Ornitolojik Alanlar Akdağ
Çivril, Kızılören, Sandıklı
Acıgöl
Dazkırı, Başmakçı Gölü, Çardak Gölü
Karamık Sazlığı
Küçük balaban (25 çift) ve pasbaş patkanın (10 çift) üreyen popülasyonları nedeniyle önemli kuş alanları statüsü kazanır.
Eber Gölü
Bolvadin, Çay, Sultandağı,
Mağara Turizmi
Kurtini
Sandıklı İlçesindenden 34 km uzaklıkta Bökenin Yurdu denilen bölgededir. 1700 metre yükseklikte orman içerisinde bulunan mağara tahminen 300 m uzunluğundadır
TÜRKİYE TURİZM COĞRAFYASI
AKDENİZ BÖLGESİ
BÖLÜM III
Adana
Akdeniz Bölgesi’nin birinci, Türkiye’nin beşinci büyük ili olan Adana coğrafi özelliklerinden dolayı tarih boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Ticaret kervanlarının ve orduların geçiş yoları üzerinde bulunan ve Anadolu’nun en verimli topraklarına sahip olan Adana’da ilk çağlardan bu yana on üç değişik medeniyet kurulmuştur. Adana, kuzeyde Toroslar’a yaslanmış, güneyde Akdeniz’e uzanmış bir il olarak, coğrafi zenginliği, sahillerinin doğal güzellikleri, Toroslar’ın eşsiz yaylaları, şifalı suları ve zengin bitki örtüsüyle turizmin dört mevsim aktif olarak yaşandığı büyük bir tarih, kültür, doğa, tarım ve endüstri şehridir.
Turizm Potansiyeli
Ören Yerleri ve Müzeler
Anavarza Ören Yeri
Adana ilinin Ceyhan ilçesi, Kozan-Kadirli yolunun yaklaşık 20 km.sinde Dilekkaya köyü yakınındadır. Çukurova’nın ortasında birden bire yükselen büyük bir kaya kütlesinin önünde kurulmuştur. Roma İmparatorluğu döneminde “Caesarea” veya “Anazarbus” olarak anılmıştır. Anavarza, 408 yılında Antik Kilikya Eyaleti’nin baş kenti olmuştur. Anavarza Kalesi, Roma ve İslami dönemlere ilişkin izler taşımaktadır. Ören yerinde ayakta kalan kalıntılardan surlar, zafer takı, kale, sütunlar, yol ve bekçi evi önündeki mozaikli iki havuz görülmeye değer niteliktedir.
Şar Ören Yeri
Toros dağları üzerinde Adana’ya 210 km uzaklıktaki Tufanbeyli İlçesinin 20 km. kuzey doğusundaki Şar Köyü’nde yer almaktadır. Şar, Hitit döneminde “Komana” adıyla bilinen önemli bir dinsel merkez olup Hitit Ana Tanrıçası Magda-Mater adına düzenlenen dini törenlerin en önemlilerinin burada yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca Romalılardan kalma açık hava tiyatrosu, Bizanslılardan kalma kilise ve mermer bloklardan inşa edilmiş 6 m. boyundaki "Ala Kapı" görülmeye değer eserlerdir.
Misis Ören Yeri
Misis Antik Kenti, Ceyhan Nehri kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş Adana’dan sonra gelen ikinci bir geçit durumundadır. Misis'in tarihi, antik kentin üzerinde bulunduğu ve Neolitik Çağa tarihlenen höyük ile başlar. Misis’i Troia kahramanlarından Mopsus’un kurmuş olduğu söylenmektedir.
Kozan Kalesi
Çukurova’yı çevreleyen dağ kaleleri zincirinin dördüncü halkasıdır. Tarihte Sis Kalesi olarak anılan kale Asurlular tarafından inşa edilmiş olup Sis Şehri el değiştirdikçe kale de onarım görmüştür.
Alternatif Turizm Aktiviteleri
Yayla Turizmi
Kozan-Horzum ve Çulluuşağı Yaylaları
Kozan ilçesini, Feke-Saimbeyli-Tufanbeyli İlçeleri ile Kayseri'ye bağlayan karayolunun 25. kilometresinde Horzum yaylası, 31. kilometresinde de Çulluuşağı yaylası bulunmaktadır.
Pozantı - Tekir Beldesi Yaylası
Adana-Ankara E5 karayolunun 107. km. sinde, yolun her iki yakasında çok geniş bir alana yayılmış olan yayla, Pozantı ilçesine 7 km. uzaklıktadır. Yaylanın kuzey ve güneyinde bulunan ve yaylaya 2 km. mesafede yer alan Osmanlı tabyaları ile Orman İşletme Müdürlüğü'nce koruma altına alınarak üretilen yaban keçileri yaylada görülmeye değer diğer güzelliklerdir.
Pozantı - Armutoluğu Yaylası
Pozantı - Ankara yol ayrımından doğuya dönülerek çam ve köknar ormanları arasında yapılan 13 kilometrelik bir yolculuk sonrasında yaylaya ulaşılır. Tamamen bakir durumda olan yayla, sedir, köknar, ardıç ağaçları ve kır çiçekleri ile bezelidir. Sarımsak Dağı'nın eteklerinde bulunan yaylada yaban hayatı da oldukça zengindir. Konaklamaya müsait herhangi bir yapının bulunmadığı yaylada kamp yapmak mümkündür.
Milli Parklar ve Tabiat Koruma Anıtları
Aladağlar Milli Parkı
Aladağlar Milli Parkı gerçek anlamda bir jeomorfolojik açık hava müzesidir. Aladağlar Milli Parkı, bitki örtüsü açısından da oldukça zengin olup ,ormanı oluşturan hakim türler karaçam ve kızılçamdır. Ormanın üst sınırından itibaren başlayan Alpin zonda çayırlar yer almaktadır. Bu alanlardan daha yüksek kesimlerde yükseklik ve eğimden kaynaklanan çıplak kayalık kesimlere ulaşılmaktadır. Milli Parkın yaban keçisi, ayı, vaşak, sansar ve su samuru gibi nesli tükenmekte olan hayvanlardan oluşan zengin bir florası vardır. Milli Park içerisinde kamp alanları, günübirlik alanlar, doğa yürüyüşü ve tırmanma güzergahları düzenlenmektedir.
Tabiat Anıtları
Bigbig Orman Sarmaşığı: Adana, Pozantı. Kayaya yapışık olarak 15 m. boyunda ve yörenin en yaşlı ağacı.
Yumurtalık Tabiatı Koruma Alanı
Doğu Akdeniz Bölgesinde, Adana İli, Karataş İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 16.430 Hektar büyüklüğündeki koruma alanına Karataş-Adana ve Yumurtalık-Adana yolundan ulaşılmak mümkündür. Karataş ilçe merkezine 35. km, Yumurtalık ilçe merkezine 30 km. mesafedeki alan Seyhan-Ceyhan deltası, göl lagünleri, kıyı kumulları, barındırdığı bitki ve hayvan türleri, tarihi ve kültürel değerleri ile kompleks bir yapı oluşturmaktadır. Sulak alan kompleksi, kuş göç yolları üzerinde bulunmakta olup, kışın kuş populasyonu çok yüksek değerlere ulaşmaktadır. Kuş göçlerinin emniyetli bir şekilde tamamlanması bakımından son derece önemli bir mevkide bulunmanın yanı sıra alan, soğuk kış şartlarında Orta Anadolu’da donan göllerin su kuşlarına çok önemli bir kışlak görevi yapmaktadır. Koruma alanı sınırlarında yer alan Akyatan ve Ağyatan gölleri barındırdığı kuş türleri açısından Türkiye’deki “A sınıfı” niteliğindeki 19 sulak alandan 2’sini oluşturmaktadır. Ayrıca nesli tükenmekte olan 2 tür deniz kaplumbağası "Caretta Caretta" ve özellikle "Cheloria Mydas" ın Akdeniz’de varlığını sürdürebilmesi açısından da bu alanlar önem taşımaktadır. Ayrıca Yumurtalık Lagünü ülkemizde Halep Çamının (Pinus Halepensis)’in nadir yayılış alanlarından birisi niteliğindedir. Çukurova’nın iki önemli akarsuyu olan Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının alüvyal düzlüklerde yarattıkları deniz kulakları ve sulak sazlık alanlar eko turizm açısından sınırsız olanaklar sağlamaktadır.
Rafting
İlin geçiş bölgesinde yer alan yüksek debili derin ırmak yatakları Raftinge son derece uygundur. Pozantı ve Karaisalı yakınlarındaki Çakıt Suyu, Feke yakınlarındaki Göksu Irmağı ile Aladağ yakınlarındaki Zamantı Irmağı bu niteliklere sahip akarsulardır.
Av Turizmi
Adana’da en büyük av potansiyeli Toroslar’da Karanfil Dağı ve Demirkazık yamaçları ile Aladağ, Pozantı, Karaisalı yörelerindedir. Feke, Saimbeyli ve Tufanbeyli yöreleri de bu açıdan zengin bir potansiyele sahiptir. Karaca, geyik, yaban keçisi, keklik, turaç, sülün, göçmen kuşlar ve yırtıcı kuşları korumak için İlde belli bölgelerde yasaklar getirilmiştir. Ayrıca belirtilen yörelerdeki akarsular zengin alabalık potansiyeli ile sportif olta balıkçılığı için idealdir.
Trekking
İlin kuzeyini kaplayan Orta ve Doğu Toroslar her türlü dağ turizmi için son derece uygundur. Yükseltisi 3.000 metreyi aşan doruklar tırmanma; bunun daha alt kotları ise doğa yürüyüşleri için idealdir. Pozantı yakınlarındaki Karanfil ve Pozantı Dağlarında kamp yaparak doruklara ulaşmak mümkündür. Tırmanma için ikinci uygun alan Feke’ye bağlı Mansurlu Köyü civarında yer almakta olup bu yöre ünlü Demirkazık Ziresi’nin güney duvarına yakındır.
İnanç Turizmi
Ulu Cami ve Külliyesi
Ramazanoğlu Beyliği'nin önde gelen liderlerinden Halil Bey tarafından 1507 yılında yaptırılmıştır. Külliye; cami, medrese, türbe (Halil Bey Türbesi), vakıf sarayı olarak adlandırılan harem dairesi ve Tuz Hanı da denilen selamlık bölümünden oluşmaktadır.
Hasanağa Camii
1558 yılında Piri Mehmet Paşa zamanında Hasan Ağa (Hasan Kethüda) tarafından yaptırılmıştır. Klasik devir (1501-1703) cami tipinin Adana'daki tek örneğidir. Planının Mimar Sinan tarafından yapıldığı söylenmektedir.
Osmaniye
Çukurova’ya has verimli toprakları ve geniş ormanları ile küçük ve şirin bir il olan Osmaniye, Akdeniz Bölgesinin doğusunda yer almaktadır. Batıdan kuzeye doğru Orta Toroslar, doğu ve güneydoğu kesiminde Amanos (Gavur) dağları ile çevrili olan il, Doğuda Gaziantep, güneyde Hatay, batıda Adana, kuzeyde ise Kahramanmaraş ile sınır komşusudur. Dört mevsimin bir gün içerisinde yaşanabildiği nadir bölgeler arasında sayılan Osmaniye'nin etrafını çevreleyen dağlarda irili ufaklı onlarca yayla bulunmaktadır. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Osmaniye'de, yine Akdeniz bitki motifinin tamamına yakınını görmek mümkündür. Topraklarının yüzde 42'sini oluşturan orman ve fundalıklardaki flora zenginliği, özellikle ilaç firmalarının yoğun ilgisini çekmektedir. Örneğin; dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan, yöreye has bitkilerden olan "krakos" (Çukurova çiğdemi), Çukurova orkidesi ve Çukurova menekşesi bunlardan bir kaçıdır.Tipik Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Osmaniye'de, sıcak havanın etkisi ile yayla kültürü oldukça gelişmiştir.
Turizm Potansiyeli
Ören Yerleri ve Müzeler
Karatepe - Aslantaş Açık Hava Müzesi
Kadirlinin güneydoğusunda olup ilçeye 22 kilometre, Osmaniye'ye ise 30 kilometre, uzaklıkta bulunan Karatepe, Geç Hitit Döneminde (M.Ö. 8 yy.) Adana ovası Hükümdarı Asativatas tarafından yaptırılmıştır.
Bodrumkale - Kastabala (Hierapolis) Şehri
Osmaniye iline 15 kilometre uzaklıktaki Bahçe köyü sınırları içinde kalan Kastabala şehri, MÖ I. yüzyılda yerel bir kral olan Tarkondimotes tarafından kurulmuş ve krallık başkenti olarak kullanılmıştır. Tarkondimotes'in Roma İmparatoru Octavianus'a karşı yaptığı bir deniz savaşında ölmesi sonucu kent imparatorluğa dahil edilmiştir.Kastabala'da bulunan ana tanrıça Artemis kültü ve tapınağı sayesinde kent, antik devir din tarihinde büyük rol oynamıştır.
Milli Parklar
Aslantaş Milli Parkı
Milattan Önce 1200 tarihinde deniz kavimleri tarafından yenilgiye uğratılan Hititler, İmparatorluk merkezi Hattuşaş'ı (Boğazköy) terk ederek güneydoğuya çekilmişler ve M.Ö. 8. yüzyılda Klikya bölgesine hakim olan Kral Asatiwada tarafından Karatepe-Aslantaş yöresinde yerleştirilerek bir Hitit Krallığı kurmuşlardır. Günümüzde, açık hava müzesi haline getirilen bu bölgede ortaya çıkarılan eserler, modern müzecilik anlayışına uygun bir şekilde tarihi çevreleri içinde onarılarak sergilenmektedir.
Yayla Turizmi
Zorkun Yaylası
Osmaniye'nin güneydoğusunda, Nurdağı eteğinde bulunan Zorkun Yaylası, çok geniş bir tabana yayılmıştır. Çam ve ardıç ağaçları içerisine kurulmuş olan yaylada, ahşap yayla evlerinin yanı sıra, çok değişik mimari tarzda yapılmış villalara da rastlamak mümkündür.
Maksutoğlu Yaylası
Kadirlinin yaklaşık 45 kilometre kuzeyinde bulunan yaylaya, yaz aylarında, günün belli saatlerinde hareket eden otobüs ve minibüsler ile ulaşılabilmektedir. Yöre halkının temiz ve serin havasından yararlanmak için çıktığı yaylanın çevresi tamamen sedir ve köknar ormanları ile çevrilidir. Yaylada yöresel, ahşap yayla evleri ile kızılçam, sedir, kiraz, ve ardıç türü ağaçlar iç içe bulunmaktadır.
Antakya
Antakya, turizm açısından da zengin bir potansiyele sahiptir. Antakya müzesi mozaik zenginliği açısından Dünyanın ikinci büyük müzesi konumundadır. Bunun yanında yine Antakya'da bulunan Sen Piyer Kilisesi Hristiyanların kutsal saydıkları hac yerlerinden birisidir. Pek çok İslam büyüğünün makamları Antakya çevresindedir ve bu da dini turizmin gelişmesine elverişli bir ortam yaratmaktadır. Antakya'ya 20 km uzaklıkta Samandağ'da denizi ve tarihi bir arada barındıran Romalılara ait kalıntılar bulunmaktadır. Ayrıca İskenderun yöresinde Arsuz kıyı şeridi temiz olup deniz turizmine olanak sağlamaktadır
Turizm Potansiyeli
Ören Yerleri ve Müzeler
Titus (Vespasianus) Tüneli
Samandağ’ın 5 km. kuzeyinde denize hakim yamaçlarda M.Ö. 300 yıllarında Seleuykos Nikator tarafından kurulan ve kurucusunun adı ile anılan şehirdir. Şehrin, dağın hemen bitiminde, dağdan gelen derelerin ağzında bir iç limanı vardı. Sellerin bu limanı doldurması tehlikesi ortaya çıkınca imparator Vespasianus zamanında dağ delinerek bir tünel açılması kararlaştırılmıştır.
Hatay Arkeoloji Müzesi (Antakya Mozaik Müzesi)
Hitit, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait olan ve Harbiye, Antakya, Atçana , Seleukeia Pieria ile İskenderun’da bulunmuş eserlerin sergilendiği müze, mozaik koleksiyonlarının zenginliği yönünden dünyada ikinci sırayı almaktadır. Müzede 18.100 parça arkeolojik eser, 1.050 etnografik eser, 13.820 sikke, 1.347 mühür olmak üzere toplam 34.317 adet eser bulunmaktadır.
Atçana (Alalah) Hitit Saray Harabeleri
Antakya-Reyhanlı karayolunun 22. kilometresinde yolun sağında yer almaktadır. M.Ö. 15. ve 19. yüzyıllara ait iki saray kalıntısı mevcuttur. Atçana Höyüğü antik şehrinin kalıntısıdır. İlk iskan M.Ö. 3400 yılında başlamıştır.
İssos Harabeleri
Dörtyol-Erzin arasındadır. İskenderun-Adana karayolunun sol yakasında yer almaktadır. Çevrede su depoları, kemerler, tapınak ve Cenevizlerden kaldığı sanılan kale ve liman kalıntıları vardır.
Antakya Kalesi ve Surlar
İstanbul surlarından sonra yurdumuzda en uzun surları oluşturmaktadır. Antik kenti çevreleyen duvarlar Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yapılmıştır.
Bakras Kalesi
Bakras Kalesi, Antakya-İskenderun yolu 27. kilometresi üzerinde bulunan Bakras Köyü'nün üst tarafındadır. Kale, köy yolunun batısında, dağların arasında sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Haçlılar döneminde de Antakya Prensliği’nin kuzeyde en önemli savunma noktası olmuştur.
İnanç Turizmi
Kanuni Sultan Süleyman Cami (Belen)
1553 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Belen'de yaptırılmıştır. Cami, kervansarayın batısında tek kubbeli kübik bir yapıdır. Pencere sayısının çokluğu nedeniyle harimi oldukça aydınlıktır. Kesme taştan yapılmış güdük bir minaresi vardır.
Yavuz Sultan Selim Kervansarayı (Belen)
Kervansaray başta olmak üzere çarşı, hamam, cami, medrese ve kalesi ile her biri ihtişamlı yapılardan oluşan bir külliye olup, Dörtyol ilçesine bağlı Payas kasabasındadır. Kervansarayın kapısının üzerindeki kitabede Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim'in veziri Sokullu Mehmet Paşa tarafından "Fani dünyada kalıcı bir eser olması için" 1574’de yapıldığı yazılıdır.
Barleam Manastırı (Yayladağı)
Yayladağı ilçesinde bulunan Antik Cassius (Keldağ) Dağı’nda bulunmaktadır. Burası Hitit Dönemi’nde kutsal alan sayılmış, Romalılar zamanında da bu özelliğini korumuştur. Manastır ve kilise iki ana yapı dönemi geçirmiştir. V. yy. sonunda onarılmış, daha sonra eklemeler yapılmıştır.
St. Pierre Kilisesi
Antakya-Reyhanlı yolu üzerinde, kentten 2 km. uzaklıkta Habib-i Neccar Dağı eteklerindedir. Doğal bir mağara iken eklemelerle kiliseye dönüştürülen St. Pierre'nin, dünyanın ilk kilisesi olduğuna inanılmaktadır. Ayrıca tarihte ilk defa bu kilisede Hz. İsa'nın dinini tanıyanlara "Hristiyan" denmiştir.
Barleam Manastırı (Keldağı)
Yayladağı ilçesi Keldağ üzerindedir. Keldağ hem Selevukos döneminde, hem de Roma döneminde kutsal yerlerden biriydi. O dönemlerde burada bir Dorik tapınağı vardı. (M.Ö. 3. yüzyıl) M.S. 4. yüzyılda St. Barleam buraya gelerek Zeus heykelini yıkmış ve bir keşişler topluluğu oluşturmuştur
Termal Turizm Reyhanlı Hamamat Kaplıcaları
Reyhanlı-Antakya karayolu üzerinde Kumlu ilçesinde bulunmaktadır. Yörenin en büyük kaplıcası olup birçok hastalığa iyi geldiği söylenmektedir.
Erzin Başlamış Kaplıcaları ve Şifalı Suları
Kaplıca ve şifalı maden suyunun çeşitli hastalıklara iyi geldiği söylenmektedir. Erzin ilçesi’ne bağlı Başlamış Köyü’ndeki kayaların çeşitli yerlerinden çıkmaktadır. Erzin içmelerinin suyu hafif tuzlu ve acımsı, karbonatlı, toprak kalevili ve karbondioksitlidir.
Reyhanlı Hamamı
Reyhanlı İlçesi’ne 20 km. uzaklıktadır. Türkiye-Suriye sınır kapısının çok yakınında bulunan kaplıcada yaklaşık 5 kaynaktan su çıkmaktadır. İçme suyu olarak da kullanılabilen kaplıca suyu çeşitli romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.
Alternatif Turizm Aktiviteleri Yayla Turizmi Teknepınar (Batıayaz) Yaylası
Antakya'dan 20 km. asfalt, Samandağ ilçesinden 17 km. stabilize yolla ulaşımı mümkündür. Tarih ve doğanın iç içe olduğu bir yayla köyüdür. Kamp ve piknik alanlarındaki buz gibi billur suları, Akdeniz Bölgesi'ne has her türlü sebze ve meyvenin yetiştirilmesi, Ortadoğu ülkelerine yakınlığı nedeniyle, yerli ve Orta Doğu ülkelerinden gelen ziyaretçilerin ilgi odağı durumundadır. Günübirlik yeme-içme üniteleri ve kamp yerleri bulunmaktadır.
Belen - Güzelyayla (Soğukoluk)
Belen İlçesi - Sarımazı Mahallesi yol ayrımından itibaren 8 kilometrelik asfalt bir yol ile yeşilliğin ve ormanın hakim olduğu virajlı bir güzergahtan çıkılabilmektedir. Belen ve İskenderun'dan minibüslerle ulaşım mümkündür.
Kırıkhan Delibekirli Köyü ve Çataloluk Yaylası
Çataloluk yaylası köye 7 km uzaklıktadır. Delibekirli Köyü, Akdeniz Bölgesinin her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği bahçeler ve bağlar arasında kurulmuş şirin bir yayla köyüdür. Asırlık çınar ağaçlarının çevrelediği yayladan Kırıkhan ilçesinin içme suyu (Üngüzlü mevkiinden) temin edilmektedir. Gezilmeye ve görülmeye değer bir yöredir. Delibekirli köyünde günübirlik yeme - içme üniteleri, kır lokanta ve kahveleri hizmet vermektedir.
Mersin
Coğrafi konumu ve çok eski dönemlere kadar uzanan geçmişi ile önemli bir yerleşim yeri olması İçel’e turizm açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Coğrafi konumu ile tarih ve kültür birikiminin sağladığı avantajlar, İçel’in turizm potansiyelinin oluşumunda en belirgin etkenlerdir. 32 kilometrelik kıyı bandında yer alan çok sayıda tarihi, arkeolojik ve doğal sit alanları bulunmaktadır.Bütün bu arkeolojik tarihi eserlerin yanında binlerce yıllık yerleşim bölgesi olmasının sonucu olarak ortaya çıkan kültürel ve folklor değerler arasında el sanatları, yörük örf ve adetleri, mutfağı, halkoyunları, türküleri, ezgileri ile İçel çok farklı ve renkli bir görünüm vermektedir. Özellikle Eski İçel adı verilen Taşeli yöresinde, yöreye özgü tipik folklor özellikler bulmak mümkündür. Halkoyunları, türküleri, mutfağı, gelenek görenekleri, el sanatları ile bu bölge turizm açısından çok önemli konumdadır.
Dostları ilə paylaş: |