ÜNİte 1 İŞ GÜvenliĞİ İle iLGİLİ temel kavramlar



Yüklə 0,85 Mb.
səhifə5/10
tarix02.11.2017
ölçüsü0,85 Mb.
#27176
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

AFETTEN ÖNCE

Bu bölümde Afetten Önce başlığı altında ele alınacak konular:


Afete Hazırlık Küçük Adımlardan Oluşur: Afete hazırlığın bir süreç olduğu ve afete hazırlık için atılan her küçük adımın ne derece önemli olduğu.
Yapısal Tehlikelerin Azaltılması: Yapısal tehlikelerin neler olduğu ve bunların nasıl azaltılacağı.
Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması: Yapısal olmayan tehlikelerin neler olduğu ve bunların nasıl azaltılacağı.

YOTA Teknikleri: Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması (YOTA) olarak tanımlanan, binanın taşıyıcı sistemi dışında kalan, binanın içinde sarsıntı sırasında kayıp düşebilecek eşyaları sabitlemek için kullanılan uygulama örneklerini.
Aile Afete Hazırlık Planı: Aile Afete Hazırlık Planının nasıl yapılabileceği.
Deprem Tatbikatları: Sarsıntı sırasında doğru davranışın ne olduğu ve bu davranışı pekiştirmek için deprem tatbikatlarının önemi.
Yangını Önleme ve Yangın Güvenliği: Afet sonrası en büyük tehlikelerden biri olan yangınları önlemenin ve yangın güvenliğinin nasıl sağlanacağı.
AFETE HAZIRLIK KÜÇÜK ADIMLARDAN OLUŞUR
Afete Hazırlık, herkesin kolaylıkla atabileceği ve atması gereken bir seri küçük adımın toplamından başka bir şey değildir. Hazırlık bir gecede yapılmaz ve asla tamamlanmaz. Ama atılan her küçük adım önemlidir. Bunu şöyle bir örnekle netleştirebiliriz:

Koridorda, çiviye asılı bir aile fotoğrafınız olduğunu varsayalım. Bir deprem sonrasında herkesin hayatta olduğunu, yaralanmadığını ve evinizin de sağlam olduğunu görmek sizi çok mutlu edecektir. Belki sadece o aile fotoğrafı yere düşecek ve camı kırılacak. Bu çok önemli değil. Ama tam o sırada çocuğunuz koridorda size doğru koşarken ayağı kesilirse onu kucaklayıp, bir doktor bulup camı ayağından çıkartmak ve yarasını diktirmek üzere dışarı koşarsınız. Belki çok yakınınızda bir yerde yüzlerce ağır yaralı olacak. Sizin bulduğunuz doktor, çocuğunuzun ayağındaki camı çıkartırken, belki de ölmekte olan başka birine yardıma gidemeyecektir. Bu nasıl önlenebilir? Bir çivi yerine kanca uçlu vida kullanabilirsiniz.

Küçük bir nokta, ama küçük adımlar atmak çok önemlidir.
ÖRNEĞİN KENDİNİZE ŞU KÜÇÜK ADIMLARI ATMAK İÇİN SÖZ VEREBİLİRSİNİZ;


  • Yatağın yanında el feneri, ayakkabı/kapalı, sağlam terlik ve iş eldiveni bulundurmak

  • Yatakları pencereden uzağa koymak

  • Gardropları sabitlemek

  • Su depolamak

  • Bölge dışı bağlantı kişisi belirlemek

  • Aile afete hazırlık toplantısı yapmak


YAPISAL TEHLİKELERİN AZALTILMASI
Deprem zararları büyük ölçüde yapısal ve yapısal olmayan tehlikelerden kaynaklanmaktadır.

Yapısal tehlike; binanın kendisinin taşıyıcı sisteminin- sebep olduğu tehlikelerdir. Yapısal olmayan tehlike; binanın taşıyıcı sistemi dışında kalan her türlü eşya, obje, nesne ve benzerlerinin neden olduğu tehlikelerdir. Yapısal ve yapısal olmayan tehlikeleri daha iyi anlamak için bu bolümde binalarda yapısal ve yapısal olmayan elemanların neler olduğunu daha ayrıntılı şekilde ele alınmaktadır.
YAPISAL TEHLİKELER VE RİSKLERİN AZALTILMASI
Afete hazırlık küçük adımlardan oluşur dedik, bununla birlikte bazı insanları bu küçük adımları atmaktan alıkoyan güçlü bir korku vardır; ‘ne yaparsam yapayım, hepsi boş, evim başıma çökecek!’ Şimdi öncelikle, bunun gerçekçi bir korku olup olmadığına beraber bakalım.

Hepimiz Kocaeli ve Düzce depremlerinde yıkılmış binaların ürkütücü görüntülerini gördük.

Türkiye’de tamir edilemeyecek şekilde hasar görmüş her binaya bir ölü ve dört adet hastaneye kaldırılmış yaralı düşmektedir. Depremde hasar gören binalar toplumda can kayıpları, yaralanmalar, ev, işyeri, tarihi ve kültürel miras kayıpları ile toplumsal hayatın kesintiye uğraması gibi yıkıcı ve trajik sonuçlar yaratabilir. Binanın kendisinin sebep olduğu bu tehlikeleri "Yapısal Tehlike" olarak adlandırmaktayız. Hepimiz Kocaeli ve Düzce depremlerinde yıkılmış binaların ürkütücü görüntülerini gördük. 1999 Kocaeli depreminde Bolu, Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Yalova, Eskişehir illerinde yaklaşık 52.000 bina hasar gördü?
Bu binaların:

%70'i orta ve hafif hasarlı,

%25'i ağır hasarlıydı.

%3-5'i yamyassı olacak şekilde yıkıldı.

Binaların Yıkılması Rastlantı Değildir. Hasar görmüş bütün binaların %15’i tamir edilemeyecek şekilde hasar aldı. Pek çok kişi bu binalardan canlı kurtuldu. Bu binalara bir ölü ve dört adet hastanelik yaralı düşmektedir.

Bu binaların hasar görmesi raslantı değildi! Yıkılan binalar deprem yönetmeliğine göre inşa edilmeyenlerdi. Tamir edilemez şekilde hasarlı binaların bile “yaşam için güvenli” olması, içindekilerin can kaybına uğramaması önemlidir.
NOT: Depremlerde can kaybı ve yaralanmaları azaltmak için pek çok şey yapmak gerekir; ancak bunların hiçbiri imkansız, yapılamayacak şeyler değildir.
BİNALARI DOĞRU İNŞA ETMEK
Büyük depremlerde, binaların ağır hasar görmesi nedeniyle meydana gelen can kaybı ve yaralanma, daha iyi yapılaşma ve bilgilenme ile önlenebilir. Ev, işyeri ve okullarda güvenli olabilmek için; hangi unsurların binaları depreme dayanıklı hale getirdiğini öğrenmek zorundayız. Binaların depreme dayanıklı olarak inşa edilmesini sağlamak mimar, mühendis ve denetim elemanlarının işi olsa da, bu binaların içinde yaşayan ev sahipleri ve kiracıların da binaların depreme dayanıklı olması için nasıl korunması ve hangi durumlarda bir mühendise danışılması gerektiğini bilmeleri çok önemlidir.
Yapısal Önlemler
Depremler sırasında binaların yıkılması tesadüf değildir. Her ne kadar hiçbir binanın belirli bir depreme dayanabileceği garanti edilemese de “yaşam için güvenli” bina inşa edebilmek için yeterli bilgimiz var.
Yaşam için güvenli bina:
Binanın tamir edilemeyecek şekilde hasar görmesine rağmen içindekilerin can kaybına uğramaması demektir.

İçlerinde yaşadığınız ve çalıştığınız binalara güvenmek için şunların yapıldığından emin olun.


Yap:
Binaları profesyoneller tasarlasın ki binanın taşıması gereken yük, kolonlar ve duvarlar arasında doğru oranda dağıtılabilsin.

Binanızın belirli yer/zemin şartları göz önünde bulundurularak deprem yönetmeliğine göre inşa edildiğinden emin olun.

Doğru miktar ve kalitede inşaat malzemesi kullanın.

İnşaatın, eğitimli ve gözetim altındaki işçiler tarafından yapıldığından emin olun.

Borular gibi yapısal olmayan unsurların esnek malzemeden olmasına ve sallantı sırasında hareket edebilmelerine dikkat edin.

Asma katların, aydınlatmanın, şofbenlerin, kalorifer peteklerinin, klimaların ve tabelaların deprem olasılığı düşünülerek binaya sabitlenmesi gerektiğini unutmayın.


Yapma:
(Yapısal Önlemler) Kesinlikle YAPILMAMASI gerekenler şunlardır:

  • Binanızın tasarımını değiştirmeyin.

  • İzinsiz kat inşa etmeyin.

  • Malzemeleri değiştirmeyin.

  • Binayı inşa edildiğinden farklı bir amaç için kullanmayın.


DENETLEME VE GÜÇLENDİRME
En küçük güçlendirme çalışması hayat kurtarabilir. Güçlendirmeden sonra bina hasar görebilir ancak, “yaşam için güvenli” olması ve içindekilerin can kaybına uğramaması önemlidir. Güçlendirmede okullar, hastaneler ve kamu binaları önceliklidir. 1975 yılından önce yapılan 5 kat veya üstü binalar özellikle incelenmelidir. Eğer güvenliğinden emin olmak istiyorsanız, binanızı yetkin bir mühendise denetletin. Eğer yönetmeliğe göre inşa edilmemişse, binanızın güçlendirilme olasılığını öğrenin.
SORGULANMASI GEREKEN KONULAR ŞUNLARDIR:


  • Binanız imar plan, mevzuat ve şartnamelere uyularak yapılmış mı?

  • Kolonlar ve kirişler deprem yükünü taşıyacak şekilde boyutlandırılıp inşa edilmiş mi?

  • Güvenli olmayan zemin kat var mı?(Yeterli taşıyıcı sistemi olmayan geniş mekanlar, büyük duvar boşlukları, yumuşak kat gibi)

  • İnşaat sonrası kaldırılmış taşıyıcı eleman, kolon var mı?

  • Yeterli ve kaliteli inşaat malzemesi kullanılmış mı?

  • Donatılarda paslanma var mı?

YAPISAL ELEMANLAR
Bir binada, binanın ağırlığını ve diğer yükleri taşıyan kısımlara, binanın taşıyıcı sistemi denir. Bu sistemi oluşturan her bir elemana ise, taşıyıcı eleman denir; kolon, kiriş, taşıyıcı duvar, çatı ve temel yapının taşıyıcı elemanlarıdır. Taşıyıcı elemanların oluşturduğu sistem binanın ağırlığını ve diğer yükleri güvenle taşımak üzere tasarlanmalıdır: Binanın ağırlığı; sabit yük. Binanın kullanımında ortaya çıkan hareketli yükler; insanlar, mobilyalar, iç duvarlar vb. Deprem, rüzgâr, kar gibi dış yükler. Bu yüklerin çoğu yerçekiminden kaynaklanır ve düşey yüklerdir. Düşey yükler, binaları yerçekimi yönünde aşağıya doğru çeker; fakat deprem ve rüzgâr gibi etkilerin yarattığı yüklerin, güçlü yatay bileşenleri de vardır.

Deprem hareketi, binaya yatay yük bindirir. Deprem dalgaları her yönden gelebildiği için, binanın bütün yönlerden gelecek deprem hareketine dayanabilecek güçte olması önemlidir. Ülkemizde özellikle şehirleşmiş yerleşim bölgelerinde sık rastlanan betonarme binaların taşıyıcı sistemi çerçeve sistemlerdir. Çerçeve sistemlerin taşıyıcı elemanları; kolonlar, kirişler ve temeldir. Deprem dalgaları, çerçeve sistemi olan binaları etkilediğinde, kirişler ve kolonlar deprem hareketine direnç gösterirler.

Kolonlar ile kirişler arasındaki güçlü bağlantılar sayesinde binanın ağır hasar almasının önüne geçilir. Kolon ve kirişler arasındaki bağlantılar, çelik binalarda kaynaklar ve cıvatalar ile betonarme binalarda ise uygun bir şekilde ve miktarda yerleştirilmiş çelik donatılar ile sağlanır. Çerçeve sistemi ile inşa edilmiş yüksek ve ağır binalarda ise, deprem kuvvetleri binanın fazla yatay yer değiştirme yaparak sallanmasına neden olur. Yapılarda sallantıyı azaltmanın bir yolu da perdeli taşıyıcı sistem oluşturmaktır. Perde duvarlar yerçekimi kuvvetlerini taşımakta normal kolonlardan çok daha güçlü değildir; fakat şekilleri nedeniyle (genişlikleri derinliklerinin en az 7 katı olmalıdır) perde duvarlar kolayca eğilmez. Bir deprem sırasında, perde duvarlar özellikle de yüksek veya ağır binaların aşırı sallanmasını ve deforme olmasını önlemeye yardımcı olur. Son yıllarda toplu konut binalarında sık kullanılan sistemler, perdeli sistemlerdir (tünel kalıp sistemiyle inşa edilmiş olan binalar, çerçeve sistemde perde duvarların kullanılması, vb.).

Perde – çerçeve sistemlerin taşıyıcı elemanları, kolonlar ve/veya perde duvarlar, kirişler ve temeldir. Çelik binalar ve ahşap binalarda, temel, dikme ve kirişlere ek olarak, çapraz destekler mevcuttur. Çapraz destekler, bu sistemde deprem yükünün taşınmasında önemli rol oynar. Çelik binalarda çapraz destekler çelikten, ahşap ve hımış gibi yapılarda çapraz destekler ahşaptan yapılmıştır.

Ayrıca Taşıyıcı Duvar Sistemi ile inşa edilmiş olan yığma (taş, tuğla ve kerpiç binalar) yapılarda taşıyıcılar kolon yerine duvarların kendisi, kiriş, hatıl, ve yine temeldir. Yığma binaları depreme dayanıklı hale getirmenin en etkili yolu, duvarlarda deprem hatılı oluşturmaktır.

Betonarme veya ahşap malzemeden yapılabilen hatıl, binanın dış duvarları boyunca sürekli olmalıdır. Bu şekilde, duvarlar birbirlerine iyice bağlanmış olur ve bir deprem sırasında beraber hareket ederler.


BİNALARIN TASARIM VE YAPIM SÜRECİ
Tapulu arsası olan bir kişi veya kuruluş, bu arsanın üzerine depreme dayanıklı bir bina yaptırmak istiyorsa; aşağıda belirtilen ve izlenmesi zorunlu prosedürün bir parçası olan adımları izlediğinde, bina doğru süreçlerden geçerek, kontrollü bir şekilde inşa edilmiş olacaktır.

Binanın, yetkili bir mimar tarafından, arsanın bulunduğu bölgenin imar durumuna göre mimari projesi yapılmalıdır.

Uygulama projesi safhasından önce, arsanın zemin etüdü yaptırılmalıdır. Binalarda zeminin özelliklerine uygun bir temel yapılması çok önemlidir. Bu aşamadan sonra, binanın statik projesini yapan yetkili inşaat mühendisi ile mimarın birlikte çalışması sonucu uygulama projesi çizilir.

Tüm inşaat süreci boyunca binanın malzeme miktarının, kalitesinin ve projeye uygunluğunun kontrol edilmesi için mal sahibinin bir yapı denetim şirketiyle sözleşme yapması gereklidir. Bu şirket, inşaatın her aşamasında – duvar örüldüğünde, çatı yapıldığında vs.- kontroller yapmak zorundadır.

Binaların inşa edilebilmesi ve yapım sonrasında kullanılabilmesi için alınması gereken üç izin vardır. Tüm izinleri alabilmek için; tasarımın ve inşaatın doğru ve eksiksiz yapılması ve binanın bu süreçler içinde belli incelemelerden geçmiş olması gerekmektedir:

İnşaata başlamadan önce ilgili belediyeye veya arsa, belediye ve mücavir alan sınırları dışındaysa, valiliğe bağlı Bayındırlık İl Müdürlüğüne başvurularak “İnşaat Ruhsatı” alınması gerekir.

Binada tadilat yaptırılıyorsa, bilmeden binanın taşıyıcı sistemine veya yük

aktarma sistemine istenmeyen bir etki yapılıyor olabilir. Dolayısıyla, herhangi bir tadilat yaptırmak istendiğinde ilgili belediyeye veya diğer kurumlara başvurarak izin alınması gerekli ve önemlidir. Tarihi bir binanın tadilat geçirmesi veya yeniden yapılması söz konusu ise; ilgili belediye veya Valiliğe bağlı Bayındırlık İl Müdürlüğünden izin alınmadan önce, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan izin alınması gereklidir. Bu kurulun varlığının amacı, tarihi dokunun korunmasını sağlamaktır



BİNAYA ETKİ EDEN YÜKLER
Binalar mimar ve mühendisler tarafından tasarlanırken, binaya etki eden yükler titizlikle dikkate alınır. Binalar mimar ve mühendisler tarafından tasarlanırken, binaya etki eden bütün yükler dikkate alınır. Bir binaya, sabit, hareketli ve dış yükler olmak üzere 3 farklı yük tipi etki etmektedir. Bu yükler Düşey ve Yatay olmak üzere iki temel gruba ayrılır:
Düşey Yükler: Bu yüklerin çoğu yerçekiminden kaynaklanır ve düşey yükler, binaları yerçekimi yönünde aşağıya doğru çeker.

Binanın ağırlığı; sabit yük. İnsanlar, mobilyalar, iç duvarlar gibi binanın kullanımı sırasında ortaya çıkan hareketli yükler.



Yatay Yükler: Deprem ve rüzgâr gibi etkenlerin yarattığı yüklerin, güçlü yatay bileşenleri de vardır.

Deprem, rüzgâr, kar gibi dış yükler.



TAŞIYICI SİSTEM
Binanın ağırlığını ve diğer yükleri taşıyan tüm yapısal elemanlarının oluşturduğu sisteme "Binanın Taşıyıcı Sistemi" denir. Binanın taşıyıcı sistemi bütün yükleri zemine kesintisiz olarak aktarmalıdır. Binaları inşa ederken kullanılan 4 ayrı taşıyıcı sistem türü vardır:


  1. Çerçeve Sistem.

  2. Perdeli Sistem.

  3. Çapraz Destek Sistemi.

  4. Taşıyıcı Duvar Sistemi.


BİNALARI DOĞRU İNŞA ETMEK
Ülkemizde özellikle şehirleşmiş yerleşim bölgelerinde sık rastlanan betonarme binaların taşıyıcı sistemi çerçeve sistemlerdir. Çerçeve sistemlerin taşıyıcı elemanları; kolonlar, kirişler ve temeldir.

Deprem dalgaları, çerçeve sistemi olan binaları etkilediğinde, kirişler ve kolonlar deprem hareketine direnç gösterirler. Kolonlar ile kirişler arasındaki güçlü bağlantılar sayesinde binanın ağır hasar almasının önüne geçilir. Kolon ve kirişler arasındaki bağlantılar, çelik binalarda kaynaklar ve cıvatalar ile, betonarme binalarda ise uygun bir şekilde ve miktarda yerleştirilmiş çelik donatılar ile sağlanır.

Çerçeve sistemi ile inşa edilmiş yüksek ve ağır binalarda ise, deprem kuvvetleri binanın fazla yatay yer değiştirme yaparak sallanmasına neden olur. Yapılarda sallantıyı azaltmanın bir yolu da perdeli taşıyıcı sistem oluşturmaktır. Perde duvarlar yerçekimi kuvvetlerini taşımakta normal kolonlardan çok daha güçlü değildir; fakat şekilleri nedeniyle (genişlikleri derinliklerinin en az 7 katı olmalıdır) perde duvarlar kolayca eğilmez. Bir deprem sırasında, perde duvarlar özellikle de yüksek veya ağır binaların aşırı sallanmasını ve deforme olmasını önlemeye yardımcı olur. Son yıllarda toplu konut binalarında sık kullanılan sistemler, perdeli sistemlerdir (tünel kalıp sistemiyle inşa edilmiş olan binalar, çerçeve sistemde perde duvarların kullanılması, vb.). Perde – çerçeve sistemlerin taşıyıcı elemanları, kolonlar ve/veya perde duvarlar, kirişler ve temeldir. Çelik binalar ve ahşap binalarda, temel, dikme ve kirişlere ek olarak, çapraz destekler mevcuttur. Çapraz destekler, bu sistemde deprem yükünün taşınmasında önemli rol oynar.

Çelik binalarda çapraz destekler çelikten, ahşap ve hımış gibi yapılarda çapraz destekler ahşaptan yapılmıştır. Ayrıca Taşıyıcı Duvar Sistemi ile inşa edilmiş olan yığma (taş, tuğla ve kerpiç binalar) yapılarda taşıyıcılar kolon yerine duvarların kendisi, kiriş, hatıl, ve yine temeldir. Yığma binaları depreme dayanıklı hale getirmenin en etkili yolu, duvarlarda deprem hatılı oluşturmaktır. Betonarme veya ahşap malzemeden yapılabilen hatıl, binanın dış duvarları boyunca sürekli olmalıdır. Bu şekilde, duvarlar birbirlerine iyice bağlanmış olur ve bir deprem sırasında beraber hareket ederler.

Binanın taşıyıcı sistemi, yükleri zemine doğru aktarmalıdır. Binalarda yükler şu şekilde aktarılır: Bir mekanda bulunan insan ve eşyaların ağırlığı, üzerinde durdukları döşeme tarafından, döşemenin dört yanda üzerine oturduğu kirişlere aktarılır. Kirişler, döşemeden gelen yükleri, iki yanda birbirine bağladığı kolonlara veya perde ya da taşıyıcı duvarlara iletir.

Böylelikle yükler, tüm binanın yüksekliği boyunca aşağıya doğru iletilerek, temele aktarılır. Temel ise, yükü zemine iletir. Bu sisteme yük aktarma sistemi denir.

Yüklerin zemine aktarılabilmesi için, kesintisiz (sürekli) bir yük aktarma sistemine ihtiyaç vardır. Yük aktarma sistemi ( örn: yetkili olmayan kişiler tarafından yanlış inşa edilmiş bir binada veya taşıyıcı elemanları içinde yaşayanlar tarafından sonradan kesilmiş, zayıflatılmış olan binalarda, vb.) kesintiye uğradığında, yükler zemine güvenle ve dengeli bir şekilde iletilemeyecektir. Bu durumun sonucu olarak, taşıyıcı elemanların bir kısmının, tasarlanırken öngörüldüğünden fazla yük taşıması gerekecektir. Bu dengesizlik, taşınan yük çok fazla ise, binanın taşıyıcı elemanlarının hasar görmesine neden olabilir.

Farklı yapısal sistemi olan binalar, düşey ve yatay yükleri çatıdan zemine daha değişik şekilde aktarabilir.



DEPREM SIRASINDA ZEMİN
Deprem dalgaları fayın kırıldığı yerden başlayarak farklı zemin ortamlardan geçerek yayılır. Depremin gücüne bağlı olarak, zeminler bu dalgaların büyüklüğünü artırabilir; ancak her zemin türü deprem dalgalarını aynı şekilde büyütmez. Deprem sırasında kaya zemin üzerinde duruyorsanız, yerin titreşimini hissedebilirsiniz; fakat aynı deprem sırasında çamur zemin üzerindeyseniz, yerin büyük dalgalar ile yuvarlandığını hissetmeniz olasıdır.

Bunun nedeni, sert zeminlerin, birbirine yakın olan, kısa aralıklı dalgaları, yumuşak zeminlerin ise, birbirinden uzak olan, uzun aralıklı dalgaları büyütmesidir

Binanızın altındaki zeminin tipini bilmeniz, binanızın güvenliğinden emin olmanız için yeterli değildir. Depreme dayanıklı olup olmadığını anlayabilmek için, binanızın nasıl yapıldığını bilmeniz gerekir.
BİNA PLAN ŞEKİLLERİ
Deprem sırasında, kare, dikdörtgen veya daire şeklindeki binalar sallantıya daha rahat dayanırlar. L, H, T, veya + (artı) şeklindeki binalar deprem sırasında hasar görmeye daha yatkındırlar.
TEMELLER
Binaların temelleri, insanların ayaklarına benzer. Uzun boylu insanların ayakta durmak için büyük ayaklara ihtiyaç duyması gibi, büyük binalar da, geniş temellere ihtiyaç duyarlar.

Yumuşak zemine kurulmuş binalar, karda yürüyen insanlara benzer. İnsanlar karda yürürken batmamak için kar paletleri giyerler. Binalar da yumuşak toprağa batmamak için geniş temellere ihtiyaç duyarlar.

Modern betonarme ve çelik binalarda, üzerinde bulundukları zeminin türüne ve binanın büyüklüğüne göre farklı tiplerde temel kullanılır.


  1. Bağ Hatılı Tekil Temel

  2. Sürekli Temel

  3. Radye Temel

  4. Kazık Temel

Zeminin çok yumuşak olması nedeniyle radye temellerin bile yeterli olamadığı yerler vardır. Yalnızca bina tasarımı gerektirdiğinde radye temel kullanmak yeterlidir. Gerekli değilken radye temel oluşturmak için harcama yapmak yerine, ihtiyaç duyulan diğer önemli detaylarda kaliteli malzeme kullanmak tercih edilebilir.



DOĞRU MALZEME KULLANIMI VE YAPIM ŞEKLİ
Kullanılan malzemeler ve binanın yapım şekli binanın güvenliği açısından en az taşıyıcı sistemi, plan şekli, dolgu duvarları ve komşu binaların etkisi kadar önemlidir.
Betonarme:

Beton doğru malzemelerin doğru oranlarda karıştırılması sonucunda elde edildiğinde çok sağlam bir malzeme haline gelir. Bileşenlerinden bir tanesinin eksik olması betonun istenilen dayanıma sahip olmasını engeller. Kaliteli beton şu malzemelerden oluşur:



  • Temiz su

  • Kaliteli Çimento

  • Yıkanmış kum ve çakıl


Geleneksel:

Geleneksel yapılarda kullanılan malzeme ve bağlantı şekli de çok önemlidir. Doğru bağlantı ile deprem sırasında yapı beraber hareket edebilecektir.


Taş:

Köşeler, taş yapıların zayıf noktalarıdır. Köşelerde bir duvarı bitirdikten sonra diğerine başlamak yerine, ya donatı çubukları kullanılarak iki duvar bağlantısını güçlendirmek ya da tuğlaları geçmeli bir şekilde dizerek kilit sistemi oluşturmak gerekir. Bu bölgelerde oluşturulacak kilit sistemi ile taşıyıcı duvarların deprem sırasında beraber hareket etmeleri sağlanacaktır.


KULLANIM SIRASINDA BİNALARIN BAKIMI
Tüm binaların depreme dayanıklılıklarının korunması için bakıma ihtiyacı vardır. Taşıyıcı elemanlar inşa edildiği gibi korunmalıdır.

Nemden korunmalıdır. Zarar gören yapısal elemanlar yenilenmelidir Binaların kullanım amacı değiştirilmemelidir.


BİNAYA İLAVE YÜK GETİRMEMEK
Bir bina inşa edilirken, gerekli hesaplar binadaki kat sayısı binayı kullanacak insan sayısı, çatıya ve binanın diğer bölümlerine ne kadar ağırlıkta eşya yerleştirileceği göz önünde bulundurularak yapılır. Bu ağırlıklar binanın büyük bir depreme dayanacak sağlamlık ve esneklikte olması için yapısal elemanlarının hangi büyüklük ve şekilde inşa edilmesi gerektiğini hesaplamak için kullanılır.
Not: Eğer bir apartman binası veya bir ofis binası, otopark veya depo, olarak kullanılacaksa, orjinal tasarımında taşıması planlanandan daha fazla makine ve insan yükü taşımak zorunda kalacaktır. Bu ilave yük, normal zamanda, bina düşey yük taşırken binaya zarar vermediği halde, deprem yüküne maruz kaldığı zaman çok ciddi hasara sebep olabilir. Şunu unutmamak gerekir ki, eğer bina ağır depolar, büyük fabrika makineleri ve asansörler taşımak için yapılmamışsa, binanın kullanım şekli değişmediği halde, bunları eklemek ve özelikle de kat ilave etmek binanın taşıma gücünü zayıflatır. Binaya bir şekilde yük eklenmesi söz konusu olduğu zaman mutlaka bir mühendise danışılmalıdır. Apartman veya ofis olarak inşa edilen bir bina deprem şartnamesinde belirlenmiş olan önem katsayısı artacağından, okul veya hastane olarak kullanılmaz. Bu tip kullanım değişikliği için binanın deprem şartnamesinde belirlenen kriterleri sağlayacak şekilde güçlendirilmesi gerekir.
YAPISAL OLMAYAN TEHLİKELERİN AZALTILMASI (YOTA)
Bir önceki bölümde yapısal elemanları ayrıntılı şekilde ele aldık. Binalarda Yapısal Elemanlar ve Yapısal Olmayan Elemanlar olmak üzere iki çeşit bina elamanı vardır. Yapısal Elemanlar, bir yapının ağırlığını taşıyan kolon, kiriş, perde duvar, çatı ve temelden oluşur. Yapısal olmayan elemanlar, bir binanın taşıyıcı sistemi haricindeki bütün kısımları ve binanın içindekilerdir. Bina taşıyıcı sistemi dışında kalan merdiven, baca, dolgu tuğla duvarlar, pencere, kapı, asma tavanlar vb. Yapısal Olmayan Elemanlar olarak adlandırılır. Diğer bir deyişle, kolon, kiriş, taşıyıcı duvar, çatı ve temel haricindeki elemanlardır. Binanın Yapısal Olmayan Elemanları'ndan ayrı olarak, bina içinde bulunan eşyalar da Yapısal Olmayan Elemanlar kapsamına girmektedir.
Bunlar:
Mobilyalar: Gardrop, vitrin, kitaplık, mutfak dolapları vb.

Elektrikli ve Elektronik Eşyalar: Televizyon, bilgisayar, ofis makinaları,

Beyaz Eşyalar: Buzdolabı, çamaşır makinası.

Isıtma-Havalandırma: Klima.

Asılı duran tüm eşyalar: Avize,

Aydınlatma elemanları, çerçeveler.

Değerli Biblolar. Aydınlatma elemanı, pencere, ofis makinası, mobilya, raflarda saklanan veya duvara asılı olan tüm eşyalar, yapısal olmayan temel elemanları oluşturur.


Yüklə 0,85 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin