Toplanti notu formati



Yüklə 0,58 Mb.
səhifə5/7
tarix26.08.2018
ölçüsü0,58 Mb.
#74998
1   2   3   4   5   6   7

Rainer Münz: Katılımcı Avrupa Bölgesindeki demografik değişime değinmiştir. AB-27 ülkelerinin toplamına bakıldığında çok düşükte olsa halen nufusun artma trendini koruduğu görülmektedir. AB-15 ülkelerinin hızı azalmakla beraber nufuslarının arttığı ama bu artışın esas olarak göçlerden kaynaklandığı belirtilmiştir. Doğu Avrupa ülkelerinin ise en yüksek nufusa 90’lı yılların başında ulaştığı, o günden bu yana nüfusta hem göçlerden hemde doğurganlık seviyesindeki düşüşten kaynaklanan bir azalma görülmektedir. AB-27 ülkelerinin nufusu 500 milyona yaklaşmış olup nufusun %8,4’ü göçmenlerden oluşmaktadır.
Geleceğe yönelik olarak Doğu Avrupa ülkelerinin nufusunun azalmaya devam etmesi, AB-15 ülkelerinin nufusunun ise 2025 yılına kadar artmaya devam etmesi, sonra trendinde değişim olması beklenmektedir. Sonuç olarak göç sebebiye AB-27 ülkelerinin nufusunun 2025-30 yıllarına kadar artacağı, bu zamandan sonra göç oranının doğal nufus artış orandaki düşüsü kapatamayacağı ve Avrupa nufusunun azalmaya başlayacağı duşunulmektedir.
Hüssein Sayed: 2005-2050 döneminde Dünya Nufusunun artışına bakıldığında gelişmiş ülkelerin %0,05, az gelişmiş ülkelerin ise %0,89 artması beklenmektedir. Bu artışın bölgesel dağılımına bakıldığında ise Afrikanın nufusunun %1,69, Asyanın %0,64 Latin ülkelerinin %0,74 Kuzey Amerikanın %0,62 Okyanus ülkelerinin %0,81 artması beklenirken Avrupa nufusunun % 0,24 azalması beklenmektedir. Diğer taraftan dünya nufusunun genelinin yaşlanmakta olduğu görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde %20, gelişmekte olan ülkelerde %11 olan 60 yaş üstü nufusun toplam nufus içerisindeki payının 2050 de sırasıyla %32 ve %20’ye yükselmesi beklenmektedir. Şu an itibariyle Afrikada %5 olan 60 yaş üstü nufusun toplam nufus içindeki payının, 2050 de %10’a Avrupada %21 olan aynı grubun payının 2050’de %34’e yukselmesi beklenmektedir. Dünyanın genelinin yaşlandığı göz önüne alındığında, kişilerin sağlık bir biçimde yaşlanması ve hayat kalitelerinin yaşlandıklarında da sürmesi için, kişilerin hayata aktif katılımlarının devam ettirilmesi, yaşlandıklarında zihinsel bir gerileme yaşamamaları için fiziksel ve akıl sağlıklarının korunmasına yönelik faaliyetlerin sürdürülmesi ve yaşılıktan kaynaklanacak hastalıklara karşı bilinçlendirilmiş olmaları önem kazanmaktadır. Diğer taraftan yaşlanmanın sosyal guvenlik, sağlık ve eğitim alanlarına olası etkilerine de hazırlıklı olunması gerektiği belirtilmektedir.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: THE USE AND ABUSE OF INDİCATORS
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 28 June 2007 - 9:00-10:30 (Haliç)

TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: A. Sema BAHÇECİ


KONUŞMACILARIN İSİMLERİ: Orhan Güvenen, Guy Doucet, Alessandra Galloni, Loachem Nahem, Ken Prewitt
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
Bu oturumda öne çıkan konu başlıkları şunlardır:

• Bilgi miktarı (nicelik) olarak çok fazla olmakla birlikte, bunun ancak % 3’ten daha azı bilimsel niteliktedir. (O. Güvenen)

• İstatistiğin medyadaki rolü kamuya doğru bilgiler vermektir.(Örnek: seçim kampanyalarında kullanılan bilgiler (veriler) politikacılar tarafından manipüle edilebilmektedir). (A. Galloni)

• Yönetişim göstergeleri genellikle hükümetler, kalkınma ajansları, sivil toplum, medya, akademik kurumlar ve özel sektör tarafından kullanılmaktadır. Bu göstergelerden, politika kararlarının oluşturulmasında, yardımların tahsis edilmesinde, araştırma ve avukatlık hizmetlerinde, yatırım kararlarının alınmasında yararlanılmaktadır. (L.Nahem)

• “UNDP Governance Indicators” kitabı ve UNDP Projesi tanıtıldı.

• Avrupa Komisyonunda, EuropeAid konusunda göstergelerin daha sistematik bir şekilde kullanılması teşvik edilmektir (G.Doucet).




TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER, YAPILMASI GEREKENLER:
• Bilim ve siyaset, birlikte politikayı oluşturmalıdır.

• Öncelikle ihtiyaçlar belirlenmelidir.Kanıta dayalı karar alma önemlidir.

• Sosyal bilimlerde ölçüm ve kullanım problemleri yüzünden tahmin edilebilirlik zordur. Bu nedenle göstergelerin kötüye kullanımı olasılığı gözardı edilmemelidir.
TOPLANTI KONUSU: THE GENDER GAP: DISCRIMINATION OR DIFFERENCE

TARIH VE SAAT: 28/06/2007 -09:00

NOTU HAZIRLAYAN: H. Mahmut Arslan
KONUŞMACILAR:

Başkan: Nina Gardner, Müdür, Uluslararası Strateji, İtalya

Konuşmacı: Louka Katseli, Müdür, Kalkınma Merkezi, OECD

Konuşmacı: Meltem Kurtsan, Onursal Başkan, KAGİDER, Türkiye

Konuşmacı: Francesca Coullare, UN Statistical Division
Notlar: Toplumsal cinsiyet alanında istatistiki veri elde etmenin önemi ve elde edilmesi gereken alanlara ilişkin yapılan sunumlarda üzerinde durulan önemli noktalar şunlardı:

1. Milenyum Kalkınma Hedefleri 3 çerçevesinde cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve kadını güçlendirmek hedefi doğrultusunda kadınların ekonomiye katılımlarını gösterecek, farklı cinsiyet boyutlarını ve ilgilerini içeren daha iyi göstergeler tanımlamak, eğitimde kadın erkek eşitliğini sağlamak, okur yazarlıkta aradaki farkı azaltmak, kadının tarım dışı sektörlerde istihdamını arttırmak ve karar verme mekanizmalarında kadınların temsil oranını arttırmak gibi noktalar vurgulandı.

2. Nüfus, sağlık, iş, eğitim, şiddet, fakirlik, insan hakları ve karar verme mekanizmaları gibi değişik kategorilerde toplomsal cinsiyet bağlamında veri toplamanın ve bu veriler ışığında dezavantajlı guruplara yönelik politikalar üretmenin önemine değinildi.

3. Toplumsal cinsiyet alanında eşitliği sağlamak için a) neden cinsiyet eşitliği üzerinde durmak gerektiği, b) cinsiyet eşitliği meselesini nasıl anlamak ve ne şekilde ölçmek gerektiği ve c) bu alana iişkin ne tür politikalar geliştirmek gerektiği temel noktalarından hareket edilmeli denildi.

4. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, ülkelerin ekonomik büyümeleri için bir motor işlevi gördüğü vurgulanırken bilinenin tam tersine kadının iş gücüne katılımının demorafik anlamda ülkeleri geliştirdiği söylendi.

5. Toplumsal cinsiyet, temelden başlayarak politik temsil, ekonomik katılım, eğitime katılım ve sağlık ve refah tuğlalarından oluşan bir ev olarak düşünülebilir. Bu evin çatısını sosyal kurumlar oluşturur. Sosyal kurumlardan kasıt aile kültürü, fiziksel koruma ve bütünlük (şiddet anlayışı), sivil özgürlükler (sokağa çıkmak gibi) ve ekonomik bağımsızlık gibi sosyal ilişkilerden teşekkül eden sosyal pratiklerdir denildi.

6. Son olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın önünde ekonomik, politik ve kültürel engeller bulunduğu belirtilerek bu engelleri aşabilmek için toplumsal cinsiyet algısının bütün alanlara yönelik verilerde olmasının önemi vurgulandı.
TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER:
Türk yasallarında kadın- erkek eşitliği konusunda bir çok gelişmiş ülkeden daha ilerideyken uygulama alanında en düşük oranlara sahip ülkeler arasındadır. Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında sağlıklı bir resmini çekebilmek için sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda toplanan verilere cinsiyet eşitliği algısının uygulanması, uygulanan yerlerde detaylandırılması ve yaygınlaştırılması fayda sağlayabilir.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: FİNANSAL GÜVEN VE İSTİKRAR
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 28 HAZİRAN 2007 SAAT 15:45-17:15

TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Çağatay TELLİ

TAHMİNİ KATILIMCI SAYISI:100
KONUŞMACILARIN İSİMLERİ: Alessandro Profumo, Robert Edwards, Jose Manuel Gonzalez, Durmuş Yılmaz
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
ROBERT EDWARDS: Küreselleşme bankalar arasındaki bağlantıları, finansal sistemin karşılıklı bağımlılığını çok artırmıştır. Finansal istikrarsızlıklar tüm dünyayı etkilemektedir. Sistemik krizlerin önlenmesinde etkili yönetim, mali istikrarın sağlanması ve finansal sistemin derinleştirilmesi ve etkinleştirilmesi hayati öneme sahiptir. Ne var ki finansal istikrarın sağlanmasına yönelik tek bir metod bulunmamaktadır.
Mali Sağlamlık Göstergelerinin geliştirilmesi ve izlenmesi gerekir. Özellikle ülkeler arası fon akımlarının incelenmesi ve sermaye hareketlerinin gözlemlenmesi odak konu olarak ön plana çıkmaktadır.
ALESSANDRO PROFUMO: Finansal sistem krizlerini önceden öngörmek için neler yapılabilir? Sistemik risklerin tespit ve tanımlanmasında merkez bankalarının rolü oldukça önemlidir. Bu anlamda istatistik ve enformasyon altyapısının geliştirilmesi gerekmektedir. Mali istikrar gösterge setlerinin oluşturulması zorunludur. stress testi örneğini verdi.
DURMUŞ YILMAZ: Finansal istikrardan ve bu konuda merkez bankalarının sahip olduğu işlevlerden bahsetmiştir. Makro ekonomik istikrarın mali istikrara katkısını vurgulamıştır. Merkez Bankasında kendi düzenledikleri çalışmaları anlatmıştır. Mayıs ve Haziran aylarındaki dalgalanmaları örnek göstermiş ve dalgalanmadan değil dalgalanmanın istikrarsızlığından endişelenmek gerektiğini vurgulamıştır. Finansal istikrar, fiyat istikrarı ve sosyal istikrar arasında güçlü bir korelasyon olduğunu iddia etmiştir.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: İNSANLARIN ALGILAMALARI VE GERÇEKLER
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 28 HAZİRAN 2007, 13:30-18:45

TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Çağatay Telli-Eser Pirgan Matur

TAHMİNİ KATILIMCI SAYISI: 750
KONUŞMACILARIN İSİMLERİ: Ali Babacan, Jaquın Almunıa, Alan Krueger, Robert Manchın
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
JAQUIN ALMUNIA: İstatistik hem siyaset hem de toplum açısından demokratik bir enstrumandır. Doğru, güvenilir ve istikrarlı istatistiklerin geliştirilmesi uzun soluklu bir süreç planlamasını gerektirir halbuki gündelik işler çoğunlukla kısacık bir zaman ufkuna sıkıştırılırlar. Bu iki gerçeğin birbiri ile uyumlaştırılmasını sağlamalıyız. Bir taraftan günlük sorumluluklarımızı yerine getirirken diğer yandan uzun vadeli hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için de çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız.
ALAN KRUEGER: Demokrasilerde kamuoyu siyasi mekanizmalar aracılığıyla siyasi karar ve tercihleri etkilemektedir. Ancak kamuoyu algılamasının gerçeklerle ne kadar bağlantısı mevcuttur, inandıklarımız ve düşündüklerimiz, kamuoyunu meydana getiren fikirlerimiz ne kadar gerçektir, ne kadar mükemmel ve yansız?
Konuşmacı amerikan halkından bir denek grubu üzerinde gerçekleştirdikleri anket çalışmasıyla bu sorulara yanıt aramıştır. Bu çalışmada, inançların, bilgilerin ya da kişisel çıkarların kamuoyu davranışı üzerindeki etkileri incelenmiştir.
Böylelikle kişisel çıkarların kamuoyu davranışları üzerinde belirgin bir etkiye sahip olmadığı, genel bilginin bazen tam tersi davranışlara yol açtığı ve kamunun siyasi pozisyonu belirlemede en önemli faktörün ideoloji olduğu tespit edilmiştir.
ROBERT MANCHIN: Çeşitli anket ve örneklerle şu argümanları desteklemiştir:

Gerçekler ve insanların algılamaları ciddi bir biçimde farklılaşmaktadır. Demokrasiler gerçeküstü insan davranışlarının ve oylama eğilimlerinin çerçevesi içinde çalışmak zorundadırlar. Gerçekliğin ölçülmesi bile kendi içinde sınırlara bağlı zorlu bir süreçtir. Dolayısı ile kamu politikaları yalnızca gerçekliğin değil aynı zamanda gerçekliğin algısının ve kamuoyunun yönetimini de amaçlamak zorundadır.


TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: ULUSAL İLERŞEME VE ULUSLARARASI YARDIMLARIN ETKİNLİĞİ
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 29.06.2007/ 14.30-16.00

TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Nuri Duman


KONUŞMACILARIN İSİMLERİ:
- Richard Manning (Chairperson), Chair of OECD Development Assistance Committee

- Maarten Brouwer (Speaker), Hollanda Dışişleri Bakanlığı

- Ridha Ferchiou (Speaker), Tunus Ulusal İstatistik Konseyi Başkanı

- Brian Hammond (Speaker), OECD Kalkınma İşbirliği Direktör Yardımcısı

- Hakan Fidan (Discussant), TİKA Başkanı
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
MAARTEN BROUWER:

Brouwer sunumuna Binyıl Kalkınma Hedeflerinin (MDG) göstergelerin anlamında kalkınma gündemine çok önemli katkıları olduğunu vurgulayarak başlamıştır. Dış yardımların yönlendirilmesinde veriler ve göstergeler çok önemlidir. Fakat donör ülkeler ve kuruluşlar yardım alan ülke hakkında yeterli göstergelere ve verilere sahip değildir. Bu da planlama aşamasında sonuç odaklı çalışmayı zorlaştırıyor. Donörler arasında veriler için ortak performans değerlendirme çeçeveleri, sonuç çeçeveleri bulunmuyor. Bu da her donörün kendi çalışmasını yapmasını gerektiriyor. Donörler ayrıva ulusal performans ölçümlerine de güvenmeyebiliyor.


Brouwer sunumunda Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşılması ve bunun için ayrılan dış yardımların doğru yönelendirilmesi için bazı önerilerde bulunuyor. Bunlar; 1) Gelişmekte olan ülkelerin plan yapabilme kapasitelerinin ve planlama süreçlerinin güçlendirilmesi, 2) İstatistik alanında gelişmekte olan ülkelere yapılan yardımların artırılması 3) istatistik alanında gerek dış yardımlarla gerekse ulusal kaynaklarla yapılan çalışmaların birbirleriyle koordinasyonunun sağlanması.
RIDHA FERCHIOU:

Ferchiou’nun sunumu iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda Tunus’taki istatistik çalışmalarının genel yapısı ikinci bölümde de eğitim alanında alınan bir dış keredili proje özelinde yapılanlar anlatılmıştır. Tunus’ta başında başbakanın bulunduğu bir istatistik konseyi bulunmatadır ve Ulusal İstatistik Programı Tunus’un başarısındaki en önemli etkendir. Sunumda vurgulanan husus Ulusal İstatistik Programları ile ulusal planlar arasındaki sağlıklı ilişkinin çok önemli olduğudur.


BRIAN HAMMOND:

Sunumun genel başlığı kaynakların sonuçlara bağlanmasıdır. Vietnam ülke örneği verilmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde istatistiklere yönelik şablonlar (template) hzırlanmalıdır. Bazı ülkelerin kendi çalışmalarında dahi ülke içinde farklılıklar olmaktadır. Ülkede genel şablom hazırlanmalı, bu şablona ülke kurumları tarafından sahip çıkılmalıdır. Bunun için donörlerin de bu ortak şablona katkı verip sahip çıkması gereklidir. Öreneğin ulusal harcamalarla okullşama oranı arasında bir korrelasyon kurulduğu gibi yapılan dış yardımlarla okullaşma oranı arasında da ilişki kurmaya imkan vericek bir sistem ihtiyacı bulunmaktadır.


HAKAN FİDAN:

Hakan Fidan diğer sunumları değerlendirmiş ve üç sunumun da çok faydalı olduğunu ifade etmiştir. TİKA’nın faaliyet gösterdiği ülkelerde sağlıklı veriye ulaşmakta zorlandığını ve bu alanda yardım yapılan ülkelerin kapasitelerinin artırılması için çalışmalarda bulunulduğunu söylemiştir. Türkiye’nin Resmi Kalkınma Yardımları (ODA) envanterinin TİKA tarafından tutulduğunu ve TİKA’nın hedef odaklı çalışmalar yaptığını belirterek Türkiye’nin Resmi Kalkınma Yardımı Projelerinden bir çok büyük çalışma ile ilgili bilgi vermiştir.


TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER, YAPILMASI GEREKENLER:
Türkiye’nin dış yardımlarında uzun ve orta vadeli program yaklaşımı tam olarak uygulanamadığı için yardım yapılan ülkelerdeki mevcut duruma ilişkin istatistikler henüz diğer donör ülkelere göre çok da dikkate alınmamaktadır. Oturumda yer alan Hollanda Temsilcisi için ülkenin ekonomik ve sosyal durumuyla ilgili rakamlar çok önemlidir. Çünkü Hollanda yardımlarını bu rakamlara göre belirleyecek orta ve uzun vadeli programlar tasarlayacak ve hedefler koyacaktır. Türkiye şimdilik sadece kendi yardım miktarıyla ilgilendiği için yardım yapılan ülkenin ekonomik ve sosyal durumu yardımın yönelendirilmesi açısından çok da önemli değidir.
Resmi Kalkınma Yardımlarında donör ülkeler için, bilhassa Türkiye gibi yeni donör ülkeler için ülekerin ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin verilen kısıtlı kaynakların doğru yönelnedirilmesi için son derece önemlidir. Fakat Türkiye’nin öncelikle bu verileri kullanma ihtiyacı hissetmelidir. Bunun için de kalkınma yardımlarını orta ve uzun vadeli strateji ve programlara dayandırması gereklidir.
Hollanda ile Türkiye arasındaki fark Hollanda’nın program ve ülke stratejisi hazırlmak için veriye ihtiyacı olması, Türkiye’nin ise Resni Kalkınma Yardımlarına ilişkin strateji ve programa ihtiyacı olmasısıdır. Bu durum iki ülkenin kalkınma yardımlarının etkinliği arasındaki farkın da nedenidir.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: Toplumların İlerlemesinin Ölçülmesi İçin İstatistik Kapasitesinin Oluşturulması
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 29 Haziran 2007 Perşembe Saat 09.00-10.30.

TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Ömer BİLEN


KONUŞMACILARIN İSİMLERİ: Ali GAMATİE, Luiz Awazu Preira da SILVA, Ben KIREGYERA, Sally STANSFIELD, Romulo VIROLA
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:

ALI GAMATIE

Konuşmasına daha iyi kararlar verebilmek için yeni gösterge setlerine ihtiyaç olduğunu söyleyerek istatistiğin bir moda değil gelmekte olan bir ihtiyaç olduğunu belirterek başlamış, konuşmacıları tanıtarak oturuma geçmiştir.


AWAZU PREIRA DA SILVA

Veri kalitesine hemen ulaşmanın değil fakat kalite artırımı yönünde sürekli bir çabanın önemli olduğunu vurgulamıştır. Sunumun ana konusu; oluşturulan politikaların ve etkilerinin yalnızca makro ekonomik göstergelerin kullanıldığı modellerle değil mikro verilerin kullanılmasıyla daha da anlamlı hale geleceğidir. Bu konuda örneğin sadece ortalamaya dayalı makro etkiler değil bireysel verilere dayalı hanehalkı anketlerinden yola çıkarak elde edilecek gelir dağılımının daha anlamlı sonuçlar verdiği çeşitli örneklerle dile getirilmiştir.


Mikro Simülasyon Modeli ile hanehalkının davranışlarındaki değişimin toplamıyla makro etkileri incelemenin önemli olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca istatistiksel kapasite oluşumu yönünde agrega (toplu) göstergelerden yereldeki kamu harcamaları, ön ve nihai değerlendirmeler için mikro düzeyde verilere doğru bir dönüşümün olduğuna da dikkat çekilmiştir.
SALLY STANSFIELD

Health Metrics Networks oluşumu ve geliştirilen yazılım ile gelişmekte olan ülkelerin sağlık istatistiklerinin tutulmasına nasıl yardımcı olunabileceği anlatılmıştır. Sağlık bilgi sistemlerinin yalnızca kendi ülkesi için değil paylaşıldığında sınır ülkelerdeki sorunların görülmesi ve salgın hastalıklara karşı (örn. SARS) önlemlerin alınmasında da oldukça önemli olduğu vurgulanmıştır.


BEN KIREGYERA

İstatistiğin sadece teknik bir konu olmadığı fakat aynı zamanda bir kalkınma problemi olduğunu dile getirerek Güney Afrika’daki temel veri sorunlarını: Elde edilebilirlik, veri aralığı, trend, sınıflandırma, faaliyetlerde ve kuruluşlarda üretilen verilerdeki standardizasyon olarak belirtmiştir. Ayrıca birçok ülkenin istatistiksel kapasitesinin gelişmemesi ve istatistiksel performansın iyi olmaması nedeniyle veri kalitesindeki düşüklüğün istatistiğe olan arz ve talebi düşürmesi şeklindeki sarmala sürüklediğine dikkati çekmiştir. Sonuçta Ulusal İstatistik Sistemlerinin daha iyi planlanması ve geliştirilmesine olan ihtiyacı dile getirmiştir.


ROMULO VIROLA

Toplantıyı Özetleyerek Ulusal İstatistik Sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğini, veri ayrımlarının (sınıflandırmalarının) çeşitlendirilmesine ihtiyaç olduğunu, özel sektörün de Ulusal İstatistik Sistemlerine destek vermesi gerektiğini belirtmiştir. Sunumlara dair sorularında ise: İstatistiğin uygulamada mı yoksa teoride mi kullanıldığı, faydalanıcıların istatistiksel bütçelerin artırılmasını destekleyici rollerinin olacağı, toplumsal ilerlemenin ölçülmesinde özel sektörün nasıl rol alacağı yer almıştır. Konuşmasını istatistiksel kapasitenin oluşturulmasında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında ikili teknik yardımların/işbirliğinin geliştirilmesine olan ihtiyacı dile getirerek tamamlamıştır.


TÜRKİYE İÇİN ÇIKARILABİLECEK YORUMLAR, ÖNERİLER, YAPILMASI GEREKENLER:
Bir soru üzerine veri güvenilirliği konusunda Merkez Bankalarında olduğu gibi ulusal istatistik kurumlarının da bağımsız hareket etmeleri gerektiği ve bireysel verilerin alındığı hanehalkı anketlerine daha fazla yer verilmesi gerektiği bildirilmiştir.
TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: ROUNDTABLE: GOOD PUBLIC GOVERNANCE FOR WHOM?
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 29 Haziran 2007 9:00-10:30

TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Volkan Erkan


KONUŞMACILARIN İSİMLERİ:
Başkan: Odile Noha El-Mikawy, International Adviser on Poverty and Governance, UNDP, Oslo Governance Centre

Panelist: Nicolas Meunier, Senior Economist, Crédit Agricole S.A., France

Panelist: Frank Wiebe, Managing Director, Economic Analysis, Millennium Challenge Corporation, US

Panelist: Alexandra Mitsotaki, ActionAid International

Tartışmacı: Stephen Knack, Lead Economist, Development Research/Public Sector Governance, The World Bank

Tartışmacı: Charles Oman, Senior Economist, Development Center, OECD


KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR:
Panelde kamuda iyi yönetişimin (good public governance) yararlanıcılarından yatırımcıların ve yardım kuruluşlarının bakış açılarına yer verildi.
NICOLAS MEUNIER:

Gelişmekte olan pazarlara kredi vermekte olan bütün özel kuruluşların kendine ait bir derecelendirme (rating) sistemi bulunmaktadır. Bu sistemler ülke riskinin belirlenmesini sağlar. Her risk seviyesindeki ülkeye yatırım yapılabilir. Ancak, ülkelerde çıkan krizler hesaplanamaz riskler oluşturmaktadır. Bu nedenle, riskler değerlendirilirken makro ekonomik rakamlardaki gelişmelerin yanında kamuda iyi yönetişim de dikkate alınmak zorunda olunan konulardan biridir. İyi yönetişimin varlığı ekonominin ani çöküntülere uğramayacağı anlamına gelir.



FRANK WIEBE:

İyi yönetişimi sadece fakirler için gerekli olan bir husus olarak görmemek gerekir. Toplumun geneli için iyi olan fakirler için de iyidir. Temel olarak gelir düzeyinin fakirlik ile korelasyonu vardır ve fakirliğin önemli bir göstergesidir.

Millennium Challenge Corporation dört alana vurgu yapmaktadır: (i) Ekonomik büyüme, (ii) Yönetişim (yardımın etkililiğine katkıda bulunur.), (iii) Ülkenin sahipliği, (iv) Sonuç odaklılık
Ülkenin yardıma uygunluğunu belirlemek için iyi yönetişim başlığında üç göstergeye yer verilir: (i) Adil yönetim, (ii) İnsana yatırım, (iii) Ekonomik bağımsızlık.
ALEXANDRA MITSOTAKI

Gelir seviyesinin ölçülmesi yeterli bir gösterge değildir. Daha geniş ölçüt setine ihtiyaç vardır. Human Development Indicators, Gender Equity Index gibi çalışmalar daha kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır.


STEPHEN KNACK

Bazı nicel göstergeler belli amaçlar için anlamlı sonuç verirken bazı amaçlar için uygun olmayabilirler. Her durumda birlikte kullanılan göstergeler için ağırlıklandırma problemi bulunmaktadır. Uzman değerlendirmeleri önem taşımaya devam etmektedir.


CHARLES OMAN

Yoksulluk karşılaştırmalı (relative) ve mutlak (absolute) olarak ölçülebilir. Yardım kuruluşları ve uluslar arası örgütler için karşılaştırma önemli iken yoksullar için mutlak yoksulluk önemlidir.


TOPLANTI KONUSU BAŞLIĞI: “MEETING THE WORLD’S HEALTH CHALLENGES”
TOPLANTI TARİH VE SAATİ: 29.06.2007 11:00

TOPLANTI NOTUNU HAZIRLAYAN: Aysel BİNLER


KONUŞMACILARIN İSİMLERİ:

• Toplantı başkanı: Harvey Fineberg

• Margareth Chan

• Julio Frenk

• Denise Levesley & Michael Wolfson
KONUŞMALAR HAKKINDA KISA NOTLAR
MARGARETH CHAN:

Katılımcı halk sağlığının önemine vurgu yapmış olup sağlık alanında yapılacak çalışmaların sadece sektörel değil aynı zamanda ülkenin genel kalkınmasının bir parçası olduğunu ve multi-sektörel bir yaklaşımla ele alınması gerekmektiğini belirtmiştir. Hem gelişmiş hemde diğer ülke gruplarında hastalık yapısı farklıda olsa halk sağlığı alanında hizmetlerin geliştirilmesi ihtiyacı bulunmakta olduğu, özellikle gelişmemiş ülkelerde hala hastalık yukunun buyuk bir kısmını önlenebilir hastalıkların olşturduğu belirtilmiştir. Örnek verilecek olursa, Dünyada hala 5 yaş altındaki çocukların 10,5 milyonu önlenebilir hastalıklar yüzünden ölmektedir. Bu sebeple halkın sağlığının iyileştirilmesi için öncelikle ekonomik gucu yetersiz olanların yararlanabilmesi amacıyla ülkelerin sağlık sigorta sistemlerini guçlendirmeleri gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde sağlık harcamalarının finasmanının ciddi bir oranı sigorta aracılığı ile yapılırken gelişmemiş ülkelerde ise harcamanın buyuk bir kısmının cepten yapıldığı görülmektedir. Bu durum yoksul insanların herhangibir koruma sistemine dahil olmamaları durumunda zaten kotu olan durumlarının daha da kotuleşmesine sebep olmaktadır. Dünyada yaklaşık 1,3 milyar kişi ekonomik guçleri yetersiz olduğu için sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamamaktadır. Bu sebeple hanehalkı yoksulluğu ile mucadele için ülkelerin kapsayıcılığı geniş bir sağlık sigortası sistemini oluşturmaları gerekmektedir. Ülkelerin sağlık durumlarının iyileştirilmesi için önem arz eden diğer bir husus ise temel sağlık hizmetlerinin fiziki ve insan gucu kapasitesinin iyileştirilmesidir. Halihazırda dünyada toplam 4 milyon doktor ve hemşireye çok acil ihtiyaç duyan 60’a yakın ülke bulunmaktadır. Diğer taraftan sağlık harcamalarına ayrılan kaynakların buyuk bir kısmının tedavi edici hizmetlere aktarıldığı gorulmektedır. Başta koruyucu sağlık hizmetleri olmak üzere temel sağlık ve tedavi edici hizmetlere ayrılan kaynaklar arasındaki dengesiz dağılımın temel sağlık lehine iyileştirilmesi ve sevk sistemlerinin iyi işletilmesi gerekmektedir. Ayrıca, özellikle gelişmemiş ülkelerde yaşanan genel ekonomik durumun kotuluğu sebebiyle toplamda sağlığa ayrılan kaynakların çok fazla kısılması uzun vadede sıkıntı yaratacaktır. Unutulmamalıdır ki sağlık hizmetleri ekonomik gelişmeyi sağlayacak insan kaynağının guçlanmesinı sağlayan bir bileşenidir, olaya sadece harcamaların kısıtlanması gozu ile bakılmamalıdır.


Yüklə 0,58 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin