Ünden bugüN


KARİYE CAMÜ 468 469 KARİYE CAMÜ



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə726/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   722   723   724   725   726   727   728   729   ...   877
KARİYE CAMÜ

468

469

KARİYE CAMÜ

kolarla süsletmiştir. Bütün bu çalışmalar 1303'e doğru başlamış ve 1320'ye doğru bitirilmiştir. Metohites son Bizans döneminin en aydın ve bilgili kişilerindendi. Manastırın komşusu olarak bir sarayı olduktan başka, manastırın içinde de misafirlerini kabul ettiği, onlarla ilmi tartışmalar yaptığı bir dairesi vardı. Fakat İmparator II. Andronikos döneminin (1282-1328) sonlarında gözden düşüp sürgüne gitmiş ve dönüşünde sarayını tahrip edilmiş durumda bulmuştur. Khora Manastırı'na çekilen Metohites burada keşiş olmuş ve 13 Mart 1332'de öldüğünde buraya gömülmüştür. Onun dostlarından ve saray mabeyincisi Mihael Tornikes'in de mezarı buradadır. Son Bizans döneminin ünlü fikir adamlarından ve tarih yazarı Nikeforos Gregoras da bu manastıra çekilmişti. Şehrin Türkler tarafından 1453'te kuşatılması sırasında, o vakte kadar Sarayburnu'nda Hode-getria Kilisesi'nde bulunan ve şehrin koruyucusu olarak kabul edilen Meryem ikonası, surlara en yakın yer olduğu için, Khora Manastırı Kilisesi'ne getirilmiştir.

Kilisenin, fetihten sonra bir süre boş o-larak durduğu sanılır. Nitekim sağdaki ek kanadın apsisinde fresko üzerine 15. yy'm sonlarına doğru, sivri uçlu bir aletle kazınmış bir italyan adı, bu sıralarda henüz camiye dönüştürülmeyen kilisenin içine yabancıların serbestçe girebildiğini gösterir.

II. Bayezid dönemi (1481-1512) sadrazamı ve Çemberlitaş'ta da camii olan Atik Ali Paşa (ö. 1511), kiliseyi camiye çevirerek vakfetmiştir. 953/1546 tarihli istanbul Vakıfları Tahrir Deften 'nde sadece iki satır halinde "Kenise Cami" (Kilise Cami) başlığı altında bildirilerek, Ali Paşa'nın Çem-berlitaş'taki evkafına bağlı olduğu haber verilir. Türk döneminde bu ibadet yerinin adı Kahriye veya Ka'riye Camii olarak da söylenir olmuştur. Bugün ise Kariye şekli yerleşmiştir. Karye ise bir bakıma Khora' nın anlam bakımından Türkçesidir.

Edimekapı-Ayvansaray arasındaki bölgede çok sayıda olan sahabe mezarlarından Ebu Said el-Hudrî'nin makamı olduğuna inanılan bir kabri de burada idi. Ayrıca caminin yanında bir medrese ile tekke de bulunuyordu. Ayvansarayî, Hadîkdda. caminin yanındaki imaret ile sıbyan mektebinin 1159/1746'da ölen Kızlarağası Hacı Beşir Ağa'nın vakıfları olduğunu bildirir. Bugün bu ek binalardan hiçbiri ortada yoktur. Yalnız son onarımlarda kuzey (sol) tarafta bir türbe yapılmıştır. 1766 depreminin arkasından da mimar İsmail Halife tarafından önemli ölçüde tamir edilmiştir.

Kariye Camii'nin en eski fotoğrafından batı cephesinin kemerli olduğu görülür. Fotoğraf sanatı İstanbul'da 1850'li yıllarda başladığına göre, bu tarihlerde binanın cephesi orijinal şeklini hâlâ koruyordu. B. de Presle-Blanchet'nin 1860'ta ve Paspatis' in 1877'de yayımlanan gravürlerinde de aynı özellik açık surette belirlidir. Kariye Camii'nin cephesindeki önemli değişikliğin en azından 1876-1877'den sonra gerçekleştiği anlaşılır. Zaten 1876'da istanbullu Rum mimar P. Kuppas, binada restorasyon çalışmaları yapmış, içerideki mozaik-

lerden bazılarını temizlemiştir. Bundan sonra Kariye Camii yabancılar tarafından ziyaret edilen bir sanat eseri olmuş, hattâ Alman İmparatoru II. Wilhelm de bu tarihi binayı görmeye gelmiştir.

Merkezi Washington'da olan Amerikan Bizans Enstitüsü 1948'den itibaren içerideki mozaik ve freskoların temizlik ve o-narımlarına girişmiş, önce Th. Whittemore başkanlığında başlayan çalışmalar, onun ölümünden sonra P. A. Undenvood tarafından sürdürülmüş, en son olarak da J. W. Hawkins 1959'a, işlerin bitimine kadar başkanlık yapmıştır. 1948'den sonra bina ca-milikten çıkarılarak Müzeler İdaresi'ne bağlanmıştır.

Khora Manastırı'ndan günümüze, kiliseden başka hiçbir şey kalmamıştır. Manastır binaları arasında olması gereken kütüphaneye ait birkaç elyazması eser Batı' da bulunmaktadır. Kilisenin 11-12. yy'la-ra ait en eski kısmı, daha önceki bir yapının temel kalıntıları üstünde inşa edilmiş olup bir narteksi (ön holü) takip eden bir ara mekândan ibarettir. Masif köşe payelerine oturan dört kemer büyük kubbeyi taşır. Böylece burada Bizans dini mimarisinin Kiborion tipinin uygulandığı görülür. Yüksek kasnaklı kubbede bir dizi pencere sıralanır. Dışarı taşkın apsisin iki yanında küçük kubbelerle örtülü birer hücre (prothesis ve diakonikon) bulunur. Son Bizans döneminde büyük apsis bir destek payandası ile ayakta tutulmuştur. Nartek-sin en sağdaki (güney) bölümü de îsaaki-os Komnenos'un kendine mezar yeri o-larak düzenlediği mekândır. Bunun da ü-zerinde pencereli yüksek kasnaklı bir kubbe vardır.

Teodoros Metohites tarafından 14. yy'ın ilk yıllarında bu ana binanın güney tarafına bitişik olarak tek nefli bir ek şapel inşa edilmiştir. "Parekklesion" denilen bu ince uzun mekânın altında da aynı planda bir mahzen bulunur. Esasında bir mezar şapeli olan bu ek binanın da orta bölümünde diğer kubbelerin benzeri pencereli yüksek kasnaklı bir kubbe vardır. Binanın batı-güney köşesinde ek şapel, batı cephenin önünü kaplayan bir dış hol ile birleşir. Bu dış holün 1877'ye kadar, içerideki her bölümü dışarıya aksettiren yarım yuvarlak kemerleri bu yıldaki tamirde kesilerek, cephe düz bir mahya hattı ile sınırlanmıştır. Ana mekânı "L" biçiminde iki taraftan saran "parekklesion" ile dış hol, taş ve tuğla hatıllı duvarlara sahiptir. Ayrıca kademeli kemerler ve güney cephesinde bunların içlerinde üçüz pencereler, hareketli bir yüzey yaratılmasını mümkün kılmıştır. Apsis çıkıntısında, altta ve üstteki nişler bu hareketliliği daha da desteklemiştir. Ana binanın kuzey tarafına bitişik olan yine bu döneme ait dar dehlizin dış yüzeyinde görülen yürek biçimindeki niş de, örneklerine 14-15. yy'larm yapılarında sıkça rastlanan bir motiftir.

Kariye Camii olan eski Bizans kilisesinde ana binada oldukça zengin mermer kaplama levhaları bulunmaktadır. Narteksten esas mekâna geçişi sağlayan kapının solundaki küçük kapının yanında ilgi çeki-

ci bir mermer pano vardır. Bu, eski Bizans ahşap ve tunç kapıların mermer üzerine yapılmış taklididir. Böyle bir örnek de Aya-sofya'nın güney galerisinde görülür. Ahşap veya madenden olanlarından ancak bir-iki örnek bugüne kadar gelebildiğinden, 6. yy'a ait olarak tarihlenen bu mermer taklitler, önemli sanat belgeleridir. Bunların içlerinde küçük dikdörtgen panolarda dini konulu kabartma bulunuyordu. Ancak bina camiye dönüştürüldüğünde bunlar kazınmıştır. "Parekklesion"un batı ucundaki sütunların mermer başlıkları da alışılmamış bir tipte olup, bunların yüzeylerine kabartma olarak başmelek büstleri işlenmiştir. Aynı ek şapelde mermerden iki kemer de bulunur. Bunlardan biri üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre 14. yy'da yaşayan M. Tornikes'in mezarını süslüyordu.

Khora Manastırı'nın kilisesini Bizans sanatı bakımından önemli kılanlar, içindeki moziakler ile, "parakklesion"daki fresko resimleridir. Bu resimlerin, kilise camiye çevrildiğinde kasıtlı olarak tahrip edilmedikleri anlaşılıyor. Başta 17. yy'da Evliya Çelebi olmak üzere, burayı ziyaret eden çok az sayıdaki yabancı seyyah, içeride resimler gördüklerini yazarlar. İstanbul hakkındaki kitabının ilk Rumca baskısını 1826' da yayımlayan Patrik Konstantios (patrikliği 1830-1834), burada pek çok mozaik resminin görülebildiğim bildirir. 1886'da da mozaik ve freskoların ilk defa olarak Fransızca bir katalogu yayımlanmıştır. Binanın cami fonksiyonu sürdüğü için, esas ibadet mekanındaki mozaiklerin üzerlerine, namaz vakitlerinde tahta kepenkler kapatılıyordu (1948'e kadar). Kariye resimlerinin en başta gelen özelliği, ilkçağın Helenistik dönem resim geleneğinin bilgilerinden faydalanılmış olması, vücutların plastik değerlerinin belirtilmesi ve üç boyutluluğa dikkat edilmiş olmasıdır. Böylece Kariye'deki resim sanatı, İtalya'da Gi-otto (1266-1337) ile başlayan Rönesans a-kımının paralelinde, Bizans'ta da yeni bir sanat anlayışının başladığına işaret eder. Kapının üstünde, İsa'ya kilisenin bir modelini sunan Teodoros Metohites tasvir e-dilmiştir. Mozaiklerde İsa'nın ve Meryem' in hayadan ile ilgili sahneler görülür. Bunlarda resme derinlik sağlayan arka plan elemanları ve mimari motiflere önem verilmiştir. Ayrıca sahnelerin canlı ve günlük hayattan alınmış gibi gerçekçi biçimde gösterilmesine özen gösterilmiştir. Figürler doğru orantılı olarak, gerçeğe uygun duruş ve hareketlerle işlenmiştir. Bu arada İsa'nın yüzüne insancıl bir ifade verilmesine çalışılmış olduğu da dikkati çeker. İç nartekste, sağ tarafta bütün duvarı kaplayan Halke İsa'sı panosu, evvelce Büyük Saray'ın esas girişi olan Halke Kapısı üstünde bulunduğu bilmen İsa ikonasının bir benzeri olarak yapılmıştır. Meryem ve İsa'nın önünde yere diz çökmüş bir figür olarak 12. yy'da kiliseyi yeniden yaptıran İsaakios Komnenos'un portresi vardır. Böylece bu pano ile İsaakios'un, kendisine mezar yeri olarak tasarladığı bu bölümü süslediği anlaşılır. Karşı köşede ise,

Kariye Camii'nin planı.

U. Akyddız, Chora, The Kariye Museum, ist., 1992

13-14. yy'lar arasında yaşadığı bilinen ve Paleologos soyundan rahibe olan Melania' nın portresi yer alır. Bu muhteşem mozaiğin, Paleologoslar dönemine, 14. yy'a ait olduğu ve îsaakios'un portresinin bir hatıra olarak konulduğu yolunda Undenvood tarafından bir hipotez ileri sürülmüşse de buna inanmak zordur. Mozaik 12. yy'da İsaakios tarafından yaptırılmış, ancak 14. yy'da Melania'nın portresi alt kenardaki boşluğa ilave edilmiştir. Bu duruma göre iç narteksteki mozaiklerin bazılarının 12. yy'a ait olduklarını kabul etmek gerekir.

Ana mekânda pek az mozaik meydana çıkmıştır. Sağ tarafta bir Meryem tasvirinden başka, kapının iç tarafında kemerin üstünde "Meryem"in son uykusu ve "ruhunun Isa tarafından göğe çıkarılması" (Koimesis) sahnesi tasvir edilmiştir. 1928'de bulunan bu mozaik pano, bu konunun işlendiği örnekleri arasında estetik açıdan en başarılısı olarak kabul edilir. Ana mekânda pencere kemerleri içinde Bizans süs motiflerinin güzel örnekleri olan mozaik bezemeler görülür.

Yandaki ek kanat bir mezar şapeli olarak yapıldığından burada yan duvarlarda, içlerine lahit konulması için, üstleri kemer-

li nişler (arcosolium) yer almıştı. Bu yuvaların dip duvarlarında mezar sahiplerinin fresko olarak portreleri yapılmıştı. Fakat üst kısımlarda duvarlar değişikliğe uğradığından, bunların baş kısımları eksiktir. Ancak gövdelerden 14. yy Bizans giyimini ve kumaş desenlerini tanımak mümkün olmaktadır. Bu kısmın duvarlarında, payelerde pek çok aziz resmi yer alır. Fakat en önemli iki kompozisyondan biri, apsis yarım kubbesini dolduran, İsa'nın ahrete inişi ve mezarlarından Âdem ile Havva'yı bileklerinden kavrayarak çıkarışıdır. Diğer önemli kompozisyon, "pa-rekklesion"un doğudaki bölümünü örten tonozdaki mahşer günü tasviridir. Burada İsa'nın başkanlık ettiği semavi mahkemenin üyeleri olan havariler, bunların altında ruhların çağırılması, inanmışlar ile günahkârların ayrılması ve bunların durumlarına göre cennete veya cehenneme gönderilmeleri görülür. Bu iki güçlü ifadeli kompozisyon, mezar şapelinin fonksiyo-nuyla uyum sağlar. Orta bölümdeki kubbenin pandantiflerindeki İncil yazarları resimleri de kültür tarihi bakımından dikkate değerdir. Bunlarda Bizans döneminde yazı ile uğraşan kişilerin kullandıkları

yazı eşyası, kitap dolabı ve yazı sehpası gibi gereçler görülebilir.



Kariye Camii, 1948'den sonra müzeleş-tirildiğinde, İslam ibadeti ile ilgili içinde hiçbir şey bırakılmamıştır. Yalnız sağ köşesinde yükselen ve şerefe kısmının geçen yüzyıla ait olduğu belli minaresi kalmıştır. Müze idaresinin izni ile içindeki ahşap minber de çıkarılarak, Zeyrek Camii'nin bir bölümüne götürülmüştür. Böylece içeride Türk dönemine işaret eden bir iz kalmamıştır.

Bibi. Doroteos, "Karie dzami (he moni tes Khoras), Pothen he eponomia", Orthodoxia, c. V (1930), s. 486, 585-595; Gennadios, "He onomasia tes mones tes Khoras", ae, s. 575-584; Konstantios, Constantinia.de, ist., 1946, s. 102-105; A. G. Paspatis, Byzantinai Meletai, ist., 1877, s. 326-332; Pulgher, Eglises Byzan-tines, 31-40; F. J. Schmit, "Kahrie dzami", Iz-vestija Russkogo Archeologiceskogo Instituto V Konstantinopole, XI (1906); A. Rüdell, Die Kahrie Djamissi in Constantinopel, Berlin 1908; Millingen, Byzantine Churches, 288-331; H. E. Del Medico, "Essai sur Kahrie Djami au debut du XIIe siecle" Byzantinische Zeitschrift, XXXII (1932) s. 16-48; Ebersolt, Monuments, 51, 161; Schneider, Byzanz, 57-58; D. Oates, "Summaıy Report on the Exavations of the Byzantine Institute in the Kariye Cami, 1957 and 1958", Dumbarton Oaks Papers, XIV (1960), s. 223-231; Eyice, Bizans Mimarisi, 46-51; S. Eyice "Leş eglises byzantines d'Istan-bul du DCe au XVe siecle", Corsi di Cultura Bi-zantini etRavennati, XII (1965), s. 278; P. Undenvood, The Kariye Cami, I-V, Washington-Londra, 1968; Janin, Eglises et monasteres, 531-538; C. Mango, Architektura Bizantina, Milano, 1975, s. 240-246, 269-273; Müller-Wiener, Bildlexikon, 159-163; A. Ogan-V. Mıraııroğlu, Kariye Cami. Eski Hora Manastın, Ankara, 1955; J. Sevcenko, "Theodore Metochites, Chora et leş courants intellectuels de l'epo-que", An et Societe â Byzance sous leş Paleolo-gues, Venedik, 1971, s. 13-39; N. P. Kondakov, Mozaiki Mecheti Kakhrie dzhamisi VKonstantinopole, Odessa, 1881; A. Leval, Catalogue deş principales mosaıques, peintures et sculp-tures existants â Kahrie Djami, ist., 1886; C. Diehl, "Leş mosaîques de Kahrie-djami", Etu-des Byzantines, (1905), s. 392-431; M. Alpatov, "Die Presken der Kachrie Djami in Konstan-tinopel", München Jahrbuch für bildende Kunst, VI (1929), s. 345-364; J. Ebersolt, "Üne nouvelle mosa'ique de Kahrie-Djami", Revue de l'Art, LV (1929), s. 83-86; ay, "Trois nouve-aux fragments de mosa'iques de Kahrie-Djami", ae, LVI (1929), s. 163-166; H. E. Del Medico, "La mosa'ique de la Koimesis â Kahrie Djami", Byzantion, VII (1932), s. 123-141; ay, "La Koimesis de Kahrie-Djami. Essai de datati-on", RevueArcheologique, I (1933), s. 58-92; P. A. Undenvood, "The Deesis Mosaie in the Kahrie Cami at istanbul", Late Classical and Medieval Studies in Honor of.A.M. Friend, Princeton, 1955, s. 254-260; ay, "First Prelimi-naıy Report on the Restoration of the Fresco-es in the Kariye Camii at istanbul", Dumbarton Oaks Papers, IX-X (1956), s. 253-288, XI (1957), s. 173-220, XII (1958), s. 235-265, XIII (1959), s. 187-212; ay, "Palaeologan Narrati-ve Style and an Italianate Fresco of the 15 th Century in the Kariye Camii", Studies in the History of Art Dedicated to W. E. Suida, New York, 1959, s. 1-9; R. Kautsch, Kapitellstudien, Berlin, 1936, s. 60; L. Brehier, La sculpture et leş arts mineurs byzantins, Paris, 1936, s. 65; H. Belting, "Eine Gruppe Konstantinopler Re-liefs aus dem 11. Jahrhundert", Pantheon, XXX (1972), s. 263-271; Ayvansarayî, Hadîka, I, 159; Barkan-Ayverdi, Tahrir Defteri, 424, Fatih Camileri, 142-144.

SEMAVİ EYİCE




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   722   723   724   725   726   727   728   729   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin