Şehriban Şahin Bir Kamusal Din Olarak Türkiye’de ve Ulus Ötesi Sosyal Alanlarda İnşa Edilen Alevilik Giriş


Ulus Ötesi Konjektür ve Kimliğin İnsan Hakkı Olduğu Küresel Söylemi



Yüklə 209,52 Kb.
səhifə14/24
tarix09.01.2022
ölçüsü209,52 Kb.
#94648
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   24
4.5 Ulus Ötesi Konjektür ve Kimliğin İnsan Hakkı Olduğu Küresel Söylemi

Avrupa Parlementosu’nun göçmen derneklerine ödenek ayırma kararı ile Avrupa’da Alevi dernekleşmesinin ortaya çıkışının aynı yıl içinde olması bir rastlantı değildir. 1986 yılından itibaren Avrupa Parlementosu göçmen derneklerine onların Avrupa düzeyinde organize ve koordine olmalarına yardımcı olmak için ödenek ayırmaktadır (Kastoryano 1998; Soysal 1994). Bunun iki amacı vardır, göçmenlerin hem göç ettikleri ülkeye hem de şu an içinde göçmen statüsü ile yaşadıkları ülkeye yönelik politika yapmalarını azaltmak ve onları Avrupa düzeyinde örgütlenmeye iterek AB ile bütünleştirmek. Bu yönde göçmen dernekleri Avrupa ölçeğinde örgütlenmeye ve bu düzeyde politika yapmak için çatı örgütler kurmaya başlamışlardır. 1991 yılında AB tarafından AB üyesi 12 ülkedeki 100 göçmen derneğini biraraya getiren ve AB Komisyonu'ndan ayrılan bütçe ile Göçmen Forumu [Migrant’s Forum] kuruldu. AB seviyesindeki organizasyon faaliyetleri, konferenslar, kampanyalar ve lobi faaliyetleri ile göçmen dernekleri ulus ötesi bir statü ve kimlik kazandılar (Soysal 1994).

Uluslararası göç ulus-devlet sınırları ötesine ulaşan topluluklar, cemaatler, ve kimliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Uluslararası göç ile birden çok ülkeyi birleştiren ilişki ağları sosyal hareketler için yeni temeller, alanlar oluşturmuş, topluluklar, gruplar, kimlikler, ve kültürleri sınırları belirlenmiş bir toprak üzerinde tanımlamak güçleşmiş, ulus-devlet sınırlarının ötesinde hareket eden politik gruplar, aktörler ortaya çıkmıştır (Soysal 1997). Ulus ötesi cemaatler, topluluklar farklı ölçeklerde taleplerini dile getirme şansına sahip olmaları ve ulus ötesi ilişki ağları içinde olmaları nedeniyle hem göç ettikleri ülkenin hem de içinde yaşadıkları ülkeye yönelik eleştiriler yapabilir ve her iki ülkenin de sosyal ve politik yapısına müdahale edebilirler. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde kurulan Alevi dernekleri bu ilişki ağları sayesinde Türkiye’nin sosyal ve politik yapısını etkilemektedir. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu göçmenlik statüsü ile ilgili faaliyetler yürütmekle birlikte tüzüğünün amaçlar kısmında ilk amaç şudur “Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Alevi inancını Türkiye’de anayasal güvence altına alınması için faaliyetlerde bulunur” (Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Programı 31 Mayıs 1998: 6). Göçmenlik statüsüne ilişkin amaçlar bundan sonra gelmistir.

Finans ve altyapı desteğinin Avrupa’dan Türkiye’ye akışı Türkiye’de Alevi derneklerinin kurulmasında önemli rol oynamıştır. Bu destekle Avrupa’daki Alevi dernekleri Türkiye’nin politik atmosferine etki etmiştir. Dernekleşmede, cemevlerinin açılmasında, tekke ve türbelerin restore edilerek yeniden açılmasına maddi destek akmıştır Avrupa’dan Türkiye’ye. Bunun en son örneği 19 Mayıs 2001’de Hüseyin Gazi cemevinin yapımına maddi destek için Berlin’de bir gece düzenlenmesidir. Sivas olayı sonrası Avrupa federasyonu 600 bin marklık bir yardım göndermiştir; ölenler için yaptırılan anıt mezar, Sivas davasının mahkeme giderleri ve şehit ailelerine destek için.[9] Gazi olayları sonrası yine 193 690 marklık bir yardım yapılmış, Gazi davasının görüldüğü Trabzon'a götürülmelerini sağlamak için otobüs kiralanmış mahkeme masraflarına destek olunmuştur. Avrupa’dan Alevi liderleri mahkemelere de katılmak üzere Türkiye’ye gelmişlerdir. Alevilerin ulus ötesi ilişki ağları insan hakları ihlalini içeren olayları Avrupa platformuna taşımada da etkili olmuştur. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’nca düzenlenen bir komisyon Tunceli’deki köy yakma iddialarını yerinde incemek için başka bir komisyon yöreye hareket etmiştir. Yine 1998’de Sivas’ta güvenlik güçlerince boşaltılan köyleri incelemek üzere aralarında Almanya’nın Türkiye kökenli parlamenteri Cem Özdemir’in de bulunduğu başka bir komisyon bölgeye gelerek incelemelerde bulunmuştur.

Özetle göçmenler göç ettikleri ülke kimliği daha doğrusu kökenleri temelinde dernekleri Avrupa alanında kurmuşlardır (Kastoryano 1998). Bu dernekler aracılığı ile göçmenlerin göç ettikleri ülke temeline dayalı kimlikleri kurumsallaşmaktadır. Birleşmiş Milletlerden AB’ye birçok ulusüstü organizasyon ‘kimliği’ korunması gereken bir insan hakkı olarak kabul edince, birçok grup taleplerini bu çerçeve de yeniden tanımlayarak kamusal alana çıkmıştır (bkz. Malkki 1995; Soysal 1994, 1997). Aleviler de diger gruplar gibi bu söylemin avantajını kullanmış Alevi kimliği temelinde dernekler kurmaya başlamışlar ve taleplerini, beklentilerini ve amaçlarını bu söylem çerçevesinde yeniden formüle etmişlerdir.

AB de kimliği bir insan hakkı olarak garanti altına alan ulusüstü organizasyonlardan biridir. AB kendisine üye olmaya çalışan Türkiye’ye sınırları içinde yaşayan etnik ve dini grupları resmen tanıma yolunda yasalar yapılmasını empoze etmektedir. Bu bağlamda AB Türkiye Komisyonu Türkiye’nin AB adaylığı yolundaki ilerlemesini gösteren 2000 gelişme raporlarında Alevilerin talep ve şikâyetlerine de yer vermiştir (Milliyet, 25 Kasım 2000). 2000 yılının kasımında açıklanan raporda, Alevilere yönelik resmi anlayışta herhangi bir değişim olmadığı ve Alevilerin başlıca şikâyetleri, zorunlu din derslerinde ve ders kitaplarında Alevi kimliğinin yer almayışı ve devletin Sünni kurumlara mali desteğidir, denmiştir (Milliyet 25 Kasım 2000). Bu son raporda Aleviler için yazılanların Alevi derneklerinin AB’nin Türkiye büyükelçisi Karen Fogg’un evinde AB temsilcileri ve dernek yöneticilerinin temmuz ayında yapmış oldukları toplantının ve Ankara’daki Alevi derneklerinin AB temsilcilerini ziyaret edişlerinin payı olduğu kesindir. Fogg Alevilerle görüşmelerin AB’nin Türkiye’deki dini grupları anlama çabasının sonucu olduğunu dile getirmiştir (Milliyet 24 Haziran 2000). Özetle Alevilik 21. yüzyılda Türkiye devletinin AB’ye üyeliğinde uğraşmak zorunda oldugu ulus ötesi bir konu haline gelmiştir.

Buraya kadar Alevi hareketine potensiyel sağlayan ilişkiler ağı ile politik ve soysal yapıların elverişliliğinden bahsettim. Şimdi bu potensiyeli aktif hale geçirip sosyal harekete dönüştüren kişiler, gruplar, organizasyonlar ve kurumlar arası etkileşimin ürettiği Alevi harektinin içeriğini, iletişim praksisi aracılığı analiz etmeye çalışacağım.


Yüklə 209,52 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin