Tüm Detaylarıyla Namaz


Nafile namazın kılınacağı yer



Yüklə 1,61 Mb.
səhifə21/31
tarix12.08.2018
ölçüsü1,61 Mb.
#69713
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   31

Nafile namazın kılınacağı yer:

Nafile namazı mescidde de, evde de kılınabilir. Fakat evde kılınması daha faziletlidir. Bundan teravih gibi cemaatle kılınması meşru namazlar müstesnâdır. Bu gibi namazların mescidde kılınması daha faziletlidir. Çünkü Zeyd b. Sabit Radıyallahu anh'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "...Evinizde namaz kılmaya bakınız. Şüphesiz farz olan namaz dışında kişinin kıldığı en hayırlı namaz evinde kıldığıdır."722

İbn Ömer Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Namazınızın bir bölümünü evlerinizde kılınız, evlerinizi kabristana çevirmeyiniz."723

Revâtib sünnetin kazasını kılmanın hükmü:

Namazdan önce kılınan herbir sünnetin vakti namaz vaktinin girişinden namazın kılınışına kadardır. Namazın farzından sonra kılınan her bir sünnetin vakti ise, farzın kılındığı vakitten başlar, vaktin çıkışına kadar devam eder.724

İnsan râtibe bir sünneti kaçıracak olursa, şâyet bir özürden dolayı kaçırmış ise onu kaza etmesinde bir vebal yoktur ve râtibenin yerine geçer. Şâyet özürsüz geçirmiş ise râtibenin yerini tutmaz, fakat bundan dolayı günah da kazanmaz.

Sabah namazının sünnetinin kazası yapılır. Eğer vaktinde bir özür dolayısıyla kılınmamış ise nafile namaz kılmanın helâl olduğu vakitten itibaren zeval vaktine kadar kaza edilmesi müekked bir sünnettir. Um Seleme Radıyallahu anha’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Ey Ebu Umeyye'nin kızı, sen ikindiden sonraki iki rekât hakkında soru sordun. Bana Abdu'l-Kays oğullarından bir grub kavimleri adına müslüman olduklarını bildirmek üzere geldi de onlarla meşgul olduğumdan ötürü öğleden sonraki iki rekâti kılamadım. İşte (ikindiden sonra kıldığım) o iki rekât bunlardır."725

Sahih-i Muslim'de sabit olan Ebu Hureyre ve Ebu Katade'nin rivâyet ettikleri Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in ve ashabının yolda iken sabah namazını uykuda kaldıkları için kılamayışları ile ilgili kıssa da bunu göstermektedir.726 Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem önce sabah namazının sünnetini kıldı, ondan sonra sabahın farzını kıldı.

Tatavvu namazı kılınırken oturmak:

Ayakta durabilme gücü olmakla birlikte tatavvu namazında oturmak -farzdan farklı olarak- caizdir. Çünkü farzda ayakta durmak bir Rükundür. Gücü yettiği halde ayakta durmayı terkeden bir kimsenin namazı batıldır.

el-Muğnî'de şöyle demektedir: Oturarak tatavvu namazı kılmanın mübah olduğunda, bununla birlikte ayakta durmanın daha faziletli olduğunda bir görüş ayrılığı olduğunu bilmiyoruz. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de şöyle buyurmuştur: "Kim ayakta kılarsa bu daha faziletlidir, kim de oturarak kılarsa ona ayakta duranın ecrinin yarısı vardır..."727 Bununla birlikte oturarak tatavvu namazı kılan kimsenin kıyamda durulması gereken yerde bağdaş kurarak oturması mustehabtır.728

Tatavvu namazının bir bölümünün ayakta, bir bölümünün oturarak eda edilmesi de -kerahat sözkonusu olmaksızın- caizdir. Hatta bunu aynı rekâtte bile yapabilir. Çünkü İmam Muslim Sahih'inde Alkame b. Vakkas'dan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Ben Âişe'ye: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem’in kıldığı iki rekâti oturuyor iken nasıl kılardı, diye sordum. Şöyle buyurdu: "Bu iki rekâtte Kur'ân okurdu. Rukûya varmak istediği vakit ayağa kalkar ve öylece rukûya varırdı."729

Yine Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i gece namazını oturarak kılarken şu şekilde hareket ettiğini gördüm: Tekbir getirdikten sonra oturarak Kur'ân okurdu. Okuduğu sureden geriye otuz ya da kırk kadar âyet kaldı mı ayağa kalkar, onları (ayakta) okur, sonra rukûya varırdı."730

Yolculuk halinde revâtib sünnetlerini kılmak:

Meşru olan, yolculuk halinde revâtib sünnetleri -vitr ile sabahın sünneti dışında- terketmektir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den sabit olup, İbn Ömer ve başkalarının rivâyet ettiği hadis bunu ifade etmektedir. Buna göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem vitir ile sabah namazının sünneti dışındaki râtib sünnetleri yolcu iken kılmazdı. Mutlak nafile namazlara gelince; bunlar yolculukta da, ikamet halinde de meşrudurlar. Sebepli olan namazlar da böyledir. Abdest sünneti, tavaf sünneti, kuşluk namazı, gece teheccüdü gibi. Çünkü bu hususta vârid olmuş hadisler bunu ortaya koymaktadır.731



2. Teravih Namazı

Hükmü ve bu ismin verilmesinin sebebi:

Terâvih namazı ramazan ayında cemaatle kılınması sünnet olan nafilelerdendir. Müekked bir sünnettir. Ona "terâvih" adının veriliş sebebi bu namazı kılan müslümanların her dört rekât arasında istirahat etmek için oturmalarıdır. Çünkü bu dört rekâtte uzunca Kur'ân okunurdu. Âişe Radıyallahu anha'ya: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in ramazan ayındaki namazı nasıldı, diye sorulunca şöyle demişti: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem ramazanda olsun, başka aylarda olsun onbir rekâtten fazla kılmazdı. Önce dört rekât kılardı. Onların güzelliğini ve uzunluklarını hiç sorma! Sonra bir dört rekât daha kılardı. Onların da güzelliklerini, uzunluklarını hiç sorma. Sonra üç rekât kılardı..."732

"Sümme: sonra" edatı bir atıf harfi (bağlaç) olup tertib (sıralamayı) ve terâhîyi (arada zaman fasılası bulunduğunu) ifade eder.

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem dört rekâtte iki defa selam verirdi. Sonra dinlenirdi. Çünkü İbn Ömer Radıyallahu anh'dan gelen rivâyete göre bir adam: Ey Allah'ın Rasûlü, gece namazı nasıl olmalı? diye sormuş, Peygamber şu cevabı vermişti: "İkişer ikişer kılınır. Eğer sabahın gireceğinden korkarsan, tek bir rekât vitr kıl!"733

Âişe Radıyallahu anha da şöyle demiştir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem yatsı namazını bitirdikten sonra (ki insanlar buna el-Ateme (karanlık) derler) sabaha kadar onbir rekât namaz kılardı. Her iki rekât arasında selam verir ve sonra vitr olarak tek bir rekât kılardı..."734

Teravihin fazileti ve vakti:

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ramazan ayında namaz kılmayı teşvik buyurmuştur. Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Her kim inanarak ve umarak ramazan ayını kıyam ile geçirecek olursa, onun geçmiş günahları affolunur."735

Teravih namazı erkeklere de, kadınlara da sünnet olup yatsı namazından ve onun sünnetinden sonra, fakat vitr namazı kılınmadan önce ikişer ikişer kılınan bir sünnettir. Vitirden sonra kılınması da -daha faziletli olan terkedilmiş olmakla beraber- caizdir.

Teravih namazının vakti, ikinci fecrin doğuşuna ya da gecenin bitişine kadar devam eder. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Gece kalkışı (var ya) o hem daha etkilidir, hem de söyleyişi itibariyle daha sağlamdır." (el-Müzzemmil, 73/6)

Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem bir gece mescidde namaz kıldı. O namaz kıldı diye bir grub insan da onun gibi kıldı. Bir sonraki gece de kıldı, insanlar çoğaldı. Sonra üçüncü gece ya da dördüncü gece oldukça toplandılar. Bu sefer Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem yanlarına çıkmadı. Sabah olunca şöyle buyurdu: "Sizin yaptığınızı gördüm. Yanınıza çıkmamı engelleyen tek husus, bunun (kıldığımız bu gece namazının) size farz kılınacağından korkmamdır." Bu husus Ramazanda olmuştur.736 Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bu namaza çıkmaya devamı terketmekteki sebebi açıklamış bulunmaktadır.

Rekatlerinin sayısı:

Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem Ramazanda olsun, başka ayda olsun onbir rekâtten fazla kılmazdı..."737

Câbir Radıyallahu anh'dan da şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem Ramazan ayında bize sekiz rekât ile vitiri kıldırdı. Ertesi gün mescidde toplandık ve yanımıza çıkacağını ümit ettik. Sabaha kadar mescidde bekledik. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in yanına gittik, ona: Ey Allah'ın Rasûlü yanımıza çıkıp bize namaz kıldırmanı bekledik, dedik. Şöyle buyurdu: "Ben vitrin üzerinize farz olarak yazılacağından çekindim."738

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'den sabit ve mütevatiren gelen budur. Ondan sonra Ömer b. el-Hattab müslümanları Ubeyy b. Ka’b'ın arkasında (namaz kılmaları için) topladı. Böylelikle cemaatle namaz kılmaya başladılar ve bu, günümüze kadar devam etti. Yirmi rekât namaz kılıyorlar ve üç rekât te vitr kılıyorlardı. Ashab-ı kiram da bu hususta onlara muvafakat etti. Onlardan sonra gelen raşid halifelerden kimse de onlara muhalefet etmedi. el-Muğni'de şunları söylemektedir: Ebu Abdullah'ın -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- bu hususta tercih ettiği görüş yirmi rekât olduğudur. es-Sevri, Ebu Hanife ve Şafiî de böyle demişlerdir: Malik ise otuzaltı rekâttir demiştir. Eskiden beri devam edenin bu olduğunu ileri sürmüş ve bu hususta Medinelilerin uygulamasını esas almıştır. Çünkü et-Tev’eme'nin azadlısı Salih şöyle demiştir: Ben insanların kırkbir rekât namaz kıldıklarını ve bunların beşini vitir olarak kıldıklarını gördüm.739

Sahih olana gelince; teravih namazında sünnet olan onun onbir ya da onüç rekât olduğudur. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in yaptığı budur. Daha faziletli olan da budur. Şâyet namaz kılanlar bundan daha fazlasını kılacak olurlarsa, bunda bir mahzur yoktur. Çünkü selef-i salihten fazlalık ve eksiklik hususunda değişik türler rivâyet edilmiştir. Kimse diğerininkine karşı tepki göstermemiştir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de münhasıran kabul edilecek şekilde muayyen bir sayı tesbit etmemiştir. Fakat bu kılınacak rekâtlerin meşru bir şekilde olması gerekmektedir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem, İbn Ömer Radıyallahu anh'ın rivâyet ettiği hadiste, bu hususu beyan etmiş bulunmaktadır. Buna göre bir adam: Ey Allah'ın Râsulü gece namazı nasıldır? diye sormuş, Peygamber: "İkişer (ikişer) kılınır, demiştir. Eğer sabahın gireceğinden korkarsan tekbir rekât olarak vitir kıl.740

Efdal olan imama uyan kimsenin imam bitirinceye kadar imamla birlikte namaz kılmasıdır. İmam (vitr ile) ister onbir, ister onüç, ister yirmiüç rekât kılsın. Böylelikle ona gece namazı kılma ecir ve mükâfatı yazılmış olur. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kişi imam ile birlikte -namazını bitirinceye kadar- namaz kılacak olursa, ona o geceyi kıyam ile geçirmiş sayılır."741

Teravih namazının mescidde cemaat ile kılınması sünnettir. Kişinin tek başına evinde kılması da caizdir, fakat sünneti kaçırmış olur. Ancak mescidde cemaatle kılınması daha faziletlidir. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem’in mescidde müslümanlarla cemaat halinde kıldığını ifade eden rivâyetler daha önce geçmiş bulunmaktadır. Bu cemaate devam etmeyiş sebebi ise namazın onlara farz kılınacağı korkusudur. Çünkü Peygamberin hayatta olduğu dönem vahiy ve teşri dönemi idi. Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem’in vefatıyla teşri illeti ortadan kalktığına göre durum aslî haline döner. Bu namazın Ramazan ayında cemaat ile mescidde kılınmasının sünnet olduğu sabit olmuş bulunmaktadır.

Ebu Bekr Radıyallahu anh’ın halifeliği ile Ömer Radıyallahu anh halifeliğinin ilk dönemlerinde müslümanlar eski halleri üzerinde dağınık bir şekilde namazlarını kılıp durdular. Ancak daha sonra Ömer b. el-Hattab Radıyallahu anh insanları bir imam etrafında topladı.

Abdu'r-Rahman b. Abdu'l-Kari dedi ki: Bir ramazan gecesinde Ömer b. el-Hattab Radıyallahu anh ile birlikte mescide çıktık. İnsanlar dağınık dağınık idi. Kimisi kendi kendisine namaz kılıyor, kimisi namaz kılarken ona bir gurub da uymuş oluyordu. Ömer şöyle dedi: Benim görüşüme göre eğer bunları tek bir imamın etrafında toplayacak olursam daha güzel olur. Sonra bu kararını verdi ve onları Ubeyy b. Ka’b’ın etrafında topladı. Daha sonra onunla bir başka gece çıktım. İnsanlar önlerindeki imama uymuşlardı. Ömer şöyle dedi: Bu ne güzel bir bid'at! Bununla birlikte uyuyanların namazı daha faziletlidir. -Bununla gecenin nihayetinde kılanları kastediyordu. İnsanlar ise gecenin ilk vakitlerinde (bu namazı) kılıyorlardı."742

Ömer b. el-Hattab Radıyallahu anh dinde yeni bir bid'at ortaya koymuş olmuyordu. Çünkü onun bu yaptığının şeriatte aslî bir dayanağı vardır.

Teravih namazı esnasında nafile kılmak -namaz kılan cemaatin dışına çıkmış olacağından- mekrûhtur. Şâyet farzı yetişememiş ise imama uyup yatsı namazını niyet eder, imamın (iki rekâtte) selam vermesinden sonra kendisi iki rekât daha tamamlar. Yatsı namazının râtıba sünnetini niyet etme imkânı olup, bu niyet ile imamla cemaate katılabilir. İmamın niyeti ile cemaate uyanın niyetinin farklı olmasının -ilim ehlinin bu husustaki görüşlerinden sahih olanına göre- zararı yoktur. Ancak dinlenme zamanında teravih arasında nafile kılmak mekrûhtur.

Teravih ve vitr kılındıktan sonra tek başına ya da cemaat halinde ayrıca namaz kılmak mekrûhtur. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Geceleyin kılacağınız son namaz vitir olsun."743

Eğer teravihten sonra fakat vitirden önce namaz kılınacak olursa mekrûh olmaz. İşte bugün Ramazanın son on gününde kılınan (nafile) namaz bu kabildendir.

Terâvihte Kur'ân Okumak:

Kur'ân okumak, müslümanların imamlarının ittifakı ile sünnettir. Hatta terâvihin en önemli maksadı bu namazda Kur'ân'ı (tamamen) okumak (hatmetmek)dir. Böylelikle müslümanlar Allah’ın kelamını dinlemiş olurlar. Kur'ân okuyan imamın, Kur'ân okurken sesini güzelleştirmeye çalışması gerekir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem: "Kur'ân ile teğanni etmeyen (Kur'ân'ı güzel okumaya çalışmayan) bizden değildir."744 diye buyurmaktadır.

Teğanni ise, huşû ve kalb huzuru ile düşünerek ve anlayarak Kur'ân-ı Kerim'i güzel ve terennümlü okumaktır. Çünkü böylesi kalbe daha çok fayda verir, imanı daha bir pekiştirir, Kur'ân’ın tadına daha çok varılır... Ancak bu hususta herhangi bir zorlamaya ya da alıştırmaya kaçmamak gerekir... Kur'ân-ı Kerim'i teravihin son rekâtinde rukûya varmadan önce bitirmeye çalışır ve bundan dolayı da dua eder. Bu hususu Ahmed ve başkaları açıkça ifade etmişlerdir.745

İmam hafız değil ise, mushaftan okuması caizdir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in hanımı Âişe annemizden sabit olduğuna göre kölesi Zekvân ona Ramazan ayında mushaftan okuyarak imam olarak namaz kıldırırdı.746

İmam namazda cemaate namaz kıldırırken onlara ağır gelmeyecek kadar okur. Uzunca Kur'ân okunmasını tercih eden bir grub cemaatin birlikte ittifak edip namazlarını kılmalarında bir beis de yoktur.

Vitir ve teravihte kunut:

Vitir, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in mukim iken de, yolcu iken de devam ettiği müekked bir sünnettir. Ebu Eyyub el-Ensarî şöyle demektedir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Vitr her müslüman üzerine bir haktır. Her kim beş rekât kılarak vitir kılmak istiyorsa bunu yapsın, kim üç rekât ile vitir kılmak istiyorsa böyle yapsın, kim de tek bir rekât ile vitir kılmak istiyorsa böyle yapsın."747

Vitir namazının vakti, yatsı namazından itibaren sabah namazına kadar devam eder. Vitrin en faziletli vakti imsaktan önce seher vaktidir. Çünkü Âişe Radıyallahu anha şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem gecenin her vaktinde vitir kıldı. Fakat son zamanlarda vitrini imsaktan önce seher vakitlerinde kılar oldu.748

Vitir namazını gece ya da teheccüd namazından sonra kılar. Şâyet gece uyanamayacağından korkarsa uyumadan önce vitir kılar. Çünkü Câbir Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kim gecenin son bölümünde uyanamayacağından korkarsa gecenin ilk vakitlerinde vitrini kılsın. Gecenin sonlarına doğru uyanacağını ümit eden bir kimse gecenin son vaktinde vitir kılsın. Çünkü gecenin son vaktinde kılınan namaz şâhid olunan bir namazdır ve böylesi daha faziletlidir."749

Bir gecede birisi teravihte imam ile birlikte, diğeri ise aynı gece kendisi teheccüd kıldıktan sonra olmak üzere iki defa vitir kılması caiz değildir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem: "Bir gecede iki vitir yoktur." diye buyurmuştur.750

İmam ile birlikte teravihi kılan kimsenin vitri sonraya bırakması caizdir. İmam (vitrin sonunda) selam verdiği takdirde, kendisi (selam vermeden) kalkar ve bir rekât daha kılar.

Vitrin en azı bir rekâttir. Çoğu ise onbir rekâttir. İkişer ikişer namaz kılar ve tek bir rekât ile vitir kılar. Kemal derecesinin asgari seviyesi iki selam ile ya da arka arkaya üç rekât kılmaktır.

Birinci rekâtte el-A'lâ, ikinci rekâtte el-Kâfirûn, üçüncü rekâtte el-İhlâs surelerini okuması müstehabtır. Çünkü Ubeyy b. Ka’b’ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem: "O en yüce Rabbinin ismini tesbih et!" (el-A'lâ, 87/1) ile: "Deki: Ey kâfirler" (el-Kâfirûn, 109/1) ve "Deki: O Allah'tır, bir tektir." (el-İhlas, 102/1) surelerini okuyarak vitir namazını kılardı.751

Vitir namazını arada selam vermeden beş, yedi ya da dokuz rekât olarak kılmak da caizdir. Bütün bu şekillere dair sünnette rivâyet gelmiş bulunmaktadır.

Şeyhu'l-İslam İbn Teymiye (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) şöyle demektedir: Vitirde kunut okumaya gelince, bu hususta ilim adamlarının üç görüşü vardır: Bir görüşe göre hiçbir şekilde müstehab değildir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in vitir namazında kunut okuduğu sabit değildir. Bir diğer görüşe göre sene boyunca kunut yapmak müstehabtır. İbn Mesud ve başkalarından nakledildiği gibi. Ayrıca Sunenlerde Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem el-Hasen b. Ali Radıyallahu anh'a vitirde kunut yaptığı vakit okuyacağı bir dua öğretmiştir. Üçüncü görüşe göre Ubeyy b. Ka’b’ın yaptığı gibi Ramazanın ikinci yarısında kunut yapılır.

İşin gerçeğine gelince; vitirde kunut okumak, namazda uygun görülen dua kabilindendir. İsteyen onu yapabilir, isteyen terkedebilir... Kişi müslümanlara Ramazan geceleri namaz kıldıracak olursa, ay boyunca kunut okursa güzel bir iş yapmış olur. Ayın ikinci yarısında kunut okursa, yine güzel yapmış olur. Hiçbir şekilde kunut okumasa yine güzel bir iş yapmış olur."752

İmam kunut okuduğu vakit ona uyanlar duasına âmin derler. Şâyet imamın kunutunu duymuyor ise, kendisi dua eder.753



Teravihin meşru şekli:

Bazı imamlar teravih namazını çabuk kılmaya çok özen gösterirler. Onun için namaz kılanlara, sünnet olanları uygulamaya imkân vermeyecek hatta bazan vacib olanı yapmalarına engel olacak kadar hızlıca kılarlar. Tam bunun zıttı bazıları da cemaate ağır gelecek kadar uzatırlar.

İmama düşen görev ise, yüce Allah'tan korkmaktır. Bir vacibi ya da bir sünneti ihlâl edecek kadar çabuklaştırmamalı. Cemaate ağır gelecek ve onları nefret ettirecek kadar da uzatmamalıdır. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in gösterdiği yola bağlı kalmalı ve namazı meşru olan şekli ile edâ etmelidir.

Yanlışlıklardan birisi, imamın teravih namazında üçüncü rekâte (yanlışlıkla) kalkarken cemaat onu uyarırken, kendisinin dördüncü rekâte tamamlamakta ısrar etmesidir. Böylesi sünnete muhaliftir, namazı ifsad eder. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem gece namazının keyfiyeti hakkında: "İkişer ikişerdir..."754 diye buyurmuştur. Âişe Radıyallahu anha'dan gelen rivâyete göre de Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Her kim bizim bu işimize uygun olmayan bir iş yapacak olursa o merduttur."755

Üçüncü rekâtte durumu hatırlar ya da hatırlatılırsa yapması gereken teşehhüde oturması, selam vermesi ve selamdan sonra da sehv secdesi yapmasıdır.

Kur'ân okuması esnasında imamın sesini güzelleştirip, aşırıya kaçmadan kalbleri yumuşatacak bir şekilde Kur'ân okumasında bir mahzur yoktur. Ancak kıraatin hükümlerine riayet etmelidir. Aşırı medler yapmamalı, harfleri gereksiz yere uzatmamalı yahutta adeta harfe dönüşecek şekilde harekeleri çıkarmakta mübalağaya kaçmamalıdır. Çünkü bütün bunlar (kıraatte) lahn (yanlışlık) ve keyif getirici olarak sayılır. Böylelikle Kur'ân okuyan kişi, Kur'ân okumanın maksadı olan emir, nehy, vaad, tehdid, öğüt, korkutma gibi manalarını kavramanın dışına çıkmamış olur... Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "(Bu) âyetlerini düşünsünler, tam akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz hayır ve bereketi bol bir kitabtır." (Sâd, 38/29)

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bir gece Ebu Musa el-Eşârî'nin kıraatine kulak vermiş, onun Kur'ân okuyuşu hoşuna gitmişti. O kadar ki ona: "Dün senin Kur'ân okuyuşunu dinlerken beni bir görseydin! Gerçekten sana Davud hanedanının mizmarlarından bir mizmar verilmiş bulunuyor." demişti.756

O halde kıraat ve kunûtta sesi güzelleştirmek -şer'î sınırları içerisinde kaldığı sürece- namaz kılanların şevkini arttırır, kalblerini uyanık tutar, daha bir dinlemelerine sebep olur.

Bazı insanlar kendi nefsinde daha çok etki bırakan imamların arkasında namaz kılmaya çalışırlar. Bunda bir sakınca yoktur, fakat efdal olan insanların kendi mescidlerinde ve kendi imamlarının arkasında namaz kılmalarıdır. İbn Ömer Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizin herbiriniz kendi mescidinde namaz kılsın ve diğer mescidlerin peşine takılmasın."757

Ta ki birtakım mescidler kalabalıkla dolup taşarken diğer bazıları cemaatsiz kalmasın, yollar gereksiz yere tıkanmasın, bir mescide ulaşmak ve kalabalığı aşmak için boşa vakit geçirilmesin. Hatta bazan bazı rekâtler de kaçırılmasın...

Bazı İslâm diyarlarında bid'at olan birtakım sözler yaygınlık kazanmaktadır. Mesela birinci defa selam verdikten sonra: "es-Salatu ve's-selamu ala evveli halkıllah" derler. İkinci selamdan sonra: "Subhane'l-vahidi'l-ahad subhane'l-ferdi's-samed, subhanellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû kufuven ahad" üçüncü selamdan sonra "es-selâtu ve's-selâmu alâ hatemi rusûlillah" derler. Dördüncü selamdan sonra ikinci selamdan sonra söylediklerini tekrarlarlar, sonra da: "Tek de kılınız, vitir de kılınız, oruç ayını karşılayınız. Allah size mükâfat versin" derler.

İki namaz arasında söylenen şeriatte aslı astarı olmayan bid'at sözler ne kadar da çoktur!



3. Teheccüd

Hükmü ve Fazileti:

Gece namazı mutlak nâfile namazlardandır. Kitab, sünnet ve ümmetin icmâı ile sâbit, müekked bir sünnettir... Yüce Allah Peygamberine teheccüd kılmayı emretmiştir. O şöyle buyurmaktadır: "Gecenin bir kısmında da sana has nâfile olmak üzere onunla (Kur'ân ile) gece namazı kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır." (el-İsra, 17/79)

Mücahid dedi ki: "Teheccüd Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem için nafile bir ibadet idi. Çünkü onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştı. Dolayısıyla onun itaati nafile yani daha çok sevabı arttırmak içindi. Başkası için ise günahlarına keffârettir."758

Her ne kadar bu emir Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e özel olarak verilmiş ise; biz de ona uymakla emrolunmuşuzdur.

Şanı yüce Allah geceleyin namaza kalkan takvâ sahibi mü'minlerin niteliklerini sözkonusu etmekte, onlar hakkındaki mükâfatı açıklamaktadır: "Şüphesiz takvâ sahibleri cennetlerde ve pınarlardadırlar. Rablerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce ihsan edicilerdi. Onlar gecelerde az bir vakit hariç, uyumazlardı. Seherlerde de mağfiret dilerlerdi." (ez-Zariyat, 51/15-18) Yüce Allah bu kulları kendisine nisbet etmek suretiyle de şereflerini ve makamlarını yüceltmiş bulunmaktadır: "Rahmanın kulları yeryüzünde ağır ve vakur yürürler. Cahiller onlara (sataşarak) hitab ettiklerinde onlar: 'Selam' derler. Onlar ki gecelerini Rablerine secde ve kıyam ile geçirirler." (el-Furkan, 25/63-64)

Yüce Allah böylelerinin âyetlerine iman ettiklerine dair şöylece tanıklık etmektedir: "Bizim âyetlerimize ancak kendilerine âyetlerle öğüt verildiğinde secdeye kapanan ve Rablerini hamd ile tesbih edenler iman eder. Yanları yataklarından uzak kalır. Rablerine korkarak ve ümit ederek dua ederler. Onlara verdiğimiz rızıktan infak da ederler. Onlara o işlediklerine mükâfat olmak üzere gözleri aydınlatan ne nimetler gizlendiğini hiçbir kimse bilmez." (es-Secde, 32/15-17)

Yüce Allah onları ilim sahibi olmakla nitelendirmiş ve başkalarının konumundan onları daha yüksek bir mertebeye çıkarmıştır: "(Böyle bir kimse mi), yoksa âhiretten korkarak, Rabbinin rahmetini umarak, gece saatlerinde kıyamda durarak, secde ederek itaatte bulunan kimse mi (hayırlıdır)? Deki: 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak özlü, akıl sahibleri öğüt alır.'" (ez-Zümer, 39/9)

Gece namazı kılmak en faziletli amellerdendir. Gündüzün nafile namaz kılmaktan daha faziletlidir. Çünkü gece namazı gizli olduğundan ötürü yüce Allah için daha bir ihlâsla yapılır, riyâdan uzaktır. Ayrıca gece namazında bir parça zorluk ve yüce Allah’ın huzuruna erişmek için rahat ve sükûnunu -başkalarının uyuduğu bir zamanda- terket vardır. Bunun için daha faziletlidir.

Gecenin son vakitlerinde şanı yüce ve mübarek Rabbimiz dünya semâsına iner. Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan gelen rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Şanı yüce ve mübarek Rabbimiz her gece gecenin son üçte biri kaldığı vakit dünya göğüne iner ve şöyle buyurur: Bana dua eden var mı, duasını kabul edeyim. Benden bir şeyler isteyen var mı, ona vereyim. Benden mağfiret dileyen var mı, onun günahını bağışlayayım."759

Ömer b. Abse'den rivâyete göre o Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'i şöyle buyururken dinlemiş: "Kulun Rabbe en yakın olduğu zaman gecenin son bölümleridir..."760

Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "...Farz namazdan sonra en faziletli namaz gece namazıdır."761

Bu namazı kılmak cennete esenlikle girişe sebebtir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar, selamı yayınız. Yemek yediriniz, insanlar uyurken namaz kılınız, cennete esenlikle girersiniz."762

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem gece namazı kılmaya çok dikkat ederdi. Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Allah’ın Peygamberi (salât ve selam ona) geceleyin ayakları çatlayıncaya kadar namaza dururdu. Âişe ona: Ey Allah’ın Rasûlü, Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamışken, niye böyle yapıyorsun? diye sorunca, Peygamber: "Ben şükreden bir kul olmayı sevmeyeyim mi..." diye cevab verdi.763

Gece namazı güneşin batışından, tan yerinin ağırmasına kadar devam eder. Fakat gecenin son bölümünde namaz kılmak daha faziletlidir. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Gece kalkışı (var ya)! O hem daha etkilidir. Hem de söyleyişi itibariyle daha sağlamdır." (el-Müzzemmil, 73/6) "Gece kalkışı" ise uykudan sonra olandır. Uyumayan bir kimse için nâşie (gece kalkışı) sözkonusu olmaz.



Yüklə 1,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin