.

Süleyman Ateş Meali

Onlara: "Rahman'a secde edin!" dendiği zaman: "Rahman nedir? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?" derler. Ve (bu söz), onların nefretini artırır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara, "Rahman'a secde edin!" dendiğinde şöyle derler: "Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?" Ve bu söz onların nefretini artırdı.

Yusuf Ali (English)

When it is said to them, "Adore ye ((Allah)) Most Gracious!", they say, "And what is ((Allah)) Most Gracious? Shall we adore that which thou commandest us?" And it increases their flight (from the Truth).(3120) *

M. Pickthall (English)

And when it is said unto them: Adore the Beneficent! they say: And what is the Beneficent? Are we to adore whatever thou (Muhammad) biddest us? And it increaseth aversion in them.

Furkân Suresi
64


وَالَّذ۪ينَ يَب۪يتُونَ

gecelerini geçirirler



لِرَبِّهِمْ

Rablerine



سُجَّداً

secde ederek



وَقِيَاماً

Onun divanında durarak





Türkçe Transcript (*)

Velleżîne yebîtûne lirabbihim succeden vekiyâmâ(n)

Ali Bulaç Meali

Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler.

Edip Yüksel Meali

Gecenin yalnızlığında Rab'lerine secde edip düşünceye dalarlar.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve onlar ki, Rablerine secdeler ve kıyamlar ederek yatarlar.

Süleyman Ateş Meali

Gecelerini Rablerine secde ederek, Onun divanında durarak geçirirler:

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek, ayakta durarak geçirirler.

Yusuf Ali (English)

Those who spend the night in adoration of their Lord prostrate and standing;(3124) *

M. Pickthall (English)

And who spend the night before their Lord, prostrate and standing,

Furkân Suresi
65


وَالَّذ۪ينَ يَقُولُونَ

derler


رَبَّـنَا

Rabbimiz


اصْرِفْ

uzaklaştır



عَنَّا

bizden


عَذَابَ

azabını


جَهَنَّمَۗ

cehennemin



اِنَّ

doğrusu


عَذَابَهَا

onun azabı



كَانَ غَرَاماًۗ

sargındır














Türkçe Transcript (*)

Velleżîne yekûlûne rabbenâ-srif ‘annâ ‘ażâbe cehennem(e)(s) inne ‘ażâbehâ kâne ġarâmâ(n)

Ali Bulaç Meali

'Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır) derler.

Edip Yüksel Meali

Ve onlar şöyle derler, "Rabbimiz, cehennem cezasını bizden çevir. Onun cezası korkunçtur."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.

Süleyman Ateş Meali

Rabbimiz, cehennemin azabını bizden uzaklaştır, doğrusu onun azabı sargındır derler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut! Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır."

Yusuf Ali (English)

Those who say, "Our Lord! avert from us the Wrath of Hell, for its Wrath is indeed an affliction grievous,- (3125) *

M. Pickthall (English)

And who say: Our Lord! Avert from us the doom of hell; lo! the doom thereof is anguish;

Hac Suresi
18


اَلَمْ تَرَ

görmedin mi



اَنَّ

kuşkusuz


اللّٰهَ

Allah\a


يَسْجُدُ

secde ediyorlar



لَهُ

O\na


مَنْ

kimseler


فِي السَّمٰوَاتِ

göklerdeki



وَمَنْ

ve kimseler



فِي الْاَرْضِ

yerdeki


وَالشَّمْسُ

ve güneş


وَالْقَمَرُ

ve ay


وَالنُّجُومُ

ve yıldızlar



وَالْجِبَالُ

ve dağlar



وَالشَّجَرُ

ve ağaçlar



وَالدَّوَٓابُّ

ve hayvanlar



وَكَث۪يرٌ

ve birçoğu



مِنَ النَّاسِۜ

insanlardan



وَكَث۪يرٌ

ama birçoğu



حَقَّ

hakolmuştur



عَلَيْهِ

üzerine


الْعَذَابُۜ

azab


وَمَنْ

ve kimi


يُهِنِ

aşağılatırsa



اللّٰهُ

Allah


فَمَا لَهُ

artık ona olmaz



مِنْ مُكْرِمٍۜ

değer veren



اِنَّ

şüphesiz


اللّٰهَ

Allah


يَفْعَلُ

yapar


مَا يَشَٓاءُ ۩

dilediğini























Türkçe Transcript(*)

Elem tera enna(A)llâhe yescudu lehu men fî-ssemâvâti vemen fî-l-ardi ve-şşemsu velkameru ve-nnucûmu velcibâlu ve-şşeceru ve-ddevâbbu vekeśîrun mine-nnâs(i)(s) vekeśîrun hakka ‘aleyhi-l’ażâb(u)(k) vemen yuhini(A)llâhu femâ lehu min mukrim(in)(c) inna(A)llâhe yef’alu mâ yeşâ/

Ali Bulaç Meali

Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah'a secde etmektedirler. Birçoğu üzerine azab hak olmuştur. Allah kimi aşağılık kılarsa, artık onun için bir yüceltici yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.

Edip Yüksel Meali

Göklerde ve yerde bulunan kimselerin, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların ve insanlardan bir çok kişinin ALLAH'a secde ettiklerini (boyun eğdiklerini) görmez misin? Bir çok kişi de azabı hakketmiştir. ALLAH'ın alçalttığını hiç kimse onurlu kılamaz. ALLAH dilediğini yapar.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar.

Süleyman Ateş Meali

Görmedin mi (baksana), göklerde, yerde bulunan kimseler, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyorlar! Ama birçoğuna da azab hak olmuştur. Allah kimi aşağılatırsa artık ona değer veren olmaz. Allah, dilediğini yapar. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah'ın hakir kıldığına ikramda bulunan olmaz. Allah, dilediğini yapar.

Yusuf Ali (English)

Seest thou not that to Allah bow down in worship all things that are in the heavens and on earth,-(2790) the sun, the moon, the stars; the hills, the trees, the animals; and a great number among mankind? But a great number are (also) such as are fit for Punishment: and such as Allah shall disgrace,- None can raise to honour: for Allah carries out all that He wills.(2791) *

M. Pickthall (English)

Hast thou not seen that unto Allah payeth adoration whosoever is in the heavens and whosoever is in the earth, and the sun, and the moon, and the stars, and the hills, and the trees, and the beasts, and many of mankind, while there are many unto whom the doom is justly due. He whom Allah scorneth, there is none to give him honour. Lo! Allah doeth what He will.


Yüklə 0,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin