29. Ganimetlerin Beşte Birini Gereken Yerlere Vermek
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Eğer Allah'a ve hakkı batıldan ayıran o günde, iki topluluğun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız, bilin ki, ele geçirdiğiniz ganimetin beşte biri Allah'ın, Peygamberin ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcularındır." 163[163]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Bir peygambere, emanete hıyanet yaraşmaz. Kim emanete (devlet malına) hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir." 164[164]
Buhârî ile Müslim'in "SahîrTlerinde konuyla ilgili olarak Ab-du'1-Kays heyeti 165[165] hakkında Abdullah ibn Abbâs (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Size dört şeyi emrediyorum. Dört şeyi de yasaklıyorum. Size emrettiğim hususlar şunlardır:
Allah'ın bir olduğuna iman. Allah'ın bir olduğuna imanın ne olduğunu biliyor musunuz?' buyurdu. Heyettekiler:
- 'Allah ve Resulü daha iyi bilir' dediler. Resulullah (s.a.v):
1. Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek,
2. Namaz kılmak,
3. Zekat vermek,
4. Ramazan orucunu tutmak,
5. Savaşta elde edilen ganimetten beşte birini 166[166] (gerekli yerlere) vermenizdir.
Sîze (şıra/nebiz yapmada kullanılan şu kapları kullanmanızı da) yasaklıyorum: 167[167] Hantem (^topraktan yapılmış küp), Dubbâ ( = su kabağından yapılmış testiler), Nakîr (=hurma kütüğünden ayrılan çanak) ve Müzeffet (=İçİ ziftle yada kadranla cilalanmış kap).
Daha sonra Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Bunları iyi anlayın ve geride kalanlarınıza haber verin." 168[168]
30. Allah'ın Rızasına Kavuşabilmek İçin Köle Azad Etmek 169[169]
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? O sarp yokuş, bir köle (ve esir) azadetmektir." 170[170]
Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Bir kimse, bir köle azad ederse, Allah o kölenin her organına karşılık cehennemden bir organ azad eyler. 171[171] Hatta cinsel organına karşılık cinsel organını bile azad eder." 172[172]
31. İşlenen Suçlara Gereken Keffâretler
Bu keffâretler, Kitap ve Sünnetle sabit olup dört tanedir:
1. Kati (böldürme) Keffâreti, 173[173]
2. Zıhâr Kefareti, 174[174]
3. Yemîn Kefareti, 175[175]
4. Ramazan Orucu Esnasında (Herhangi Bir Sebepten Dolayı) Orucu Kasten Bozmanın Kefareti. 176[176]
Bunlardan herhangi biri için "fidye" vermek gerekir. Fidye vermenin sebebi; ya işlenen günahın kalkması yada Allah'ın rızasını elde etmektir. Çünkü yapılan iş, günah olabilir de, olmayabilirde, 177[177]
32. Verilen Sözlerin Gereğini Yerine Getirme
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Akitleri(n gereğini) yerine getirin." 178[178]
Abdullah ibn Abbâs (r.anhümâ) ayette geçen akitleri yerine getirme İle ilgili olarak şöyle der: "Yani Allah'ın helal kıldığı, haram kıldığı, farz kıldığı, Kur'an'ın belirttiği hususlarda verdikleri sözleri yerine getirin."
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "O kullar, verdikleri sözleri yerine getirirler" 179[179]Yine yüce Allah bu konu İle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "(Söz verdikleri) adaklarını yerine getirsinler" 180[180]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Onlardan kimi de,........Allah'a söz vermişti." 181[181]
Yine yüce Allah bu konu İle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Ahitl eştiğin iz zaman Allah'ın ahdini yerine getirin. Pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın" 182[182]
Buhârî'nin, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn
Mes'ud (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:
"Kıyamet günü ahde vefasız gösteren kimse için bir sancak (dikilip): 'Bu, filan oğlu filanın vefasızlığıdır' 183[183]denilecektir." 184[184]
Buharı ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Amr (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Dört şey vardır ki, bunlar kimde bulunursa, o kimse halis münafık 185[185] olur. Kimde de bunlardan bir tanesi bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir haslet var demektir:
1. Konuştuğunda yalan söyler,
2. Söz verdiğinde sözünde durmaz,
3. Vaad ettiğinde vaadinden döner,
4. Kavga ettiğinde aşırı düşmanlık eder." 186[186]
Müslim'in, "Sahîh"İnde konuyla ilgili olarak Ukbe b. Âmir el- Cühenî (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:
"Şüphesiz ki yerine getirilmesi gereken şartların en haklısı, kendisiyle cinsel organını helal yapmak suretiyle 187[187] (nikah şurasında kadına söz verilen)dir." 188[188]
33. Yüce Allah'ın Verdiği Nimetler Ve
Bu Nimetlere Şükretmenin 189[189] Farz Olması
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"De ki: Hamd......Allah'a mahsustur." 190[190]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Allah'ın verdiği nimetleri sayacak olsanız, saymakla onu bitiremezsiniz" 191[191]
Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Ve Rabbinin nimetini (minnet ve şükranla) an. 192[192] Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Öyleyse Beni (ibadetle) anın ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın Bana nankörlük etmeyin!" 193[193]
Yüce Allah'ın, bunlann dışında kullanna verdiği daha bir çok nimeti vardır. Bu nimetlerini Kitabında kullanna anlatmıştır.
Buhârî'nin, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu 194[194] Zerr (r.a)'tan rivayet ettiği hadîs şu şekildedir:
"Peygamber (s.a.v) geceleyin döşeğine yattığı zaman:
- 'Senin isminle ölürüm ve (senin isminle) yaşarım' 195[195] buyururdu.
(Sabahleyin) uyandığı zaman ise:
- 'Beni öldürdükten sonra yeniden dirilten 196[196] Allah'a hamd olsun. Diriltmek, O'na mahsustur' buyururdu." 197[197]
Müslim'in, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Suheyb (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:
Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! 198[198] Çünkü her
Yine bu hadisi; Müslim'de, Zikr 59 (2711)'de Berâ b. Âzib (r.a)'tan rivayet Emiştir.
sıişi onun için bir hayrdır. Bu durum, sâdece mümin kimseye Özgü bir durumdur, başkasına değil: Ona, memnun olacağı bir şey gelse 'şükreder', bu onun için hayırdır. Bir zarar gelse 'sabreder', bu da onun için hayırdır." 199[199]
Cüneyd der ki: Sırrî'nin şöyle dediğini işittim: "Şükür, nimettir. Nimetlere şükretmek, nimettir. Şükür, belli bir şeyle son bulmayacak kadar çoktur."
İmam Şafiî, "Risale" adlı kitabının baş kısmında konuyla ilgili olarak şöyle der: "Nimetlerinden her birinin şükrünü, yine kendisi tarafından olan bir nimetle yerine getiren ve her nimeti, yeni bir şükrü gerektiren Allah'a hamd olsun" 200[200]
34. Dili, Zarar Verecek Şeylerden Korumak Ve Dosdoğru Olmak
Bunun içerisine; yalan, 201[201] gıybet, dedikodu, çirkin şey gibi şeyler girer. Bu tür şeyler, Kur'an ve Sünnette çokça yer almaktadır.
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"'Doğru' erkekler ve 'doğru' kadınlar." 202[202]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve 'doğru kimselerle' beraber olun." 203[203]
Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Bilmediğin şeyin ardına düşme." 204[204]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Allah'a karşı yalan uyduran, kendisine gelen gerçeği (Kur'an'ı) yalan sayandan daha zalim kimdir?" 205[205]
Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Doğruyu getiren ve onu tasdik edene gelince, işte onlar kötülükten korunan müttakilerdir." 206[206]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler. 207[207]Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Mes'ud (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Şüphesizlİk 'doğruluk', 208[208] (kişiyi) iyiliğe, iyilik de cennete
götürür. Kişi devamlı surette doğru söyleye söyleye nihayet Allah katında 'sıddîk' (—doğru) kimse diye yazılır. 'Yalan' da, (kişiyi) sapıklığa, sapıklık da cehenneme götürür. Kişi devamlı surette yalan söyleye söyleye nihayet Allah katında 'yalancı' diye yazılır." 209[209]
Müslim'in, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Sehl b. Sa'd (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:
"Kim iki çene kemiği arasındaki dilini ve iki bacağı arasında bulunan organını 210[210] (kötülükten korumaya) bana garanti ederse, 211[211] ben de ona cenneti garanti ederim." 212[212]
Yine Müslim'in, "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Ebu Şureyh el-Huzâî'den rivayet ettiği hadis şu şekildedir:
"Kim Allah'a ve âhİret gününe iman ederse, ya hayır söylesin yada sussun." 213[213]
35. Emanetler Ve Emanetleri Ehline Vermenin Farz Olması
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi emreder." 214[214]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin."215[215]
Konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilen şu şekildedir:
"Sana emanet 216[216]bırakan kimsenin emanetini (sahibine geri) ver. Sana hainlik eden kimseye hainlik etme. 217[217]
Buhârî ile Müslim'in "Sarnh'lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Üç şey vardır ki, oruç tutsa da, namaz kılsa da, Müslüman lduğunu iddia etse de, kimde bulunursa, o kimse münafıktır:
1. Konuştuğunda yalan söyler,
2. Söz verdiğinde sözünde durmaz,
3. Kendisine bir şey emanet edildiğinde o emanete ihanet eder. " 218[218]
36. İnsanları Öldürmenin Ve İnsanlarla İlgili İşlenen Suçların Haram Olması
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." 219[219]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Kendinizi öldürmeyin." 220[220]
Buhârî Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Mes'ud (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Müslümanla savaşmak, nankörlüktür 221[221]Ona sövmek ise fasıklıktır." 222[222]
Buhârfnin "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn
Mes'ud (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Kıyamet günü insanlar arasında hükme bağlanılacak ilk mesele, 223[223] kan davasıdır." 224[224]
Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerİnde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Ömer (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Mümin, kendisine haram bir kan bulaşmadıkça daima dininden (ilham aldığı) bir genişlik içerisindedir." 225[225]
37. Mahrem Yerlerinin Haram Olması Ve Mahrem Yerlerini Korumanın Farz Olması
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Mahrem yerlerini korurlar." 226[226]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Mahrem yerlerini korusunlar." 227[227]
Yine yüce Allah bu konu İle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Onlar ki, mahrem yerlerini korurlar." 228[228]
Yine yüce Allah konu İle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Sakın zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur." 229[229]
Buhârî ile Müslim'in "SahîtTlerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'dan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Zina eden kimse, zina ederken, mümin olarak 230[230] zina etmez. İçki içen kimse de, içki içerken, mümin olarak içmez. Hırsızlık yapan kimse, hırsızlık yaparken, mümin olarak hırsızlık yapmaz. İnsanların gözleri önünde kıymetli bir şeyi zorla yağma eden kimse, yağma ederken,217 mümin olarak yağma etmez." 231[231]
38. İnsanların Mallarını Haksız Yere Yemek
Bunun içerisine; hırsızlığın haram olması, yol kesmek, faiz yemek, dinen hak edilmeyen bir şeyi yemek gibi hususlar da girmektedir.
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin." 232[232]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları, yasaklandıkları halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kılınan temiz şeyleri haram kıldık." 233[233]
Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!" 234[234]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın." 235[235]
Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Abdurrahman b. Ebi Bekre yoluyla babası (Ebu Bekre')den rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız, birbirinize haramdır." 236[236]
39. Helal Olmayan Yiyecekler, İçeceklerden Sakınmanın Farz Olması
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır;
"Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan ........size haram kılındı." 237[237]
Yine yüce Alİah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey bulamıyorum." 238[238]
Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun." 239[239]
Yine yüce Allah konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bîr günah vardır." 240[240]
Yine yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
"De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi.........haram kılmıştır." 241[241]
Ayetin metnin geçen "günah" fö\ (=ism) kelimesinin, 'içki' anlamında olduğu söylenilmiştir.
Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Hz. Âişe rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Resulullah (s.a.v)'c, bal şerbeti 242[242] (nden yapılan içkinin haram olup olmadığı) soruldu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v):
- 'Sarhoşluk veren her içki, 243[243] haramdır' buyurdu." 244[244]
Müslim'in "Sahîh"İnde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Ömer (r.a)'tan rivayet ettiği hadis şu şekildedir:
"Sarhoşluk veren her şey, içkidir. 245[245] Her içki ise, haramdır." 246[246]
Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Abdullah ibn Ömer (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Kim dünyada içki içip (sonra bu günahından) tevbe et-me(den ölür)se, 247[247] ahîretteki (cennet içkisinden) mahrum kalır." 248[248]
Yine konuyla ilgili olarak Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Resulullah (s.a.u) (Allah'ın huzuruna çıkmak için Mekke'den Kudüs'e) yürütüldüğü gece İlyâ' (=Mescİd-i Aksa)'da ona, biri şarab ve biri de süt olan iki kadeh getirildi. Resulullah (s.a.v) onlara baktı. Sonra süt dolu kadehi aldı. Bunun üzerine Cebaril, ona:
- 'Tertemiz bir yaratılış üzere sana hidayet veren Allah'a hamdolsun! Eğer şarabı almış olsaydın, ümmetin azgın olurdu' dedi." 249[249]
Yine konuyla ilgili olarak Buhârî ile Müslim'in "Sahîh'Merinde Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
..."İçki içen kimse, içki içtiği zaman, mümin olarak içmez. 250[250]
Haram Yiyecekler İle Giyeceklerden Sakınma
Müslim'in "Sahîh"inde ve daha bir çok bir yerde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'dan gelen hadis şu şekildedir:
"Ey İnsanlar! Şüphesiz ki Allah, güzel (=Tayyib)dir. 251[251] Güzelden başka bir şeyi kabul etmez. Allah, müminlere de, Resullere emrettiği şeyleri emrederek:
"Ey peygamberler! Helal/temiz olan şeylerden yiyin ve salih amellerde bulunun. Çünkü Ben, sizin yaptıklarınızı bilirim. 252[252]
(Başka bir ayette,) Yüce Allah:
"Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların helal/temiz olanlarından yiyin" 253[253] buyurmaktadır.
Daha sonra Resulullah (s.a.v) şunları söyledi: Bir kimse, (Hak yolunda) uzun sefere çıkar, saçları dağılmış, toza toprağa bulanmış bir halde ellerini göğe uzatarak:
- 'Rabbim! Rabbim!' diye dua eder. Halbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, (kısacası;) kendisi haramla beslenmiş olursa böyle bir kimsenin duası nasıt kabul edilir?" 254[254]
Yine Buhârî ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Nu'mân b. Beşîr (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"'Doğrusu helal belli, haram da bellidir. (Fakat) bunların arasında (helal mi, haram mı olduğu belli olmayan bazı) şüpheli şeyler 255[255] vardır ki, insanlardan bir çoğu, onları bilmez. Buna
göre kim bu şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını kurtarmış demektir. 256[256] Kim de bu şüpheli şeylere dalarsa, harama dalmış olur. 257[257] Korunan bir yerin etrafında hayvan otlatan çobanın hayvanlarını oraya kaçırması çok yakın olması gibi.
Dikkat edin ki! Her hükümdarın bir korusu vardır. 258[258] Allah'ın yeryüzündeki korusu ise haram kıldığı şeylerdir."259[259]
1 (1205); Nesâî, Büyü1 2; İbn Mâce, Fiten 14 (3984); Ahmed b. Hanbel, 4/267, 271
İbn Receb el-Hanbeiî, "Câmiu'MJlûm ve'I-Hikem"de bu hadisle ilgili olarak şöyle der: "Bu hadis, Peygamber (s.a.v)'den; Abdullah ibn Ömer, Ammâr b. Yâsir, Câbir, Abdullah ibn Mes'ud, Abdullah ibn Abbâs yolundan rivayet edil-
Yine Buharı ile Müslim'in "Sahîh"lerinde konuyla ilgili olarak Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:
"Bazen ben ailemin yanma dönerim de döşeğimin üzerine düşmüş bir hurma bulurum. Sonra onu yemek İçin onu (döşeğin üzerinden) alırım. Fakat daha sonra onun sadaka olduğundan 260[260]korkup onu (etimden) atarım." 261[261]
Buhârî'nin "Sahîh"inde konuyla ilgili olarak Âişe (r.anhâ)'-dan gelen hadis şu şekildedir:
"Ebu Bekr'İn bir kölesi vardı. Kazancından, Ebu Bekr'in belirttiği mikdar haracı her gün Ebu Bekr'e verirdi. Ebu Bekr'de onun getirdiği bu haracdan yerdi. O köle bir gün kazancından bir şey getirmişti. Ebu Bekr'de kölenin getirdiği o şeyden yedi. Köle, Ebu Bekr'e:
- 'Bu sana getirdiğim şeyin ne olduğunu biliyor musun?' diye sordu. Ebu Bekr:
- '{Getirdiğin) o şey nedir?' dedi. Köle:
- 'Cahiliyet döneminde bir insana kahinlik 262[262] yapıp gelecekten birtakım haberler verirdim- Fakat kahinliği güzel yapamıyor, sadece o insanı aldatıyordum. O insan (bugün) kavuşup kahinliğim karşılığında bana hediye verdi. İşte şimdi senin yediğin şey, bana verilen o hediyedendir' dedi.
Bunun üzerine Ebu Bekr, elini ağzına sokup karnındaki her Şeyi 263[263] küstü." 264[264]
Zeyd b. Eslem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Ömer (r.a)'ın içtiği süt hoşuna gitmişti. Sütü kendisine ikram eden kimseye:
- 'Bu süt nerden geldi?' dîye sordu. Adam:
- 'Bir su kenarına varmıştım. Bir de baktım ki, zekat hayvanları! Oradaki insanlar, onları sağıyorlardı. Benim için onların sütünü sağdılar. Ben de onu kabıma koydum. İşte bu süt, odur' dedi.
Bunun üzerine Ömer (r.a), elini ağzına sokup içtiği sütü kustu." 265[265]
Rivayet edildiğine göre; güzel bir yiyecek olduğunda, o yiyecek bir çanta içerisinde yanında ekmekle birlikte Medine'de Ali'ye getirilirdi.
Yusuf ibn Esbât şöyle der: "Bir genç Allah'a ibadet ettiği zaman, İblis: 'Bakın! 0 gencin yiyeceği nerede?' diye (yardımcılarına) sorar.
Eğer gencin yiyeceği kötü bir yiyecekse,(yardımcılarına:)
- 'Bırakın! Onu meşgul etmeyin. Onun nefsi size yeterli' der."
Huzeyfe el-Mer'aşî'de konuyla ilgili olarak der ki: "Huzeyfe el-Mer'aşî, (bir defasında) insanların ilk saf hususunda birbirleriyle çekiştiklerini görmüştü. Bunun üzerine onlara:
- İlk saf hususunda değil de, helal ekmek yemek için biribiri-nizle çekişin' dedi."
Fudayl b. İyaz'da bu konuyla ilgili olarak şöyle der: "Süfyân es-Sevrî'ye, İlk saf fazileti soruldu. Bunun üzerine oda:
- 'Ekmeğinin nereden yediğine bak ve son safta namaz kıT-dedi."
Yine onun şöyle dediği nakledilmiştir: "Dirheminin nereden olduğuna bak ve son safta namaz kıl." 266[266]
Dostları ilə paylaş: |