Türk dünyasi iŞletme fakültesi uluslararasi iLİŞKİler böLÜMÜ YÜksek lisans biTİrme tezi


Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanma Yasağı ve Meşru Müdafaa Kapsamında Dağlık Karabağ Sorunu



Yüklə 234,5 Kb.
səhifə27/73
tarix01.01.2022
ölçüsü234,5 Kb.
#104026
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   73
2.1.3. Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanma Yasağı ve Meşru Müdafaa Kapsamında Dağlık Karabağ Sorunu

2.1.3.1. Kuvvet Kullanma Yasağı ve Kapsamı

Uluslararası hukukta ve uluslararası ilişkilerde tarihin uzun döneminde çatışma ve kuvvete başvurulması genel kabul görmüştür.137 Uluslararası ilişkilerin klasik aktörleri olan devletler arasında gerçekleşen çatışma138 türleri içerisinde en yaygın olanı savaştır. Devletler hedeflerine ulaşmak veya sorunlarını çözmek için diplomasiyi yada askeri gücü seçebilirler.139 Nitekim, yukarıda da belirtildiği üzere, uzun bir dönemde haklı sebebi olan devletlerin kuvvet kullanması meşru sayılmaktaydı. 1914’ten önceki dönemde savaş, devletlerin egemenlik hakları içerisinde bulunmaktaydı. Buna rağmen, devlerler keyfi olarak kuvvet kullanma hakkına istinad etmek istemediklerinden olsa gerek, savaşa başvurmak için teorik ve moral esaslar oluşturmaya çalışmışlardır. Bu durum ise, kuvvet kullanılması ile ilgili örf ve adet hukuku kurallarını içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.140

XX. yüzyıl ise kuvvete baş vurma ile ilgili kurallar, yani jus ad bellum bakımından yoğun bir dönem olmuş ve bu konuya ilişkin önce sınırlamalar, sonra ise yasaklamalar devreye girmiştir. Nitekim, 1920’de Milletler Cemiyeti Misakı, daha sonra 1928’de Briand-Kellog Paktı bu açıdan ilk adımları atmıştır. 1945 tarihinde imzalanmış Birleşmiş Milletler Antlaşması ise uluslararası hukuk tarihinde ilk defa olarak devletlere yönelik geniş kapsamlı kuvvet kullanma yasağı getirmiştir.141

Ayrılıkta kısaca vurgulamak gerekirse, MC Misakı’nın 12, 13, 15 ve 16. maddelerinde kuvvet kullanmayı kısıtlamayla ilgili ifadeler bulundurulmuştur. Nitekim, MC’ne üye devletler ortaya çıkan uyuşmazlıklar için hakeme, yargıya ya da Konsey’e baş vurmayı kabul etmiş ve ilgili merciin kararından üç ay süre geçmedikçe kuvvet kullanmayı redd etmişlerdi. Dolayısıyla, MC Misakı kuvvet kullanma ile ilgili kısıtlamalar yapmış, fakat onu tam şekilde yasaklamamıştır. Günümüzde bu Misak uluslararası hukuk açısından geçerlilik arz etmiyor. Kuvvet kullanılmasına kesin bir şekilde yasak, ilk defa 1928 “Savaşı Ulusal Siyasetin Bir Aracı Olarak Yasaklayan Antlaşma”, başka bir ifadeyle Briand Kellogg Paktı ile getirilmiştir. Antlaşma’nın 1. ve 2. maddelerinde, savaşın ulusal siyasetin aracı gibi kullanılmasından vazgeçilmiş, sorunların barışçıl biçimde çözümlenmesi öngörülmüştür. Fakat, bu Antlaşma’da da savaşa varmayan kuvvet kullanma yolları ve savaşın tanımı için kesin bilgilere yer verilmemiştir. 142

BM Antlaşması’na gelince, 1/1 maddesinde, uluslararası barış ve güvenliği korumak, bu amaç doğrultusunda barışın uğrayacağı tehditleri önlemek, her türlü saldırma fiilini veya barışın başka suretle bozulması halini ortadan kaldırmak üzere müşterek tedbirler almak, barışın bozulmasına neden olabilecek milletlerarası mahiyyetde uyuşmazlıkları adalet ve hukuk çerçevesinde barışçıl yollarla çözüme kavuşturmak Birleşmiş Milletler’in esas amacı olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda, BM Antlaşması’nın 2. maddesinin 4. fıkrası gereğince BM üyesi devletlere, devletlerarası ilişkilerinde gerek her hangi bir diğer devletin arazi bütünlüğüne, gerekse BM’nin amaçları ile bağdaşmayan her hangi biçimde tehdite veya kuvvete başvurmaktan kaçınma yükümlülüğü getirilmiştir. BM, ilk olarak barış rejiminin tesisi ve temini için kurulmuştur. Teşkilatın kendi kaderini belirleme, insan haklarına saygı, ekonomik ve sosyal gelişme, adalet ve adil bir uluslararası düzen oluşturmak gibi amaçları olmakla beraber, hiyerarşik bir sistemi oluşturan bu amaçlar içerisinde uluslararası barış ve güvenliğin korunması öncelikli sırada bulunmaktadır. Dolayısıyla, BM’nin hizmet ettiği barışı koruma amacının normatif bir ifadesi olan 2. maddenin 4. fıkrasını geniş kapsamlı bir yasak olarak değerlendirmek gerekmektedir. Yani, BM’nin başka amaçlarının gerçekleştirilmesi için kuvvet kullanılamaz, aksi halde uluslararası barış ve güvenliğe zarar verilmiş olur.

Kuvvet kullanma yasağı yalnız savaşı değil, aynı zamanda başka bir devletin siyasi bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne yönelik her türlü kuvvete başvurulmasını yasaklamaktadır ve bu eylemler doğrudan olabileceği gibi, dolaylı da olabilir. Bir devletdeki isyancılara askeri yardımda bulunmak, onları eğitmek, barındırmak, o ükeye gönüllüler göndermek, özellikle 2. Dünya Savaşından sonra görülen dolaylı kuvvet kullanma eylemleridir. BM Antlaşması’nda açıkça söz edilmemekle birlikte, söz konusu eylemlerin de kuvvet kullanma yasağı kapsamına girdiği hususunda görüş birliği bulunmaktadır. 1970 “Dostane İlişkiler Bildirisi” ve Uluslararası Adalet Divanı’nın içtihatları da bu görüşü destekler niteliktedir. 143



Yüklə 234,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin