Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.
Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve uzanarak ALLAH'ı anın. Güvene kavuştuğunuzda namazı gözetiniz. Namaz, inananlar üzerine belirli vakitlerde farz kılınmıştır. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah'ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.
Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah'ı anın; güvene kavuştunuz mu namazı (tam) kılın. Çünkü namaz, mü'minlere vakitli olarak farz kılınmıştır.
Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.
Yusuf Ali (English)
When ye pass(619) (Congregational) prayers, celebrate Allah.s praises, standing, sitting down, or lying down on your sides; but when ye are free from danger, set up Regular Prayers: For such prayers are enjoined on believers at stated times. *
M. Pickthall (English)
When ye have performed the act of worship, remember Allah, standing, sitting and reclining. And when ye are in safety, observe proper worship. Worship at fixed hours hath been enjoined on the believers.
Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur'u üstlerine yükselttik ve onlara: 'Bu kapıdan secde ederek girin' dedik ve onlara: 'Cumartesi (günü) haddi aşmayın' da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık.
Edip Yüksel Meali
Kendilerinden söz alırken Sina Dağını üzerlerine kaldırdık. Onlara, "Kapıdan alçak gönüllü olarak girin," dedik. Onlara, "Cumartesi yasağını çiğnemeyin," dedik; onlardan sağlam bir söz aldık.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Söz vermeleri için Tur dağını üzerlerine kaldırdık. Onlara: "O kapıdan secde ederek girin" dedik. Yine onlara: "Cumartesi yasağını çiğnemeyin" dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Süleyman Ateş Meali
Söz vermeleri için Tur'u üzerlerine kaldırdık ve onlara: "Secde ederek kapıdan girin!" dedik. Ve onlara: "Cumartesi(yasakları)nı çiğnemeyin!" dedik. Ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Kesin söz vermeleri için Tûr'u üzerlerine kaldırdık ve onlara: "Kapıdan secde ederek girin." dedik. Onlara şunu da söyledik: "Cumartesi gününde azgınlık yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz almıştık.
Yusuf Ali (English)
And for their covenant we raised over them (the towering height) of Mount (Sinai);(658) and (on another occasion) we said: "Enter the gate with humility"; and (once again) we commanded them: "Transgress not in the matter of the sabbath." And we took from them a solemn covenant. *
M. Pickthall (English)
And We caused the Mount to tower above them at (the taking of) their covenant: and We bade them: Enter the gate, prostrate! and we bade them : Transgress not the Sabbath! and We took from them a firm covenant.
Ra’d Suresi 15
وَلِلَّهِ
Allah'a
يَسْجُدُ
secde ederler
مَنْ
olanların hepsi
فِي السَّمَاوَاتِ
göklerde
وَالْأَرْضِ
ve yerde
طَوْعًا
ister
وَكَرْهًا
istemez
وَظِلَالُهُمْ
ve gölgeleri de
بِالْغُدُوِّ
sabah
وَالْآصَالِ۩
akşam
Türkçe Transcript (*)
Veli(A)llâhiyescudu men fî-ssemâvâtivel-arditav’anvekerhenvezilâluhumbilġuduvvivel-âsâl(i)
Ali Bulaç Meali
Göklerde ve yerde her ne varsa -isteyerek de olsa, istemeyerek de olsaAllah'a secde eder. Sabah akşam gölgeleri de (O'na secde eder).
Edip Yüksel Meali
Göklerde ve yerde olan herkes ister istemez ALLAH'a secde eder. Gölgeleri de sabah akşam... *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler.
Süleyman Ateş Meali
Göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez Allh'a secde ederler. Gölgeleri de sabah akşam (uzanıp kısalarak O'na secde etmektedirler).
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Göklerde ve yerde kim varsa gölgeleriyle birlikte ister istemez ve sabah-akşam Allah'a secde eder.
Yusuf Ali (English)
Whateverbeings(1824) thereare in theheavensandtheearth do prostratethemselvesto Allah(1825) (Acknowledgingsubjection),- withgood-willor in spite of themselves:(1826) so do theirshadows:(1827) in themorningandevenings. *
M. Pickthall (English)
Andunto Allah fallethprostratewhosoever is in theheavensandtheearth, willinglyorunwillingly, as do theirshadows in themorningandtheeveninghours.
Rahmân Suresi 6
وَالنَّجْمُ
necm (bitkiler yıldızlar)
وَالشَّجَرُ
ve ağaçlar
يَسْجُدَانِ
secde etmektedirler
Türkçe Transcript (*)
Ve-nnecmu ve-şşeceruyescudân(i)
Ali Bulaç Meali
Bitki ve ağaç (O'na) secde etmektedirler.
Edip Yüksel Meali
Yıldızlar ve ağaçlar secde etmektedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler.
Süleyman Ateş Meali
Necm (bitkiler, yıldızlar) ve ağaçlar (Allah'a) secde etmektedirler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Çimen/yıldız ve ağaç secde ediyorlar.
Yusuf Ali (English)
Andtheherbs(5175) andthetrees - both (alike) bow in adoration.(5176) *
M. Pickthall (English)
Thestarsandthetreesadore.
Sâd Suresi 69
مَا كَانَ
yoktu
لِيَ
benim
مِنْ عِلْمٍ
bir bilgim
بِالْمَلَأِ
topluluk
الْاَعْلٰٓى
yüce
اِذْ يَخْتَصِمُونَ
tartışırlarken
Türkçe Transcript (*)
Mâ kâne liye min ‘ilmin bilmele-i-l-a’lâ iż yaḣtasimûn(e)
Ali Bulaç Meali
'Mele-i Ala (yüce topluluk) tartışıp dururken, benim hiç bir bilgim yoktur.'