FİZİK ANABİLİM DALI
ER Alev
Danışman : Prof. Dr. Gönül Başar, Prof. Dr. Sophie Kröger
Anabilim Dalı : Fizik
Programı : Atom ve Molekül Fiziği
Mezuniyet Yılı : 2010
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Gönül Başar
Prof. Dr. Sevim Akyüz
Prof. Dr. Ayşen E. Özel
Prof. Dr. Galip Tepehan
Doç. Dr. F. Gülay Acar
Nb I Elementinin Aşırı İnce Yapısının İncelenmesi
Bu çalışmada nötr Niyobyum elementinin (Nb I) aşırı ince yapısının incelenmesi amaçlandı. Niyobyum elementinin aşırı ince yapısı deneysel olarak, Fourier Transform Spektroskopi ve Laserle Uyarılmış Floresans Spektroskopi metodları kullanılarak incelendi. Nb I elementinin 334.1 nm - 772.6 nm dalgaboyu aralığındaki 224 spektral geçişin spektrumları silindir katot boşalım ortamında Fourier Transform Spektroskopi yöntemi ile ölçüldü. Nb I elementinin tek pariteli 109 enerji seviyesine ait A manyetik dipol aşırı ince yapı sabiti belirlendi. Tek pariteli 57 enerji seviyesinin A manyetik dipol aşırı ince yapı sabiti ilk defa bu çalışmada elde edildi. Fourier Transform Spektroskopi yöntemi ile filtre kullanılarak yapılan ölçümlerde 405.8 nm - 670.1 nm dalgaboyu aralığındaki 50 spektral geçiş incelendi. Tek pariteli 46 çift pariteli 4 enerji seviyesine ait A manyetik dipol aşırı ince yapı sabiti belirlendi. Tek pariteli 9 çift pariteli 1 enerji seviyesinin A manyetik dipol aşırı ince yapı sabiti ilk defa bu yöntemle bu çalışmada elde edildi. Nb I elementinin 564.2 nm - 616.4 nm dalgaboyu aralığındaki 48 spektral geçişin spektrumları Laserle Uyarılmış Floresans Spektroskopi yöntemiyle silindir katot boşalım ortamında Rodamin 6G (560 nm - 625 nm) ve Kiton Red (595 nm - 635 nm) olmak üzere iki farklı boya kullanılarak boya laserle ölçüldü. Laserle Uyarılmış Floresans Spektroskopi metodu ile Nb I elementinin tek pariteli 33 enerji seviyesine, çift pariteli 6 enerji seviyesine ait A manyetik dipol aşırı ince yapı sabiti belirlendi. Tek pariteli 3 enerji seviyesinin, çift pariteli 5 enerji seviyesinin A manyetik dipol aşırı ince yapı sabiti ilk defa bu çalışmada elde edildi.
Investigation Of Hyperfine Structure Of Nb I Element
Investigation of hyperfine structure of neutral Niobium (Nb I) element was aimed in this study. The Niobium element was investigated experimentally using Fourier Transform Spectroscopy and Laser Induced Fluorescence Spectroscopy. Spectra of 224 spectral transitions of Nb I element in the wavelenght range of 334.1 nm – 772.6 nm were measured with Fourier Transform Spectroscopy method in a hollow cathode discharge. 109 A magnetic dipole hyperfine structure constants were determined for the odd parity energy levels of Nb I element: 57 of those are newly introduced to the literature. The measurements done using Fourier Transform Spectroscopy method with filters in the wavelenght range of 405.8 nm – 670.1 nm, spectra of 50 spectral transitions of Nb I element were investigated. 46 A magnetic dipole hyperfine structure constants for the odd parity energy levels, whereas 4 were evaluated for the even parity energy levels. 9 of the odd parity and 1 of the even parity energy level constants A are newly introduced to the literature. Spectra of 48 spectral transitions of Nb I element in the wavelenght range of 564.2 nm – 616.4 nm were measured with Laser Induced Fluorescence Spectroscopy method using two different dye lasers, Rhodamine 6G (560 nm – 625 nm) and Kiton Red (595 nm – 635 nm) in a hollow cathode discharge. 33 A magnetic dipole hyperfine structure constants for the odd parity energy levels, whereas 6 were evaluated for the even parity energy levels. 3 of the odd parity and all 5 of the even parity energy level constants A will appear for the first time in the literature.
ÇELİK Sefa
Danışman : Prof.Dr. Ayşen ERBÖLÜKBAŞ ÖZEL
Anabilim Dalı : FİZİK
Programı (Varsa) : ATOM VE MOLEKÜL FİZİĞİ
Mezuniyet Yılı : 2011
Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr. Ayşen E. ÖZEL
Prof.Dr. Sevim AKYÜZ
Prof.Dr. Çetin ARIKAN
Doç.Dr. Yasemin AKKAYA
Doç.Dr. Gülay ACAR
Bazı Dipeptitlerin Konformasyon Analizi Ve Dft Yöntemi İle Titreşim Frekans Ve Kiplerinin İncelenmesi
Cyclo(Gly-Val), Cyclo(Gly-Leu) ve Cyclo(His-Phe) dipeptitleri kolon, rahim ve göğüs kanser hücrelerinin büyümesini engellemektedir. Biyolojik aktivite gösteren Cyclo(Gly-Val), Cyclo(Gly-Leu) ve Cyclo(His-Phe) dipeptidlerinin mümkün farklı konformasyonlarının serbest halde moleküler yapıları, farklı konformasyon durumlarına bağlı olarak molekülün toplam enerjisi ve bulunan toplam enerjiye van der Waals, elektrostatik, torsiyonal etkileşmelerin katkıları ve yan-ana zincirler arasındaki etkileşme enerjileri, Ramachandran haritası kullanılarak, Prof.Dr.Niftali Godjayev tarafından yazılan “Fortran” paket programı ile hesaplanmıştır.
Fortran programı ile belirlenen konformasyon durumlarından en kararlı duruma karşılık gelen konformasyon durumu Gaussian03 programına tanıtıldıktan sonra bu en düşük enerjili konformer, ab-initio hesaplamalarından DFT (Density Functional Theory) yöntemi, B3LYP fonksiyonu , 6-31++G(d,p) baz seti ile optimize edilip titreşim dalga sayıları elde edilmiştir. İncelenen dipeptitlerin bulunan en düşük enerjili konformerleri için gerçekleştirilen hesaplamalar aynı konformerlerin herbir olası, kararlı dimer formları içinde tekrar edilmiştir. Bu uzun zaman alan ek hesaplamalar yoluyla, incelenen dipeptitlerin belirlenen en kararlı dimer yapılarının karşılık gelen geometrik parametreleri ve titreşimsel dalga sayıları belirlenmiştir. Ayrıca döterasyona bağlı olarak incelenen dipeptitlerin dalga sayılarında beklenen kaymalar monomerik formlar için yapılan ek titreşimsel frekans hesaplamalarıyla belirlenmiştir. Toplam enerjinin titreşim kiplerine dağılımı (TED), PQS (Parallel Quantum Solutions) ve SQM (Scaled Quantum Mechanics) programlarıyla hesaplamalar yapılarak her bir titreşim dalga sayısına karşılık gelen titreşim modlar belirlenmiştir.
Çalışmanın deneysel kısmında, Jasco 300E FT-IR spektrometre (2cm-1 çözünürlükte) ve NRS 3100 micro Raman spektrometre kullanılarak moleküllerin spektrumları çekilmiştir. Elde edilen hesaplama sonuçları ve deneysel sonuçlar karşılaştırmalı olarak tablolar halinde verilmiştir.
Conformational Analysis And Dft Studies Of Vibrational Frequencies And Modes Of Some Dipeptides
Cyclo(Gly-Val), Cyclo(Gly-Leu) and Cyclo(His-Phe) dipeptides inhibit the growth of colon, cervical and breast carcinoma cell lines. In this project molecular structures of possible different conformations of biological active Cyclo (Gly-Val), Cyclo (Gly-Leu) and Cyclo (His-Phe) dipeptides in free forms have been calculated by a program called “Fortran”. The program was developed by Prof.Dr. Niftali Godjayev and it uses the Ramachandran map. The total energy of the molecule and the van der Waals, electrostatic, torsional energy contributions to this total energy for different conformations of the molecules and interaction energies between side and main chains, have been calculated by the same program.
The conformer that has the lowest energy value among the list of possible conformers given by the program have been introduced to the Gaussian’03 program and the optimized geometry and the wavenumbers for this molecule have been calculated by DFT method with B3LYP functional and 6-31++G(d,p) basis set. The calculations performed for the found minimum energy-conformers of the investigated dipeptides were also repeated for each of their possible stable dimer forms. By means of these quite time consuming calculations, the corresponding geometrical parameters and vibrational wavenumbers of the determined most stable dimer structures of the investigated dipeptides were determined. In addition, the shifts at the wavenumbers of the investigated dipeptides that sould be expected depending on the deuteration were also determined by means of the additional vibrational frequency calculations performed for their monomeric forms. The total energy distribution (TED %) for this molecule have been calculated by PQS (Parallel Quantum Solutions) and SQM (Scaled Quantum Mechanics) programs to determine the vibrational modes.
In the experimental part of this study, Jasco 300 E FT-IR spectrometer (in 2 cm-1 resolution) and NRS 3100 micro Raman spectrometer were used to determine the experimental vibrational spectra of the molecules. The obtained spectra were compared with the theoretical spectra and this comparison is given in relevant tables.
ÖZOK Ferhat
Danışman : Prof. Dr. K. Gediz Akdeniz
Prof. Dr. Ramazan Sever
Anabilim Dalı : Fizik
Programı (Varsa) : Yüksek Enerji ve Plazma Fiziği
Mezuniyet Yılı : 2011
Tez Savunma Jürisi :Prof. Dr. K. Gediz Akdeniz
Prof. Dr. Haşim Mutuş
Prof. Dr. Sehban Kartal
Doç. Dr. Mithat Kaya
Doç. Dr. Kerem Cankoçak
Süpersimetrik parçacıkların CMS Deneyinde Gözlenmesi
LHC deneylerinden biri olan CMS deneyinde Higgs araştırmaları yanında SUSY ve diğer SM ötesi yeni fizik araştırmaları yapılmaktadır. LHC deneylerinde yapılan SUSY araştırmalarında Jet + kayıp enerji içeren son durumlar önem arz etmektedir. SM ötesi araştırmalarda SM dışı fizik sinyallerinin belirlenmesi ve bu sinyallerin kaynağını tanımlayacak uygun teorinin belirlenmesi önem taşımaktadır. SM'in süpersimetrik genişletilmesi için çeşitli olasılıklar bulunmaktadır. CMS'de genel olarak SUSY araştırmaları mSUGRA senaryosuna ait belirlenmiş parametre noktaları üzerinden yapılmakta da olsa SUSY araştırmaları için daha başka modeller de göz önüne alınmalıdır. Bu çalışmada Minimal Süpersimetrik Standart Model'in Ekstra U(1) genişletilmesi olan U'(1) modelin mSUGRA ile karşılaştırması yapılmıştır. CMS Deneyi SUSY araştırmalarında kullanılan mSUGRA noktaları LM0, LM1, LM6 ile U'(1) modelin karşılaştırılması yapılarak U(1)' modelin LHC'de gözlemlenebilme olasılığı irdelenmiştir. LHC'de gözlemlenmesi muhtemel SUSY sinyallerinin belirli bir modele bağlı gözlemlenip gözlemlenemeyeceği tartışılmıştır. Ayrıca bu çalışmada CMS Dedektör sisteminde p-p çarpışmaları sırasında gözlemlenebilecek durumlar incelenmiştir. HCAL kalorimetresinin jet yapılandırılmasındaki etkileri ve performansı kozmik veriler ve çarpışma verileri kullanılarak incelenmiştir. CMS deneyinde jet yapılandırması ve HCAL dedektörünün jet yapılandırmasına etkileri incelenmiştir. HF yenileme çalışmaları çerçevesinde kullanılması düşünülen PMT'lerin CERN'de yapılan nötron testlerinde nötronların PMT üzerindeki etkileri incelenmiştir.
Search For Supersymmetric Particles In CMS Experiment
The Compact Muon Selenoid (CMS) is one of the LHC (Large Hadron Collider) experiment. In addition to Higgs researches, SUSY and new researches on beyond the Standard Model are also investigated in CMS experiment. The final states containing jet +missing energy is one of the crucial cases of SUSY researches in LHC experiment. In beyond SM researches, non SM physical signals and the determination of the appreciate theory that can describe the source of these signals is important. There are various probabilities for the supersymmetric extension of SM. In CMS experiment, most of SUSY researches are investigated through the determined parameters concerning mSUGRA scenario however existence of other models for SUSY researches should be considered. In this study U'(1) model, which is the U(1) extension of the minimal supersymmetric Standard Model, is compared with the mSUGRA. The observation of the U'(1) model signatures in LHC is examined by comparing U'(1) model with mSugra points LM0, LM1, LM6. The probable observation of SUSY signals in LHC experiment with model dependent search is discussed. In this study, detector effects during the collision of p-p in CMS are also investigated. Jet reconstruction and effects of HCAL detector at CMS were studied. New PMTs which will be used in HF upgrade were tested with neutron source at CERN. Neutron effect on PMTs were studied.
ÇAVDAR İffet
Danışman : Doç. Dr. Yeşim ÖKTEM
Anabilim Dalı : Fizik
Programı : Nükleer Fizik
Mezuniyet Yılı : 2011
Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Yeşim ÖKTEM
Prof. Dr. Oya OĞUZ
Prof. Dr. Hatice BİLGE
Prof. Dr. Metin ARIK
Prof. Dr. Baki AKKUŞ
Sintigrafik Görüntülerde Kısmi Hacim Etkisinin İncelenmesi
Radyofarmasötiklerin vücut içindeki dağılımının gama kamerada elde edilmiş görüntüsüne sintigrafi adı verilir. Sintigrafik görüntülerin klinisyenler tarafından yorumlanması ile hastalıkların tanısı konulmaktadır. Sintigrafik görüntülerde az radyoaktif madde tutan küçük hacimli lezyonların bulundukları zemin aktivitesinden ayırt edilmeleri çok zordur. Hastalıkların tanısında yanılgılara neden olabilen bu tür etkilere; Kısmi Hacim Etkisi (Partial Volume Effect) denir.
Kısmi Hacim Etkisi; tümör boyutu ve şekli, doku etrafındaki zemin aktivitesi, tarayıcının uzaysal rezolüsyonu, voksel boyutu ve görüntü seçimi gibi bir çok faktörün etkilediği karmaşık bir süreçtir. Kısmi hacim etkisi, rekonstrükte edilmiş görüntü rezolüsyonunun FWHM değerinden üç kez daha küçük tümör boyutlarında çok daha fazla etkilidir. Bu çalışmada farklı şekillerde ve küçük boyutlarda lezyonların farklı matris değerlerinde Kısmi Hacim Etkisinden nasıl etkilendiklerinin araştırılması amaçlandı.
Kısmi Hacim Etkisinin tümör boyutu, şekli ve matris değerlerinin değişimiyle nasıl etkilendiğini değerlendirmek amacı ile Kısmi Hacim Etkisi test fantomu geliştirildi. Bu tez çalışması için geliştirilen fantom 1.6 cm, 1.2 cm, 1 cm, 0.7 cm ve 0.5 cm çaplarında ve aynı hacimlerde küresel ve silindirik lezyonlar içermektedir. SPECT ve PET sistemleri kullanılarak yapılan deneylerde görüntüleme sistemlerinin parametrelerinin etkileri araştırıldı. Deney düzeneğindeki taklit lezyonlara ve zemine konulacak aktivite konsantrasyonu klinik verilerden elde edildi. Görüntüleme sisteminin software’da var olan matris boyutlarında görüntüler alındı. Görüntülerden kontrast hesapları ve kantitatif analizler yapıldı. Bulgularımıza göre lezyon çapı arttıkça hesaplanan kontrast değerleri artmakta, aynı şekilde matris boyutu büyüdüçe kontrast değerleri artmaktadır. Fantom üzerinde yapılan deney sonuçlarından, küresel ve silindirik şekilli lezyonlar aynı hacime sahip olsalar bile tutulumlarının farklı olduğu, silindirik şekilli lezyonların daha yüksek uptake değeri göstermeleri nedeniyle Kısmi Hacim Etkisinden daha az etkilendikleri sonucuna varıldı.
Lezyon boyutunun ve şeklinin bilinmesinin Kısmi Hacim Etkisi araştırmalarında büyük öneme sahip olduğu, bu faktörlerin bilinmesinin ve klinik görüntülerin değerlendirilerek hastalıklara doğru tanı konulmasında önemli olduğu sonucuna varıldı.
Evaluatıon Of Partıal Volume Effect In Scıntıgraphıc Images
Images of radiopharmaceutical distributions within the body that obtained from the Gamma camera, is called scintigraphy. The diseases is diagnosed with interpretation of the scintigraphic images by the clinicians. It is very difficult to distinguish small-volume lesions which have low uptake, from their background activitiy in scintigraphic images. This kind of effects can lead mistake to diagnosis of diseases; is called Partial Volume Effect.
Partial Volume Effect is a complex process affected by many factors including tumor size and shape, background activity in surrounding tissues, spatial resolution of the scanner, image sampling and voxel size. Partial volume effect is more effective whenever the tumor size is less than three times of FWHM of the reconstructed image resolution. In this study, it is aimed to investigate how lesions that have different size and small shape in differet dimension of a matrix affected by Partial Volume Effect.
Partial Volume Effect test phantom is devoloped to evaluate how changes of tumor size and shape and dimension of a matrix affected by Partial Volume Effect.Developed phantom for this thesis contains spherical and cylindrical lesions that have 1.6 cm, 1.2 cm, 1 cm, 0.7 cm and 0.5 cm diameters and same volume. In the experiments using SPECT ad PET systems, the effects of parameters of imaging systems is investigated. Activity concentration which injected in lesions and background in the experiment setup, is obtained from clinical data. It is imaged in the matrix size of the existing imaging system software. Contrast calculations and quantitative analysis from images is performed. According to our results, increased lesion diameter increases the calculated contrast values as the same way as increased matrix size also increases the calculated contrast values. From the results of the phantom experiment, it is seen that even if spherical and cylindrical-shaped lesions have same volume they have different uptake and it is concluded that cylindrical-shaped lesions is less affected from the partial volume effect due to they have a higher uptake value.
It is concluded that is of great importance to known lesions size and shape in Partial Volume Effect research and to known this factors is before clinic interpretations to accurate diagnosis.
GÜVELİ Şükriye
Danışman : Prof. Dr. Bahri ÜLKÜSEVEN
Anabilim Dalı : Kimya
Programı (Varsa) : Anorganik Kimya
Mezuniyet Yılı : 2012
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Bahri ÜLKÜSEVEN (Danışman)
Prof. Dr. İrfan KIZILCIKLI
Prof. Dr. Süleyman TANYOLAÇ
Prof. Dr. Ulvi AVCIATA (YTÜ)
Prof. Dr. Ahmet GÜL (İTÜ)
Dikloro-Bis-Trifenilfosfin-Ni(Iı) Kompleksinin Bazı Tiyosemikarbazon Türevleri İle Reaksiyonlarının İncelenmesi
Tiyosemikarbazid [H2N(C=S)-NH-NH2], karbonil grubu içeren bileşiklerle kondensasyonu sonucu tiyosemikarbazon bileşiklerini verir. Bu sınıfdan bileşikler geniş spektrumda biyolojik aktiviteye sahiptir. Tiyosemikarbazonların metal kompleks bileşiklerinin biyolojik aktivite göstermelerinin keşfedilmesi ile metal komplekslerinin yapı analizi önemli bir ilgi alanı olmuştur. Biyolojik aktivitenin metal kompleksleri halinde seçicilik kazanması nedeniyle, tiyosemikarbazonların canlı organizmalardaki oligo element iyonları ile verecekleri koordinasyon bileşikleri biyolojik aktif madde özelliği gösterebilme potansiyelindedir.
Fosfin türevlerinin metal kompleksleri 1950 yıllarından beri bilinmektedir. Son yıllarda, kiral fosfin ligandları içeren geçiş metal komplekslerinin sterokimyası ve onların steroselektif sentezlerdeki rolü önemli derecede dikkat çekmektedir. Bu yüzden trifenilfosfin coligandı ve biyolojik açıdan önemli ligandları içeren çok sayıda karışık ligand kompleksleri çalışılmaktadır.
Tiyosemikarbazonlar metal fosfin komplekslerinde klasik komplekslerinde olduğu gibi karbonil grubuna bağlı olarak davranış gösterirler. N-heterosiklik tiyosemikarbazonlar genellikle NNS donör setini kullanırken, bazıları metal bağlı olarak azometin azotu ve kükürt üzerinden NS kompleksi vermek üzere bağlanır. Salisiliden-tiyosemikarbazonlar O, N ve S donör atomlarına sahiptir ve 5 ve 6 üyeli çelat halkaları oluşturarak [M(L)PPh3] ve [M(L)2(PPh3)2] bileşimlerindeki kompleks yapıları verirler.
Çalışmamızda, 2-hidroksiasetofenon-S-alkil-N-alkil/aril-tiyosemikarbazon türevlerini ve ikinci ligand olarak trifenilfosfin içeren [Ni(L)PPh3] genel formülündeki bir seri nikel-fosfin kompleksi sentez edildi. Ayrıca sentezi gerçekleştirişen komplekslerde ligandların hangi donör atomlar (ONS, ONN) üzerinden koordinasyona katıldığı belirlendi.
Ligand ve komplekslerin özellikleri ve yapıları mikroanaliz ve spektroskopik yöntemlerle (IR, UV, 1H-NMR, 13C-NMR, 31P-NMR) araştırıldı. Bazı Ni(II) komplekslerinin tek kristal yapısı X-ışını kırınımı yöntemi ile aydınlatıldı. Ayrıca sentezlenebilen komplekslerde ligandların hangi donör atomlar üzerinden koordinasyona katılacağı da belirlenmeye çalışıldı.
Ayrıca sentezi yapılan bazı Ni(II) kompleksleri (1, 2, 6, 7, 10) aril-aril bağlanması için katalizör olarak test edildi. Nikel (II) komplekslerinin katalizlediği C-C eşleşme reaksiyonlarında elde edilen bifenil yüzdelerinin önemli oluşu bu komplekslerin katalitik rolünü desteklemektedir.
The Investıgatıon Of The Reactıons Of
Dıcholoro-Bıs-Trıphenylphosphıne-Ni(Iı) Complex Wıth Some Thıosemıcarbazone Derıvatıves
Thiosemicarbazide [H2N(C=S)-NH-NH2] gives thiosemicarbazone compounds in a large scale as a result of condensation reactions with compounds including carbonyl groups. Due to discovery of biological activity of the metal complex compounds with thiosemicarbazone ligands their structural studies have been of great importance. Because of the fact that biologic activity increases in a state of being metal complex, coordination compounds made up of thiosemicarbazones in vivid organism and oligo element ions have a potential to demonsrate biologic activities.
Transition metal complexes of phosphine derivatives are known since 1950’ s. Over the last years, the stereochemistry of transition metal complexes with chiral phosphine ligands and their roles in stereoselective synthesis have received significant attention. Furthermore, many mixed-ligand complexes of biologically important ligands with triphenylphosphine coligands have been reported.
Thiosemicarbazones in metal-phosphine complexes behave depending on parent carbonyl compounds and metal ion as in their common complexes. While N-heterocyclic thiosemicarbazones usually act by NNS donor set, some thiosemicarbazones coordinate through the azomethine nitrogen and sulphur atoms giving a NS complex dependig on the metal. 2-Salicylidene-thiosemicarbazones have O, N, and S atoms as donor sites and they give complex structures in the compositions [M(L)PPh3] and [M(L)2(PPh3)2] consisting of the five and six membered chelate rings.
In this study, a series of the metal-phosphine complexes with the general formula, [Ni(L)PPh3], have been synthesized. For this purpose, various 2-hydroxyacetophenone-(S-alkly)-(N-alkly/aryl)-thiosemicarbazone derivatives and triphenylphosphine as a coligand were used. It has been determined which donor atoms of ligands participate in the coordination.
The properties and structures of ligands and their complexes were investigated by elemental analyses and spectroscopic methods (namely, IR, UV, 1H-NMR, 13C-NMR, 31P-NMR). Single crystal structures of some Ni(II) complexes were determined by using X-Ray Diffraction Method.
In addition, nickel(II) complexes (1, 2, 6, 7, 10) have been tested as catalyst in aryl-aryl coupling reactions. The reaction yields obtained from the C-C coupling reactions including nickel(II) complexes supported the role of this kind of nickel(II) complexes.
KİŞMİR Yasemin
Danışman : Prof. Dr. Ayşe Z. AROĞUZ
Anabilim Dalı :Kimya
Programı (Varsa) :Fiziksel Kimya
Mezuniyet Yılı :2012
Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Ayşe Z. AROĞUZ
Prof. Dr.Mehmet Ali GÜRKAYNAK
Prof. Dr. Gözen BEREKET
Prof. Dr. Ayben KİLİSLİOĞLU
Prof. Dr. Bahire Filiz ŞENKAL
Bazı Polimer Jellerin Hazırlanması ve İlaç Aktif Madde Salınımında Kullanılması
Kontrollü ilaç salım sistemleri son yıllarda bilim insanlarının ilgisini çekmektedir. Bunun başlıca nedeni yeni ilaç tasarımının zor bir işlem olmasıdır. Yeni ilaç tasarımı yerine, var olan ilaçların etkisinin sadece bir biyolojik hedefe iletilmesi ve tek doz halinde alınan ilaçların etki sürelerinin arttırılması daha fazla önem kazanmıştır. Bu amaçla var olan ilaç aktif maddelerin yeni tasarlanan ilaç salım sistemlerine yüklenerek yeni kontrollü salım sistemlerinin geliştirilmesi üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır.
Bu çalışmada Sodyum Aljinat, Jelatin ve α-Selüloz ile hidrojeller hazırlanarak Siprofloksasin HCl ilaç aktif maddesinin ilaç yükleme ve ilaç salım profilleri incelenmiştir. Öncelikle bu amaçla tekli, ikili ve üçlü polimerler içeren hidrojeller hazırlanarak, hidrojellerin değişik tampon çözeltilerdeki şişmeleri incelenmiştir. Daha sonra hidrojeller üzerine ilaç aktif madde yüklenerek ilaç salımları analiz edilmiştir.
Elde edilen ikili ve üçlü hidrojellerin yapısal analizleri için FT-IR (Fourier Transform Infrared Spectroscopy) spektrumları çekilerek hidrojeli oluşturan polimerlerin birbiri ile etkileşimi incelenmiştir. Ayrıca hidrojeller ve ilaç aktif madde arasındaki etkileşimler incelenmiştir. İlaç aktif maddenin hidrojel ile herhangi bir kimyasal etkileşime girmediği, ilaç aktif maddenin sadece fiziksel olarak hidrojele yüklendiği görülmüştür. Bu durum hazırlanan hidrojellerin bu ilaç aktif maddenin salımı için kullanılabileceğini göstermiştir.
Dostları ilə paylaş: |