Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə513/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   509   510   511   512   513   514   515   516   ...   877
KABAKÇI MUSTAFA

324

325

KABATAŞ

Türkiye'nin ilk kabare tiyatrosu olan Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları: Zeki Alasya, Ahmet Gülhan, Haldun Taner ve Metin Akpınar. Cumhuriyet Gazetesi Arşivi

kir-i şahane denen askerlere mahsus kaputlar diktirip Karadenizli kavaslarına zorla giydirmeye çalışınca, kavaslar kaçıp yamaklara katıldılar. III. Selim ise bostancı-başına, tüm bostancılara yeni üniformaların giydirilmesini emretmişti. O da Boğa-ziçi'ndeki Macar Kalesi Ağası Haseki Halil Ağa'yı görevlendirdi.

Çoğunluğu cahil Arnavutlarla Karadeniz uşakları olan Boğaz yamaklarını toplayan Halil Ağa, durumu tebliğ edince yamaklar "Biz giymeyiz, bahşiş de sizin olsun!" dediler. Bu kez ağa gözdağı verdi ve şapka bile giydirebileceğini bildirdi. Birkaç elebaşını da idam ettirmeye kalkıştı. Yamaklar üzerine yürüyünce denize atladı ise de boğularak öldürüldü. Rumeli tabyasında bulunan ingiliz Mahmud Efendi, yamakları Büyükdere Çayırı'nda toplantıya çağırdı, gözü dönmüş yamaklar onu da öldürdüler. Böylece bir ayaklanma başlamış oldu.

Yamaklara elebaşılık edenler, Kastamonulu Kabakçı Mustafa Çavuş ile oduncu Bayburdî Süleyman, Çilli, ibiş, Metniş, Bekir adlı yamak çavuşlarıydı. Kabakçı Mustafa, cesareti ve zorbalığı ile tanınmıştı. Yamaklar onu başbuğ ve reis, diğerlerini de sergerde seçtiler. Büyükdere'de kılıç ve ekmek üzerine yemin içip iş bitesiye ağızlarına şarap koymamayı, halka ve yabancılara zarar vermemeyi, kendilerine karşı gelenleri parçalamayı, Etmeydam'na gidip Kuran hükümlerince sorumlularla yüzleşmeyi kararlaştırdılar. Boğaz'dan dönen kayıkçılar, bu gelişmeleri ilgililere haber verdiler. Köse Musa Paşa ile görüşen III. Selim, önerilen sert önlemleri onaylamadı. Ertesi 26 Mayıs Salı günü Musa Paşa'nın başkanlığında, Çardak kolluğunda, Karadeniz Muhafızı înce Mehmed Paşa'nın da katıldığı bir toplantı yapıldı. Sekban-başı, yamakların istanbul'a yürüyüp fitne çıkaracaklarım bildirdi. III. Selim'in danışmanlarından ibrahim Kethüda, sekbanba-şını azarlayıp yamak serserilerinin böyle işler başaramayacaklarını ileri sürdü.

27 Mayıs Çarşamba günü yamaklar istanbul'a doğru yürüyüşe geçerlerken kentte de korku ve telaş yaşandı. Ulemadan i-leri gelenler, adamlarını yamaklara gönderip eylemlerini onayladıklarını bildirerek canlarını güvenceye alma çabasına düştüler. Bir bölük bostancı ile harekete geçen Bostancıbaşı Şakir Bey, yamakların kayığına ateş açması üzerine Kalenderbah-çesi'nden geri döndü. Gelişmeleri Bebek'te izlemeye başladı. Asiler, gönderilen nasi-hatçileri ve karakullukçuları da yanlarına aldılar. III. Selim durumun ciddiyeti kendisinden gizlendiği için, saray meydanında Nizam-ı Cedidcilere talim yaptırtı-yordu. Bir musahibi padişahı uyardı ise de Sukâtibi Ahmed Efendi kaygılanacak bir şey olmadığında ısrar etti. Oysa yamaklar, önlerindeki münadileri "Ya ibadullah! Meramımız Nizam-ı Cedid belasını kaldırmaktır. Başka niyetimiz yoktur. Müslüman olanlar ve kendilerini ocaklı bilenler bizimle beraber olsun!" diye bağırtarak ilerlemekteydiler. Saraya çağrılan bostancı-başı da gördüklerini anlatmayıp, uyarıldı-

ğı gibi konuştu ve ciddi bir durum olmadığını vurguladı. Böylece padişah bir aldatmaya geldi. Oysa Levent Çiftliği'nde ve Üsküdar Kışlası'nda bulunan Nizam-ı Cedid birlikleri yamakları dağıtabilecek durumdaydı. Diğer yandan Şehzade Mustafa'nın adamları da yamaklarla ilişki kurmuşlardı. Saraydan verilen bir buyrukla da yolları tutan Nizam-ı Cedid askerleri kışlalarına döndürüldü.

1.500 kadar yamak ve aralarına katılan çapulcu, ellerinde bayraklar, yürüyüşü hızlandırdılar. Geçtikleri Boğaz köylerinde "Müslüman olan bayrak altına gelsin. Sakın dükkânlarınızı kapatmayın" diye tellal bağırtıyorlardı. O gün Ortaköy'e vardılar. Köyü korku sardı. Kabakçı ve sergerdeler, "Yoldaşlar, silahınızı gözetin. Olmaya ki kaza ile sakatlık olsun. Sakın reayadan parasız bir şey almayın. Alırsanız paralarız!" demekteydiler. Kabataş'a gelip bayrak diktiler. Topçu Ocağı'na haber gönderdiler. Topçular ve cebeciler, Köse Musa Paşa'dan katılmalarında bir sakınca olmadığı haberi gelince kazanlarım çıkarıp ayaklanmacılarla birlik oldular. O zaman istanbul'a ün salmış zengin ve yaşlı bir yeniçeri olan Kazancı Mustafa, sözde öğütçü gönderilmişti. Fakat artık eylemi durdurmanın olanağı yoktu. Geceyi Ortaköy-Kabataş arasında geçiren yamaklar, ertesi 28 Mayıs Perşembe günü Gala-ta'nın içinden geçip Kalafatyeri'ne geldiler. Halktan ve esnaftan katılanlarla birlikte mavnalara binip Çardak ve Unkapanı iskelelerine çıktılar. Galata ve Üsküdar taraflarının kayıkçıları, hamalları, serserileri ve birkaç yüz kalyoncu da bunlara katıldı. Asiler Uzunçarşı'dan geçerken esnaf, dükkânlarım ve harılan kapatıp sağa sola kaçmaya koyuldular. Silahpazarı'na gelindiğinde, silahsız yamaklar ve siviller burada silahlandılar. Kalabalık Uluyol'a çıktığında birkaç bin kişiyi bulmuştu. O aralık para vermeden simit alan bir ayaklanmacı parçalandı. Kabakçı, asileri tam bir disiplin altında Etmeydam'na indirdi ve burada karargâh kurdu. Oraya gelenlerle sayı 8.000'e ulaştı. Kentte ise herkes evlerine kapandığı için ortalık ıssızlaşmıştı.

Sadaret Kaymakamı Musa Paşa'nın konağındaki toplantıda şeyhülislam, kazaskerler ve İstanbul kadısı durumu görüşmekteydiler. Musa Paşa, böyle olaylarda deneyimi olmadığını, bir şey yapamayacağını bildirdi. Uygulanması olanaksız önlemler tartışıldı. Herkes kaçıp gizlenmeyi yeğledi. Fakat Etmeydam'ndan çağrı gelince Şeyhülislam Ataullah Efendi ile kazaskerler gitmek zorunda kaldılar. Meydan Tekkesi'nde murafaa (yüzleşme) yapıldı. Asiler ulemaya "Hani kitabınız? Açın bakalım. Bu yaptığınız haksızlıklar neresinde yazılı?.. Adalet istiyoruz!" dediler. Saraydan gelen karakullukçuyu kovdular. Ulemaya bir onların yediği "tülbentten ak" has ekmeği, bir de kendi yedikleri esmer, tozlu, kül renginde tayınları gösterdiler: "Yalan söyleyen, 18 yıldır evladı olmayan padişaha destek oldunuz. Halk yoksulluktan ölmek üzere!" dediler. Kentte karaborsacılık, faizcilik yapan, şapçı

Moiz, Çelebi Todoraki, nizam ustası ekmekçi Artin ile Düzoğlu Ohannes Çelebi' nin, saray kâhyalarının, Irad-ı Cedid defterdarlarının, Darphane emininin, kapan naibinin, gümrükçü ağanın, bostancıbaşının idamlarını istediler ve saraya gönderilmek üzere bir liste verdiler. Ataullah Efendi bir yazı ile bu listeyi padişaha gönderdi. Asiler, Şehzade Mustafa ile Mahmud'un (II.) can güvenliği için de önlem talebinde bulundular. Bu amaçla, Aygır îmam denen hünkâr imamı Derviş Mehmed Efendi saraya gönderildi.

III. Selim, sarayda savunma önlemleri aldırttı. Bostancılar içeri alındı. Çağrılan hamlacılar ise saraya gelmeyip asilere katıldılar. III. Selim ilkin, kendisini yanlış bilgilendiren bostancıbaşını boğdurtup başını Etmeydam'na göndertti. Saklandığı yerde yakalanan ibrahim Kethüda'ya, külhan kopukları, yüzüne tükürüp hakaretlerde bulunarak Etmeydam'na getirdiler, ibrahim Kethüda, ağır ağır indirilen kılıç darbeleriyle işkence edilerek öldürüldü. Mehterbaşı da aynı akıbete uğradı. Bu sırada, III. Selim'in Nizam-ı Cedid'i kaldırdığına ilişkin hatt-ı hümayunun haberi geldi. Böylece eylem amacına ulaşmıştı. Kabakçı'nın yamakları dağıtması söz konusu iken, Ataullah Efendi "deliye taş anmak" gibi, başka bir isteklerinin olup olmadığını sordu. Etmeydam Namazgâhı'n-da bir kez daha toplanan elebaşılar "Bu padişaha güvenimiz kalmadı!" diyerek tahttan indirme kararı aldılar. Ataullah Efendi'ye bu yönde bir fetva yazdırdılar. Başlarını istedikleri Memiş Kâhya, Reis Vekili Safî Ahmed Efendi, Darphane Emini Ebubekir Efendi de Babıâli'de boğdu-rulmuştu. Bunların başlan, Etmeydanı'nda kazıklara geçirildi.

Ertesi 29 Mayıs Cuma günü, kendisine cuma selamlığı yapılacağı hatırlatılan III. Selim, bir gün önceki karan ve fetvayı öğrendiği için "Ben selamlığa çıkmam. Bana itaat eden tebaa kalmadı. Kavganın bana karşı olduğunu anladım!" diyerek Şehzade Mustafa'ya haber gönderdi. Tahttan çekilmemesi için ısrar eden ve cephedeki orduyu çağırmasını önerenlere de "Olmaz. Rus ordusu Çatalca'ya kadar gelir!" cevabını verdi.

Sarayda bunlar olurken dışanda da asiler toplanmıştı. Köse Musa Paşa, kapılar açılmazsa surdan delik açmak için lağımcılar arattırmaktaydı. Soğukçeşme Kapısı üstünden bir saray adamı "Sultan Mustafa'yı ister misiniz?" diye bağırdı. Aşağıdan bir uğultu halinde "isteriz!" sesleri yükseldi. Şeyhülislam ve sadaret kaymakamı içeri alındılar. Şehzade Mustafa saray hare-mindeki kafes denen dairesinden çıkartılıp kuşluk vakti tahta oturtuldu. Haber duyulunca istanbul'da görülmemiş bir sevinç yaşanmaya başlandı. O gün hem cülus^) töreni hem cuma selamlığı(->) düzenlendi. Asiler, son olarak kendilerine teslim edilen mabeyinci Ahmed Bey'i Alay Köşkü önünde parça parça ettiler. Buradan Bâb-ı Hümayun'a çıkıp yeni padişahın selamlığına çıkmasını beklediler. Kapılar açıldığında, ilk kez böyle bir kalaba-

lık gören IV. Mustafa'nın heyecandan rengi kaçtı. Elleri bayraklı, omuzlarında, bellerinde türlü silahlar ve kılıçlar bulunan yamaklar, karakullukçular, kalyoncular ve serseriler, düzenli yapılması gelenek olan cuma alayını karmakarışık ederek yürümeye başladılar. "Maşallah! Ne güzel padişahımız var!" diye bağırıp gülüşmekteydiler. Halk da yollara dökülmüştü. Namazı Ayasofya'da kılan yeni padişah saraya döndü.

Nizam-ı Cedid askerleri henüz kışlalarında beklemekteydiler. Halk arasında ise bunların, ansızın istanbul'u basacakları, evlerin yakılacağı, köylerin talan edileceği konuşuluyordu. Yamaklar ise Nizam-ı Cedid kışlalarına saldırmaktan çekinmekteydiler. Kabakçı ve yandaşları Etmeyda-nı'na dönüp buradan devlet işlerini yönlendirmeye koyuldular. Yakalanan Bahriye Nazırı Hacı ibrahim, Sultan Bayezid Çarşısı'nda Çömlekçiler içinde hakaretlerle öldürüldü. 30 Mayıs günü ise sırkâtibi Ahmed Faiz Efendi (-»), yakalanacağını anlayıp Saraçhane'deki evinin damından adayarak kaçmak isterken yola düştü. Asiler başını kesip ölüsünü sokaklarda sürüklediler. (Ahmed Efendi, serkâtib-i haz-ret-i şehriyari olarak III. Selim'in 1791-1802 arasındaki ruznamesini tutmuş ve istanbul tarihi bakımından çok değerli bir eser bırakmıştır.) Kapan naibi, ilmiye sınıfından olduğu için, hacdan dönen Yusuf Ağa ile Bursa'ya sürgüne gönderildi. Irad-ı Cedid Defterdarı Divrikli Ahmed Bey ise daha önce yeniçeri kışlalarının bina emin-liğini yapmış olduğundan ocak ağalarının korumasıyla öldürülmekten kurtuldu.

IV. Mustafa (hd 1807-1808) Kabakçı Mustafa'yı turnacıbaşı rütbesiyle Boğazlar müfettişliğine atadı. Arnavut Ali, Kavak nazırı oldu. Bayburtlu Süleyman'a Tersa-ne-i Âmire Sancağı kaptanlığı verildi. Halkı memnun etmek için de Irad-ı Cedid vergileri kaldırılarak eski vergiler konuldu. Nizam-ı Cedid askerleri ise üniformalarını soyunup gizlice memleketlerine kaçmaya başladılar. Kabakçı ve yardımcıları, ileride kendilerinden bir hesap sorulmaması için ulemanın imzalarım taşıyan bir hüccet hazırlattırarak aklanmanın gerekçelerini belgeleme amacını güttü.

Kabakçı Mustafa Ayaklanması'na tepki, l yıl sonra 21 Temmuz 1808'de Alemdar Mustafa Paşa'nın İstanbul'a gelmesiyle gelişen olaylardır (bak. Alemdar Olayı).

Saltanat değişikliği ve Nizam-ı Cedid'in kaldırılması gibi önemli sonuçlar doğuran Kabakçı Mustafa Ayaklanmasının ortaya çıkardığı gerçekler ise III. Selim'in, danışmanlarının ve devlet yöneticilerinin, 3 gün boyunca gelişen olaylar karşısında hiçbir önlem alamayacak denli kararsız ve cesaretsiz oldukları ile, istanbul'u tanımayan cahil ve kaba yamaklarla onlara katılan serserilerin kenti bir anda işgal edebilecekleri ve dilediklerini yaptırabileceklerinin anlaşılması olmuştur.



Bibi. Georg Oğulukyan 'm Ruznamesi, 1806-1810 isyanları, III. Selim, IV. Mustafa, U. Mahmud ve Alemdar Mustafa Paşa, (çev. H. D. Andreasyan), ist., 1972, s. 1-14; Tarih-i Cevdet,

VIII, 201 vd; Yorga, Osmanlı Tarihi, c. V, Ankara, 1948, s. 164-173; Mustafa Nuri Paşa, Ne-tayicü'l-Vukuat, (haz. N. Çağatay), c. III-IV, Ankara, 1980, s. 208 vd; Ahmed Refik, Kabak-çıMustafa, İst., 1331; Y. Akçura, Osmanlı Devletinin Doğuma Devri, (3. bas.), Ankara, 1988, s. 141 vd; Karal, Osmanlı Tarihi, V, s. 51 vd; M. Sertoğlu, (sadeleştiren), "III. Selim'in Hal'i", Hayat Tarih Mecmuası, S. l, 2, 3 (Ocak-Şubat-Mart 1975).

NECDET SAKAOGLU


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   509   510   511   512   513   514   515   516   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin