TüRKİye turizm coğrafyasi marmara bölgesi BÖLÜm I yalova



Yüklə 1 Mb.
səhifə19/49
tarix29.10.2017
ölçüsü1 Mb.
#20929
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   49

Turizm Potansiyeli



Ören Yerleri ve Müzeler

Yesemek Açık Hava Müzesi


Gaziantep Müze Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Yesemek Açık Hava Müzesi, İslahiye ilçesinin güneydoğusunda bulunan Yesemek Köyü yakınlarındaki bir dağ yamacı üzerinde yer alır. Yapılan araştırmalar yörede Hititler zamanında bir taş ocağı ve atölyesinin işletmeye açıldığını ve burada yörenin yerli halkı Hurların çalıştırıldığını göstermektedir. Yesemek Açık Hava Müzesi’nde 300’ün üzerinde yontu taslağı mevcuttur.


Dülük (Doliche) Antik Kenti


Gaziantep kent merkezinin 10 km kadar kuzeyinde bulunan Dülük Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Burası tarihin en eski çağlarından beri kullanılan bir yol ağının düğüm noktasını teşkil etmekte olup, İlk Çağda Germanikopolis (Kahramanmaraş), Samosata (Samsat), Nikopolis (İslahiye), Zeugma (Belkıs) ve Kyrhos (Kilis) arasındaki ana yolların kesiştiği bir kenttir.

Zeugma Antik Kenti


Nizip İlçesi’nin 10 km doğusunda Fırat Nehri kenarında bulunan Belkıs Köyü yakınlarında yaklaşık 20.000 dönümlük bir arazi üzerinde yer almaktadır. Kenti Büyük İskender’in Komutanlarından Selevkos Nikator’un M.Ö. 300’de kurduğu bilinmektedir. Zeugma Kommagene Krallığı’nın dört önemli kentinden bir diğeridir. Helenistik Dönemde “Fırat Seleukası” adıyla anılmış olan kent, Fırat Nehri üzerinde bir iskelesi bulunan ve Antakya’dan Çin’e kadar uzanan İpek Yolu’nun buradan geçmesi münasebetiyle önemli bir ticaret potansiyeline sahip antik bir şehirdir. Roma döneminde buraya Anadolu Askerlerinden oluşturulan “İskit Lejyonu” konuşlandırılmıştır. Zeugma, Roma döneminde biraz da askeri merkez olmanın verdiği canlılıkla oldukça zenginleşmiştir

Karkamış Harabeleri


Karkamış, Mezopotamya, Mısır ve Anadolu yollarının kavşak noktasında bulunması dolayısıyla, ilk çağlardan günümüze kadar kesintisiz bir yerleşim noktası olmuş ve bu nedenle bir çok medeniyeti bünyesinde barındırmış bir antik kenttir

Sakçagözü (Coba Höyük)


Gaziantep- Adana karayolunun 50. kilometresinde yer alan Geç Hitit döneminin önemli merkezlerinden birisidir.

Zincirli Höyük


Nurdağ İlçesi’nin 10 km. güneybatısında bulunan Zincirli Köyü sınırları içinde yer alan höyükte yapılan kazılarda buranın Tunç Çağından Roma Dönemine kadar bir yerleşme yeri olduğu belirlenmiştir.

Alternatif Turizm Aktiviteleri

Yayla Turizmi




Hızır Yaylası


İklimin verdiği özellikle her mevsim yeşillikler içinde bulunan Hızır yaylası İslahiye İlçesi’nin Altınüzüm Beldesi’nin 20 km Batısında Amanos Dağlarında yer almaktadır. Yayla çok geniş bir alana yayılan çam, sedir, köknar, çınar, kızılağaç, ve hasırlık ağaçlarıyla çevrelenmiş durumdadır.

Sofdağı Yaylası


Güneydoğu Torosların uzantısı olan Sofdağları’nın üzerinde bulunan yayla Gaziantep’e 32 km uzaklıktadır. Yaylanın batısında bulunan Sofdağı içmesi birçok iç hastalığı ve bazı cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Yaylada 124 çeşit havanın ve 267 çeşit bitkinin yaşadığı tespit edilmiştir.


Atlı Doğa Yürüyüşü


Fırat Nehri kıyısında bulunan Rumkale civarında, Fırat Nehri ve Merziman Çayı kıyısında, Sofdağı ve Hızır Yaylalarında atlı doğa yürüyüşü yapılmaktadır. Ayrıca rekreasyon projesi yapılan Burç Ormanlarında atlı spor faaliyetlerinin yapılacağı parkurlar bulunmaktadır.

Trekking


Hızır Yaylası (Amanos Dağları), Sof Dağı Yaylası (Sof Dağları), Rumkale civarı, Fırat Nehri kıyısı, Dülük Ormanları ve Burç Ormanları içinde dağ ve doğa yürüyüşü yapılmaktadır



Olta Balıkçılığı


Gaziantep'te bulunan Şahinbey Burç Göleti, Tahtaköprü Baraj gölü, Hancağız Baraj gölü, Alleben Göleti ve Fırat Nehri kıyısında sportif amaçlı olta balıkçılığı yapılabilmektedir.

Avcılık


Fırat Nehri civarında bol miktarda keklik, turaç, yaban ördeği ve yaban kazı avı yapılmaktadır. İslahiye ilçesinde bulunan Tahtaköprü Baraj Gölü civarında çil-kınalı keklik, turaç, yaban ördeği, yaban kazı, baykuş, güvercin, serçe, arıkuşu ve yaban domuzu gibi av hayvanları bulunmaktadır.

Mardin
Mardin, mimari, arkeolojik, etnografik ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren, Güneydoğunun şiirsel kentlerinden birisidir. Üzerine kurulduğu dağlardan aşağıya göz alabildiğine uzanan etkileyici bir doğal güzelliğe sahip bağ ve bahçelerle bezenmiş yerleşimi ile adeta Mezopotamya'ya bekçilik eden Mardin, farklı dini inanışlar ile gelenek ve göreneklerini çağdaş bir anlayış içinde sürdürmektedir.

Turizm Potansiyeli



Ören Yerleri ve Müzeler

Dara Harabeleri


Mardin’in 30 km güneydoğusunda bulunan Oğuz Köyü’nde yer almaktadır. Eski Mezopotamya'nın en önemli kentlerinden birisi olan Dara, bugün küçük bir köy yerleşmesi haline gelmiştir. Büyük İskender’le Pers İmparatorluğu'nun savaşlarına sahne olmuş bu antik yerleşim birimi, İran Hükümdarı ünlü "Darayuvaşi" tarafından kurulmuş ve çeşitli dönemlerde İranlılarla Romalılar arasında el değiştirmiştir. Kent, VII yy. sonlarına doğru Emevilerin, daha sonra Abbasilerin, XV yy'da da Türklerin hakimiyetine girmiştir

Mardin Kalesi


Miladi 975-976, Hicri 365-366'da Hamdaniler tarafından inşa edilen kale, 1 km uzunluğunda, 30-150 metre genişliğindedir. Çeşitli zamanlarda Mardin’e uğrayan gezginlerin verdikleri bilgilerden kalede 200-300 yapı olduğu anlaşılmaktadır. Mardin'e hakim bir manzaraya sahip kalenin bir başka özelliği de doğal kaya yapısı üzerine çok az eklentilerle müstahkem bir hale getirilmiş yapısıdır.

Zinciriye Medresesi


Medrese Mahallesinin kuzeyinde yer almaktadır. 1385 yılında Melik Necmeddin İsa tarafından yaptırılmıştır. Timur ve ordusuyla mücadele etmiş olan Melik İsa bir süre bu medresede hapsedilmiştir. Girişindeki taş işlemeler ve dilimli kubbeleriyle dikkat çeken Medrese iki avlulu ve iki katlı olup, avluların dışında kalan mekanlar iyice yayılmıştır. Medresede Sultan İsa Türbesi ve birçok eski kitabe mevcuttur. Medrese aynı zamanda rasathane olarak kullanılması dolayısıyla yüksekte kurulmuştur. Bu yapı geçmişte müze olarak da kullanılmıştır.

Gırnavaz Örenyeri


Nusaybin’in 4 kilometre kuzeyinde, Habur Nehri kollarından biri olan Çağ Deresinin doğusunda takriben 300 metre çapında ve 24 metre yüksekliğinde höyük karakterinde bir yerleşim yeridir. Arkeolojik bir merkez olarak ilk kez 1918 yılında bilim dünyasına tanıtılan Gırnavaz, daha sonraki yıllarda çeşitli araştırmalara konu olmuştur. 1991 yılına kadar yürütülen çalışmalarda Gırnavaz’ın MÖ. 4. binyıldan MÖ.7.yüzyıla kadar sürekli yerleşim yeri olarak kullanıldığı ortaya çıkarılmıştır. Kazılar sonucu bulunan mezarlarda paha biçilmez metal silahlar, süs eşyaları, vazolar, kandiller, mühürler ve tabletlere rastlanılmıştır.


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin