GİRİŞ
I) ARAŞTIRMANIN KONUSU: Tezin konusu Kur’an’da “vaad” ve “vaid” kavramlarının incelenmesidir. Bu kavram daha önce müstakil olarak incelemesi tefsir alanında yapılmadığı için diğer tezlerden ve çalışmalardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Araştırma gerçekleştirilirken hem “vaad” kelimesi hem de “vaid” kavramları incelenecektir. Dolayısıyla bu iki kelime Kur’an’da birbirlerinin yerlerine kullanılıp kullanılmaması bakımından, ayrı ayrı hem de bir arada inceleme alanına alınarak, “Kur’an’da vaad ve vaid kavramı” olarak bu tezin konusunu oluşturmaktadırlar.
II) ARAŞTIRMANIN AMACI: Tefsir alanında ve Kur’an üzerinde yapılan bütün çalışmaların amacı Kur’an’ın doğru anlaşılmasını sağlamaktır. Kur’an kavramları üzerinde tek tek araştırma yapmak, bu kavramların zaman içinde kazandıkları anlamları ya da yok olan anlamlarını tespit etmek, Kur’an’ı doğru anlayabilmek için önemlidir.
“Vaad” ve “vaid” kavramları üzerinde mezhepler tartışmış, ve bu kavramlar hakkındaki fikirleri dikkate alınarak mezhepler ad almıştır. Daha önce felsefi ve kelami olarak incelenen bu kavramlar tefsir alanında incelenmediği için bizde tefsir alanından konuya yaklaşmaya çalıştık. Bu sebeple bu kavramın kök anlamlarını tespit etmek, tarih içerisinde kullanım şekillerini, kavramlarla insanlara, cinlere şeytanlara vs. mahlukata ne “vaad” yada “vaid” edildiğini ve bunun sebeplerini ortaya koymak ve buradan hareketle Allah’ın “vaad ve vaid” metoduyla hedeflediği gayeleri ortaya çıkarmak ve Müslümanların muhatap oldukları dünyevi ve uhrevi vaadlere ulaşma şartları ve süreci bu araştırmanın amacını teşkil etmektedir.
III) ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ: Kavramlar, bir eseri meydana getiren yapı taşlarıdır. Bütünün en küçük parçalarıdır. Kavramlar cümleleri, cümleler ise metni oluşturmaktadır. Dolayısıyla metnin anlaşılması için tek tek kavramların ne ifade ettiklerini anlamaya çalışmak önemlidir. Bu bakımdan araştırma bir kavram analizi olması bakımından önem arz etmektedir.
“Vaad” ve “Vaid” gibi hakkında pek çok tartışmaya sebep olmuş kavramları incelemek ve böyle bir konunun açığa kavuşturulmaya çalışılması Kur’an-ı Kerim’i anlamada yardımcı olacaktır.
IV) ARAŞTIRMANIN METODU: Bu araştırmada “vaad” ve “Vaid” ifadesi üzerinde tahlili bir çalışma yapılacaktır. Konunun anlaşılması, için öncelikle kavram ifadesinin ne anlama geldiği öncelikle bilinmelidir.
"Kavram" dediğimiz şey, Arapça'da "Mefhum", İngilizce’de de "Term" diye ifade edilen kelimelerdir. Bunlara "teknik terim" demek de mümkündür. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı “Örnekleriyle Türkçe Sözlük”te "kavram" şöyle tanımlanmıştır: "Kavranılan şey, anlaşılan şey, konu veya fikir; bir nesnenin zihindeki yalın ve genel tasavvuru, mefhum, nosyon."1 İngilizce "Term" sözcüğü "Terim" şeklinde Türkçe’ye de geçmiştir. "Terim", anılan sözlükte, "Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ya da bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı olan sözcük" şeklinde tarif edilmiştir.2 Aynı sözlükte "mefhum" sözcüğünün karşılığına "kavram" kelimesi konulmuştur.3 “Mefhum" sözcüğü Arapça F-H-M kökünden ism-i Meful'dür. Anlaşılan, anlaşılmış olan şey demektir. F-H-M "Bir şeyi tasavvur etmek, idrak etmek, onu kalple bilmek, o şeyi kuşatmak"4 demektir.
Buna göre kavram; bir fikri, bir düşünceyi, bir sistemi anlatmak için kullanılan; o fikrin, o düşüncenin, o sistemin ifade edilmesinde önemli ve başrolü oynayan sözcüklerdir. Bu sözcüklere önemine binaen "Anahtar Terim" (Kay Term) denir.5 İlahiyat ve felsefe gibi ilim dallarında bu anahtar sözcüklere "Teknik Terim" adı verilmektedir. 6
Kur’an Kavramları: Arapça kelimeler, Arapça olan Kur’an’da7 kullanılırken cahiliyye dönemindeki anlamlarını aynen muhafaza etmemişlerdir. Önemli seviyede anlam değişimine uğramışlardır. Bazı kelimelerin anlamları genişlerken bazıları daralmış bazıları da tamamıyla yeni manalar yüklenmiştir.8
Kur’an kelimelerinin hemen hepsi cahiliyye döneminde şu veya bu şekilde kullanılmışlardır. Kur’an, özellikle anahtar terimleri yeni manalar ile farklı ilişkiler sistemi içinde kullanmış, derin ve etkili bir değişiklik yapmıştır.9 Kur'an; Arapların, inanç, fikir ve hayat. tarzını kökten değiştirdiği gibi kelimelerin, özellikle anahtar terimlerin anlam sahasını, kullanım alanını ve biçimlerini de değiştirmiştir.
Kur'an'ın anlaşılmasında, bu değişikliğin ve anahtar kelimelere yüklenen değişik ve farklı manaların dikkate alınması ve titiz bir şekilde incelenmesi ve tahlil edilmesi gerekir. Dolayısıyla bir anahtar terimin sadece sözlüklerde belirtilen anlamlarıyla yetinilmesi o terimin Kur'an'daki gerçek anlamını ortaya koyamaz. Belki o konuda bir fikir ve önbilgi verebilir. Ama asıl ve hakiki manasını anlamada yeterli değildir. Özellikle, Kur'an'ın bu anahtar sözcükleri başka bir dile aktarıldığı zaman sözcük manası ile verilmesi hiç yeterli değildir. Aşağıda insanın olumlu ve olumsuz yöndeki inanç, söz, fiil ve davranışlarını anlatan Kur'an kavramlarının, ismi failleri karşısında vereceğimiz Türkçe karşılıklar, o kavramın ifade ettiği manayı tam olarak yansıtmamaktadır. Mesela Kur'an'ın en önemli anahtar kavramlarından birisi olan "zulüm" kavramını "kötülük etmek" veya "haksızlık etmek" diye manalandırdığımız zaman yanlış olmaz ama bu kavramın Kur'an'da ifade ettiği manayı tamamen yansıtmaz. Zalim sadece "haksızlık eden" veya "kötülük eden" değildir.10 Aynı şekilde "cehl" ve bunun isim-sıfat şekli olan "cahil" sözcüğünün "Alimin" zıddı dolayısıyla temel anlamının "Bilgisiz" olarak alınması bu kavramın tam anlamını yansıtmaz. Bu anlam yanlış değildir ama kamil değildir, eksiktir, yetersizdir.11
Kur'an kavramlarının bu derin ve engin, sözlüklerdekinden daha farklı ve geniş anlamlarından dolayı bir başka dile tercüme edilip edilemeyeceği konusunda ihtilafa düşülmüştür.12
"Tercüme", bir kelamın manasını diğer bir lisanda dengi bir tabir ile aynen ifade etmektir. "Tercüme, aslın manasına tamamen, mutabık olmak için sarahatte, delalette, icmalde, tafsilde, umumda-hususta, ıtlakta- takyidde, kuvvette-isabette, hüsnü edada, üslübu beyanda, hasılı ilimde, sanatta, asıldaki iradeye müsavi olmak iktiza eder.”13 diyen müfessir Elmalılı Hamdi Yazır, böyle bir tercümede başarının imkansızlığına işaret etmiştir. Zaten "Harfi ve lafzi tercüme" denilen nazmında ve tertibinde aslına benzemesi gözetilen veya diğer bir deyimle muradifi muradifinin yerine koymaya benzeyen tercümenin14 yapılıp yapılmayacağı tartışılmıştır.
Tercüme yapanlar nazımda ve tertibinde aslına benzemesi gözetilmeyen, metindeki mana ve gayelerin güzel bir şekilde ifadesi olan "Tefsiri Tercüme" yapmaktadırlar.15 Aslında Kur'an'ın anahtar terimlerini bir iki kelime ile karşılık vererek tam anlamıyla manalandırmak mümkün değildir. Belki bir nebze bilgi ve fikir verilebilir.
Bu durum, Kur'an kavramlarının bir başka dile çevirisi için söz konusu olduğu gibi aynı dilde izahı için de söz konusudur. Bir cümledeki temel kavramlar iyi anlaşılırsa, o cümle ile ifade edilen mananın anlaşılması kolaylaşır. O halde ne yapılması gerekir? Muğlak bir kelimenin manasını açıklığa kavuşturmanın en iyi yolunu Prof. Dr. J. Marouzeau,16 şöyle izah etmektedir: "Öncelikle ve her şeyden çok bir araya getirmek, kıyaslama, benzeyen, karşıt olan ve tekabül eden tüm kelimenin geçtiği bölümün tüm çevresine (siyak sibakına) müracaatta bulunmak" gerekir.17 "Kur'an'ı anlamak isterken elfazının ve terkiplerinin bütün inceliklerini gözetmek lazımdır.” Diyen Hamdi Yazır Fatiha suresinin altıncı ayetinin tefsirini yaparken, “Tarik” (yol) demeyip “sırat” (yol) demesi “müstevi” (doğru) demeyip “müstakim” (doğru) demesi re’sen düşünülecek ve manaları ona göre tasavvur olunacak hikmeti tazammun ederler. Kur’an bir kitab-ı hakimdir. Bunun için;
1-Kelimelerin mefhumlarını iyice tespit etmek,
2-Yerlerinde lafzen veya manen ilgili olabileceği kelimeleri ve manaları ile mukayese etmek,
3-Tertip biçimlerini, siyak ve sibaklarını mülahaza etmek,
4-Bunlardan murad edilen asıl anlam ile tezyinatını temyiz etmek lazımdır, demiştir.18
Bir fikir ve düşüncenin, bir sistemin, bir konunun anlatılmasında ve anlaşılmasında kelime ve kavramları önemi çok büyüktür. Kelime ve kavramlar değiştikçe cümleler, dolayısıyla anlatılmak istenen şeyler de değişir. Kelime ve kavramlara yüklenen manalar iyi anlaşılırsa o fikir ve sistem de iyi anlaşılır. Aksi durum o fikrin ve sistemin yanlış ve hatalı anlaşılmasına sebep olur. Bu itibarla bir düşünce sistemindeki temel kavramların çok iyi anlaşılması lazımdır.
Dostları ilə paylaş: |