Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin İzmir Vilayeti
İzmir ve Batı Anadolu’nun yönetimi sorunu, Büyük Millet Meclisi ordusunun bölgeyi ele geçirmesi ile çözümlenmiştir.
Yunanistan'ın Küçük Asya Ordusu Başkumandanlığı, Anadolu'yu boşaltma kararı alarak, bu kararı 8 Eylül’de birliklerine tebliğ etmiştir. Yunan birlikleri, şehri Rum ve Ermeni muhafızlara bırakarak İzmir'i boşaltmıştır. Yunan yüksek memurları ve jandarması da şehri terketmiştir. Yunan idaresi şehirden ayrıldığı ve Türk ordusu henüz gelmediği için İzmir bir geceyi yönetimsiz geçirmiştir. İtilaf Devletleri Komiserleri, sabah İron Duke gemisinde toplanarak şehrin en yakın Türk kumandanına teslimini kararlaştırmışlardır. Mustafa Kemal Paşa, 10 Eylül’de İzmir'e girecektir. İzmir, son Yunan askerinin Çeşme'den şehri terkedeceği 15 Eylül’de tamamen boşaltılmış olacaktır.
Mustafa Kemal Paşa, 3 Eylül’de İzmir'in mülki amiri ile ilgili İcra Vekilleri Heyeti Riyasetine gizli bir telgraf çekmişti. İzmir kurtarılınca oraya Konya Valisi Abdülhalik Bey'i atamak istediğini söyleyen Mustafa Kemal Paşa, kendisinin karargâha yollanmasını istemişti. Rauf Bey, bu isteği 6 Eylül 1922 tarihinde Abdülhalik Bey'i İzmir Valisi olarak atayarak olumlu karşıladığını bildirmiş olacaktır.20 Mustafa Kemal Paşa, 9 Eylül 1922 tarihinde Nureddin Paşa'yı, İzmir'e Vali Vekili atayacaktır.
İzmir’in Büyük Millet Meclisi hâkimiyeti altındaki ilk mülki amiri Nureddin Paşa olmuştur. Nureddin Paşa döneminde daha sonra çokça tartışılacak olaylar meydana gelecektir. İzmir Metropoliti Hristomos, 10 Eylül’de linç edilmiştir. Büyük İzmir Yangını da, 13 Eylül’de Nureddin Paşa Vali Vekilliği sırasında başlamıştır. Yangında 20 bin bina yanmış; yüzlerce insan hayatını kaybetmiş; 12 milyon İngiliz Sterlini kadar maddi zayiat ortaya çıkmıştır.
İzmir Vali Vekili Nureddin Paşa, 16 Eylül’de, 18-45 yaşları arasındaki Rum ve Ermenilerle ilgili bir bildiri yayımlamıştır. İzmir'de bulunan 18-45 yaşları arasındaki Rum ve Ermenilerin savaş esiri sayıldığını, geri kalanların 30 Eylül 1922 tarihine kadar Türkiye'yi terkedebileceklerini bildirmiştir. 24 Eylül’de İzmir'deki Hristiyanlarla ilgili bir bildiri daha yayımlanmıştır. Bildiride, mütarekeden beri tabiyet değiştirenlerin yeni tabiyetlerinin geçersiz olduğu, bunlara Osmanlı tabiyeti muamelesi yapılacağı, 30 Eylül 1922 tarihine kadar İzmir'i terkedemeyecek durumda olan Hristiyanların iç kısımlara sevki için mahalli kumandanlıklara ve Hükümet'e bildirilmesi gerektiği, evinde savaş araçları ile Yunan askeri saklayanların idam edileceği, terk edilmiş eşya ve mallara el koyanların küreğe ve 15.000 liraya kadar para cezasına çarptırılacağı, terkedilmiş evlere el koyanların da on sene küreğe çarptırılacağı belirtilmiştir.
İstanbul Hükümeti
1922 yılında da 21 Ekim 1920 tarihinde atanan Üçüncü Tevfik Paşa Hükümeti görevine devam etmiştir. Yalnız, 1921 yılında olduğu gibi, bu yıl da Nezâretler özelinde değişiklikler yapılmıştır.
Tablo 1. Üçüncü Tevfik Paşa Hükümeti (21 Ekim 1920-4 Kasım 1922)
|
Nezâret
|
Nazır
|
Açıklama
|
Sadrazam
|
Tevfik Paşa (21 Ekim 1920)
|
|
Şeyhülislam
|
Mehmed Nuri Efendi (21 Ekim 1920)
|
|
Harbiye Nezâreti
|
Ziya Paşa (21 Ekim 1920)
|
|
Dahiliye Nezâreti
|
Ali Rıza Paşa (12 Haziran 1921-19 Haziran 1922)
|
|
Salih Paşa [vekaleten] (19 Haziran 1922)
|
Ali Rıza Paşa'nın Avrupa seyahati nedeniyle Dahiliye Nezâreti'ndeki görevine, vekaleten Bahriye Nazırı Salih Paşa bakmıştır.
|
Hariciye Nezâreti
|
İzzet Paşa (12 Haziran 1921-3 Mart 1922)
|
Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına Avrupa seyahatine çıkan Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey'e karşı İzzet Paşa görevlendirilmiştir. İzzet Paşa da Yusuf Kemal Bey'le aynı zamanda Avrupa'da olacak ve İstanbul Hükümeti adına Avrupa Devletleri ile temasta bulunacaktır. 4 Mart 1922 tarihinde İstanbul'dan ayrılacak olan İzzet Paşa'ya Sadrazam Tevfik Paşa vekâlet edecektir.
|
Tevfik Paşa [vekaleten] (3 Mart 1922)
|
|
Adliye ve Mezahib Nezâreti
|
Kâzım Bey (19 Ağustos 1921-3 Temmuz 1922)
|
Kâzım Bey, 3 Temmuz 1922 tarihinde istifa etmiştir.
|
Mustafa Bey (3 Temmuz 1922)
|
Mustafa Bey, Ayan üyesidir.
|
Evkâf-ı Hümayun Nezâreti
|
Said Bey [vekaleten] (19 Ağustos 1921-11 Temmuz 1922)
|
|
Raşid Bey (11 Temmuz 1922)
|
Raşid Bey, vekaleten yürütülen Nezârete atanmıştır. Kendisi eski Maarif Nazırıdır.
|
Nafıa Nezâreti
|
Ali Rıza Paşa (9 Şubat 1921-19 Haziran 1922)
|
|
Safa Bey [vekaleten] (19 Haziran 1922)
|
Ali Rıza Paşa'nın Avrupa seyahati nedeniyle Nafıa Nezâreti'ndeki görevine, Ticaret ve Ziraat Nâzırı Safa Bey vekalet etmiştir.
|
Maarif Nezâreti
|
Said Bey (19 Ağustos 1921)
|
|
Ticaret ve Ziraat Nezâreti
|
Safa Bey (12 Haziran 1921)
|
|
Bahriye Nezâreti
|
Ziya Paşa [vekaleten] (1 Ağustos 1921)
|
|
Şûrayı Devlet
|
Tevfik Bey (19 Ağustos 1921)
|
|
Emniyet Umum Müdürlüğü
|
Esad Bey (12 Haziran 1921)
|
|
İstanbul Hükümeti’nin 1922 yılı içinde politikası, Müttefik Devletler ile diplomatik bir uzlaşma sağlamak yönündedir. Büyük Millet Meclisi’nin Misakı Milli’de ısrar etmesi ve bu hattın ancak askeri alanda sağlanabileceğini göstermesi, İstanbul Hükümeti’nin sahiplendiği sulh propagandasını işlevsizleştirmekte ve tek hâkim güç olarak Müttefik Devletlerle masaya oturmasını engellemektedir. Bu nedenle, İstanbul Hükümeti, bir yandan kendisini bir barış anlaşması yapmaktan alıkoyan Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ni yola getirmeye çalışmakta,21 bir yandan Ankara Hükümeti’nin gittikçe daralttığı iktidar alanını tahkim etme yönünde adımlar atmakta,22 bir yandan da “adil” bir barışın sağlanması için Müttefik Devletlerle açık ve gizli görüşmeler yapmaktadır.23 İngiltere, Dışişleri Bakanı Lord Curzon aracılığıyla, İstanbul Hükümeti’nin bu uzlaşmacı tutumundan yararlanmak ve Ankara Hükümeti’ni bu tutumla dengelemek için 31 Ocak’ta Sadrazam Tevfik Paşa’ya ne zaman isterlerse temaslarda bulunmak üzere Londra’ya ayrı bir heyet gönderebileceklerini söyleyen bir telgraf çekmiştir. İstanbul Hükümeti, 3 Mart’ta Hariciye Nazırı İzzet Paşa’yı temaslarda bulunmak üzere Avrupa’ya gönderecektir. İzzet Paşa’nın temasları, Misakı Milli’yi aşırı buldukları, ancak “adil” bir barışın yapılması için de Yunanistan’ın çekilmesi gerektiği yönünde olacaktır.24 İstanbul Hükümeti, barış görüşmelerini başlatacağı için Müttefik Devletlerin Paris Kararları çerçevesinde getirdiği mütareke önerisini 26 Mart’ta kabul edecektir.25 İstanbul Hükümeti, Venedik'te yapılması tasarlanan hazırlık konferansının zarar göreceğinden veya gereksiz yere erteleneceğinden korkarak Anadolu’da başlatılan genel taarruza karşı çıkacak; Paris Kararlarına göre Anadolu zaten Türklere verilecek iken, bu saldırıyı neyin tetiklediğini bilmediklerini söyleyeceklerdir.26
İstanbul Hükümeti açısından Müttefik Devletlerle yapılacak bir barış, kendi hâkimiyetini de korumanın tek yolu olarak görünmektedir. Bu nedenle, barış görüşmeleri ile hâkimiyet ve hükümet şekli tartışmaları iç içe geçmiştir. 6 Nisan’da İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold’un, Padişah Vahdettin'le yaptığı gizli görüşme bunu açıkça gösterir. Rumbold'un görüşmeyle ilgili raporuna göre, Padişah Vahdettin, Kemalistlere karşı her zamankinden daha sert konuşmuştur. Vahdettin, İttihat ve Terakki'nin yeni bir şekli, bir ihtilâl teşkilâtı olarak tanımladığı Kemalistlerin İngiltere'nin tekliflerini kabul etmeyeceğini, otoritelerini İstanbul'a kaydırmak istediklerini söylemiş ve barışın İstanbul Hükümeti ile yapılmasını istemiştir. İngiltere ile herhangi bir özel uzlaşmaya hazır olduğunu dile getirmiş; ancak uzlaşma için boşaltılacak Anadolu'daki topraklara Kemalistlerin girmesine izin vermeyerek İstanbul Hükümeti'ne devredilmesini talep etmiştir. Hayatının tehlikede olduğunu belirttikten sonra, Kemalistleri etkisiz hale getirmek için Edirne'nin de kendisine verilmesini istemiştir. Bu görüşmenin de gösterdiği üzere, Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Müttefik Devletlerin de tanıyacağı egemenliğini sağlamak için savaşırken; İstanbul Hükümeti, iktidarını devam et
Dostları ilə paylaş: |