Tasdik İle İlgili İtikat


Kiştnln Dînî Hususunda Hırslı Olması, Öyle Ki Ateşe Atılması Küfre Dönmekten Daha Sevimli Olması



Yüklə 0,93 Mb.
səhifə3/12
tarix28.07.2018
ölçüsü0,93 Mb.
#61127
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

16. Kiştnln Dînî Hususunda Hırslı Olması, Öyle Ki Ateşe Atılması Küfre Dönmekten Daha Sevimli Olması
Buhârî ile Müslim'in konuyla ilgili olarak ittifak ettiği hadis Enes (r.a)'tan şu şekilde rivayet edilmiştir:

"Üç şey vardır ki, bunlar, kimde bulunursa, o kimse imanın tadını bulur:......

3. Bir kimseyi, Allah, küfürden kurtardıktan sonra tekrar ateşe atılması, kendisine, küfre dönmekten daha sevimli olmasıdir: 78[78]

Yine konuyla ilgili olarak Enes (r.a)'tan gelen hadis şu şekilde-

"Bir adam, 79[79] Peygamber (s.a.v)'den iki dağın arasını doldu­racak kadar koyun istedi. Peygamber (s.a.v)'de ona istediği şeyi verdi. Bunun üzerine adam kavmine dönüp:

- 'Müslüman olun! Allah'ın adına yemin ederim ki, Muham-med öyle ihsanda bulunuyor ki, fakirlikten korkmuyor' dedi.

Enes der ki: Bir adam, Peygamber (s.a.v)'e ancak dünyayı murad ederek geliyordu. Akşam olduğunda dini, ona; dünyadan ve dünyanın İçîndekilerden daha sevimli ve daha izzetli oluyor­du." 80[80]
17. İlmi Talep Etmek
İlmi talep etmekten kasıt; yüce Allah'ı ve O'ndan geleni ta­nımak, peygamberliği ve Peygamber (s.a.v)'i diğer insanlardan ayırt etmeyi bilmek, yüce Allah'ın hükümlerini ve Kitap, Sünnet, Kıyas, İçtihadın Şartlan gibi hükümleri gerektiren hususları bilmek­tir.

Kur'an ve Hadis, ilmin ve alimlerin üstünlüğü ile ilgili bilgilerle doludur.

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Kulları içinden ancak âlimler, Allah'tan (gereğince) kor­kar." 81[81]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Allah, kendisinden başka ilah olmadığına şâhiddir. Melek­ler ve 'ilim sahipleri de' adaleti yerine getirerek (buna) şahittir­ler." 82[82]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Allah 'sana bilmediğini öğretmiştir.' Allah'ın senin üze­rinde bulunan lütfü çok büyüktür." 83[83]

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Allah, sizden inananları ve kendilerine 'ilim verilenleri' derecelerle yükseltsin." 84[84]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"De ki: Hiç 'bilenler ile bilmeyenler' bir olur mu? Doğrusu (bunları) ancak akıl sahibi kimseler hakkıyla düşünür." 85[85]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh'lerinde konuyla ilgili olarak Ab­dullah ibn Amr (r.a)'dan rivayet edilen hadis şu şekildedir:

"Allah, ilmi, insanlardan çekip çıkarmak suretiyle değil, alimleri onlardan almak suretiyle kaldıracaktır. Öyle ki hiçbir alim kalmayınca, insanlar bazı cahil kimseleri kendilerine ön­derler edinirler. Bunlara bazı sorular sorulur. Onlar da bilgileri olmadığı halde fetva verirler. Böylece hem kendileri sapıklığa düşer ve hem de başkalarını sapıklığa düşürürler." 86[86]

Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahîh'lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet edilen hadis şu şekildedir:

"Bir kimse, bir müminden dünya sıkıntılarından bir sıkın­tıyı gîderirse; Allah ondan ahiret sıkıntılarından bir sıkıntıyı gi­derir. Bir kimse başı sıkılana kolaylık gösterirse, Allah ona dünya ve ahirette kolaylık verir. Bîr kimse, bir müslümanı(n gü­nahını) örtbas ederse, Allah da onu dünya ve ahirette örtbas eder. Kul din kardeşinin yardımında oldukça, Allah da kulun yardımmdadır. Her kim bir yol tutarak o yolda ilim ararsa, bu sebeple Allah ona cennete götüren yolu kolaylaştırır. Bir kavim, Allah'ın evlerinden bir evde toplanarak Allah'ın Kitabını okurlar ve onu aralarında müzakere ederlerse, üzerlerine kalp huzurluğu iner. Allah'ın rahmeti onları kaplar. Melekler de etraflarını ku­şatırlar. Allah onları kendi katmdakilere anar. Bir kimseyi amelî yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz." 87[87]


18. İlmi Yaymak
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeye­ceksiniz" 88[88]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Her topluluktan bir grup, (savaştan) geri döndüklerinde kavimlerini uyarmak üzere geri kalmaları gerekli olmazmi?" 89[89]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Bekre (r.a)'dan rivayet edilen hadiste, Peygamber (s.a.v) Mina'da verdiği hutbede şunu söylemiştir:

"Dikkat edin ki! Sizden burada olanlar, olmayanlara bu söylediklerimi mutlaka ulaştırsın. Umulur ki, (kendisine bu söy­lediklerim) ulaştırılan kimse, bunları işiten bazı kimseden daha belleyişli olur." 90[90]

Yine konuyla ilgili olarak Ebu Davud'un "Sünen"inde Ebu Hureyre (r.a)'dan gelen hadis şu şekildedir:

"Kim (kendisine) bir bilgiden sorulup ta onu gizleyip soy-lemezse Allah kıyamet günü o kimseyi ateşten bir gemle gem­ler." 91[91]

İmam Ömer b. Abdulaziz el-Emevî der ki: Sözü ile ameli bir olmayan kimsenin hataları çok olur. Kim ilimsiz amel ederse, yap-üklannın çoğunu ifsat eder."

Haris Muhasibi der ki: "İlim korkuyu getirir. Zühd rahatlığı ge­tirir. Marifet ise tevbeyi getirir."

İbn Sa'd der ki: "Kim rivayet Ümiyle amel ederse dirayet ilmini elde eder. Kim de dirayet ilmiyle amel ederse, riayet ilmini elde eder. Kim de riayet ilmiyle amel ederse bu ilim o kimseyi doğru yola götürür."

Mâlik b. Dinar'da der ki: "Kişi amel etmek için ilim öğrendi­ğinde ilmi çoğalır. Amel etme dışında başka bir şey sebebiyle öğ­rendiğinde kibri artar."

Ma'rûf el-Kerhîde der ki: "Allah bir kula hayr dilediğinde amel etme kapısını açıp cedel (=tartışma) kapısını kapatır. Allah bir kula kötülük dilediğinde ona amel kapısını kapatıp cedel kapı­sını açar."

Ebu Bekr el-Varrâk'da der ki: "Kim zühd ve fıkıh olmaksızın kelam ilmiyle yetinirse, zındık olur. Kim fıkıh ve kelam olmaksızın zühdle yetinirse bid'atçi olur. Kim zühd ve vera' olmaksızın fıkıhla yetinirse fasık olur. Kim de bütün işlerde çeşitlilik gösterirse kur­tulur."

Hasan el-Basrî der ki: "Bana bir adam uğramıştı. Ona: - 'Bu fakihdir' denildi. Hasan el-Basrî'de: Fakihin kim olduğunu biliyor musun? Fakih ancak dinde, zahid dünyada, kâim ise Rabbine yaptığı ibadette bilgili olan kimsedir."

Mâlik b. Dinar'da der ki: "Tevrat'ta şunu okudum: Alim kimse İlmiyle amel etmediği zaman öğüdü kalplere fayda sağlamaz." 92[92]
19. Kur'an'ı Öğrenme Ve Öğretmeye Önem Verme, Sınırlarını Ve Hükümlerini Muhafaza Etme, Helal Ettiği Ve Haram Ettiği Hususları Bilmek, Kur'an Ehline Ve Hafızlarına Değer Verme,
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Eğer biz bu Kuranı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün." 93[93]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz bu, değerli bir Kur'andır, korunmuş bir kitaptır. Ona ancak temizlenenler dokunabilir. O, âlemlerin Rabbinden indirilmiştir." 94[94]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Eğer Kuran ile dağlar yürütülmüş veya yeryüzü parçalan­mış yahut ölüler konuşturulmuş olsaydı, kafirler yinede inan­mazlardı." 95[95]

Buhârî'nin, Hz. Osman (r.a)'tan rivayet ettiği hadiste Pey­gamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

"Sizin en üstün olanınız - yada en hayrlınız-, Kur'an'ı öğre­nen ve öğretendir" 96[96]

Buhârî İle Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Musa el-Eş'arî (r.a)'dan rivayet ettikleri hadiste ise Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

"Kur'an'ı okumaya devam edin! Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, Kur'an'm (hafızalardan) kaçması, bağlı develerin boşanıp kaçmasından çok daha şiddetlidir." 97[97]

Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Ömer (r.a)'dan rivayet ettikleri hadiste ise Peygam­ber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

"Haset etme ancak iki hususta caizdir:



1. Allah, kendisine Kur'an ihsan edip gece-gündüz o Kur'-an'la yatıp kalkan kimsedir.

2. Allah, kendisine mal ihsan edip gece-gündüz o malı sa­daka olarak veren kimsedir." 98[98]

Müslim'in, Hz. Ömer (r.a)'tan rivayet ettiği hadiste Peygam­ber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

"Allah, bu Kitap'la bazı toplulukları yükseltir. Bazılarını da alçalto." 99[99]
20. Temizlik (Taharet) 100[100]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzle­rinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, to­puklara kadar ayaklarınızı 'yıkayın'." 101[101]

Müslim'in, "Sahîh"inde Ebu Mâlik el-Eş'arî 102[102] (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"TemUHk', imanın yarısıdır. 103[103] 'Elhamdülillah' (lafzı), mizanı doldurur. 'Subhânallâh ve Allahu Ekber' 104[104] (lafzı), gökler Üe yerin arasını doldururlar (yada doldurur). Namaz, bir nurdur. Sa­daka, bir burhandır. Sabır, bir ziya (=ışık)tır. Kur'an, lehine ya da aleyhine bir kanıttır. Bütün insanlar, sabahleyin kalkıp bazısı nebini satar, bazısı nefsini serbest bırakır yada helak eder." 105[105]

Yine Müslim'in, "Sahîh"inde Abdullah ibn Ömer (r.a)'dan ri­vayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Allah, 'temizlik yapılmadan' (Abdestsiz, gusülsüz ve te-yenunümsüz hiçbir) namazı ve ganimet çalıntısı 106[106] (maldan hiç­bir) sadakayı kabul etmez." 107[107]

Konuyla ilgili olarak Hasan (el-Basrf )nin, Ebu Kebşe es-Selûlî yoluyla Sevbân (r.a)'dan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"(Her İşte) dosdoğru olun! 108[108] Fakat dosdoğru olmayı tam ba­şaramayacaksınız. Biliniz ki, sizin en hayrlı ameliniz namazdır. Abdesti 109[109] ancak (kamil imana sahip) bir müminden başkası mu­hafaza edemez." 110[110]

Yine konuyla İlgili olarak Halîmî'nin, Peygamber (s.a.v)'in ötfjjl ']& jj$ai\ "Temizlik, imanın yarısıdır" sözü hakkında Yahya b. Adem'den şunu rivayet etmiştir:

"Çünkü yüce Allah, "namazı", "iman" diye adlandırmıştır. Bununla ilgili olarak yüce Allah: "Allah, 'imanınızı' zayi etmez"

(Bakara: 2/143) yani Beytu'l-Makdis'e yönelerek kılmış olduğunuz 'namazınızı' geçersiz kılmaz. Namaz, ancak abdestle caiz olur. Zira hem namaz ve hem de abdest, birbiri için gereklidir. Namaz ve abdestten her biri, diğerinin yarısıdır." 111[111]
21. Beş Vakit Namaz 112[112]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Allah, 'imanınızı' zayi etmez." 113[113] Yani 'namazınızı' geçer­siz kılmaz.

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Namazı dosdoğru kılın, zekâü da hakkıyla verin."114[114]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki namaz, müminlere belirli vakitlerde farz kı­lınmıştır." 115[115]

Müslim'in "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Câbir (r.a)'dan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek 116[116] var­dır." 117[117]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ab­dullah ibn Mcs'ud (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"(Resulullah'a:)

- 'Ey Allah'ın resulü! Amellerin hangisi Allah katında daha sevimlidir?' diye sordum. O da:

- 'Vaktinde kılınan namazdır' buyurdu. Daha sonra;

- 'Ondan sonra hangisi?' diye sordum. O da:

- 'Anne-babaya itaattir' buyurdu. O da:

- 'Sonra hangisi?' diye sordum. O da:

- 'Allah yolunda cihaddır' buyurdu.

Abdullah ibn Mes'ud der ki: Resulullah (s..a.v) bunları bana anlattı. Daha fazlasını sorsaydım, mutlaka söylerdi."118[118]

Yine konuyla ilgili olarak Buhârî ile Müslim'in "Sahihlerinde Abdullah ibn Ömer (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

Bunlann hepsi, bu hadisi, Câbir {r.anhümâ)'dan rivayet etmişlerdir.

"Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yir­mi yedi derece daha faziletlidir." 119[119]

Müslim'in, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Hz. Osman

(r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Bir Müslüman, farz bîr namazın vakti geldiğinde o namazı güzel bir şekilde abdest alıp huşuyla ve rükuyla kılarsa, büyük günah 120[120] işlemedikçe, o namaz ondan önceki işlemiş olduğu gü­nahlarına kefaret olur. Bu durum, her zaman için 121[121] geçerli­dir." 122[122]


22. Zekat 123[123]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekâtı vermekle emrolun-muşlardı. Dosdoğru olan din de budur." 124[124]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı 125[125] müjdele. Bunlar cehennem ateşinde kız-dırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak: 'Bu, kendiniz için biriktirdiğin izdir; biriktirdiğinizi tadın' dene­cek." 126[126]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Allah'ın bol nimetinden verdiklerinde cimrilik edenler, sa­kin bunun kendileri için hayrlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü bo­yunlarına dolanacaktır. 127[127]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ab­dullah ibn Abbâs (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Resulullah (s.a.v), Muaz'ı Yemen'e (vali olarak) gönderecegı 128[128] zaman ona:

- 'Doğrusu sen, Ehl-i kitap olan bir kavme gidiyorsun. On­ları; 'Allah'tan başka ilah olmadığına, benim de Allah'ın resulü şehadet getirmeye' davet et. Eğer bunu kabul edecek olurlarsa, onlara; Allah'ın, her gün ve gecede beş vakit namazı farz kıldı­ğını bildir. Eğer bunu kabul edecek olurlarsa, onlara; Allah'ın, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek bir zekatı farz kıldıgını bildir. Eğer bunu kabul edecek olurlarsa, sakın mallarının en kıymetlilerini alma! 129[129] Mazlumun (bed)duasından da sakın! Çünkü bu dua ile Allah arasında bir perde yoktur."130[130]

Buhârî'nin, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Allah, kime mal verir de o malın zekatını vermezse, kıya­met gününde zekatı verilmeyen mal, sahibi için çok zehirli er­kek bîr yılan suretine konulur. Bu yılanın iki gözü üstünde iki nokta vardır. Bu azgın yılan, kıyamet gününde, mal sahibinin boynuna gerdanlık yapılır. Sonra yılan, ağzıyla sahibinin çene­sini iki tarafından yakalar. Sonra:

- 'Ben senin (dünyada çok sevdiğin) malınım, senin hazine-nim' der.

Ebu Hureyre der ki: Bundan sonra Resulullah (s.a.v), "Al­lah'ın bol nimetinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakin bunun kendileri için hayrlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onla­rın kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyun­larına dolanacaktır" (Al-i İmrân: 3/180) ayetini okudu." 131[131]
23. Oruç 132[132]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmet­lere farz kılındığı gibi size de farz kılındı." 133[133]

Buhârî ile Müslim'in "SahnY'lerinde konuyla ilgili olarak Ab­dullah ibn Ömer (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"İslam, beş temel üzerine 134[134]kurulmuştur:



1. Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in, Al­lah'ın kulu ve Resulü olduğuna şahitlik etmek,

2. Namaz kılmak,

3. Zekat vermek,

4. Beyt(ullah)ı haccetmek,

5. Ramazan orucunu tutmak." 135[135]

Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahihlerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Adem oğlunun (işlediği) her (iyi) amel, on mislinden yedi yüz misline kadar katlanır. Şanı yüce olan Allah (bu konuyla ilgili ola­rak): 'Oruç müstesna. Çünkü oruç, Benim için tutulur. Onun mükâfatını (ancak) Ben veririm. Zira oruçlu kimse, Benim için; yemesini ve cinsel arzusunu bırakır' buyurmaktadır.

Oruçlu kimse için iki sevinç vardır: (Biri,) iftar anındaki se­vinci, (diğeri ise) Rabbine kavuştuğu andaki sevincidir.

Emin olun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk ko­kusundan daha güzeldir." 136[136]
24. İ'tikâf 137[137]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"İbrahim ve İsmail'e: 'Tavaf edenler, 'ibadete kapananlar/-i'tikaf edenler', rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun' diye emretmiştik." 138[138]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh'lerinde konuyla ilgili olarak Hz. Âişe (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir;

"Allah, Peygamber (s.a.v)'in ruhunu alıncaya kadar, o, Ra­mazân'ın son on gününde itikafa girerdi. Onun (itikafa girmesi­nin ardından) hanımları itikafa girerdi." 139[139]


25. Hacc 140[140]

Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır." 141[141]Yine yüce Allah konu İle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"İnsanlar arasında haccı ilân et ki,gerek yaya olarak, gerek­se nice uzak yoldan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsin-ler." 142[142]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Haccı ve umreyi Allah için tam yapın." 143[143]

Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ab­dullah ibn Ömer (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"İslam, beş temel üzerine kurulmuştur:

1. Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in, Al­lah'ın kulu ve Resulü olduğuna şahitlik etmek,

2. Namaz kılmak,

3. Zekat vermek,

4. Ramazan orucunu tutmak,

5. Beyt(ullah)ı haccetmek." 144[144]

Müslim'in, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Hz. Ömer (r.a) tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Biz Resulullah (s.a.v)'in yanında otururken aniden bir adam (yanımıza) gelip:

- 'Ey Muhammedi İslam145[145] nedir?' diye sordu. Hz. Muhammed

(s.a.v):

- 'İslam; Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek, Namaz kılmak, zekat vermek, Beyt(ullah)ı haccetmek, umre yapmak, cünüplükten dolayı boy abdesti almak, abdesti hakkıyla yapmak, Ramazan orucunu tutmak' buyurdu. Adam:

- 'Bu(anlattıklarını yaptığım zaman, Müslüman olur mu­yum?' diye sordu. Hz. Muhammed (s.a.v):

- 'Evet' buyurdu. Adam:

- 'Doğru söyledin.......' dedi. Daha sonra iman, ihsan ve kı­yamet günü ile ilgili soru sorma hakkında hadisi uzunca bir şekilde anlattı."

Konuyla ilgili olarak Ebu Ümâme el-Bâhilî (r.a)'dan rivayet ildiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır;

"Hastalık yada açık bir ihtiyaç veya zorba bîr sultan, bir kimseyi engellemezse, o kimse de haccetmezse, Yahudi ya da Hıristiyan olarak ölür. 146[146]

26. Cihad 147[147]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin" 148[148]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır;

"(Bunlar,) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar" 149[149]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Yakınınızda bulunan kafirlerle savaşın; sizi kendilerine karşı sert bulsunlar. 150[150]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Ey peygamber! Mü'minleri cihada teşvik et!" 151[151]

Buharı ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

"Resulullah (s.a.v)'e:

- 'Hangi amel daha üstündür?' diye soruldu. Resulullah (s.a.v):

- 'Allah'a ve Resulüne iman' buyurdu. Tekrar:

- 'Bundan sonra nedir?' diye soruldu. Resulullah (s.a.v):

- 'Allah yolunda cihad' buyurdu. Tekrar:

- 'Bundan sonra nedir?' diye soruldu. Resulullah (s.a.v):

- 'Kabul edilmiş/içerisine günah karışmamış hacc' buyur-du." 152[152]

Buhârî'nin, "SahîrTinde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Ebi Evfâ (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah'tan afiyet dileyin, 153[153] Düşmanla karşılaştığınız zaman sabredin. Bilin kî, cennet, kılıçların gölgesi 154[154] altındadır." 155[155]


27. Allah Yolunda Nöbet Beklemek
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah'a karşı gelmekten sakının" 156[156]

Buhârî'nin, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Sehl b. Sa'd es-Sâadî (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Bir gün Allah yolunda (sınır muhafazasına bağlı kalıp) nö­bet bekleme(nin sevabı), dünyadan ve dünyanın üstündeki her şeyden daha hayrlıdır. Sizden birisinin kamçısının cennetten

işgal ettiği az bir yer de, dünyadan ve dünya üstündeki her şey­den daha hayrlıdır. Kulun Allah yolunda rüyeceği bir akşam yürüyüşü yada bir sabah yürüyüşü de, dünyadan ve dünya üs­tündeki her şeyden daha hayrlıdır." 157[157]

Cihad için nöbet beklemek, içerisinde namaz kılman mescit-lerdeki itikaf mesabesindedir. Çünkü nöbet bekleyen kimse, hazır­lıklı bir vaziyette düşmana karşı Müslümanlan bekler. 158[158]


28. Düşmana Karşı Sebat Göstermek Ve Düşman Karşısındayken Arkasını Dönüp Kaçıp Gitmekten Kaçınmak
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin." 159[159]

Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: Toplu olarak kâfirlerle karşılaştığınız zaman, onlara arka­larınızı dÖn(ürJ kaç)mayın. Tekrar savaşmak İçin bir tarafa çe­kilmek veya bir başka topluluğa katılmak maksadı dışında, o gün arkasını düşmana dönen kimse Allah'tan bir gazaba uğra­mış olur. Onun varacağı yer cehennemdir. Ne kötü bir dönüş­tür!" 160[160]

Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Ey peygamber! Müminleri cihada teşvik et! Eğer sizden sabreden yirmi kişi olursa iki yüz kişinin üstesinden gelir ve eğer sîzden yüz kişi olursa o küfredenlerden binini alt eder." 161[161]

Buhârî'nin, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Abdullah b. Ebi Evfâ (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:

"Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah'tan afiyet dileyin. Düşmanla karşılaştığınız zaman sabredin. Bilin ki, cen­net, kılıçların gölgesi altındadır." 162[162]


Yüklə 0,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin