Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə589/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   585   586   587   588   589   590   591   592   ...   877
KÂĞITHANE MESİRESİ

18. yy'ın birinci yarısında büyük önem kazanıp dillere destan olan Kâğıthane Mesiresi, birkaç yüz yıl boyunca padişahların, yabana elçi ve seyyahların ve tüm istanbul halkının ilgisini çekmiştir, istanbul'un en büyük mesirelerinden biriydi.

Mesire ile ilk ilgilenen hükümdar, I. Süleyman (Kanuni) (hd 1520-1566) olmuştur. Mesireye günübirlik geldiğinde, Kâğıthane ve Alibeyköy derelerinin Halic'e döküldükleri yerdeki Imrahor veya Mira-hur Köşkü'nde dinlenirdi (bak. Imrahor Köşkü).

17. yy'da Evliya Çelebi Kâğıthane Me-siresi'nden "Lalezar" adıyla söz eder. Bu da, daha o yıllarda bile yörenin lalesinin ününü gösterir. Evliya Çelebi bu mesire yerini "Derenin iki tarafım çınar, kavak ve söğüt ağaçlan gölgelendirmekte ve süslemektedir; mesireye gelen nice bin istanbul dilberi soyunurlar, gülpembe badem misali güzel vücutlarına ibrişim peştimaller sanp dereye girerlerdi" diye tarif eder.

IV. Murad (hd 1623-1640) Kâğıthane Vadisi'ndeki bir bahçeyle içindeki kasrı Emirgûneoğlu Yusuf Paşa'ya vermişti (bak. Emirgân). Padişah, Boğaziçi'ndeki Emirgû-ne Bahçesi (bak. Emirgân Korusu) gibi Kâ-ğıthane'dekine de sık sık uğrar, gözde arkadaşı ile sohbet eder, içki içerdi. Emirgûneoğlu Yusuf Paşanın idamından sonra bu bahçe de padişah hasları arasına geçmiştir.

Kâğıthane Mesiresi III. Ahmed döneminde (1703-1730) en parlak devrini yaşamıştır. 1717'de, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın verdiği bir kır şöleni, padişahın çevreyi tanıyıp sevmesine neden olmuş; 1721'de sadrazam, Alibey Kö-

yü'ndeki yaşlı çınarların altını düzenletmiş; üç büyük mermer havuz ile içerisinden suların aktığı kanal oluklar yaptırmıştır. Dere, Fil Köprüsü ile Doğancılar Köprüsü a-rasındaki kısmında, rıhtım duvarları ile çevrilmiş, Türkiye'de bahçe mimarisinde yapılmış en uzun kanal burada inşa edilmiştir. Bu kısım "Cedvel-i Sîm" olarak tanınmıştır.

Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1720'de IV. Mehmed'in av kasrını yeniletmiş; böylece şenlendirilen Alibeyköyü Mesiresi Hüsrevâbâd diye anılmaya başlamıştır. Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, Paris'e gittiğinde gördüğü Versailles ve diğer sarayları, dönüşünde III. Ahmed'e öylesine övmüştür ki, padişah aynı nitelikte görkemli saraylar topluluğu yaratmaya heveslenmiştir. 1722'de bir süre Kâğıthane Deresi yanında bir cami önünde fıskiyeli havuzu olan ünlü Sa'dâbâd Kasrı, ayrıca Şevkâbâd, Kasr-ı Cinan, Ferahâbâd, Hürremâbâd, Hayrâbâd gibi adlarla anılan köşk ve kasırlar inşa edilmiştir. O sırada yıkılmış olan Kuleli Bahçesi'ndeki sarayın mermerleri getirilip derenin iki kıyısını döşetilmiş, derenin kenarlarına boylu boyunca ağaçlar dikilmiştir.

Padişah sarayının aşağısında, Kâğıthane ve Alibeyköy derelerinin kıyısında, devlet ileri gelenlerine ait 60 kadar yazlık köşk ve çeşme inşa edilerek Kâğıthane'den Süt-lüce'ye kadar bütün yöre bezenmiştir. Rengârenk köşklerin fıskiyeli havuzlu bahçeleri, birbirinden güzel lale ve güllerle donatılmış; Sa'dâbâd bahçelerindeki lale tarhları göz kamaştırmış, böylece Kâğıthane İstanbul'un en bayındır ve beğenilen mesire yeri haline gelmiştir.

Tatil günleri halk bu mesire yerine a-kın eder, kayıklar tüm dereyi kaplar, arabalar kıyılarda art arda güçlükle ilerler, ortalık anababa gününe dönerdi. Mesireye gelenler gün boyunca eğlenirler, dereye girip yüzerler, musiki dinlerler, kayıklarla dolaşır, yer içerlerdi.

III. Ahmed'in ve özellikle sadrazamı Damat İbrahim Paşa'nın zevke, eğlenceye aşırı düşkünlükleri; İstanbul'da yoksulluğun arttığı bir dönemde, çok sayıda saraylar köşkler, bahçeler yaptırarak buralarda masal gibi bir yaşam sürdürmeleri (bak. Kâğıthane âlemleri) fakir halk üzerinde ters ve olumsuz etki yaptı, büyük bir kesimin gazabını üzerlerine çekti. 1730'da Patrona Halil İsyanı diye bilinen bir yeniçeri ayaklanması sırasında III. Ahmed tahttan indirildi, Sadrazam Damat ibrahim Paşa öldürüldü.

Asiler, Kâğıthane'deki köşklerin yakılmasını istediler. Tahta geçen I. Mahmud da (hd 1730-1754) amcası III. Ahmed gibi güzellikleri severdi; köşklerin tümüyle ortadan silinmesine gönlü razı olmadı; yakılmalarım yasakladı, ancak köşkleri, sahipleri eliyle yenilenmeleri olanağım sağlayacak biçimde yıktırdı. Böylece Sa'dâ-bâd'ın 173 köşkü 3 gün içinde hemen hemen ortadan silindi. I. Mahmud, Kâğıthane'de yıkılan Kasr-ı Neşât'ın yerinde bir yenisini yaptırmış; daha sonra III. Selim Oıd 1789-1807) ve II. Mahmud dönemlerinde ve Abdülaziz zamanında (1861-1876) Kâğıthane yeniden rağbet bulmaya başlamış, eskiden sarayların bulunduğu bölgede Çağlayan Kasrı(->) yapılmış ve Kâğıthane Mescidi(->) ve diğer binalar onarılmıştır.

I. Dünya Savaşı sırasında önemli ölçü-

Allom'un bir gravüründe Kâğıthane Mesiresi'nde eğlenenler. R. Walsh, Constantinople and the Scenery ofthe Seven Churches ofAsia Minör, 1838. Galeri Alfa




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   585   586   587   588   589   590   591   592   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin