KADIKÖY
338
339
KADIKÖY
cihine bağlı olarak iç bölgelerde ve Ankara yolu çevresinde de yoğunlaşmıştır. Bununla birlikte 1950'li yıllar Kadıköy ve çevresinde az yoğun, müstakil ve yer yer bahçeli yapılaşma türünün halen devam ettiği bir dönemdir. Kadıköy'ün özgün karakterini oluşturan bu mekânsal yapının dönüşümü ağırlıklı olarak 1960'larda gerçekleşir.
1960 sonrası yeni idari düzenlemelere bağlı olarak Kadıköy çevresinde de bazı yeni mahalleler kurulurken, 1965'te şehir içinde kalan bucakların lağvedilmesine paralel olarak Kızıltoprak ve Erenköy bucakları da kaldırılarak yerlerine mahallele-ler oluşturulur. Aynı tarihte gecekondulaşmayla oluşmuş bulunan Fikirtepe ayrı bir mahalle olarak Kızıltoprak'tan ayrılır. Bu durum, gecekondulaşma ile oluşan yeni bir yerleşme biçimi ve nüfus yapısının kendi mekânlarını kurarak bunu idari açıdan da tescil ettirdiğini göstermektedir. 1965 Kat Mülkiyeti Kanunu ile bütün Türkiye'de olduğu gibi Kadıköy'de de az yoğunluklu bir yerleşme deseninin yerini çok yoğun apartmanlara bırakacağı bir sürecin önü açılmış olur. Ancak Kadıköy'de bu süreci iki önemli faktör belirler. Bunlardan ilki 1955 istanbul Sanayi Bölgeleri Planı ve 1966 Sanayi Sahaları Planı ile Maltepe, Pendik, Kartal, Tuzla kesiminin sanayi kullanımına açılması sonucu buralarda çalışanların önemli bir kısmının Kadıköy çevresinde yerleşmesi, dolayısıyla nüfus ve konut talebinin artması; diğeri ise, 1972 tarihli 1/5.000 ölçekli Bostancı-Eren-köy Belgeleme imar Planı ile Kızıltoprak-Bostancı arasında yapı yoğunluklarının (emsal 1,8 olarak) artırılması ve bu yoğunluk artışını destekleyecek şekilde İ973'te hizmete giren Boğaziçi Köprüsü ve çevre yolunun Uzunçayır ve Söğütlüçeşme bağlantıları yoluyla Kadıköy ve çevresini cazip bir konut bölgesi haline getirmesidir. Böylece Kadıköy'de günümüze uzanan büyük bir yık-yap süreci başlatılarak az katlı, müstakil ve Kızıltoprak-Bostan-cı arasında çoğunlukla bahçeli evlerden oluşan özgün yerleşme dokusu ve değerli mimari mirası 20 yıl gibi bir sürede hemen bütünüyle yok edilmiştir. Bu arada Kadıköy'e önemli bir kimlik kazandıran gayrimüslim ve Levanten nüfusun da 1950' lerden sonra Kadıköy'ü terk etmeye başlamasıyla, bu çevrenin burjuva kültürünün oluşturduğu mekânlar ve 19. yy'a dek u-za.na.ti neoklasik, art nouveau, art deco, eklektik yapıları da süratle yok olmaya başlamıştır. Benzer bir süreç bazı farklarla eski Kadıköy banliyöleri olan Kızıl-toprak-Bostancı arasının Türklere ait bahçeli ahşap köşklerinde de yaşanmış; bu kez spekülatif hareketleri destekleyenler çoğunlukla eski Osmanlı-Türk burjuvazisinin vârisleri olmuştur. Belgeleme imar planının uygulanmasıyla Kızıltoprak-Bos-tancı arasında nüfus 10 yılda iki buçuk kat artmıştır. Bu plan daha sonra 1990'da Büyükşehir Belediyesi'nce tadil edilmiştir.
Bu süreç içinde Kızıltoprak-Bostancı a-rasında yer alan eskinin Kadıköy banliyöleri büyüyüp yoğunlaşarak banliyö ve say-
fiye özelliklerini yitirmişlerdir. 1970'li yılların ilk yansını, Moda-Bostancı arasındaki sahil şeridinin istanbul'un plaj ve sayfiye yerleri olmaktan çıktığı tarih olarak belirtmek mümkündür. Ancak nüfus artışı Kadıköy'ü aynı zamanda salt bir konut bölgesi olmaktan çıkarmıştır. Özellikle 1960'lar sonrasında Kadıköy'de ticaret ve hizmet sektörlerinin yoğunlaşma göstermesiyle, bu tarihlerden itibaren Kadıköy, hızla, Sirkeci-Eminönü-Karaköy-Beyoğlu gibi birinci kademe merkezlerin ardından ikinci kademedeki metropoliten alt merkeze dönüşmüş ve eski semt merkezi özelliklerini yitirmiştir.
1980'li yıllarda Türkiye'de hemen bütün metropoliten merkezlerde izlenen gösterişli kentsel yatırımlar ve düzenleme çalışmaları Kadıköy'de de kendini göstermiştir. Bu dönemde gerçekleştirilen çeşitli projeler arasında, Haydarpaşa Koyu'nun doldurularak meydanın genişletilmesi, Dalyan-Bostancı arasında denizin doldurularak kıyı düzenlemesi yapılması ve sahil yolu açılması (1984-1987), Kalamış Koyu ve Fenerbahçe'de yat limanı inşası (1985-1988), yapımı 1993'te tamamlanan Iskele-Mühürdar arasında deniz doldurularak meydanın büyütülmesi ve yeşil alanlar kazanılması sayılabilir. Yapıldıkları yıllarda ekonomik açıdan eleştirilen bu dolgu çalışmalarıyla denizden 900.000 m2' den fazla alan kazanılır ve 5 km'den uzun bir sahil yolu elde edilir. Kadıköy Meydanı da bu dönemde bazı önemli değişiklikler geçirir. Eski hal binası konservatuva-ra tahsis edilir ve iskele ile hal arasında kalan alan trafiğe kapatılarak yaya kullanımına açılır. Haydarpaşa yönünde, dolgu a-landa yeni durak yerleri oluşturulur. Çarşı içinde de bazı sokaklarda yaya alanı uygulaması başlatılır, iskele yanındaki park yeniden düzenlenir, ancak Kadıköy Meydanı yine de araç trafiği ağırlıklı bir yer olmaya devam eder. Meydanın her iki yönünde gerçekleşen dolgularla Kadıköy Meydanı, kendisini "meydan" olarak tanımlayacak sınırlayıcılardan kurtularak her iki yöne doğru ölçüsüzce genişlemesiyle, kimliğini büyük ölçüde yitirir. Bugün meydan yerine çeşitli araç yolu ve yapılarla bölünmüş, çok farklı işlevleri bir arada barındırmaya çalışan tanımsız geniş bir alandan bahsetmek daha doğru olacaktır. 1985-1986 arasında Bağdat Caddesi düzenlemesi gibi görsel-estetik düzenlemeler de bu dönemin önemli imar operasyonları arasında sayılmalıdır.
1984'te 3030 sayılı yasayla Kadıköy'ün ilçe belediyesi haline gelmesi ve 1980'ler-den itibaren metropoliten şehirlerin geniş parasal kaynaklarla desteklenmesi sonucu gerçekleştirilen gösterişli yatırımların bir kentsel politika şeklinde benimsenerek günümüzde de devam ettirildiği görülmektedir. 1990'larda II. Çevre Yolu'nun tamamlanarak Kozyatağı bağlantılarının hizmete girmesi, Kozyatağı çevresi ve Söğüt-lüçeşme'de ofis kullanımlarının oluşturduğu alt merkezlerin belirmesi, Fenerbahçe'de 1992'de yarımadanın düzenlenerek yeniden bir mesire yeri haline getirilme-
si, alışveriş merkezi inşa edilmesi ve yat limanının yarattığı hareketle bu yörenin rekreatif kimliğinin ağırlık kazanması, Bostancı'dan öteye sahil dolgusu ve yolunun devam ettirilmesi, Moda Burnu'nda yeni bir dolgu alanı oluşturulması ve Bahariye yaya yolu düzenlemesi (1993) bu dönemde Kadıköy fizyolojisini etkileyen ya da etkileyebilecek önemli kentsel projeler ve dinamikler olarak ortaya çıkmıştır.
1985'te kabul edilen 3194 sayılı imar Kanunu ile bir parselde birden fazla yapı yapılmasının mümkün hale gelmesi Kadıköy örneğinde etkisini özellikle az sayıda kalabilmiş köşklerin bahçelerinde yeni bir apartmanlaşmamn başlaması şeklinde göstermiştir. Böylece elde kalabilmiş köşkler yıkılmaktan kurtarılmış olsa da, yörenin zamanında bir Kadıköy uygarlığı olarak adlandırılabilecek özgün mekânsal yapısının son izleri de büyük ölçüde silinmiştir.
Kadıköy günümüzde, nüfus büyüklüğü, ekonomik faaliyet ve imar açısından istanbul'un en önemli ilçe ve semtlerinden birisidir. Üretim faaliyetleri daha sınırlı olmasına rağmen ticaret ve hizmet sektörlerindeki yoğunlaşma Kadıköy'ü bugün en önemli metropoliten alt merkezlerden birisi yapmaktadır. Kadıköy'de hizmet sektöründe istihdam edilenlerin toplam işgücüne oranı 1970'te yüzde 10 iken, 1990'da bu yüzde 25'e erişmiştir. Bugün Kadıköy ulaşım, turizm, finans, kişisel hizmetler (avukatlık, mimarlık, mühendislik, hekimlik vb) alanlarında istanbul'un, hatırı sayılır bir yoğunlaşmanın görüldüğü önemli yerleşmelerinden birisidir.
Günümüzde Kadıköy çarşısı halen özgün dokusunu korumaktaysa da Kadıköy merkezi hizmet sektörleri ve perakende ticaretteki büyümeye bağlı olarak Yeldeğir-meni ve Bahariye yönlerinde yayılma eğilimi göstermektedir. Selamiçeşme I. Çevre Yolu, Kozyatağı ise II. Çevre Yolu bağlantısı çevresinde ofis kullanımları ve büyük alışveriş merkezleri için 1990'ların yeni gözde odakları olarak gelişmektedir. Kadıköy merkezinde konut kullanımları ağırlıklı olarak Yeldeğirmeni ve Moda çevresinde varlığını sürdürmektedir. Yeldeğirmeni ve Kadıköy çarşısı, aynca kentsel dokusu korunacak kentsel alanlar olarak SlT alanı kapsamına da alınmışlardır. Bununla birlikte spekülatif rantlar ve ticari kullanım baskısı özellikle Yeldeğirmeni'nde tarihi doku üzerinde önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Benzer şekilde Selamiçeşme' nin önemli bir gelişme odağı haline gelmesiyle Hasanpaşa da son 10 yılda tarihi dokusunun önemli bir kısmını yitirmiştir. Buna karşılık Kadıköy merkezinin Haydarpaşa'dan Moda Burnu'na kadar hâlâ yaya ölçeğinde bir yerleşme özelliğini sürdürdüğü görülmektedir.
Bugün Haydarpaşa'dan Bostancı'ya kadar uzanan geniş alanda başlıca fizyolojik farklılaşmaları bu şekilde tanımlamak mümkündür. Kadıköy merkezi (yak. 84 hektar) büyük ölçüde konut dışı kullanımların yer aldığı bir metropoliten alt merkez kimliğine bürünmüştür. Yeldeğirmeni ve
Hasanpaşa çoğunlukla alt-orta ve alt gelir gruplarının, Acıbadem çevresi ise Koşu-yolu ile orta ve üst-orta gelir gruplarının ağırlığını oluşturduğu konut alanlarıdır. Moda çevresi de günümüzde alt-orta ile üst gelir grupları arasında oldukça renkli bir sosyal katmanı barındıran bir konut alanıdır. Nispeten az ve orta yoğunluklu bu konut alanlarından itibaren Bostancı' ya doğru, denizden uzaklaştıkça farklıla-şan dört ayrı konut çevresi olduğu görülür. Deniz kıyısı ile Bağdat Caddesi arasında genelde orta-üst ve üst gelir gruplarının ikamet ettiği az ve orta yoğunluklu konut çevresi, Bağdat Caddesi ile demiryolu ve Kayışdağı Caddesi arasında uzanan orta ve orta-üst gelir gruplarının ağırlığı oluşturduğu yüksek yoğunluklu konut alanı uzanmaktadır. Buralardaki orta ve üst gelir gruplarının yoğunlaştığı konut alanlarının varlığı ve nüfus artışı 1970'lerden itibaren Kadıköy yakasının en ilginç ve tanınmış fizyolojik özelliklerinden birisi olan Bağdat Caddesi'ni bir lüks tüketim ve piyasa (gezinti) mekânı olarak yaratmıştır.
Kayışdağı Caddesi ile Ankara yolu arasında ise daha çok orta ve alt-orta gelir gruplarının yaşadığı yüksek yoğunluklu konut alanları yer almaktadır. Ankara yolu çevresinde ise, Üst Bostancı ve Içeren-köy'e uzanan ve son 10 yılda imar iskân planı uygulamalarıyla yoğunluğu artırılmış, eski gecekondu yeni ıslah alanları uzanmaktadır. Ankara yolunun üst kısımlarında ise 1980'ler sonrasında biçimlenmiş yüksek yoğunluklu toplukonut alanları bulunmaktadır.
Günümüzde Kadıköy, istanbul'un çoğunlukla orta ve üst gelir gruplarının ikamet ettiği bir konut alam kimliğini korumaktadır. Bu açıdan Kadıköy'ün 19. yy'da biçimlenmiş önemli özelliklerinden birinin halen devam ettiği söylenebilir. Her ne kadar Kadıköy'ün 1950'lere dek varlığını sürdüren özgün burjuva yaşantısının izleri büyük ölçüde yok olmuş ise de günümüzde de Kadıköy'ün istanbul' un büyük ölçüde kentli bir yaşam biçimine sahip yerleşmeleri arasında yer aldığı görülmektedir.
Bibi. M. R. Akbulut, "Tanzimat'dan Cumhuri-yet'e istanbul ve Kadıköy. Tanzimat'dan Cumhuriyete istanbul ve Kadıköy Örneklerinde Plan Dinamikleri ve Mekânsal Dönüşüm" (Mimar Sinan Üniversitesi, yayımlanmamış yüksek lisans tezi), ist., 1992; M. Ekdal, Bir Fenerbahçe Vardı, ist., 1987; Eyice, Boğaziçi; A. Giz, Bir Zamanlar Kadıköy, ist., 1988; Kadıköy Belediyesi, Yatırım ve Faaliyet Raporu 1985-1988, ist., 1989; K. Karpat, Ottoman Population 1830-1914; Demograf/hiç and Social Charac-teristics, Wisconsin, 1985; E. Mamboury, istanbulTouristique, ist., 1951; Kömürciyan, istanbul Tarihi; Z. Teoman, Kadıköy ve Kadıköy'ün Öyküsü, ist., 1984; U. Esin, "istanbul'un En Eski Buluntu Yerleri ve Kültürleri", istanbul Yazıları-Semavi Eyice Armağanı, ist., 1992; M. Özdoğan, "Tarih Öncesi Dönemde istanbul", ae; Ç. Gülersoy, Tramvay istanbul'da, İst., 1989
M. RIFAT AKBULUT
Dostları ilə paylaş: |